Kim söyledi kaşığımın kirli olduğunu
<MIC DROP>
Aslında kirli kaşık değildik.
Üzerimizdeki kirin serptiği bir ön yargıydı.
Ve böylece bununla örtüldük.
Rapçi unvanı sana fazla
<We Are Bulletproof Pt.2>
Hiçbirinizin gücü yoktu bu yüzden [buralara gelmek için] kesin kirli işler çevirmişsinizdir
<2! 3!>
“Hiçbir özel yanı olmayan küçük şirket idolleri” ikinci adımızdı bizim
<Sea>
Suga anlatıyor, “İncinmek istemedim. Çünkü o zaman yalnızca bu klişeyi kanıtlamış olurdum. Üzülmek istemedim.”
Kirli kaşıklarını kaldırdılar; alaylar başladı, ama onu atmak yerine sıkı sıkıya tutundular. İlgisizlik devam etti; ama tükürmek yerine yuttular. Zehir aktı; kan, ter ve gözyaşlarıyla dayandılar buna. Onlar BTS.
[İngilizce] “Sıradaki performansçıyı tanıtacağız. Onlar uluslararası sanatçılar. Burada birçok hayranı bulunan BTS huzurlarınızda.”13 Haziran 2013, Mnet M!Countdown. BTS içeri girdi. Çıkış şarkıları “No More Dream”di. Ancak bundan, bu gerçeklikten başka hayal kuramazdın. Şirket başkanları Bang Shi Hyuk inceleme konusuydu; “Bu adam ballad bestecisi!” Bangtan Sonyeondan alayla karşılandı; “Kurşunların kurbanı oldular!” Şirketleri Big Hit, sempati aldı; “Şirketleri küçük o yüzden başarılı olamazlar.” Ve kullandıkları tür hip hop alay konusu oldu; “Sanki idoller hip hop yapabilirmiş gibi de.”
Doğrusu başından beri acı bir tat vardı. Deniz gibi görünen yer aslında çöldü. Karşılaştıkları ilk çöl: stajyerlik günleri. Ve o yüzden DICON’un ilk sorusu da stajyerlik günlerinden.
Dicon: Yedi kişi bir araya geldi. Hayır, yedi hayal bir araya geldi.
RM: Kendi sesimle hikayemi birçok insanın önünde, birçok insana anlatmak istedim. Hayalimin başlangıcı buydu.
SUGA: Billboard, AMA… Bunlar benim istek listemde yoktu. Çok uzak bir şey mi desem? Bunlar ulaşılamaz hedeflerdi. O zamanlar hayalim, birçok insanın yaptığım müziği dinlemesiydi. Tek hayalim buydu.
JUNGKOOK: Hiçbir şey kesin değildi.. Gerçekten müphem günlerdi. Nasıl hayal kuracağımı bile bilmiyordum. Gelecek mi? Yalnızca önüme baktım ve ilerledim.
V: Yalnızca stajyer olmak bile beni mutlu etmişti. Öğrenmek eğlenceliydi. Her gün dans edebiliyordum ve her günümü sıkı çalışarak geçirdim. Şimdi, göremediğim gelecekten daha önemliydi o zamanlar.
JIN: Konser vermek benim hayalimdi. Müziğimiz üzerinden hayranlarımızla tek bir nefes olmak istemiştim.
JIMIN: Kıdemli şarkıcılarla karşılaşınca büyülenmiştim. Onlar gibi olma düşüncesi? Gerçekten fiyakalılardı.
J-HOPE: Hedefim her zaman açıktı. Sahnede durmak. En iyisi olmak. Ama önce hayatta kalmalıydım. Stajyerlik günleri, süregelen bir hayatta kalma döngüsüydü. Birileri geldiğinde birileri gitmeliydi. Bununla baş etmek zorundaydım. Ama…
Dicon: Gerçekten de “ama”. Gökyüzü sınırlıydı, ama gerçeklik yerdeydi. Kolay değildi. Tıpkı müziklerindeki gibi.
Deniz olduğunu sandığım yer çöldü aslında
“Hiçbir özel yanı olmayan küçük şirket idolleri” ikinci adımızdı
Sayısız kez yayınlardan kesildik, başkalarının boş yeri bizim hayalimizdi
Bazıları şirketimiz küçük olduğu için ünlü olamayacağımızı söylerdi
<Sea>
J-HOPE: Stajyer arkadaşlarla ayrılmak kolay bir şey değildi. Aile gibi arkadaşlardı. Gerçek çok acımasızdı.
