Beomgyu’da sürekli duygu değişimi var. Fotoğraf çekimi öncesinde ekiple konuşurken herkesten daha ciddiydi ve kendini çekime verdikten sonra setin mavi fonunun kasvetli duygusuna kapıldı. Fotoğraflar için poz vermenin ortasında, ifade ettiği duygunun ustaca değişmesi herkesi hayrete düşürdü. Ardından diğer üyelerle grup fotoğrafları çeken sanatçı, 20 yaşındaki çılgın haline geri döndü. Ve böylece Beomgyu, dünyanın getirdiği duygu dalgalarında gezinerek kendini bulmaya devam ediyor.
Yeni albümünüz The Chaos Chapter: FREEZE’nin konsept fragmanındaki grup dansınız muhteşem. Grup koreografisi hakkında şunları söylemiştiniz: “Hala her şeyden daha kolay olduğunu düşünüyorum. Sanırım sadece pratik gerekiyor.” Kesinlikle kolay bir dansa benzemiyor. (güler)
Beomgyu: (güler) Bazen şansa ihtiyaç duyduğunuz zamanlar vardır. Diğer zamanlar ise yeteneklerinizin %100’ünü kapsadığı zamanlardır. Geçen yıl Altın Disk Ödüllerinde basketbolla alakalı bir performans sergiledim. %50 şans, %50 antrenman oldu. Ne kadar antrenman yaparsan yap, şansın yaver gitmez ve top farklı şekilde sekerse biter. Ancak, pratik yaparak başarısızlığın şansını azaltabilirsin.
“0X1=LOVESONG (I Know I Love You)” müzik videosunda çakmağı attığınız sahnede şansınız rol oynadı mı? (güler)
Beomgyu: (güler) Hedef olarak arabanın içine çakmağı atmam gerekiyordu. İlk iki seferi kaçırdım ve yönetmene bahaneler üretmeye başladım. “Ah, o rüzgar birden çıktı… Bu sefer %2 daha yumuşak atacağım, o kadar yeter.” (gülüyor) Ama üçüncü seferden sonra başardım.
Kamera önünde oldukça iyi iş çıkarıyorsunuz. Albümün konsept fotoğraflarının çekiminde de her birinde farklı hava veriyordunuz ve bugün Weverse Magazine çekimleri sırasında da yansıttığınız duyguların başarılı bir şekilde devamlı değişmesi etkileyiciydi.
Beomgyu: Bir fotoğraf çekimi yaparken, bu sefer böyle yaparsam harika olur diye düşünüyorum. Fikirler aklıma geldikçe ifade etmeye çalışıyorum. Ayrıca çekim yaparken birlikte çalıştığınız kişilerle iletişim halinde olmak gerçekten önemlidir.
Çalışırken gerçekten liderliği alıyorsunuz. Genellikle ne tür görüşler paylaşırsınız?
Beomgyu: Kendimi iyi tanıdığımı düşünüyorum, bu yüzden saç ve makyaj konusundaki düşüncelerim konusunda açık olma eğilimindeyim. Yüzümün fotoğrafları günden güne değişiyor. Sağ tarafım o gün iyi tarafımsa, o tarafımı daha iyi göstermek için saçımı ayırmalarını istiyorum ya da saçım garip bir şekilde ayrıldıysa önce o kısmı düzeltmelerini istiyorum. Bu yüzden onlar adına üzülüyorum ama söylemem gerekeni söylemek zorundayım. (gülüyor) Bu şekilde konuşursan iyi bir orta yol bulursun.
Şarkıcı Seori’nin yer aldığı “0X1=LOVESONG (I Know I Love You)” koreografisinde başrolü üstlenmeniz gereken birçok bölüm vardı. Dans ederken ve mikrofon tutarken boşlukları jest ve ifadelerle doldurmanız gerekiyordu.
