K-pop ve K-drama dünyasından haberdar olmak veya sürekli duyduğunuz ama anlayamadığınız terimleri öğrenmeye hazır mısınız? Hep duyup da bilmediğiniz ve sormaya da utandığınız kelime varsa artık bu yazıyı okuyunca yok olacaktır. Sizler için K-pop ve K-drama da sürekli duyduğunuz terimleri bir araya getirdik. Yani sizler için resimli, videolu ve gifli eğlenceli bir sözlük oluşturduk.
Bazı yerlerdeki kişisel görüşlerim için şimdiden af diliyorum. Belki bazlarına katılmazsınız ama, yazarken çok eğlendiğimi belirtmek isterim. İyi Okumalar.
A
Aegyo: Oyuncuların veya idollerin fanlarını etkilemek için aşırı sevimli ve masum davranması. Genellikle böyle aşağıdaki resimdeki gibi bir poz erkek veya bayan idoller tarafından yapılır.
Aigoo: Bu kelime hayal kırıklığını göstermek için kullanılır. Bizdeki ”ah be çocuğum!” veya ”hay allahım yaa!” deyimleriyle eşdeğerdedir.
Ajumma: Orta yaşlı evli kadınlara denilir. Basmakalıp olarak, bu tecrübeli kadınlar kısa saç permaları ve her yerde ev elbiseleriyle ya da pantolonlarıyla dolaşır. 30’lu yaşlardaki bayanlara ise böyle seslendiğiniz halde muhtemelen suçlanacaksınızdır.
Ajusshi: Kelime anlamı ”amca” dır ama sizden daha yaşlı, tanımadığınız bir adama kibarca seslenmek için de ajusshi diyebilirsiniz. Son zamanlarda yeni biten ”My Lovely Girl”de Krystal’in Rain’e ajusshi ajusshi diye seslenmesi, bende ”benim neden böye bir amcam yok ?” sorusunu sorma ihtiyacını doğurdu. 🙁
All-kill: Tüm önemli listelerde en üst noktaya ulaşan K-pop şarkıcısı için kullanılan garip şekilde bir şiddet terimidir. (Kill, ödürmek anlamını taşıdığı için)
Andwae: Genellikle güvensizlik, şok, korku ya da meydan okuma gibi anlarda kullanılan ve türkçesi ”hayatta olmaz/hiçbir şekilde!” olan kelimedir. Andwe ayrıca internette gezinirken ve bir skandal dolayısıyla tökezlerken ya da çirkin bir fan hikayesi okuduğunuzda istemsiz bir biçimde kendi kendinize defalarca söylediğiniz bir kelimedir.
Antis: Belirli bir oyuncu ya da şarkıcıya karşı cephe alan fanlara denir. Bu kişilerin antileri olurlar çünkü, kendi bias’larına kendilerince rakip görürler. Ve bazen gerçekten çirkinleşebiliyorlar 🙂
B
Bagel girl: Göz alıcı bir vücut ve bebeksi bir yüze sahip güzel kızlara denir.
Banana milk: Lee Min Hoo’nun oynadığı reklam filmini gördükten sonra direnemeyeceğiniz lezzetli bir Kore içeceğidir.
Bias: Hangi projede yer alırsa alsın ne yaparsa yapsın mutlak suretle ona destek olup her zaman seveceğiniz favori oyuncu ve idolünüzdür. Hiç şarkısı olmasa bile onun CD’sini, Mp3’nü 8-track’ini ve vinly’ni alacağınız insandır.
Bias ruiner: ”Bias mahvedici” Gelip de kalbinizin sahibini (bias’ınızı) yerinden eden oyuncu ve idoldür. Örneğin; ”Ben Rain’in o sevimli gülüşünü ve kaslı vücudunu görene kadar sonsuza kadar oppamın Hyun Bin olacağını düşünürdüm. İşte bu tam bir bias ruiner!”
Bodyrolls: Hem erkek hem kadın idoller tarafından yapılan ve fanlarını çıldırtan seksi bir Kpop dans hareketidir.
Bromance: Büyük etki yaratan, neredeyse romantik görünen iki aktör ya da iki idol arasındaki platonik ve yakın dostluk üzerine kurulu bir ilişkidir.
C
CF: Reklam filmidir. (İng. Commercial Film kısaltılışı) En sevdiğiniz K-drama ve K-pop yıldızlarının oynadığı, bazen çılgın bazen garip ama her zaman sevimli ticari reklam filmleridir. Örneğin Lee Min Ho ve Kim Hyun Joong’un oynadığı şu Magic Hole reklamına bakın.