RM: Geleceğin donuk geldiği anlar vardı. Varlığımın + veya 0 bile etmeyeceği, yalnızca – olacağı. “Oh ebediyen hazırlanıyoruz”, enerjimi kaybetmeme sebep olan düşüncelerdi.
JIMIN: Önümde yalnızca aşılmaz duvarlar gördüğüm anlar. Denemeye devam ettiğim ama hiçbir işe yaramıyormuş gibi gelen o his yok mu? Gerçekliğin duvarı, düşündüğümden daha yüksekti. Ama vazgeçmeyi düşünmedim.
JIN: Çıkışımız yaklaşırken resmi olarak koreografi öğrenmeye başladık. İstediğim gibi ilerlemedi. Zordu. Ve sürekli sıkıntı yaşayıp duruyordum.
JUNGKOOK: Pratik saatlerinin dramatik bir şekilde arttığı zamanlardı. İmkansızlık noktasında. Ama çıkış yapar yapmaz kendimi kuyudaki kurbağa gibi hissettim? “Çok eksiğim” diye düşünerek kendimi eleştiriyordum.
V: Dans etmeyi sevdim. Pratiklerin ne kadar zor olduğu önemli değildi, sevdiğim için başa çıkabiliyordum çünkü. Ailemden uzakta yaşamak daha zordu. Uzun süre ayrı kalarak onları özledim.
SUGA: Şirketin çevresindeki en ucuz yemek, 6000 won civarındaydı. Aylık geçim harcamalarıyla 300.000 won civarı oluyordu, yapılabilir şey değildi. Yarı zamanlı MIDI* dersleri verdim ve yanında da teslimat işi yaptım. Omzum çok kötü bir şekilde hasar gördü. Vazgeçip eve dönmeyi düşündüm… Ama üyeler beni durdurdu. Ve şirket, beni bekledi.
Ve o zaman Suga, acısını rapine kattı.
Sanatımın kökleri, dünyanın tüm güzelliklerini ve acılarını gördü
Banyo zemininde uyumak, artık yalnızca güzel bir anı
Çıkış için tutunmam gereken omzum, teslimat işim sırasında hasar gördü
Kim oluyorsun da çok zorluk çekmiş gibi davranıyorsun
<The Last>
Dicon: Birbirlerine sahiptiler. Birbirlerinin dayanağı oldular. Ve You Never Walk Alone (Asla Yalnız Yürümezsin). Yedisi birlikte yürüdü. Birbirlerini cesaretlendirerek.
RM: “Ölmeden önce en azından bir kere Olympic Arena’da konser vermemiz gerektiğini düşünmüyor musunuz?” dediğimi hatırlıyorum.
JIN: Namjoon hep böyle. Hepimizi tutarak, “Elimizden gelenin en iyisini yapalım!” diye haykırır. Bu çok büyük bir teşvik. Üyelerin birlikte gülmesini seviyorum. Böylece başa çıkabiliyorum.
J-HOPE: Yedimizin üye olacağı kararlaştırıldı. O andan itibaren yalnızca önümüze bakıp koştuk. Birbirimize güvenerek, inanarak. Kan, gözyaşı ve teri birlikte döktük. “Sonuç ne olursa olsun ilerleyelim.” diyerek birbirimizi cesaretlendirdik.
JIMIN: Üyeler, “Bizimle gelirsen gerçekten sevinirim.” gibisinden şeyler söyledi. Bunlar güç veren sözlerdi. Daha sıkı çalışabildim. Sonuna kadar birlikte olma hedefi olduğundan vazgeçmedim.
V: Elbette zordu. Yalnızca öyle olabilirdi. Ama zorluk çeken yalnız ben değildim. Zorluk çekmeyen tek bir üye bile yok. Ve böylece daha fazla güç toplayabildim. Birbirimize bakarak biraz daha enerji toplayabiliyoruz.
SUGA: Doğru. Çaba sarf etmemin sebebi üyelerimdi. Onlar en iyi yüreklendiricilerdi. Üyeler pratik yaparken müzik yaptım. “Tomorrow” ve “Agust D” (mixtape) melodileri o zaman ortaya çıktı.
