Heeseung, sorulara daha iyi cevaplar verebilmek için zaman istedi ve düşündü. Dikkatli bir şekilde cevap verdikten sonra ekledi: “Kişiliğim gereği iyi cevaplar vermeliyim.”
4 Nisan’da Dance JAM Live’da şık bir takım elbise ile dans ediyordunuz.
Heeseung: Doğru, bu benim kendi takımım. Ama onu giyerek hiçbir şey hedeflemedim (gülüyor). Sadece normal giyim tarzımın bir tık üstüydü.
Bugünlerde modaya daha fazla ilgi duyuyor gibisin. Bir Vlive yayınında camı olmayan bir gözlük takıyordun.
Heeseung: Bu da bir tür kendini ifade etmenin yolu olduğu için modaya önem veriyorum. ENGENE’in sahne performanslarımız ve etkinliklerimizin yanı sıra, sahne dışı gardırobumuzu ve hobilerimizi de merak ettiğini fark ettim. Eğer kendimle ilgili daha fazla şey gösterebilirsem, ENGENE nasıl biri olduğumu daha iyi anlayabilir. Bu yüzden her konuda kendimi ve yeteneklerimi göstermek istiyorum. Her şeyden önce, umarım beni gördüklerinde havalı olduğumu düşünürler (gülüyor).
Kıyafet seçiminde bir standartın var mı? Daha öncesinde trendleri takip etmediğini söylemiştin.
Heeseung: Aslında bu konularda çok bir bilgim yok (gülüyor). Trendlerin hızına ayak uydurmak zor ve popüler olan şeylerden hoşlanmıyorum. Parçaların birbirleriyle uyumuna dikkat etmekten ziyade her öğeye ayrı ayrı bakıyorum ve “Wow, bu gerçekten hoş” dediğim şeyleri alıyorum. Bu yüzden bazen diğer üyeler bana “Bugün biraz farklı görünüyorsun” diyorlar (gülüyor). Ama her gün kıyafetlerimi bu şekilde belirliyorum.
YouTube’da yayımlanan “-Note” videolarından birinde, “Yaratıcılığımı ve duygularımı geliştirmek için film izliyorum” demiştin.
Heeseung: Her zaman her yerden ilham alabileceğimizi düşünüyorum, bu yüzden kulaklarım ve gözlerim açık bir şekilde yaşamaya çalışıyorum. Yeni filmler aramak yerine, daha önce izlediklerimi yeniden izlemeye eğilimliyim. Son zamanlarda “Alvin ve Sincaplar”ı izledim. Küçüklüğümde izlerken kafamdan neler geçtiğini düşündüm. Çocukluğumdan çok farklı hissettim. Artık bir takımla çalıştığım ve birçok insanla tanıştığım için filmlere bakış açım da değişti.
İngilizce öğrenmek de ufkunuzu genişletme çabalarınızın bir parçası mı? Son zamanlardaki Vlive yayınlarında, ENGENE ile zaman zaman İngilizce konuştuğunuzu görmek etkileyiciydi.
Heeseung: Öyle, hem İngilizce’yi hem de Japonca’yı seviyorum. Küresel bir çağda yaşıyoruz (gülüyor). Birçok Koreli ENGENE var ama çok farklı milletlerden de hayranlarımız olduğu için daha fazla iletişim kurmayı umarak sık sık İngilizce konuşmaya çalışıyorum. Konuşmada henüz çok iyi değilim ama rahat bir şekilde anlayabiliyorum. Çevrim içi hayran buluşma etkinliklerimiz sırasında, farklı ülkelerden bağlanan birçok ENGENE’in söylediği şeyler hafızamda kalıyor. Genellikle “İyi gidiyorsun”, “Sağlıklı kal” gibi mesajlar gönderiyorlar.
BORDER : CARNIVAL albümünüzün bir parçası olan “Intro : The Invitation”ın İngilizce anlatımında yer aldınız.
Heeseung: Konuşmayı kaydetmek için bana bir fırsat tanındı. Şansımı bir kez denedim ve yapımcılar telaffuzumun beklenenden daha iyi olduğunu söylediler. Ama kayıttan sonra, İngilizce konuştuğum diğer zamanlara göre çok farklı hissettim. Normalde konuşurken telaffuzum kulağıma sorunsuz geliyordu. Fakat kaydı dinlerken parçalar garip geldi. Bu konuda Jake’in önceden kaydedilmiş rehberini dinlemek bana çok yardımcı oldu.
Bu albüme büyük özen göstererek hazırlanmış olmalısınız. “Farklı yönlerimizi gösterebilmek ve çıkışımızdan daha farklı bir imaj sergilemek için çok uğraştığımız bir albüm” demiştin.