Beomgyu: Artık bu şarkı mikrofon olmadan daha zor. (gülüyor) Duygusal bir şarkı, bu yüzden onu ifade etmek zor değil. En azından bu şarkı için mükemmel bir uyum içinde dans etmesek de iyi olur diye düşündüm. Bu yüzden, hareketlerimizi aramızdaki minimum düzeyde eşleştirmeye çalışmamızı ve parmak uçlarına kadar ayrıntılar için endişelenmememizi önerdim. Dans ettiğinizde duygularınız açığa çıkar ama herkesin kendini ifade etme şekli farklıdır. Vurguya çok yakın kalırsam hislerimin ortaya çıkmayacağını düşündüm.
Bu şarkı, aşkı diğer şarkılarınızdan daha hararetli bir şekilde gösteriyor. Bu duyguyu nasıl yorumladınız?
Beomgyu: Şarkıyı ilk duyduğumda kalbim kırıldı. Müzik videosundaki gibi arkadaşlarımla hiç kaçmadım ama sanırım sevilmeyi istemenin nasıl bir his olduğunu biliyorum. Çıkışımızdan sonra bir süre uzaklaştım. Yeni arkadaşlar edinmenin ne kadar iyi hissettirdiğini tam olarak bilmeme rağmen, grup üyelerinden başka arkadaş edinmedim. Bunu bilmeme rağmen kendimi sakladım. Şarkının, ilişkilere duyulan özlem duygusuna benzediğini düşündüm. Şarkıyı her söylediğimde duygulanıyorum. Duygularınızı açığa çıkaran bir şarkı. (güler)
Kayıt yaparken bu duyguyu nasıl ifade etmeye çalıştınız?
Beomgyu: Nakaratta, “Beni sevdiğini söyle” diye bir replik var. Sanırım bu dize, şarkı hakkında bilmeniz gereken her şeyi size anlatıyor. O kısmı en son kaydettim. Çünkü lütfen beni sevmeye devam et kısmını hissetmeyi istedim. Bu ağlarken ya da gülerken de söyleyebileceğiniz bir şey. Üzüntünün bir çok şekli vardır, bu yüzden basit bir üzüntü yerine bir tür özlemi ifade etmeye çalıştım.
Ayrıca bu albümdeki diğer şarkıların sözlerinin yazılmasına da yardımcı oldunuz: “What if I had been that PUMA” ve “No Rules.”
Beomgyu: Bu albümü hazırlarken bir sürü şarkı sözü ve müzik yazdım. Bir şey üzerinde çalışmayalı uzun zaman olmuştu, bu yüzden eğlenceliydi. Şarkı yazmak, hissettiklerimi ifade edebilmemin bir yolu. Bu albümde yer almadılar ama ben de tamamen farklı bir tarzda bazı şarkılar yazdım.
Genelde ne hakkında yazarsınız?
Beomgyu: Günlük yaşam fikrine odaklandım. Her zaman yaptığım bir şey var. Zor bir gün geçirdiysem gökyüzüne bakar ve iç çekerim. Bu benim, “Her şeyi temizle” gün boyuna başardın deme şeklim. Hayatım hakkında böyle çok şey yazmaya çalışıyorum. Trend olmaya yakın bir yerde olduğumu düşünmüyorum. Bu tür eski müzikler çok heyecan verici değil belki ama bence eşsiz bir çekiciliği var.
Yine de kısa bir süre önce Weverse’de kasetlerden müzik dinlemek istediğinizi yazdınız. (güler)
Beomgyu: Bir süre önce bir şey çekmeye gittiğimde biri bana bir kaset verdi. Bu yüzden onu yanıma aldım ve kasetten hala müzik çıkıp çıkmadığını merak ettim. İnternetten baktım ama bir şey bulamadım. Bu yüzden kasetleri nasıl bulacağımı merak ediyorum ve araştırıyorum, Weverse tam olarak bunun için var! Bu yüzden doğrudan MOA’ya sordum. (gülüyor) Sadece özel sürümler olarak yayınlıyorlar.
Müzik dinlerken ses kalitesi için genellikle kablolu kulaklık kullandığınızı duydum. Ama size bu kadar çekici gelen kasetlerin nesi var?
Beomgyu: Çekici olan kötü ses kalitesi. (gülüyor) Kasette sesin atlama şekli merak uyandırıyor.
Geçmişten gelen şeyleri sevmenizin bir nedeni var mı?