JUNGKOOK: Showcase günüydü. Sahneden inerken boğazımda bir yumru oluştu. Ve bunu yaşayan sadece ben değildim. Birbirimize sarıldık. Gözlerimiz doldu. O günü hatırlıyorum.
Bu kanatlar, acıdan filizlendi ama ışığa ulaştı
Zor ve acı verici olsa da yapabilirsem ona doğru uçacağım
Artık korkmuyorum o yüzden, elimi tutabilir misin
Çünkü sen yanımdaysan gülümseyebilirim
<A Supplementary Story: You Never Walk Alone>
JUNGKOOK: O gün. Bizi tanımayanların tezahürat sesleri hala anılarımda bir kristal kadar net. Sorun, sonraki gündü. Sanırım çok heyecanlıydım. Music Bank provalarında birçok hata meydana geldi. Çok fazla sıkıntı yaşadığımı hatırlıyorum…
JIMIN: İnsanların bizi nasıl gördüğü veya tepkilerini düşünemeyecek haldeydim. Biraz daha fazla denersem daha kolay olacağını düşünmüştüm. Kendimi gözlemlerken pratik yaptım.
JIN: Kıdemlilerin performanslarını izleyip durdum. Ve bir şey daha: Hayranlarının tezahüratlarına çok özendim.
V: O zamandan sahip olduğumuz yaralar – onları kolayca hatırlayamam. Ben çoktan unuttum. Bunun ötesinde televizyona çıkmamıza ilgi duydum. Sahne performansımızı görüp görmediklerini sormak için büyükannemi ve ailemi aradığımı hatırlıyorum.
JUNGKOOK: Elbette fazlasıyla nefret yorumu vardı. Ama kabul ediyorum. O zamanlar çok eksiktik. Bu, yalnızca dişlerimi daha çok sıkmama yaradı. Ve böylece daha sıkı çalıştım gece gündüz demeden. Zamanım olduğunda pratik odamıza gittim.
Dicon: Sıradaki hedefleri ne olabilirdi? “Hayatta kalmak” olduğunu söylediler. Gerçekten de hayatta kaldılar.
JIN: Benzer zamanlarda çıkış yapan birçok grup vardı. Sahneye çıktık diye rahat nefes alamazdık. Şarkımızın tamamını söyleyemediğimiz zamanlar oldu. Ve harap olduğum zamanlar vardı. Daha da fazla pratik yaptım. Yeteneğe sahip olursak kenara itilmeyeceğimizi düşündüm.
SUGA: Müzik programlarının doğası, son derece rekabetçi. Sahnede durmak istedim – çünkü müzik yapmaya devam etmek istedim.
J-HOPE: Herhangi bir stajyer için de aynısı geçerli değil mi? Gerçekten çaresizdik. Her gün, bu sahnede hayatta kalmak zorunda olduğumuzu düşündük.
RM: Kısa bir zaman aralığında onlara göstermek zorundaydık. İnsanların ilgisini çekmek zorundaydık. “Gelecek sefer” olmayacağını da biliyorduk. [Zaman ve yer] seçemezdik. Kendimizi kanıtlamak zorundaydık.
JIMIN: En dipten başlayıp yükselmek gibi bir şey bu? Önümüzü bile göremediğimiz zamanlar. Yalnızca tutkumuz sayesinde mümkün değildi bu. Ama yaptığım şey, sabit öz eleştiriydi. “Bu hiçbir şey”…
V: Stajyerlik döneminde birçok stajyer arkadaşla tanışmak ve onlardan ayrılmak zorundaydım. Daha o zamandan hayatta kalmak zorundaydık.
JUNGKOOK: “Bir şey olacağım.”, “Bir şeyler olacağız.” gibi düşünebilmenin nasıl bir özgüven olduğunu bilmiyorum. Emindim.
Uçamıyorsun koş
Bugün hayatta kalacağız
Koşamıyorsan yürü
Bugün hayatta kalacağız
Yürüyemiyorsan sürün (emekle)
sürün ve ilerle
<NOT TODAY>
Dicon: Pratik odalarındaki ter kokuları kötüydü. Sahne performansları efsaneydi. Rapleri netti. Ve böylece fark yarattılar.
JIN: Rengimiz başından beri farklıydı. Kendimizi farklılaştırma yöntemi değildi. Yalnızca yapmak istediğimiz müzik tarzıydı. Her şeyden öte üyelere güvendik ve şirketimizi takip ettik. Korkmuyorduk.
