Merhaba… 3. part için çok beklettim değil mi? Gerçekten çok özür dilerim… Umarım beni unutmamışsınızdır ^^
Bugün çok oyalanmadan hiç açıklama yapmadan konuya girmek istiyorum. Sadece tek söylemek istediğim, daha önce söz verdiğim gibi bu part tamamen Lee Hong Ki ile ilgili. Kısa olmuş gibi geliyor üzgünüm ama umarım beğenirsiniz…
Sanırım FNC’nin önünde beklediğim son gündü. Ertesi gün uçağım vardı ve artık tatilimin sonuna gelmiştim. Son günlerim olduğu için artık patavatsızlığın ve açık gözlülüğün dibine vurmaktan başka çarem yoktu. Çünkü artık son gelmişti. Zaten son günüm… her şey düzgün gitsin diye beklerken… kafama pat diye bir şey düştü. Kafamı kaldırıp baktım ki.. bakmaz olaydım. Niye baktım acaba? Elektrik telinin üstünde beni çok seven bir güvercin… Neyse dedim belki iyi şanstır dedim ve günün özeti de bu fotoğraf gerçekten de şans getiriyormuş…
Akşama doğru sanırım saat 3-4 gibi Jong Hoon ve Hong Ki şirkete geldiler. İkisi de ayrı ayrı geldiler ve hiç oyalanmadan şirkete girdiler. Gerçekten saatlerce kapının önünde bekledik. O gün çok gelen giden de olmadı. Yüzleri garipti sanki acele etmeleri gerekiyor bir yere yetişmeleri gerekiyor gibiydi. Menajerleri onlar girdikten sonra CEO’nun arabasını karşıladı ve CEO ile konuştular ardından hep birlikte içeriye girdiler. Ortamda bir gerilim vardı… Ama gerçekten sorunun ne olduğu hakkında en ufak fikrim yok. Sadece yaklaşan konserleri ile ilgili olduğunu iyi şeyler ile ilgili olduğunu düşünmek istiyordum o anda. Ayrıca o gün FTIsland’ın diğer üyelerini de göremedim maalesef.
Aradan saatler geçti. Gerçekten o günkü sabrıma hayranım çünkü çok sessizdi şirket kimse yoktu sadece Jong Hoon ve Hong Ki vardı. Zaten biliyorsunuz aramızdan su sızmaz Jong Hoon ile. Beni görse bir kaşık suda boğacak eminim^^ Ama son günüm olduğu için son damlasına kadar vaktimi FNC’de harcamak istiyordum. Akşam şirket dağıldıktan sonra CEO da ayrılınca tam gitmek üzereydim ki Hong Ki arka otopark kapısından çıktı. Ben yine şirketin içinden geçmek üzereydim son anda kendimi durdurdum. Bazen kendimi kontrol edebiliyorum, bazen.
Hong Ki’nin şirkete geldiği her Allah’ın gününü bilip şirketin önünde bekleyen sevimli Kore’li kızla şirketin arkasına doğru gittik. Kızla Hong Ki resmen kanka gibi zaten. Konuşurken kıza bugün çok konuşuyorsun falan dedi. Kız şanslı bizim gibi birazcık görmeye gitmiyor ki… İstediği zaman gidebilir ve onu görebilir. Kıskanmadım değil ama o kızla ilgilendiği kadar benimle de ilgilendi o yüzden sakinim^^
Hong Ki’nin yanına gittik, gerçekten çok normal bir şeymiş gibi bizimle selamlaşıp halimizi hatrımızı sorup yürümeye başladı. Ben aracına falan binip gider diye düşünüyordum ama… Ciddi anlamda … Ben… HongKi’nin evine kadar ona eşlik ettim arkadaşlar. Size bunları anlatıyorum ama üzerinden zaman geçtikçe bana rüyaymış gibi, sanki hiç onu görmemiş sarılmamışım gibi geliyor. Neyse ki elimde fotoğraflar ve videolar var da kendime inanabiliyorum. Birlikte yürümeye başladık. Yanında bir tane de bayan menajer vardı. Menajerleri görünce zaten hevesim dip yapıyor. Menajerin haricinde biz yürüdükçe çevreden insanlar da bazen bize eşlik etti bazen sadece tokalaşıp çekildiler ama genel olarak ben, Hong ki, menajeri ve Koreli Pri yürüdük.