Heeseung: Tüm şarkılar farklı tonlara sahip olduğundan, ilk başta hepsini belirgin bir şekilde ifade etmek zordu. “Drunk-Dazed” güçlü, “Not For Sale” ise temiz ve hafif bir şarkı. İki şarkı arasında geçiş yaparken yüz ifademi değiştirmekte biraz zorlandım. Bu yüzden parçanın vermesi gereken duyguları anlamak için sözlerine odaklandım. Müzik videolarını çekerken set alanındaki görüntüleri tanımlamaya çalıştım. Çünkü müzik videosunun ruh hali de şarkının vermek istediği mesajla bağlantılıdır. Bu albümde sahneye konulacak şarkıların konseptleri, birbirinden tamamen farklı ve bence bu farklı çekicilikleri güzel bir şekilde aktaracağız. Umarım onları dört gözle beklersiniz.
Kafanızın içi birçok düşünceyle doluyken pratik yapma süreci kolay olmamalı. Ama Dance JAM Live’da pratik yapmayı keyifli hale getirdiğinizi görüyorum.
Heeseung: Pratikler sırasında eğlenmenin iyi bir sonuca yol açtığını düşünüyorum. Bu, aptalca davranmak ya da havalı görünümümü bir kenara bırakmak anlamına gelse bile ruh halini canlandırmaya çalışıyorum. Bazı günlerde gergin bir ortam olabilir veya işler yolunda gitmez. Bu nedenle, biraz zorlanmış olduğumuzda “Hadi bunu yapalım! ” tutumu önemlidir.
BORDER : DAY ONE promosyonlarının son gününde, üyelerin fotoğraflarını bir kamerayla çektiğinizi hatırlıyorum.
Heeseung: Sanırım biraz duygusal davranıyorum. İlk albümümüz ve tanıtımların da son günü olduğu için o anları hatıra olarak saklamak istedim. Genelde bir yere gittiğimde fotoğraf çekmeyi severim. Örneğin Weverse çekimleri sırasında, sadece yemek yerken bile fotoğraf çektim. Böylelikle fotoğraflara daha sonra göz atarak çevredeki manzarayı ve o gün yaşadıklarımı kafamda canlandırabiliyorum.
Yani üyelerle beraber geçirdiğiniz anlara gerçekten değer veriyorsunuz.
Heeseung: Onlarla çıkış yapmış olmak çok güzel. Aslında onlara bir özür borçlu olduğumu hissediyorum. İlk çıkışımızdan sonra karşılaştığımız her şey benim için de bir ilk olduğundan, bir uyum dönemi yaşadım. Tek bir çatı altında birlikte yaşamak henüz yeniydi. Benden küçük üyeleri izlerken çok şey öğrendim. Artık daha sağlam bir yapıya sahip olduğum için grubun en büyüğü olarak küçük üyeler için yapabileceğim daha çok şey olduğunu düşünüyorum. Yani asıl önemli olan bundan sonra ne yaptığım. Onlarla daha fazla ilgilenmek ve bana daha fazla güvenmelerini sağlamak istiyorum.
[EN-TER key]’de Sunghoon ve Sunoo ile bir oyun oynarken “Kamera karşısında utangacım” demiştiniz. Hala bu konuda endişe duyuyor musun?
Heeseung: Dürüst olmak gerekirse, sahnedeyken bunda zorlanmıyorum. Hazırladığım performansı sergilemek için elimden gelenin en iyisini yapıyorum; ama kamera karşısında bir konuşma yapmam gerektiğinde ya da doğal yapılan bazı çekimler sırasında bu durum böyle olmuyor. Grup üyelerimle konuşurken rahatım ve sık sık ruh halini canlandırabilirim, ancak genellikle çok utangacım ve bazı insanların sıkıcı bulabileceği noktaya kadar oldukça ciddi olabilirim. Sahne dışında ben hayatımı sadece tutkuyla yaşayan bir insanım (gülüyor). Ek olarak, normalde birileriyle yakınlaşmam zaman alırdı ama ENHYPEN üyeleriyle hızlı bir şekilde bağ kurdum. Bu yakınlaşma sürecini yaklaşık bir saate indirdim. Bunun oldukça iyi olduğunu düşünüyorum (Gülüyor). Yakında yüz yüze hayran buluşması düzenleyebiliriz. Çekingen tarafım nedeniyle kalbimden geçenleri direkt olarak ENGENE’e anlatamamaktan endişe duyuyorum. Bu nedenle değişmeye çalışıyorum.
EN-CONNECT çevrim dışı hayran buluşmanızdan sonra sizin mükemmel sahne tavırlarına sahip olduğunuz konuşuldu.
Heeseung: Ah, hayran buluşmasının ilk günü çok heyecanlı ve gergindim. Heyecanımı yenmek için çok çabaladım ve sahnede iyi performans sergilemek için her şeyimi vererek çalıştım. Ama sahneye adımımı attığım anda bütün gerginliğim yok oldu, ENGENE’in önünde daha fazlasını göstermek istedim. Kendimi onlara göstermekten ve sahnede performans sergilemekten gerçekten keyif aldım. Aslında bahsettiğiniz yorumları gördüm (gülüyor). Kendimle gurur duydum.