SUGA: Evet, biz korkmuyorduk. Biz korkmuyorduk ama insanlar bizden korkuyordu.
RM: Uzun süre sıkı bir şekilde pratik yaptığım rapti. Sevdiğim tarzda bir müzikti. Herkesten daha iyi gerçekleştireceğimi düşünüyordum. Gerçi geriye baktığımda doğru olmayan birçok nokta vardı.
J-HOPE: Kendimizi diğer gruplarla karşılaştırmadık. Yalnızca kendi işimizi yaptık. Elbette, diğerleri için şaşırtıcıydı bu. Bu şokun onlarda güçlü bir imaj olarak kalmasını umduk.
JIMIN: Gençlerin endişelerini konuşmak istedik. Çünkü bunlar bizim de endişelerimizdi. Hip hop, düşüncelerimizi ulaştırmak için müzikteki en iyi yoldu.
V: Farklı olmamızın gücümüz olduğunu düşündük.
JUNGKOOK: O zamanlar hedefim takımımızdı. Bir engel teşkil edemezdim. Rolümü en iyi şekilde yerine getirmek, sürekli ev ödevimdi.
Lanet olasıca hip hop gururu, idol rapçi mi?
Saçmalığı kes
Kökümün idol saçmalığı olduğunu söyleyerek görmezden geliyorsun beni
Omurganı köpeklere verip adımla dalga geçiyorsun
Yalnızca insanları küçümseyip aşağılamayı bilen sizler
Beni nasıl öldüreceksiniz?
<BTS Cypher Pt.1>
Dicon: BTS mücadele etti. Tersi: Sen. V’nin dediği gibi: “İyi bir iş çıkarıyor olmamız önemliydi. İşte o zaman tanınacağımızdan emindim.” Nihayetinde başardılar. Ön yargı yok oldu. Elbette yok oldu. Çünkü. Bu. Serendipity*. Falan. Değil. Bir sebep vardı.
RM: Negatif algı, bir seferde değişmedi. Azar azar oldu. Sanırım “I Need U”dan itibarendi.
JIN: “MIC Drop”. Birçok insan, performansın fiyakalı olduğunu söyledi.
SUGA: AMAs sahnesi “DNA”. Yanlış anlamalar anlayışa döndü.
J-HOPE: “Born Singer” diye bir şarkı vardı. Bizim kim olduğumuzu, ne düşündüğümüzü gösteren bir şarkı.
JIMIN: “Save Me”yi öneririm.
V: “MIC Drop”.
JUNGKOOK: “I Need U”, “DOPE”.
DICON, Jungkook’un solosu Begin’i seçti. Şarkının kökeninin özeti. Yapımcı Bang Shi Hyuk, zor bir şeyin olup olamadığını sordu. Jungkook, “Zor gelen bir şey yok. On beş yaşında hiçbir şey bilmeden geldim. Gerçekten yapmak istediğim şey olduğundan…” dedi ve, “Asıl zor olan, birlikte yaşadığım abilerimin zorluklar yaşaması. Başka hiçbir şeyi bilmiyor ve önemsemiyorum. En zoru abilerimin zor anlar yaşadığını görmek.” diye devam etti.
Ağladı. Bang Shi Hyuk PD ağladı. J-Hope ağladı. RM ağladı. Jin de ağladı. Ve Suga. Ve V ve Jimin. Ve Jungkook – Jungkook duygularını kontrol edemedi.
Dicon: Böylece Begin doğdu. Ama bu, yalnızca Jungkook’un başlangıcı değildi. Devamı, abilerinin cevabı.
RM: Jungkook’un, “Benim için en zoru, abilerimin zor zamanlar yaşadığını görmek” diyerek yıkılıp ağladığı görüntüsünü unutamıyorum. Bunun ötesinde Jungkook nadiren içindeki duyguları gösterir.
JIN: Jungkook’un Bang Shi Hyuk PD önünde haykırdığını hatırlıyorum. Onun için üzüldüm ama aynı zamanda gurur duydum ve ayrıca çok tatlı görünüyordu.
SUGA: Tabii zordu. Zaman zaman gücümüzü kaybediyoruz. Ve işte o zaman her seferinde Begin’i dinliyorum, tuhaf geliyor – gerçi Jungkook’un solo sahnesini gördüğümde aklıma gelen tek düşünce fiyakalı göründüğü.