Chaebol: Kore dizilerinde birçok kez denenmiş bir karakter tipi olup oldukça zengin şirketler grubuna sahip birinin varisidir. Şüphesiz Boys Over Flowers’da Lee Min Ho chaebol’lerin babasıdır. O evin zenginliğini hala unutamıyorum :S
Cheongmal: Güvensiz ve sıkıntılı bir ”Gerçekten mi?” kelimesi ile ifade edilir. Ardı ardına söylenmesi adamı bunaltabilir. Chongmal chongmal chongma chongmal?
Chincha: ”Sen ciddi misin?” cümlesinin Korece’de ki karşılığıdır. Aşağıdaki resmi görünce muhtemelen diyebileceğiniz bir kelimedir.
Chocolate abs: Seksi ve lezzetli karın kaslarına sahip Asyalı erkeklerdir. Biscolata erkekleri halt etsin!
Choding: ”Aegyo”yu sıkça kullanıp, çocukça davranan kişilere denir.
Comeback: Bir grup veya bir solo sanatçı yıllarca, aylarca ya da sadece birkaç hafta boyunca hele bir ilgi odağı dışında gözlerden uzak olsun. Bahse girerim ki onlar akabinde yeni bir proje ile comeback yapmaya hazırlanıyorlardır. Bu comeback olayı eğer fazla uzarsa -ki aslında çok uzun bir zaman diliminden bahsetmiyoruz- fanları dehşet verici bir biçimde isyan ederken, onların yanında durmamanızı tavsiye ederim.
Consept: Bir K-pop grubu ne zaman bir comeback yapacak olsa, imajlarını yeni albüm temasına uyacak üzere belli bir konsept dahilinde değiştirmeye çalışır. Konseptler bir grubun kariyeri boyunca çılgınca değişebilir. Örneğin, B.A.P grubunun ilk çıkış albümü Warrior konsepti ile son Hurricane konsepti arasındaki büyük farka bakın.
D
D Line: Eğer bebek taşıyan bir beden varsa, ”D” benzetmesi yapılır. (Şişmiş karın D harfine benzediği için.) Birçok erkek bira yoluyla D-line vücut hattına sahip olsada asıl D-line hamilelik yoluyla elde edilir.
Daebak: Büyük, pozitif ve muhteşem şeylere övgü ifadesidir.
Dongsaeng: Bir dongsaeng bir kardeş veya kendinizden küçük bir arkadaştır. Erkek veya kız eğer sizden küçükse sizin dongsaenginiz olarak kabul edilir. Özellikle bir kızsanız bu yerimi eğlenceli ve alaycı bir şekilde de kullanabilirsiniz: Eğer daha yaşlı bir kızsanız (noona’ya bakınız) kendinizden genç bir erkeği ismini kullanmak yerine ”dongsaeng” diye çağırarak onu kızdırabilirsiniz.
E
Eomeoni: Bir chaebol’un olduğu yerde, eomeoni asla çok uzakta olamaz. O erkek başrolün zengin ve başarılı annesidir. Aynı bizim Nebahat Çehre tam omoni kadın 🙂
Eye smile: Bir erkek veya bir kadın gülümsediğinde, gözlerinin iyice çizgi halini alması ve ayrıca kendilerine has bir gülümse oluşturmalarıdır. ”eye smiler”lar gülümsemesi genellikle sizinle flört etme ve kalbinizi çalma özelliği taşır. Bir adam veya kadın çılgın ve hatta kaba bile olabilir ama, böyle gülümsedikleri anda birden evrenin en şirin insaları haline gelirler.
F
Fandom: Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alıp seven kişiler topluluğu. Yani Kore pop kültürünü seven herkese verilen isim.
Fanboy ve Fangirl (isim ve fiil): K-pop veya K-drama tutkunu ve bias’ları ile favori gruplarına yoğun duygular besleyen kişilere verilen isim. Bir fiill olarak fanboying/fangirling, sevdiğiniz bias’larınız ve favori gruplarınız üzerinde aktif bir enerjiye sahip olarak yaptığınız eylemlerdir.
Fan Fiction: Fanların kendi yaratıcı yazarlıklarını ve kurgularını konuşturarak sevdikleri idoller ve oyuncular hakkında hikayeler yazması. Fan hikayelerinin genellikle romantizm üzerine olmasının yanı sıra bazen de erotik hatta tuhaf ve tüyler ürpertici konular bile içerebiliyor. Kimbilir belki de içlerinden biri ilerde gerçek bir yazar olabilir. Kaleminize kuvvet gençler!
