Onu zor zamanların üstesinden gelmeye iten şeyin ne olduğu sorulduğunda, Taehyun, “Benim ateşim, arzularım ve hayallerim; üyeler ve MOA’lardır.”

Hala hayranlarınızı yüz yüze göremiyorsunuz.

Taehyun: Bu durum benim için tam bir felaketti. Ama felaketi iyi bir şeye dönüştürmeye çabalamak daha mantıklı geliyor. Mümkün olduğunca pozitif kalmaya çalışıyorum.

FANLIVE sizi rahatlattı mı?

Taehyun: “Ah, sonunda” gibiydi. Sadece kamera önünde olduğunuzda, hayranların videoyu izleyeceğini bilmek ikinci kademe motivasyon gibidir. Ama öyle değildi, birinci kademe bir his vardı. Çünkü kendinize “Hayranlarım önümde, en iyi şekilde yapmam gerek” diyorsunuz.

Sonunda EBS radyo programından ‘Youth Communication Project: Listen’e geçtiniz. Listen’daki o beş ay nasıl geçti?

Taehyun: Duygularımı bu kadar belli edeceğimi bilmiyordum. Senaryoya çok fazla bağlı kalmadım çünkü samimi olmak istedim. Senorya ekibi bizimle ilgilendi ve rahat hissettirdi. Aniden ayrıldığım için ekipten ve dinleyicilerden özür dilerim ama umarım Listen hala iyi gidiyordur.

Listen ile işiniz bitmiş olsa da geri dönüşünüz için sarışın DJ’den gümüş DJ’e geçtiniz.

Taehyun: Ben beğendim, iyi oldu. Herkes merak ediyordu, ama artık göründüğü için daha iyi hissediyorum. (gülüyor) Rahatladım.

Yeni saç renginizle konsept fotoğraflarını çekmek nasıldı?

Taehyun: Önce WORLD versiyonunu çektik. Önemli bir albüm, bu yüzden bireysel fotoğraflarımı çekerken oldukça gergindim. Ama onları gözden geçirdiğimizde bana iyi göründüklerini söylediikleri zaman daha rahat hissettim. YOU ve BOY versiyonları için duygulara odaklandım. Kıyafetleri, makyajı, saçı ve tüm alanı değiştirildiğinde, kendimi daha çok duygusal olarak ifade etmem gerektiğini düşündüm. BOY’un yalnızlık duygusuna, YOU’un daha parlak ve renkli duygusuna uyum sağlamaya çalıştım.

Müzik videosunu çekerken, çekimlere dair bir sürü hikayeleriniz olmalı. Yani, bir araba yaktınız.

Taehyun: Gerçekten şaşırdım, beklediğimden çok daha sıcaktı. Yönetmen bile bize “Arkadaşlar, çok sıcak kaçın” dedi. (gülüyor) Ama bu gördüğüm en büyük yangın değildi. “Run Away” için büyük bir kapı yaktık, bu yüzden bu ikinci ateşli çekimdi.

Hayranlarınızın, tanıtımlardaki ipuçlarını anlamakta zorlanmasından hoşlandığınızı söylemiştiniz?

Taehyun: Önceden çekim yapıp beklemek zorunda olmak çok zor. Yaptığımız her şeyi tek tek yayımladığınızda hayranların yaptıklarımızı beğendiklerini ve bekleyemediklerini söyleyince  gerçekten mutlu hissediyorum.

Yakın tarihli bir V LIVE’da siz, Soobin ve Hueningkai, albümdeki “bir dansın” çok zor olduğunu söylemiştiniz. Ana şarkının koreografisinden mi bahsediyordunuz?

Taehyun: Aslında, hiç bu kadar zor olan ana şarkımız olmamıştı. Şarkı zor ama “No Rules” ile karşılaştırıldığında bu şekilde dans ettiğim için kendimi rahatlamış hissediyorum. (gülüyor) “No Rules” de tekrar nakarat kısımları olduğu için cidden telaşlı bir koşuşturma vardı. Ama bu şarkı için öyle değil çünkü çok fazla ayak işi yapıyoruz. (güler)

Peki ana şarkının koreografisi iyi miydi?