J-HOPE: Jungkook ile gurur duyuyorum. Dansı ve şarkısı üzerinden hikayesini ifade ediyor. Jungkook’un enerjisini gerçekten hissedebileceğiniz bir şarkı.
V: Hala hatırlıyorum. Jungkook’un ağlarkan söylediklerini. Hikaye, şarkıda bozulmamış ve güzel bir şekilde duruyor.
JIMIN: Jungkook sayesinde abiler biraz daha güç kazandı. Hepimiz için bir başlangıç.
Hiçbir şeyi olmayan on beş yaşındaki ben
Dünya çok büyüktü bense ufacık
Şu anda hayal bile edemiyorum
Kokusu olmayan, tamamlanmamış ben, ben, ben, dua ediyorum
Seviyorum seni abi, abilerim burada
Hissetmeye başladım ve kendim oldum
<Begin>
Dicon: Karanlık gece geçti, gün ağardı. Sizi iten güç ne?
RM: İnanç. İnandığım şeyin yanlış olmadığını göstermek istedim. O yüzden hep bir şeyler denedim. Bunu kanıtlamak istedim.
SUGA: Gurur. Müziğimizi seven ve performansımızı bekleyen hayranlar var. Onlara gurur vermek istedim.
JIMIN: Peşinden gitmek istediğim bir hedefim vardı. Yanımda üyelerim var. Ayrıca her zaman benimle olan hayranlarım var.
JIN: Hayranlarımız sayesinde (karanlık gecenin) üstesinden gelebildik. Sevgi aldığımız için onların üzülmesine izin veremeyiz.
J-HOPE: Doğru. Hayranlar en büyük motivasyon. Müziğimizi seven hayranlarımıza bakınca kendimi canlanmış hissediyorum. Hayranlarımız sayesinde şu an olduğumuz yerdeyiz.
V: Bu yüzden ‘ARMY’ (ORDU).
JUNGKOOK: Onlara harika performans ve müzik vermek istedik.
Dicon: Nihayetinde BTS her zaman ARMY ile bitiriyor. Her zaman böyleydi. Onlarla konuşurken bitiş %100 ARMY oluyor. Belki Dicon’un finali de ARMY hakkında olmalı. Özellikle ‘Birlikteyken çöl bile deniz olur’* çok duygulandırıcıydı.
RM: “Çölden deniz olur mu?” Çıkış öncesinden beri öz sorgulamamın ve kendimi gözlemlememin özeti bu. Hayranların mesajı, bu soruya en büyük cevaptı. Gözlerimin dolmasına engel olamadım.
JIN: Ne zaman bunu hazırladılar da kalbimize dokundular? Çok minnettardım. Ağlamaktan kendimi alamadım.
SUGA: Son zamanlarda gözlerim çabuk doluyor. Belki rahatladım, belki korkuyorum, belki mutluyum, belki de üzgünüm. Bu karışık duygular bende taşıyor.
J-HOPE: Hayranların etkinlikleri beni her zaman titretiyor çünkü samimiyetlerini biliyorum. Bu enerji bize ulaştığında ortaya harika bir sinerji çıkıyor. İnanılmaz bir şekilde duygulandırıcı. Her zaman onları takdir ediyor ve seviyorum.
JIMIN: Her durumda hissettiklerimi ifade edecek olsam… Birkaç kitap yazardım. “Evet, hayranlar her zaman yanımızda.” diye fark ettiğim andı. O kadar mutluyum ki gözlerim dolup duruyor.
V: Hayranların gönderdiği mesajları görünce geçmişin zorluklarını hatırlıyorum. Artık ışığı gördüğümden bir şekilde üzülüyorum.
JUNGKOOK: Sahnede her şeyi hissedebiliyorum. ARMY’nin nefesini ve sesini. ARMY’nin çığlıklarını ve gözyaşlarını. Ne zaman o hayranları görsem derinden etkileniyorum. “BTS olduğum için mutluyum…”
Dicon: ARMY’ye mesaj yollayın.