Fanservice: Olayla bir alakaları olmasa bile bazı idollerin fanlarını memnun etmek için yaptıkları hizmettir. Örneğin, K-drama duş sahneleri… (Valla şikayetçi değiliz, beğenerek izliyoruz) 😀
Feels: K-drama veya K-pop klibi izlerken bazen ağlamanıza ya da çığlık atmanıza sebep olan yoğun duygulardır. Bazen fanatik hayranlar yaptıkları çılgın eylemler için suçlanabilir de. Mesela ben Teknosa’da ki Tv’lerde Rain’in ne zaman klibini görsem duygu patlaması yaşıyorum ve yanımdakiler benden utanarak kaçıyorlar 🙁
Fighting: ”Bunu yapabilirsin!” anlamı taşıyan insanı gaza getiren ve bu yüzden bazen de rezil eden kelimedir. Çoğu Kore fanı da eminim günlük hayatlarında ”fighting!”i çok kullanıyordur.
Flower Boy: Bir model gibi muhteşem çekiciliğe sahip ve iyi giyinen Koreli erkeklere denir. Boys Over Flowers dizisinin unutulmaz F4’ü buna en iyi örnektir.
G
Gangnam: Seul’deki zengin bir bölgedir. Genellikle büyük şirketlerin ve idollerin yaşadıkları ve alışveriş yaptıkları yerdir. Gangnam Stle şarkısı ile dünya çapında da oldukça bilniir bir yer haline gelmiştir. Aman işte bizim Nişantaşı, Bebek filan 🙂
Gangnam Style: Kore’den bihaber olan arkadaşlarınızın ve ailenizin şimdiye kadar gördükleri ilk K-pop videosudur. Öyle ki çoğumuz PSY fanı olmasak bile böyle herkes tarafından Kore adının anılmasıyla, sanki halamızın oğlu meşhur olmuş gibi sevindik ve gururlandık. Ve ayrıca eşinize dostunuza bunun üzerine bu K-pop’dan çok hoşlandığınızı söylerseniz, sizin manyak olduğunuzu da söyleyebilir. Tabi bilmedikleri şey bu K-pop’un sadece PSY yüzü. Ahh bir de diğer idolleri görseler onlar….:/
GIFs: Sık sık tekrar eden ve sürekli izlememize neden olan komik bir şeyin ya da seksiliğin animasyonlu kısa klipleri. Favori K-anılarımızı izlemek için bizlere fırsat verir.
H
Hallyu: ”Koreli dalgası.” Dünya çapında 1990 sonlarından beri Güney Koreli medya popülaritesi artışını ifade eder. Mücadele etmeyin boşuna zaten bu dalga ile süpürülüp gittiniz. Bir gün herkes bu etkinin altına girecek haberleri yok! 🙂
Hanboks: Birçok tarihi K-drama’larda görülen geleneksel Kore elbisesi. Bir tane de kendi üzerinizde denemek isteğiniz varsa, hiç şaşırmam. Hatta geçtiğimiz senelerde İstanbul’da yapılan İstanbul-Gyeongju Dünya Kültür fuarında deneyip fotoğraflar çekildiğinizi adım gibi biliyorum! 🙂
Honey thighs: Şekilli, hatta dokunmak istercesine dolgun görünen yuvarlak hatlar. (Mesela kalçalar, göğüsler, bacaklar) After School’dan Uee ”honey thighs” terimine en çok uyanlardan. Eğer sizin de bacaklarınız ince sopa gibi değilse, kara kuru bir şey değilseniz ”honey thighs” olmaya adaysınız. Bizim balık etten bahsediyorlar galiba 🙂
Hoobae: Bir sektörde daha az deneyimli ya da daha genç birine söylenen terimdir.
Hul: Utanç verici veya zor durumlarda kullanılan argo bir kelimedir. Aşağıdaki videodan da nerde kullanıldığını görebilirsiniz.
Hwa-ting!: ”Fighting!”in başka bir yazılış türüdür. Anlamı ”yapabilirsin!”, ”bol şans!” veya ”hadi bakalım!” dır. Ama bence ”Aja aja fighting!” en sevimlisi.
Hyung: Kelimenin tam anlamıyla büyük abidir ama aynı zamanda Koreli erkekler tarafından yakın oldukları diğer erkeklere de kullandıkları bir hitaptır.
I
Idol: Bazen yıllar süren eğitim ile sadece debut (piyasaya ilk çıkış) yaptıklarında, muhteşem dans becerileri, çekici şarkılar komik variety şovlar ve ara sıra da K-drama rolleri ile tüm fangirl’lerle fan boy’ları şaşkına çeviren kız veya erkek kişilere verilen isimdir. Asla unutmayın: Bugünün stajyerleri yarının muhteşem idolleri olabilir.