Çevrim dışı hayran buluşmanızda, ENGENE’i ilk defa önünüzde görmek çok anlamlı olmuş olmalı.
Heeseung: Gerçekten çok mutluydum. 4-5 yıllık sıkı çalışmanın sonunda hayalini kurduğum şey buydu. Genellikle oldukça utangaç biriyim ve göz temasında iyi olmasam da, ENGENE ile mümkün olduğunca göz teması kurmaya çalıştım. Ancak mevcut koşullardan dolayı, hayran buluşmasının 2.gününü onlarsız yapmak zorunda kaldık. Bu yüzden aslında kalbim… iyi değildi ve başım çınlıyor gibiydi. Bütün o zaman boyunca “Ah.. aslında şu an beni alkışlıyorlar ama burada değiller” gibi düşünceler kafamın içinden geçiyordu ve bu durum çok üzücüydü.
Bu kayıp duygusu tarif edilemez olmalı.
Heeseung: Evet, öyle. Ne kadar sıklıkla sahneye çıkarsanız çıkın, ENGENE’in orada olup olmaması, gece ile gündüz gibidir. Yine de ENGENE ile EN-CONNECT’te tanışmış olmak benim için büyük bir deneyimdi. Seyirci önünde performans sergilediğimde sahne tavırları ve jestler hakkında daha çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Bu şekilde sonraki performanslarımızı geliştirebiliriz.
Bence birçok yönden kendinizi geliştiriyorsunuz. KCON : TACT 3’te, Block B’nin “Very Good” cover’ını sergilerken yüksek notalara çıktığınızı görmek çok etkileyiciydi.
Heeseung: Bahsettiğiniz o yüksek notaya ulaşmak için çok çaba sarf ettim (gülüyor). Pek çok vokal eğitmeninden yardım aldım ve çok fazla pratik yaptım. Kapasitemin yetersiz kaldığını düşündüğüm anlarda biraz zorlandım. Ama kesin olarak söyleyebileceğim şey, bunların yükünü hissetmediğim. Bence bu şeyler “eğer” ve “ama”lar olmadan yapılmalı.
Sahne için hazırlık yaparken, aynı zamanda kendinizi geliştirmeniz gereken bir süreçten geçiyorsunuz.
Heeseung: EN-CONNECT hayran buluşması sırasında, BTS’ten “Boy In Luv”ın rap bölümünü üstlendim. Aslında rap’i çok severim ama stajyerliğimde yarı yoldayken rap çalışmayı bırakıp, vokalime odaklanmam gerektiğini düşündüm. Uzun bir aradan sonra rap pratiği yapmak biraz zordu. Neyse ki SUGA sunbae-nim’in bir kayıt rehberi mevcuttu. Bu yüzden pratikler sırasında sürekli olarak onları dinledim ve daha sonrasında kendi tarzımı oluşturdum. Bununla birlikte, rap’te çok farklı unsurlar olduğundan, tüm ana noktaları ortaya çıkaramadım. Yeteneklerimi ENGENE’e göstermek için çok istekliydim ama sonuçtan çok tatmin olmadım.
Sanırım sürekli sahne hakkında düşünüyorsun. Mart ayı incelemesi yaptığınız yayında, kendini “Kafasında sürekli düşünceler dolanan” biri olarak ifade ettin.
Heeseung: ENGENE benim böyle bir yapıya sahip olduğumu biliyor (gülüyor). Bir düşünceyi çok derinden ele alan insanlar vardır, bir de çok düşünen insanlar vardır. Sanırım ben ikisini birden yapıyorum. Bu aynı zamanda pratiklerde bir avantaj sağlıyor. Bunun nedeni, pratik yaparken ve şarkı söylerken çok sayıda şeye dikkat etmemiz gerektiğidir. Ama bu yapımdan dolayı, geceleri çok fazla düşünceyle dolu oluyorum. “Nasıl daha iyi görünebilirim” ya da “Müzik açısından neler yapabilirim” gibi şeyler..
ENGENE’e daha iyi bir görünüm sunmak için kendini geliştirmeye yönelik düşünceler içerisindesin. Bu son soru: Gelecekte ENGENE için nasıl biri olmak istiyorsun?
Heeseung: Düşünmem için biraz zaman verir misiniz? Bu tür sorular beni gerçekten şaşırtıyor. Kişiliğim gereği buna iyi cevap vermek zorundayım. Her zaman ilham veren biri olmak istiyorum. Benimle ilgili bazı şeylerin ENGENE’e ilham vermesini ve onları daha harika olmaya teşvik etmesini istiyorum. Kendim daha iyi olduğum zaman, tüm ENHYPEN ve ENGENE’i daha da harika yapan biri olmak istiyorum.
Kaynak: Weverse Magazine
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.