‘Chicago Typewriter’, cuma ve cumartesi günleri tvN’de yayınlanan yeni bir dizi. Lim Soo Jung’un ”I’m Sorry, I Love You”dan (bu mükemmel diziyi hatırladınız değil mi?) sonra ilk kez rol alacağı dizi olması ve daha bir çok sebep nedeniyle merakla beklenen bir dizi olmayı başardı. Ayrıca, bir oyuncu olarak birçok kişinin saygısını kazanmış olan Yoo Ah In’in de dizide başrol olarak yer alması bu merakı ve heyecanı daha da artırdı.
”Chicago Typewriter” Han Se Joo (Yoo Ah In) adında ünlü bir yazarın yaşadığı durgunluk dönemini anlatıyor. Han Se Joo hayatının bu stresli döneminde sıkı bir hayranı olan Jeon Seol (Lim Soo Jung) ve bu dönemi atlatması için ona yardım etmek için çabalayan gizemli bir hayalet Yoo Jin Oh (Go Kyung Pyo) ile tanışıyor. Bu üç karakterin kaderlerinin 1930’lu yıllardan beri onları kovaladığı düşünülürse, kaderleri karakterlerin hayal edebileceğinden daha fazla iç içe geçmiş durumda. Karakter ilişkilerinin gizemi izleyicileri geçmişte birbirleriyle nasıl bağlantılı olduklarını çözmeye ve günümüzde birbirlerine yardımcı olmalarının ne kadar önemli olduğunu anlamaya çalıştıkları bir yolculuğa çıkarıyor.
Hafta sonu izlemek için derin ve ilgi uyandıran bir dizi arıyorsanız daha fazla düşünmenize gerek yok!
Not: Yazının devamı küçük ‘spoiler’lar içerebilir.
1- Hislerini anlayabildiğimiz mükemmel-yazar
Yoo Ah In’in oynadığı Han Se Joo karakteri idol seviyesinde bir üne sahip olan sert, kibirli ve yalnız bir yazar. Birçok gününü bilgisayarının başında, asla rahatsız edilmeden, çalışarak geçiriyor. Gerçek bir arkadaşı yok; her ne kadar menajeri onun arkadaşı olabilirmiş gibi görünse de Se Joo menajerinden, diğer her şeyden daha çok, sıkılıyor.
-Diğer insanlarla ilgilenmiyorum.-
Han Se Joo’nun yalnız kalma korkusu, sevdiklerini kendinden olabildiğince uzağa itmesine sebep olarak onu perişan ve endişeli bir hale soktu. Zarar görme ya da terk edilmeye karşı geliştirdiği savunma mekanizmasının onu daha güçlü kıldığını düşünse bile aslında öncekinden daha kötü bir hale geldi. Se Joo geçmişinde çok fazla acı çekti. İnsanlara güvenmenin ve hayatına girmelerine izin vermenin göründüğünden daha zor olduğunu ailesi tarafından terk edilerek tecrübe etti. Bu yüzden de insanlara kaba davranarak onları kendinden uzak tutmaya çalışıyor. Yaşadığı onca şey onu bağımsız ve bencil olmak zorunda bıraktı.
– İnsanlara neden güvenmiyorsun? / Birçok kez sırtımdan bıçaklandığım için. –
Yoo Ah In’in karakterinden nefret etmek ve onu küçümsemek kolay olsa da, kendimizle bağdaştırırarak onu anlayabildiğimiz bir yönü de var. O bencil ve soğukkanlı dış kabuğun altında, kabul edilmek ve sevilmek isteyen bir adam yatıyor.
2- Dekor ve kıyafetler
Uğrunda ölünecek. Dekor.
1930’lara geri dönülen sahneler ve o sahnelerdeki ‘Muhteşem Gatsby’ hissiyatı… Bu dönemi günümüze taşıyan prodüksiyon ekibi, dizinin ‘yazar’ temasını da dekora katarak, mükemmel bir iş çıkarmış.
Her şeyin klasik ve eskilerin modasına uygun olması ve tüm oyuncuların ’30’lar modasında giyinmişken mükemmel görünmeleri çok güzel bir detay. Ayrıca, belki aslında içimizdeki yazarın hoşuna gidiyordur ama, Han Se Joo’nun kütüphane-vari evine hayran kalmamak elde değil.