Idolization: Ortalama bir görüntüden, kilo kaybı, kaş alımı, kozmetikler, muhteşem saç stilleri ve belki de yani belki de birazcık estetik ile üst düzey seksi bir imaja bürünmekteki süreçtir. Hani şimdi kimse de diyemez Kore’de estetik pek yok diye. Yemeyelim birbirimizi 😉
J
Jeju Adası: Güney Kore’de gidebilecek cennet gibi bir tatil yeridir. K-drama’lar da zengin başrol erkeklerin bayanları etkilemek için veya fakir başrol bayanların ne tesadüftür ki hediye tatil kazandıkları bir yerdir. Bu Jeju’da ne aşklar yaşandı bee… Ne kiss’ler gördü o Jeju dili olsa da anlatsa…
Jjang: Korece’de ”en iyi” anlamına gelir. Ayrıca Mnet’de bir k-pop şovu başlığıdır. Bu kelimeyi söylemek için en iyi yol, sonundaki ‘g’yi vurgulayarak söylemek. Haydi hep beraber ”Jjangggggggg!”
K
Kekeke: Gülme ifadesi için ”hehehe” kulllanmak kulağa yeteri kadar sevimli bir gülüşmüş gibi gelmiyor. Bazı kişiler de -aslında tavsiye etmeyiz, yüksek sesle ”kekeke” diye gülüyor. Sadece mesajlarınızda kekeke’leyin. Kekeke’yi fazla kullanırsanız sevimli olmaktan can sıkıcı olmaya doğru gidebilirsiniz. O yüzden idareli kullanın lütfen. Kekekkekekek (Bak mesala bu bir abartı! 🙂
Kimchi: Lahana ve kırmızı biber tozu ile Kore’de sık yapılan ve sadece yemek için değil aynı zamanda öpüşmek için bir sebep olan (Flower Boy Ramen Shop’u bir izleyin), aile bağlarını anlatan ve de K-pop grup üyelerinin isimleri şeklinde bir yiyecektir.
Kkab: Rahatsızlık noktasında enerjik ve çılgınca davranan birini anlatırken kullanılan argo bir terimdir. Bu terimin belki de lideri Jo Kwon ”Ssanti” olarak bilindiği gibi manyak dansları ile ”KKAB Kwon” olarak da bilinir. Belki bazılarınız bilir. Bir dönem türk televiyonlarında fenomen haline gelen Meriç Erkan tam da bu tarz biriydi 🙂
L
Love Line: Birbirlerine abayı yakmış olan K-drama karakterlerinin bir izi. Örneğin, ”Jang Ok Jung, Live in Love” dizisinde, prens Dongpyung Yoo Ah In’in karakterine aşık olan Jang Ok’tan hoşlanırken, Jang Ok’a aşık olan Yoo Ah In’i de üç kızın istemesi ile bir ”love line/aşk hattı” oluşmasına sebep olmuştu. Evet biraz karışık bir durum.
M Line: 6-pack kasları olan erkeklerin gövdelerine bağlı olarak kullanılan bir terimdir. Diyet, egzersiz yaparak ya da vücut spreyi veya photoshop yardımıyla M-line hatlarına sahip olabilirsiniz. M-line hattına aynı zamanda Hershey’in çikolatalarına (Bir çikolata markası) benzediği için ”çikolata kasları”da denilebilir. Resimdeki oppallarımız sırf M değil A,B,C,D,….her türlü güzel hatta sahipler, maşşallah!
Maknae: Her K-pop grubunun bir en genç üyesi vardır ve maknae kelimesinin anlamı da genellikle melek gibi bir yüze sahip olup kötü ve yaramaz olan bu en genç üyeye verilen isimdir.
Manner hands: Ayrıca ”hover hands” yani ”ellerini gezdirmek” olarak da bilinen bu terim tam anlamıya bir erkeğin ellerinin bir bayanın omuzları üzerinde veya belinde gezinmesi ya da kısa bir temas kurması durumu. ”Manner hands” muhtemelen bir germaphobe (mikroplardan patolojik olarak korkan kimse) tarafından yanlışıkla icat edilmiştir.
Manner legs: Uzun boylu bir erkek veya bir kadın kendinden daha kısa birinin seviyesine inmek için, bacaklarını iki yana açarak alçalması durumuna denir. Bacakları bu şekilde açarken siz siz olun pantolon kalitesinde dikkatli olun. Yoksa allah korusun cırt diye yırtılabilir. Birisi için boyunuzu ayarlamak yırtılmış pantolonunuzdan daha önemli değil. Boşverin…
Melodrama: Son derece dramatik olan bu K-drama türü genellikle daha ilk bölümünün sonunda sizi ağlatır. İtiraf edin, en az bir kere ilk 6 bölümünde çocuk aktörlerin ve trajedilerin olduğu sağlam bir melodrama izlediniz.
