“Büyükanne K-Pop” olarak da bilinen Marilyn ile tanışın.
Marilyn; BTS‘e aşık olmanın, dünyaya bakışını nasıl değiştirdiğinden ve kendi YouTube kanalını kurmaya karar vermesinin duygusal nedeninden bahsediyor.
Brian Patrick Byrne: “Kızınız Rachel, sizi BTS ile nasıl tanıştırdı anlatır mısınız?”
Marilyn: “Anne, gerçekten dinlemen gereken bir grup var. İşte, ‘First Love’ adlı şarkıları ama bu şarkı bir piyano hakkında.” dedi. Üniversitedeyken, birçok genç yetişkin gibi bazı zor zamanları oldu. Çünkü farklı bir hayata adım atmıştı ve bir takım sorunlar yaşadı. Bu şarkıyı gerçekten dinlememi istiyordu. “Anne, akıl sağlığı hakkında konuşuyorlar.” dedi.
Ve sonra “Blood Sweat & Tears”ı dinletti. Size, “Blood Sweat & Tears” hakkında bir şey diyeyim. BTS’le, ilk olarak “Blood Sweat & Tears” aracılığıyla tanıştırılmamanız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çok fazla, bilirsin. Beni, birçok yönden etkiledi. Her şeyden önce, bu video çok sinematik. Bu hikaye, Damien ve Hermann Hesse’ye ilgi duymama neden oldu. İyinin ve kötünün gerçek hikayesi ve kendinizin iyi ve kötü yanlarıyla yüzleşmek hakkında. Ve işte bu şekilde, 2017’nin başında hayranları oldum. İsimlerini ve onlarla ilgili şeyleri öğrenmeye başladım. Tıpkı herkes gibi. Ama bu çocukları, yaşadıkları hayatları, üstesinden geldikleri şeyleri ve rol model olma arzularını öğrendikçe; bunun, benim alıştığımdan çok farklı bir şey olduğunu gördüm.
BPB: “BTS’in, dünyaya bakış açınızı değiştirdiğini söylediniz ki bu, muazzam bir ifade. Bundan biraz daha bahseder misiniz?”
M: Elbette. 1957 yılında, tam da bebek patlamasının yaşandığı bir dönemde doğdum. Sanırım benim neslimden olan insanlar – ki bunda kötü bir şey yok- ama biz, Amerika’nın “özel” olduğunu düşünmek üzere yetiştirildik. Özellikle 50’liler, 60’lar ve 70’lerde çoğu eyaletin kendine has kültürü vardı ve bazılarında hala var. Fakat eyaletler arasında gerçek bir fark vardı ve bence nesil olarak bizim bir dünya görüşümüz yoktu. Tıpkı benim BTS’i dinlemeye, onları ve geçmişlerini araştırmaya başladığımda olduğu gibi; müziğin ötesine, hakkında konuştukları ve ifade ettikleri şeylere bakarsanız, herkesin insan olduğunu fark edersiniz. Bilirsin, ABD’nin yetenek konusunda söz sahibi olmadığını fark ettim. BTS ve K-Pop’a gerçekten düşmeden önce, Hyundai’nin Kore markası olduğunu biliyordum ama kullandığımız birçok marka gibi, Samsung’un ve LG’nin de Kore markası olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yani bunu nasıl bilemeyebilirim? Ve fark ettim ki; Amerika gibi, dünyanın diğer yerlerinde de gerçekten müthiş, zeki ve harika insanlar var.
BPB: “Bu, bir YouTube kanalı oluşturmanın neredeyse fiziksel bir sonucu gibi.”
M: Büyümek benim için zordu. 1970’te, 13 yaşındayken ailem boşandı. O dönemler insanlar boşanmazdı. Okulda, aileleri benimle konuşmalarına dahi izin vermeyen arkadaşlarım vardı. Ama bana gerçekten olumlu etkileri olan insanlara sahiptim. Beni koşulsuz seven iki harika büyükannem vardı. Annem, maddi açıdan bizi desteklemeye ve bekar annelerin yaptığı şeyleri yapmaya çalıştığı için çok uzaklara gitmişti.