Taehyun: Herkes kendi rolünü iyi biliyor. Ben de ilk defa intro yapıyorum ve insanlar beni gördükten sonra performansı izlemeye devam edip etmemeye karar verecekler, bu yüzden pratik yaparken her şeyimi vermem gerektiğini düşünerek pratik yaptım.

Giriş bölümündeki “I know I love you” kısmında cıvıl cıvıl seslerin olması önemli olmalı.

Taehyun: Tıpkı müzikte olduğu gibi, şarkı söylemede de doğru ya da yanlış cevap olduğunu düşünmüyorum. Kulağa hoş gelen her şey en iyi seçimdir ve sanırım doğru sesi bulduğumu düşündüm. Cızırtılı ses çıkarma şeklim demo versiyonundan farklıydı ama ayarlamak ve doğru yapmak için yapımcıyla dikkatli bir şekilde çalıştım.

Albümün hangi bölümlerinde çalıştınız?

Taehyun: “What if I had been that PUMA” demosunu aldığımda, bunun iyi bir parça olduğunu düşündüm. Şarkı sözlerini aklımdaki tekerlemelerle yazdım ancak kendime güvendiğim kısımlar, cızırtılı sesleri yaptığım kısımlar oldu. Yapımcı Bang Pd’nim ve Yeonjun, baktıktan sonra, şarkıyı söylemesi daha kolay olan sözlerle değiştir dediler. Ama iyi yazdığımı düşündüğüm kısım aslında tutmadı. (gülüyor) Yeonjun, bazı yerlerini değiştirdi.

Ayrıca “Dear Sputnik” üzerinde de çalıştınız.

Taehyun: O şarkının sadece üst sıralarını ben yaptım. Tüm şarkılara biraz emek vermeye çalıştım, ancak beklentiyi karşılayamamaktan endişelendim. Biraz baskı hissettim ama şarkıya sözlerim eklendiğinde rahatladım. Bazı fikirlerim seçilmemiş olsa bile yazdığım benzer şarkı sözlerinin bir kısmı eklendiği için sanırım doğru yönde olduğumu düşündüm, bu his güzeldi.

Albüm üzerinde düzenli çalışmanın şarkı söylemenize etkisi oldu mu?

Taehyun: Yazdığım kadar şarkı söylememin de önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü melodilerin ne kadar iyi olduğunu göstermek istiyorsam önce ​​kendim kaydedip aralarında seçim yapıp, görmem gerekiyor. Bu şekilde çalıştığım zaman şarkı söyleme becerilerimin kendi kendine geliştiğini hissettim. Aklımda hiçbir ön yargı olmadan müziğin peşindeyim. Sadece yüksek notalara çıkabilmek veya iyi nefes alabilmek meselesinden daha çok, ne söylediğinizi anladığınız daha önemlidir. Sanırım bu yüzden vokalimin gücü ortaya çıktı.

Müzik dinlerken neye odaklanırsınız?

Taehyun: Bence herhangi bir ön yargıya sahip olmamalısın. Bir şeyi sevdiğimi söylemem onun iyi olduğu anlamına gelmez ve bir şeyden nefret ettiğimi söylemem onu ​​kötü yapmaz. Benim için hiçbir şey kötü değil çünkü her türü dinlerim. Müzik özneldir, ancak öyle olsa bile artık neyin trend olacağını tahmin etmeye başladığımı düşünüyorum.

Bu albümde oldukça büyüme gösterdiniz. 700.000’den fazla ön sipariş alındı.

Taehyun: Çok minnettarım. Sadece K-Pop’ta değil, tüm alanlarda… Weverse’ye devam etme sebebim de minnettarlığımı ifade etme yollarından biri.

Ve bu sadece sayılardaki büyüme değil. Şu an beğendiğinizi söylediğiniz Justin Bieber ile aynı şirkettesiniz ve geçen yıl en sevdiğiniz sanatçılardan biri olan Taemin size albümünü hediye etti.

Kaynak: Weverse Magazine

Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.