Michyeosseo: Türkçeye ”Çıldırdın mı?/Delirdin mi?” olarak çevrilebilir. Bu sorunun sorulmadığı tek bir K-drama bile yoktur heralde. Hatta, dizi boyunca kimsenin bu soruyu sormaması gerçekten son derece inanılmaz olurdu. Bu tarz bir soruyu herhangi birisine sorabilirsiniz ve bunu abartılı ya da dramatik bir şekilde yaptığınızda fazlasıyla etkili olur. Örnek: Dongwoon hiçbir sebep yokken bu tarz bir şey yaptığında, ona ”michyeosseo?” diyebilirsiniz. Hatta böyle bir harekete birkaç tane ”michyeosseo” yapabilirsiniz.
N
Netizen: ”İnternet vatandaşı” anlamına gelir. K-pop ve K-drama netizenleri küçük veya aslında varolmayan sorunları alıp, büyük ve sonu gelmeyen durumlara dönüştürmekle bilinirler. Ayrıca moral polisi gibi davranırlar ve hatta bazı olaylarda K-drama hikaye gidişatını değiştirmeye çalışmak için online dilekçeler hazırlarlar. Netizenlerin antika hareketleri bulundukları güne bağlı olarak sinirlendirici veya komik olabilir.
Noona: Kore’de aralarında herhangi bir ilişkisi olsun olmasın erkekler tarafından ”abla” anlamında kullanılır. Erkekler kendilerinden büyük bayanlara ”noona” der. Bir noona genellikle kendini sayısız genç genç çocuk için sevgi nesnesi olarak bulur. SHINee dünyadaki tüm nooa sevenler için afişe olmuş bir gruptur.
Noona killer: Seksi genç adamlar göz kırparak, gülümseyerek, alay ederek ve ekstrem durumlarda manipülasyon yaparak (parmaklarındaki kimchi suyunu emmek gibi…off fenaa !) bütün noona’ların hayatlarını alt üst etme, kendilerinden geçirme yeteneğine sahiptirler. Aman noona’lar DİKKAT !
Noona romance: Türkçesi; noona romantizmi. Olgun bir kadın (noona’ya bakınız.) romantik bir şekilde genç bir adamla ilgilendiğinde, duyularını inkar etmesi çok zor olur. Kendi kendine konuşmak, dongsaeng’i hakkında garip hayeller kurmak veya eninde sonunda duyguları patlamadan ve olayı kabullenmeden önce onu aklından çıkarmak için dongsaeng’i ile randevuya çıkabilir. İşte bu durumlar noona romantizmine girer.
O
Omo!: Kore’nin ”OMG!/Oh My God!/Aman Allahım!”ıdır. Mevcut durumu daha da dramatik hale getirmek isteyen biri genellikle bu terimi kullanır. Son derece şaşırtıcı ve şok edici bir şey öğrendiğinizde ”Omo!” dersiniz. Eğer gerçekten çok şok olduğunuzu belirtmek istiyorsunuz arka arkaya hızlıca ”omo,omo,omo…” diyebilirsiniz. Ne kadar çok omo o kadar çok şok anlamı. Düz mantık 🙂
Oppa: ”Abi” anlamına gelen oppa, kızlar tarafından, kendinden büyük erkeklerle konuştuklarında kullanılan bir terimdir. ”Oppa” ayrıca kızlar hoşlandığı erkeklere, flört etmek ve duygularını göstermek için ağzında gevşek (oppaağğğğ) bir şekilde de kullanırlar. Asla ve hiçbir zaman bir kızın oppasına hakaret etme….sakın yapma!
OST: Açılımı; Original Sound Track. Türkçesi; Orjinal film/dizi müziği/şarkısı. K-Drama’lar da dizi için yapılmış tek bir şarkının veya albümün kısaltmasına denir. Ost’lar dizide izleyicileri ağlatmak veya mutlu hissettirmek için büyük bir güce sahiptirler. Yetkili kişiler izleyicilerin duygularını coşturmak için Ost’ları mükemmel bir şekilde dizinin en iyi ve en kötü sahnelerine yerleştirir.