Rachel’a, “Sanırım YouTube kanalı açmak istiyorum. Sanırım BTS’in mesajı ile birleştiğinde, olumlu etkileri olan biri olabilirim. Bilirsin, belki mükemmel bir hayata sahip değilim ama bilgeliğim ve sevgim var. İnsanlara yardım edebilirim.” dedim. Esas olarak, büyükannem Martha ve büyükannem Margie’nin etkilerinden dolayı “Büyükanne K-Pop” oldum. Çünkü o harika kadınlar gibi, ben de diğerleri için koşulsuz bir destek olmak istedim.
Marilyn‘in, YouTube kanalında yaptığı bir yayında geçen konuşmadan alıntı:
Özel olduğunuzu ve sevildiğinizi bilin. Sizden bir tane daha yok ve BTS’in size verdiği harika güvenceden sonra hala güvenceye ihtiyacınız varsa, size o güvenceyi de vereyim. Harika birisiniz! Sizinle bunun hakkında konuşmak zorunda hissettim. Bu konunun kalbimde hassas bir yeri olduğunu görebilirsiniz.
Lütfen insanlara karşı nazik olun, lütfen elinizden geleni yapın. Kendinizi iyi hissetmiyorsanız, yardım istemek için elinizden geleni yapın. Hatta benden yardım isterseniz, size biraz moral vermeyi çok isterim.
BPB: “İzleyicilerinizden aldığınız tepkiler açısından, öne çıkan noktalar neler oldu?”
M: Yaklaşık bir ay önce genç bir adamdan, “Büyükbabam, yakın bir zamanda vefat etti ve bana onu hatırlatıyorsunuz. Çok teşekkür ederim.” dediği bir yorum aldım. Ve Paris’te yaşayan bir hanımefendi, ki kendisi 72 yaşında bir ARMY, “Seni bulduğum için, bu kanalı bulduğum için çok mutluyum.” yazdı. Her yerden yorumlar alıyorum. Dünya çapında 45 ülkeden izleyicilerim var.
1974’e dönüp, 17 yaşındaki o kıza bakıyorum da… Elbette işin teknoloji boyutu var. Şükürler olsun ki, 2020’de yaşıyorum ve bu teknolojiye sahibim. Kanalım, küçük. 2000 abonem bile yok, ama sorun değil. Çünkü yapmak istediğim şeyi yapıyorum ve önemli olan da bu.
BPB: “Peki, izleyicilerinize ve 17 yaşındaki kendinize iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?”
M: Öncelikle 17 yaşındaki kendime: “Marilyn, sorun değil. Harika birisin ve harika şeyler yapacaksın. Doğru yöne bakmaya devam et, düz yolda ilerle, kendine karşı dürüst ol.”
Ve diğer herkese ise: “Hedefler belirleyin, ama beklentileriniz olmasın. Beklentiler sizi mahvedecektir. Aradaki fark ne diye sorarsanız; örneğin ‘üniversiteye gideceğim ve mezun olacağım’ demek bir hedeftir. Beklenti ise, ‘Harvard’a gideceğim, bölümümde %10’luk dilim içinde mezun olacağım, şu işte çalışacağım ve tüm bunları 25’ime kadar yapacağım’ demektir. Oysa ki işin içine hayat girer, başka insanlar girer… Fakat bir hedef belirlerseniz, bazen hayattaki bu vahşi yolculuğa çıkarsınız ve hiç beklemediğiniz anda bazı şeyler gerçekleşir. Ve aman Tanrım, hayal edebileceğinizden çok daha iyi olur.
Zorluklar geldiğinde iki sorumluluğunuz var. İlk olarak; duruma bakın ve ‘ben bundan ne öğrenebilirim’ deyin. Biliyorsunuz, bazen yaptığımız seçimler yüzünden sıkıntı yaşarız. Bazen doğa, bazen de bizimle dalga geçen ve hayatı bizim için berbat hale getiren biri yüzündendir. Ancak tüm bunlardan her zaman bir şeyler öğrenebiliriz. Salgına bakın. Pandemi olmasaydı, BTS’ten ‘Dynamite’ı alır mıydık? ‘BE’ gelir miydi? Hayır! Herkesin nefret ettiği çürük bir dönem yaşıyoruz, ama limonu limonataya çevirdiler.”
İşte, buyurun! Büyükanne K-Pop’ın felsefesi böyle.
Kaynak: Brian Patrick Byrne YouTube Kanalı
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.