RM: ‘Biz’in anlamını öğreniyorum. Bu dünyada yalnızca sen ve ben’in olduğu, ‘biz’in olmadığı birçok an var. ARMYlerle birlikte olarak ‘biz’in gerçek anlamını öğrenmek istiyorum. Üyelerimizin her birinin ARMY’nin “biz”i olması hoşuma gider. Bu dünyanın her yerinde ARMYler farklı şekillerde, farklı şeyler yaparak yaşıyor. Ancak müzik üzerinden, sahne üzerinden birlikte nefes alıyoruz. İnsanın sahip olduğu kaçınılmaz yalnızlığa karşı birbirimize teselli olurken ARMYlerle birlikte bu dünyada yaşamak istiyorum. Yapmak istediğim şey bu.
JIN: ARMYler olduğu için insanların çöl dediği ama deniz olan yerde kaldım. Beni mutlu ettiğiniz için teşekkürler. Sizi seviyorum.
SUGA: Çok yüksekte uçuyoruz. Birçok şeyi görüyorum, çok uzağı görüyorum. Bulutların üstünde olmanın her zaman mutluluk verici olacağını düşünmüştüm ama bazen aşağı baktığında korkutucu olabiliyor. Beraber uçtuğumuz için cesaretlenebiliyorum. Düşmekten korkuyorum ama yere inmekten korkmuyorum. Bizimle birlikte olduğunuz için teşekkürler. Size hep minnettarım ve sizi seviyorum.
J-HOPE: Her zaman bizi desteklediğiniz ve sevdiğiniz için teşekkürler. Umudunuz olabildiğim için mutluyum.
JIMIN: ARMYler. Size bakarken nasıl bir kalbe sahip olduğumu bildiğinizden eminim. Bizim yanımızda yürüdüğünüz için bir adım ileri atabildim. Sizi daha da fazla sevmek için elimden geleni yapacağım. Sizi seviyorum.
V: Umarım sağlıklı kalırsınız (umarım acı içinde değilsinizdir) ve yalnızca hoş günler geçirirsiniz. Sizi gerçekten seviyorum.
JUNGKOOK: Ben hep burada olacağım. ARMYler ne zaman isterlerse gelebilir, istediklerinde veya zorunda kaldıklarında gidebilir. Sorun değil. Ama lütfen unutmayın, ben hep buradayım.
Beni ben yaptığın için teşekkürler
Uçmama izin verdiğin için
Bana kanatlar verdiğin için
Beni düzelttiğin için
Boğulmaktan uyandırdığın için
Yalnızca hayalde yaşayan beni uyandırdığın için
Seni her düşündüğümde güneş parlıyor ve ben üzüntümü atıyorum
‘Biz’ olduğun için teşekkürler
<Save Me>
Dispatch için bitmedikçe sona gelinmez. DICON için de bu geçerli. Sayfalar daha bitmedi. BTS’ten şüphe duymaya zaman yok. The Chainsmokers’ın dediği gibi onlar uluslararası süper yıldızlar. BTS’in ezbere söylediği mottolar, dünyaya karşı yüreklendirici sözleri.
RM: Zaman zaman kendimizi tekrar doldurmak için birçok şeyi silmek zorundayız. “Yap” mottosunu her zaman anımsıyorum. “Kendime güveniyorum ve yalnızca yapıyorum.” “Yapmak zorundasın.” değil, sadece “Yap”. Bunu yaparsan sahiden de gerçekleşecektir.
J-HOPE: Kendine güven. İlerle. Başarının ilk adımı budur.
JIN: Her zaman, “Ben en iyisiyim.” diyorum. Kendime güveniyorum ve, “Sorun değil. İyi bir iş çıkarabilirsin.” diyerek kendimi yüreklendiriyorum. Bir büyü gibi iyi iş çıkaracaksın.
SUGA: Dünya, sana hiçbir şey öğretmedi veya hayal kurmana izin vermedi. Ve sonra sen çıkıp bunun kendi hatan olduğunu söylüyorsun. Ama senin hatan değil. Kendini suçlama. Zor zamanlar geçirdiğinde birilerine yaslanmak sorun değildir. Eğer birisi zor zamanlar geçiriyorsa lütfen onların desteği olun. Müziğe başlamamın sebebi bu. Müziğimizin ufacık da olsa bir güç kaynağı olabilmesi.
JIMIN: Eğer hayalin varsa, ona gerçekten ulaşmalısın. Ardına bakma.