Otoke: ”Ne yapmak lazım?” veya ”Ne yapacağım, ne yapacağız” anlamlarına gelir. Genellikle çaresizlik ve kafa karışıklığı durumlarında kullanılır. Bayan oyuncuların ”ottokeeee..” derken tavuk gibi çırpınan halleri görülmeye değer sevimliliktedir. Cümlenizin dramatik özelliğini yükseltmek için başka bir yol olarak ”Omo” terimine de bakabilirsiniz.
OTP: Açılımı; ”One True Pairing”. Türkçesi; Tek gerçek çift eşleşmesi. OTP, insanların favori eşleştirmelerini tanımlamak için kullanılan bir kısatlmadır. Romantik olsun veya olmasın, bazı insanları birbirlerine ait hissediyorsanız onlar için ”OTP” terimini kullanabilirsiniz.
P
Piggy Back: Genellikle çok fazla soju içilmesi veya dizide bayan oyuncunun yaralanması sonucu yakışıklı ve seksi bir erkeğin kızı sırtına alması, sırtında taşıması durumuna denir. Eğer ”sırtta taşıma” yoksa, ortada romantik bir ilişki de yoktur ve bu üzücü bir gerçektir.
Pinkberry: Bu terim bazı K-drama’ların ikinci bayan oyucusu için söylenir. Onlar adeta tart ve yoğurt gibi buruk bir tada sahiptirler. Nispet olsun diye dizideki ana çifti mahvetmek için komplolar kurarlar.
Pojangmacha: Bunlar çoğu K-drama’larda karakterlerin soju içip, lezzetli atıştırmalıklar yerken bir yandan da acılarını bastırdıkları, Kore sokaklarındaki çadır restoranlardır. Çoğu dizide ofis çalışanlarının patronlarına ettikleri hakaretler, aşk itirafları ve 5 dakikalık flasback kesitleri genellikle bu tenteli resroranların altında anlatılır.
Plastic Prince: Türkçe anlamı; plastikten prens. Muhteşem ”çiçek oğlan” olan bir kişi sadece plastik cerrahi tarafından geliştirilmiştir. Örnek: Super Junior üyesi Kyuhyun önce nasıldı ve sonra nasıl seksi olmuş aşağıdaki fotoğafta görüyoruz.
Plastic Surgery: Kore’de uzun zamandır büyük bir fenomen olan şey, kişinin fiziksel görünümünü değiştiren operasyonlar içeren ”plastik cerrahi !” Bu bir ”toplumca ideal olan”a uyum sağlamak da olabilir ya da hayran olunan birine benzemek için de…Güney Kore’de ki yaygın ameliyatlar göz kapağı, çene ve burun estetiklerini içeriyor.
Prince of Asia: Aktör ve şarkıcı Jang Keun Suk’un lakabıdır. JKS’nin dünyasında hem kendisi hem de fanları onun Asya’nın prensi olduğuna inanır. JKS’yi çoğunlukla Japonya’da şarkı söylerken, Kore’de müthiş filmler, diziler çekerken ve sosyal medya sitelerinde tuhaf ama komik ”selca”lar paylaşırken görebilirsiniz.
Q
Q_Q: Birçok duygudan ötürü ağladığında, ifade olarak yapılır.
R
Rainism: Teknik olarak ”Rainism” K-pop dünya yıldızı Rain’in 5. albümünün ismi. Ancak, herhangi Rain hareketi ”rainism” olarak kabul edilir hale gelmiştir. Örnek: ”Aman tanrım ! Rain nefes aldı ! Ahhhhh! İşte bu RAINISM!” (whitelotus:tıpki ben)
Rookie: Eğlence sektöründe henüz yeni çıkışını yapmış oyunculara veya idol gruplarına denir. Örnek: ”Rookie Ha Yeon Soo çıkışını ‘Monstar’ dizisi ile yaptı.” Rookie/Çaylak” başlığı bir yıl sonra veya içinde bulunduğu proje bitttiğinde öylece ortadan kalkmaz; sadece bir oyuncu veya idol sektörde belli başlı bir yere gelme başarısını göstermişse ”rookie” damgasından kurtulur.
S
S line: Bir bayanın vücut şeklini tanımlar. Vücudunuza yan profilden baktığınızda, eğer düz bir karın ve ”S” şeklinde kıvrımlı hatlarınız varsa tebrikler ! S line/hattı’na shipsiniz !
Sageuk: Genellikle Joseon döneminde geçen (1392-1897) ve kralı devirmek, prensi öldürmek ve en son prensesi bilinmeyen uzaklarda bir köye atmak -”Queen Mother”da işlenmiştir- gibi konuların işlendiği tarihi K-drama’lara denir.