Beomgyu: Bir süre önce uyuyordum ve uyandım, biraz odamdan çıktım ve sonra geri geldim. Pazar günleri şekerleme yaptığım zamanları hatırlattı ve ailemin evinin kokusu geri geldi. (gülüyor) Böyle güzel anılar biriktirmeye devam etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bazen küçükken hep radyo dinlediğimi ya da Noel için video kaset aldığımı ve onları izlediğimi hatırlıyorum. Böyle şeyler artık beni daha da mutlu ediyor. Geçmişe tutunamamanız üzücü olabilir ama aynı zamanda o anıları yeniden yaşamama izin veren şeyler olduğu için minnettarım.
DAY6’in “Kiss the Radio” programında da radyo sevginizden çok bahsettiniz.
Beomgyu: Sonsuza kadar gece radyosu yapmak istedim. Radyoda geçirdiğim üç hafta boyunca gerçekten enerji doluydum. Desteğe en çok ihtiyaç duyduğum zamanlardı. Kendimden bahsederek kendimi daha çok rahatlamış hissettim.
O zamanlarda neden desteğe ihtiyaç duydunuz?
Beomgyu: Acı veren anıları çabucak engelleme eğilimim var, bu yüzden o sırada ne hissettiğime dair hiçbir ayrıntıyı hatırlamıyorum. (gülüyor) Ama kendimden emin değildim ve yeterince iyi olmadığımı düşünmeye devam ettim.
Radyoya çıktığınız ilk gün Weverse’de şunları yazmıştınız: “Şey, son zamanlarda çok düşündüm. Başkaları beni nasıl görüyor? İhtiyaç anında başkalarının güvenebileceği biri miyim? Bu konuları çok düşündüm.“
Beomgyu: Herkes değişir. 18 yaşındayken, 19 yaşındayken ve her ay olmasa da her yıl değerlerim ve kişiliğim değişmeye devam ediyor. Ben kimim? Mutlu muyum? O zamanlar bu tür soruları etrafa saçıp onlarla mücadele etmeye devam ettim. Sanırım o sırada bir çıkmaza saplanmıştım. (güler)
O zamandan beri bu soruların cevaplarını buldunuz mu?
Beomgyu: Tüm soruları çözemedim ama kendine böyle sorular sorduğunda büyüyorsun. Geriye bakıldığında iyidir. (gülüyor) Fark ettiğim bir şey var ki, kendimden çok çevremdeki insanlarla ilgilenmek istiyorum. Benim için biraz rahatsız edici olsa da, karşımdaki kişi mutlu olduğu sürece benim de mutlu olabileceğimi düşünme eğilimindeyim.
Zihniyetinizi değiştirdiğinizden beri değişen bir şey var mı?
Beomgyu: Aslında zaman zaman hala devam eden endişelerim var. Bir anlamda bazen kendinize yeterince sevgi vermiyor olabilirsiniz. Ama düşünce tarzımı değiştirdikten sonra kendimi daha iyi hissettim. Eskiden biraz hassas biriydim ve kolayca incinirdim ama şimdi biri bana duygusal bir şey söylerse incinmiyorum ve gerçekten ihtiyacım olursa söylediklerini kabul ediyorum. Artık kendi kendime düşünüyorum bir şey söylemeden önce, duygularımın önüne geçmesine izin verip vermediğini, söylemek üzere olduğum şeyin hangi amaca hizmet ettiğini ve yaparsam pişman olup olmayacağımı düşünüyorum.
Bunun bir kendinizi bulma süreci olduğunu da söyleyebilirsiniz. 2021 Dream Week Gençlik Meclisi sırasında, “Şimdi kim olduğumdan emin değilim. Bu yüzden sanırım hala arıyorum.” demiştiniz.
Beomgyu: Bu zor. Şimdi bile kim olduğumu kesin olarak söyleyemem. Sanırım ben çok düşünmekten yorgun bir hayat yaşayan bir insanım.(gülüyor) Bu günlerde kendimi tanıtırken, sadece Beomgyu olduğumu söylüyorum. İnsanlar kendilerini içinde bulundukları rollerle açıklamak zorunda değiller. TXT’de bazı üyeler için güvenilir biri olarak görülebilirken, diğerlerine göre komik olabilirim. Demek istediğim, herhangi bir role sabit kalmadan sadece olduğum kişi olmak istiyorum.