Herkes HAYIR desin! Artık
“Daha sonra” diyemezsin. Artık başkalarının hayalinde tutsak olma
Yaşıyoruz biz (Yaşıyoruz biz), Yaşıyoruz biz (Yaşıyoruz biz),Yaşıyoruz biz
Herkes HAYIR desin! Şimdiden başka zaman olamaz
Daha hiçbir şey denemedin çünkü
<N.O>
JIMIN: Durmayın, tereddüt etmeyin. Şu anda önemli olan şey denemiş olman. İlerlemek istediğin bir yol varsa emin adımlarla yürü. Yalnızca bu şekilde pişman olmazsın.
V: Başarısız olabilirsin, düşebilirsin ve cesaretin kırılabilir. Bu doğal bir şey. Düşsen de başarısız olsan da cesaretin kırılsa da vazgeçmediğin sürece sorun yok. Aklından vazgeçmek gibi bir düşünce geçse bile üstesinden gel ve ayağa kalk. Kendine inanmıyorsan bile en azından sana inananlara güven.
JUNGKOOK: Çoktan olmuş bitmiş şeye pişman olma. Şimdilik şu anki gerçekliğinle yüzleş ve ne yapabileceğini düşün. Yapmak istediğin şeylerin sırasına karar ver ve bir seferde tek bir şeyin üstünden gel. Yapmak istediğin şeyi yaptığında bir anlamı olacaktır. Seni de teşvik edeceğiz. Enerjini kaybetme.
Yarın, ilerlemeye devam et
Durmak için çok genciz. Yarın, bize kapıları aç
Daha çok kapıların yüzümüze kapandığını göreceğiz
Hayallerinin peşinden git
dev bir dalga gibi, yıkılsan bile geçer
Hayallerinin peşinden git dev bir dalga gibi, yıkılsan bile
vazgeçme asla
<Tomorrow>
ALINTILAR
Namjoon: Müziğimiz, hayatınızda ufacık bir yardım bile oluyorsa o zaman değerimiz yeterdir. Acı ve sınavlar, gelecekte bizi bulacak ama bize inanan ve bizi seven birçok insanın olduğunu çok iyi biliyorum. O yüzden incitici olsa bile incinmeyeceğiz, üzücü olsa bile üzülmeyeceğiz, ürksek bile korkmayacağız. BTS bunu başaracak.
Seokjin: Yalnızca sen kendin sarf ettiğin çabanın farkında olmalısın.
Yoongi: Kanıtlıyorum ve bunu sana da göstereceğim. İnan bana ve takip et beni.
Hoseok: Güller gibi aç, kiraz çiçekleri gibi dalgalan, gündüzsefaları gibi sol.
Jimin: Sahnenin ardında ARMYlerin bizi desteklediğini gördüğümde, performans sergileyişimizi izlediğimde, şarkı söylediğimde, şarkılarımı dinlediğimde en mutlu insan benim.
Taehyung: Etrafımdaki insanlar bizimle gurur duyuyor. “Bangtan’dan beklendiği gibi”, “Ama sen Bangtan’sın değil mi?” gibi sözleri fazlasıyla duyuyorum. Bunların hepsi ARMYlerimiz sayesinde mümkün oldu.
Jungkook: Birilerinin harika insanı olmak istiyorum, sonsuza dek herkesin şarkıcısı olmak istiyorum. Sizi asla bırakmayacağım çocuklar. Siz uzaklaşırsanız ben yaklaşacağım. Bunu nasıl yapacağımı ve işe yarayıp yaramayacağını bilmiyorum ama sizi bırakmamak için elimden geleni yapacağım. Tekrar teşekkürler ve sizi seviyorum.
Kaynak: Dicon
İngilizce Çeviri: BTSARMY_Salon, doyoubangtan, wujukook
*MIDI (Müzik Enstrümanları Dijital Arabirimi) elektronik müzik aletleri ve bilgisayarlar arasında gerçek zamanlı veri alışverişini sağlayan, endüstri standardı haline gelmiş yaygın bir iletişim protokolü.
*Birlikteyken çöl bile deniz olur, WINGS Turu Final Konserinin 3. gününde kullanılan slogan mesajıydı.
*Serendipity; güzel bir şey bulmayı beklerken daha güzel bir şeyle karşılaşma. Tatlı tesadüf diyebiliriz kısaca.
K-Magazin haber kategorisi, Güney Kore’de magazin içerikli tüm haberlerin bulunduğu ana magazin haber kategorisidir.