Sangnamja: Tarz sahibi ”çiçek oğlan” aksine geleneksel, erkeksi adamlar için söylenen bir tabirdir. Ordu için eğitim gören ünlüleri izleyen ”Real Men” variety programı tarafından yaygınlaştırılmış bir kavramdır.
Sasaeng: Birkaç vidası eksik olan takıntılı ”fanlar”a denir. Bu sözüm ona ”fanlar” idollere ve oyunculara çirkin ve çoğu zaman da tehliki davranışları ile bilinirler. Sasaeng fanların daha önce idollerin evlerinin önünde beklemişlikleri hatta evlere zorla girdikleri, arabalarını ve taksilerini takip etmişlikleri, ürpertici, iğrenç ve sağlıklık hediyeler göndermişlikleri vardır.
Selca: Kişinin kendi kendisini kameralı bir telefon ile çekmesi. Starndart bir ”selca” yüz daha küçük görünecek şekilde cep telefonu aşağı tutularak ve son derece sevimli pozlar verilerek çekilir. ”Selca”lar herhangi bir sahne donanımı olmadan da çekilebilir ve hatta sevimlilik/zeka eklemek için de çeşitli kişisel karalamalar dahil edilebilir.
Shipping: ”Relationship/İlişki” kelimesinden türetilmiş bir terim olup, her türlü ilişkiye desteğini göstermek için kullanılır.
örnek: etkileme,aksiyon,hareket,etki
Fan tepkisi: ”Ohh hamann tanyımmm”
Skinship: Bir kişinin başka birine dokunması. Bu büyük bir dokunma da olmak zorunda değil. Eğer birinin eli yanındakinin eline hafifçe sürtünürse bile bu bir ”skinship”tir ve eğer bir kişinin omzu yanlışıkla başkasına sürtünürse bu da ”skinship” olarak kabul edilir.
Small face: Bu terim tam manasıyla bir kişinin yüz boyutunu tanımlamak için kullanılır. Teoride, küçük yüz daha müthiş bir görünüme sahip olmaktır. Hatta büyük objelerle yüzlerini karşılaştırdığında yüzlerinin ne kadar küçük olduğunu kanıtlamak için fotoğraf çektiren birçok idol ve oyuncu bulabilirsiniz.
Soju: Yeşil bir şişede satılan damıtılmış pirinç likörüdür ve tüm K-dramaların şarhoş sahnelerinde kullanılır. Ayrıca ”sırta alınma”ya giden yol olarak bilinir. Eğer o soju olmasaydı, birçok K-drama çiftleri bir araya gelemezlerdi çünkü çoğu başrolün bir ipucu nasıl alınır hiç bir fikirleri yok.
Ssanti: Korecede ”ucuz” anlamına gelir ama genellikle çeşitli variety şovlarda idollerin yapabildikleri saçma, hicivsel (yergi) danslara yönelik kullanılır. Mesela 2AM grubundan Jo Kwon’un kalçalarını sallayıp garip bir dans yapması ”ssanti” variety şov dansı diyince akıllara ilk gelen isimlerden biri oldu.
STP: İngilizce açılımı; Short for Second True Pairing. Türkçe anlamı; İkincil doğru çift eşleşmesi. Dizide ana çift dışındaki ikinci çift. Genellikle bir ikinci çift (STP) her dizide olmaz. Bu izleyicilerin dizideki ikinci erkek başrolünü içeren ideal çiftidir. İzleyiciler başroldeki bir kişinin yan roldeki kişiye daha uygun olduğunu düşünürse bu durum için ”STP” kısaltmasını kullanırlar.
Sunbae: Bu terim Korecede ”kıdemli” anlamına gelir ve genellikle okul ortamında kullanılır. En ünlü ”sunbae”lerden biri Korede gerçekte ismi ”Ülkenin Sunbaesi” seçilen Kim Hyun Joong’un oynadığı ”Boys Over Flowers” karakteri Yoon Ji Hoo’dur.
Teaser: Pek yakında yayınlanacak filmi, diziyi veya müzik videosunu özet geçen tanıtıcı nitelikli kısa bir video kliptir. Bir teaser, duygularınızı hareketlendirmek ve sizi en sevdiğiniz aktörleri ve idolleri yaptıkları iş de görmek için sabırsızlandırmak için yapılır. Bazı kişiler teaser’ları tekrar ve tekrar izleyecekler, diğerleri teaser’a müzik ekleyecek ve daha sonra gerçek teaser’ın gelmelerini beklerken, yapılan diğer teaser’lardan görüntüler alıp kendi teaser’larını yaratan fanlar oluşacak.