Yanında yürürken video çekince yüzünü tam göremediğimi fark edip geri geri karşısından yürümeye başladım o sırada biraz tökezleyince ben “Dikkat et ama” diye çıkıştı bana. Pri’ler için gerçekten çok endişeleniyor ve önemsiyor. O gün de gerçekten çok yorgundu. Saatlerce şirkette kaldı, prova yaptı…O kadar yorgun olmasına rağmen bizimle ilgilendi, arabaya binebilecekken bizimle yürüdü ve sorduğumuz soruları cevapladı. Şirkette ne yaptıklarını sorduğumuzda CEO ile konuştuklarını ardından da Jong Hoon ile prova yaptıklarını söyledi. Hong Ki ayrıldığında Jong Hoon hala çalışmaya devam ediyormuş ve geceye kadar çalışacakmış. Yani en azından Hong Ki’ye öyle demiş. Ve şirkete geri döndüğümüzde hala çıkmamıştı. Büyük ihtimalle gerçekten geceye kadar çalıştı. Ciddi anlamda azimli Jong Hoon.
Bana “Video mu çekiyorsun” diye sordu ben de “Evet” dedim. Arkasından kız “fotoğraf çekilebilir miyiz o halde”dedi. Sanırım benim videoya almamı bir sıkıntı olarak görmediğini fark edince fırsattan istifade sordu. Hiç beklemiyordum ama Hong Ki olur anlamında kafasını sallayınca içimi kaplayan mutluluğu anlatamam size. Kızla çekildikten sonra, “Kapat videonu sen de gel” dedi. Hong Ki bana ikinci kez gel dedi. Hayatımın zirvesi diye sarıldığım günden bahsetmiştim ya… İşte unutun onu… Gerçekten kimse ile böyle fotoğraf çekilmiyorlar…Gerçekten çok sanslıyım. Fotoğrafı ertesi gün uçağa binmeden önce instagram hesabıma yüklemiştim, ben Türkiye’ye dönene kadar patlak vermiş. Telefonunuzu açıp 500 instagram, dolusuyla”ne yaptın sen allah aşkına” temalı facebook mesajıyla karşılaşmak biraz garip oluyor tabii. Ayrıca, ikimizin de yorgun olduğu ne kadar belli, göz altı torbalarımıza birer madalya…
Daha önceki gün gördüğümde saçlarının uçları açık pembeydi. Neden saçlarının rengini değiştirdiğini sordum. Konserlerinin yakında başlayacağını söyledi. Sanırım 3 gün sonraki Seoul konserinden bahsediyordu. Yanımdaki kız konser çok yaklaştı sen niye çalışmıyorsun dediğinde, “tatildeyim bugünkü yeter” dedi. Kız ısrar ettiğinde ise kıza anlamıyor musun dercesine bakıp Japonca, İngilizce ve Korece “tatil, tatil” diye tekrarladı. FNC’de FTIsland ve CNBLUE o hafta tatildeymiş. Bana denk gelir hep böyle şeyler… Zaten elinde bir şişe var sürekli yolda giderken onu çevirip durdu. Yoldaki asfalt gerçekten çok bozuk. Nasıl oldu da hem bizimle konuştu hem yürüdü hem onu çevirdi anlamıyorum. Gerçi bana bakarken bir kere düşüyordu yanında yürürken. Elbette fırsattan istifade hemen koluna girip iyi olup olmadığını sordum. Çok şükür bir şey olmadı.