TOMORROW X TOGETHER’a baktığımızda, hiçbirinizin belirli bir rolünüz olduğunu hissetmiyorum.
Beomgyu: Doğru. Gerçekten öyle değil. (gülüyor) Uzun zamandır birlikteyiz ama büyük üyeler kendilerini herhangi bir otoriteye sahip görmüyorlar, genç olanlar da öyle. Ama herkes söylenmemiş bir kurala saygı duyar. Ne zaman geri adım atacağını bilmek zorundasın. (gülüyor) İyi arkadaşlar gibiyiz, tüm üyeler gerçekten kibar ve birbirlerini oldukları gibi kabul ediyorlar.
Doğum gününüzde yaptığınız V LIVE’da TAEHYUN, içeri girdiğinde “Bu baba! Evdeyim!” dediniz. (gülüyor)
Beomgyu: O gün kötü bir ruh halindeymiş gibi davrandım ama aslında iyi hissediyordum. (gülüyor) Teker teker gelmeleri çok tatlıydı. Üyeler olsun MOA olsun gerçekten harika arkadaşlar edindim. Kendimi kötü hissettiğim her an onlara gidebilirim.
Hayranlarınızı çok uzun bir aradan sonra ilk kez FANLIVE da gördünüz.
Beomgyu : Kendimi çok yalnız hissediyordum ve tam da onları en çok özlediğim anda MOA’yı gördüm. Sanırım gerçekten üzülmüştüm. Bu süre içinde çok çalıştık, çok büyüdük ama yine de MOA ile görüşemedik bu yüzden bütün bunları neden yaptığımı sorgulamaya başladım. Sonra ağladım çünkü sonunda MOA için bizzat sahne alabildik. Orada, MOA’nın önünde olmaktan büyük bir enerji aldım, ancak kural, sadece alkışlayıp tezahürat yapmamalarıydı. (güler)
Eminim MOA da aynı şekilde hissetmiştir. Weverse’te söylediğiniz gibi, MOA sizin en iyi arkadaşınız.
Beomgyu: Gerçekten büyüleyici. Benimle aynı endişeleri paylaşan bir çok MOA var. Arkadaşlıkları için endişeleniyorlar ve daha önce bahsettiğim aynı endişeleri yaşayan insanlar bile vardı. Ama önce bu şeylerle uğraşmamanın en iyisi olduğunu düşünüyorum. (gülüyor) Onlara tavsiye vermektense duygularımı paylaşıp MOA ile konuşmayı tercih ederim. En iyi arkadaşlar bunun içindir, değil mi? Normal arkadaşlarla açıkça konuşmaktan çok daha kolay. Günlüğümü yazarken çok açığım ve MOA’nın benimle bu kadar açık olduğu için minnettarım.
Ayrıca, kendilerini başkaları tarafından sevildiği gibi sevmek isteyen birini anlatan Ariana Grande’nin “pov” şarkısını da tavsiye ettiniz.
Beomgyu: Evet. Bu şarkı kendi deneyimlerime inanılmaz derecede benziyor. Kendime biraz daha iyi bakmanın bir yolunu bulmaya çalışıyordum ki bu şarkı YouTube’da karşıma çıktı. Bu yüzden kendi endişelerim gibi benzer endişeleri olan MOA’lar ile paylaşmak istedim.
Kiss the Radio’ da duyguya dayalı profiliniz için müzik seçtiğinizi söylediniz. O zaman hiçbir şey hissetmediğinizi ve dolayısıyla müziğin de olmadığını söylemiştiniz, peki ya şimdi?
Beomgyu: Bu o şarkı. Ariana Grande’nin “pov”u. (güler)
Zaten “kendinizi sevmeye” başladınız. (güler)
Beomgyu: Zor ama deniyorum. (güler)
Kaynak: Weverse Magazine
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.