Teaser pics: Türkçe; tanıtım filmi fotoğrafları. Genellikle K-pop grupları tarafından yayınlanan teaser pics’ler, genellikle en son single parçaları veya albümleri için bir konsept beraberinde grup çekimleri ile birlikte grup üyeleri arasında çekilen süper harika ve dramatik fotoğraflardır.
Trainee: Sahne becerilerini ve yeteneklerini çalışmak için saatler harcayan çıkışını yapmamış idollerdir için kullanılır. Trainees/Stajyerler, henüz idolleştirilme sürecine geçmemiş kişilerdir. Örnek: LC9 üyesi E.Den önceden bir stajyerdi. Şimdi ise bir idol.
U
Ulzzang: Korecede ”en iyi yüz” anlamı taşır ve ortalamadan daha iyi görünen kişilere denir. Genellikle ulzzang’ların iri gözleri, porselen gibi pürüzsüz ciltleri ve online model yarışmalarında şampiyonlukları vardır. Ulzzang’lar sosyal medya sitelerinde oldukça popülerdir ve sık sık çeşitli Asya giyim siteleri için çalışırlar. Örnek: Park Tae Jun
Unnie: Korecede ”büyük kız kardeş”lere denir ve genç olan kızların aralarında ilişki olsun olmasın, kendinden daha büyük olan kızlara olan hitap şeklidir. Bazen utandırmak, yerin dibine sokmak için sinsi kızların yaşıtlarına söylediği de olur.
V
V line: Bir kişinin çenesinin şeklini ifade eder. ”V” şeklindeki dar bir çene hattı ”V Line” olarak kabul edilir. Bazı durumlarda, bu estetik çene tıraşı olarak bilinen bir prosedürler, plastik cerrahi yoluyla elde edilir.
Visual: K-pop grubunun en iyi görünümlü üyesi için kullanılır. Her üye bir konuma atanır ve evet ”visual” grup içindeki esas olan konumdur. ”Visual” grubun yüzüdür. Gruptan başka birilerini de ”iyi görünümlü” bulabilirsiniz ama teknik olarak bu piyasanın standartlarına göre o seçtiğiniz kişiler ”visual” ile boy ölçüşemez. Örnek: L , INFINITE grubunun ”visual”ıdır.
W
Wae?: ”Neden” sorusunun resmi olmayan, laubali şeklidir. Wae-yo ise resmi bir tabir olmak üzere genellikle öfke, şaşkınlık ve saf güvensizlik anlarında kullanılır. Aynaya bakarak aldatılma gibi çeşitli senaryolar hayal ederek pratik yapabilirsiniz. Mesela şöyle diyebilirsiniz, ”Sen beni aldattın WAE!?/Neden?” Ayrıca ”awww waeeeyoooooooo?!” gibi kelimeler sürükleyerek, bir hediye kapmak için, ”Aegyo” modasına ait bir ”wae” de kullanabilirsiniz.
World Star: Sadece doğduğu ülkede değil, yurtdışında da ün kazanmış aktör veya idollere denir. World Star / Dünya Yıldızına örnekler: Boa, Rain ve Lee Byung Hun.
X
X line: Uzun kol ve bacaklarla ince dar bir bele sahip bir kişinin vücut tanımlamasıdır. Bu durumda, bir örümceğin mükemmel ve doğal bir X line/hattı var diyebiliriz. Eğer sizde böyle bir vücuda sahip olmak isterseniz, Pilates ve yoganın uzuvları uzattığını duymuştuk. Bizden demesi !
Y
Ya!: ”Hey” demenin kaba bir tabiridir. Çeşitli küfürler içinde yedek bir kelime olarak kullanılabilir. ”Ya!” terimi kızgınken, öfkeliyken, şaşkınken, üzgünken ya da birilerinin dikkatini çekmek için kullanılabilir. Bu terimin daha iyi anlaşılabilmesi için, ”The Master’s Sun”ı izleyin. Bir ”Ya!” uzmanı olacaksınız.
Yeobo: Türkçe ”Tatlım/Hayatım” anlamındadır. Kore’de genel de evli çiftler arasında kullanılan ve sevgi ifadesi taşıyan, ruh okşayıcı bir kelimedir. Bridal Mask ”double yeobo /çifte yeobo” terimini tanıtarak engelleri yıktı. ”yeobo, yeobo” diye iki defa dendiğinde ölümsüz aşkınızı göstermiş oluyorsunuz.
Z
Zhjkgandfklkfh: Çok fazla duygu hisseder ama bunu tarif edemezseniz ya işte o zaman bu kelime yazılır.
Kaynak:dramafever
Çeviri & Derleme: whitelotus
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.