Yolda ilerlerken tekrar seslenip Türk fanlarına merhaba demesini rica ettim. Gerçekten, hem Korece konuşup ardından İngilizceye geçince afallıyorsunuz. Konuşurken iki dili aynı anda yürütmek zorundayım artık aklıma hangi dil geldiyse o an onunla konuşuyorum ama Korece’den direkt İngilizceye geçince afallamışım. Yani videoya bakıp aman ne kötü konuşuyor demeyin. Hong Ki var karşımda Hong Ki!!! İlk rica ettiğimde neredeyse düşüyordu, ikincisinde “Hello, Turkey” dedi. Evet bunu sizin için yaptım ^^
Yanımdaki kız gruptaki arkadaşları ile ilgili bir şey sordu. Grup üyeleri değil de grup içindeki arkadaşlıklardan bahsediyordu. Sürekli güldüğü için tam anlayamadım. Hong Ki ise kızdı, bir iki kere cevap vermedi. Arkasından kız nazlana nazlana “Neden arkadaşlığınız yok” gibisinden bir şeyler dedi. Hong Ki, sessiz ol tamam yeter şşt evime geldik artık dedi. Konuyu orada kapattı. Çocuk zaten yorgun kız niye bu kadar üstüne gitti anlamış değilim ama morali bozuldu.
Bu arada kızın konsere VIP bileti varmış. Sürekli “bak yine geleceğim, bu sefer arkaya geçir” gibisinden şeyler söyledi. Kızla daha sonra konuştum da… her konsere VIP bilet alıyormuş, arkasından odalarına girmeye çalışıyormuş her seferinde. Zaten evinin önünde de “Konserde yine görüşürüz” dedi. Kızın ana dili tabii, hiç sıkıntısız konuşuyor. Ben kesin arada hata yapıyorumdur ki bu da O’nun karşısında daha çok utanmama sebep oluyor…
Evinin önüne geldiğimizde “Gelsem olmaz mı?” diye sordum. Önce güldü ardından bahçe kapısını açtı. “Oppa, gerçekten gelsem olmaz mı?” dediğimde “Hayır” dedi. Ardından bahçeye girdi. Elbette şaka yapıyorum, beni evine davet edecek hali yoktu öyle bir beklentim de yoktu. Zaten yürürken öyle çok da ciddi durmuyordu, devamlı şakalaştık ve samimiydi. Bahçede ilerlerken “oppa, yalvarırım” diye bağırdım, O da bana kollarını sallayıp “Kaybol” dedi. Kötü düşünmeyin gerçekten yüzü gülüyordu. Hong Ki’yi tanıyan bilir zaten. Kabalık falan değildi yaptığı yani. Arkasını döndü ili elini de kaldırıp salladı. Ben de dinlenmesini, ve kendine dikkat etmesini söyledim. Bize iyi akşamlar dileyip evine girdi.
Bu da işte bana kollarını kaldırıp “Kaybol” dediği an. Kahkaha atarken videoyu titretmişim, ancak bu kadar net görüntü elde edebildim, gerçi buna net denir mi o da şüpheli. Hong Ki’nin evi şirketten çok uzak değil ama sanırım 15-20 dakika yürüdük. Gerçi biz biraz yavaş yürüdük ne kadar yavaş gidersek o kadar kar düşüncesiyle. Yine de bizimle gerçekten çok ilgilendi, yani sonuçta o yorgunlukla yapmak zorunda da değildi. O mutlu, biz de mutlu…
Evet arkadaşlar, yazılarımın sonuna geldik. Gerçekten son bölümü geciktirdiğim için tekrardan özür dilerim. Sorularınızı en kısa zamanda derleyip yanıtlayacağım. Ama biraz zaman alabilir, sonuçta bu yazının altındaki yorumları da beklemem gerekecek. İlginiz için teşekkür ederim 🙂
iremymc
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.