#hayatamacım
3 – OST
Saltnpaper’ın seslendirdiği ilk OST yayınlandığında dizinin takipçilerini heyecanlandırdı. Saltnpaper, dizinin konseptiyle ve senaryosuyla oldukça uyumlu bir seçim olmuştu. Müzikleri, diziye ayrı bir boyut kazandırıyor. Kalbinizi hazırlayın, mükemmel bir şarkı sizi bekliyor.
Saltnpaper’ın yanında SG Wannabe ve Baek Yerin de dizinin melankolik ve nostaljik tonunu tamamlayan şarkılar seslendirdi.
4- Oyuncular ve doğal oyunculuk yetenekleri
Yoo Ah In hangi rolü canlandırırsa canlandırsın mükemmel bir performans sergileyeceğinden emin olabilirsiniz. İş sanata geldiğinde o bir dahi ve bu karakteri de herhangi bir istisna yaratmıyor. Han Se Joo’nun duygularını ve karmaşasını üstlendiğini görebildiğiniz için karaktere daha fazla sempati duyabilirsiniz.
Beyaz perdede geçirdiği onca senenin ardından Lim Soo Jung’ın oyunculuğunun bu kadar doğal olmasına şaşırmamalı. Rol yaparken o kadar rahat ki bazen kendimize sadece rol yaptığını hatırlatmamız bile gerekebiliyor. Canladırdığı Jeon Seol karakteri de bir o kadar mükemmel bir karakter ve dizinin tüm oyuncularıyla harika bir kimyası var. Han Se Joo’nun sapığına silah doğrulmuşken de havalı ve korkutucu görünmüyor muydu? Çok havalı. ~
Ve tabii ki, Go Kyung Pyo’yu da unutamayız. Kyung Pyo, geçtiğimiz yıldan beri küçük ekranda kendine sağlam bir yer hazırlıyor. ”Jealousy Incarnate” dizisinde başrolü paylaşması ve şimdi de Yoo Ah In’in yanında asla sönük kalmaması bile ona saygı duymak için yeterli. ”Reply 1988” günlerinden beri kendini geliştirdiğini sadece hayalet-yazar Yoo Jin Oh rolüne bakarak bile anlayabilirsiniz.
5- Kankalık* (Bromance)
‘Bromance’ler bu günlerde K-Drama sektörüne domine ediyor. İki başrol arasındaki komik ve sevimli sahneler nedeniyle bu dizide de ‘bromance’ durumu göz ardı edilemez. Ekrana çıktıkları anda hissedilen kimyaları bu çifte odaklanmanızı sağlıyor – belki asıl çiftten daha fazla. Aralarındaki aşk – nefret ilişkisini izlemek de oldukça eğlenceli, özellikle de Yoo Jin Oh’nun Han Se Joo’yu yavru köpek gibi takip ettiği sahnelerde – benzetme olarak değil, gerçekten yavru köpek gibi.
Bu ‘bromance’ buzdağının sadece görünen kısmı. Her ikisinin de başarmak istediği ortak bir hedef olduğu için bu dostluğun ilerde daha çok gelişeceğini hissediyorum. Heyecanlı mıyız? EVET.
6- Tema
Dizinin yazarlar ve kitaplar etrafında şekillenmesi birçok kişinin kalbini çalmış durumda. Umut ve zorlukların üstesinden gelmek ile ilgili güçlü mesajlar da içeriyor. ”Kalem kılıçtan keskindir” fikri ve sadece yazarak güçlü değişiklikler yaratma fikirleri bu dizide oldukça keskin. Özellikle Kore’nin Japonya tarafından yönetildiği dönemin sahnelerinde karşımıza çıkan, Han Se Joo’nun yazılarıyla düşüncelerini ve duygularını ifade etme tutkusu ilham verici.
– Fakat kimse yazılarımı elimden alamaz. –
Bu cümlede üzerinde durulan nokta dizide daha doğru olamazdı, özellikle Han Se Joo için. Se Joo’nun bir yazar olarak yeteneğine verdiği önem ve kendini cesaretlendirmesi izleyicilerin tüylerini diken diken ediyor.
Bu havalı diziye göz attığınızdan emin olun. Bakın, Yoo Ah In bile ısrar ediyor.
Diziyi izleyenler görüşlerini bizimle paylaşmayı unutmasın, lütfen!
Kaynak: Soompi (Soompi yazarlarından binaheart’ın hazırladığı köşe yazısıdır. Görüşler ona aittir.)
Çeviren: Mercury
K-Drama haber kategorisi, Kore Dizi ve Dramaları hakkında son gelişmelerin ve ayrıntıların bulunduğu kategoridir.