Scott Cohen, müzik sektörü için gizem gibi bir şey. Bir yandan ihtiyatlı bir şekilde sanatçıları ve müzik üzerine teknoloji girişimlerini (Spotify gibi) destekleyen mütevazı bir centilmen bir yandan da British Phonographic Industry* gibi sektör oluşumlarına tavsiyelerde bulunan bir güç oyuncusu. Müzik üzerine kariyeri, sanatçı menajerliği yapmasıyla 80’lerin sonunda başlamış oldu ancak teknolojinin, sektör üzerinde gelecekteki etkisini önceden gördü, bu duruma burun kıvıranların aksine. Sektöre 200 milyon doların üzerinde geri satış yapan başarılı bir şirket haline gelmesindeki büyük görüşünde zarif bir ahenk bulunuyor.
The Orchard olmak için adım attığı alan, dijital müzik çağına ait bir dağıtım şirketiydi. Ancak o dönemlerde birçok plak şirketi yöneticisi, dijital müzik pazarı konseptiyle alay ediyordu ve böylece evsiz Cohen ilk zamanlarını geride bıraktı. Bir arkadaş buluşmasında, kariyerinde dönüm noktası olacak ortağı ve dostu, 1966’da Seymour Stein ile Sire Records’u kuran Richard Gottehrer’ı buldu. Kurnaz bir müzik yöneticisi, performansçı ve “I Want Candy” gibi hitlerin yazımında rol alan Gottehrer, konsepti anladı ve 1997’de birlikte The Orchard’ı kurdular. Bugün, The Orchard müzik ve video dağıtım şirketleri arasında öncü olarak biliniyor ve 40’tan fazla global markette kendini gösteriyor. 2015’te Sony’den tam tamına 200 milyon dolar elde etti.
İleriyi gören vizyonu sağolsun Cohen, bir danışman ve konuşmacı olarak fazlasıyla talep gören bir isim. Bu ayın başlarında Groningen’deki Eurosonic Nooderslag (ESNS) konferansında, “Uçurumdaki Yarış – Stream’den Sonra Ne Geliyor?” adlı açılış konuşmasında geleceği inceledi.
Cohen konuşmasına hıncahınç dolu olan konferans salonunu 10, 20, 30, 40 ve 50 yıl önceki müzik sektörünü hatırlamaya davet ederek başladı. “80’lerde rap müzik bir çılgınlık olarak görülüyordu ve 90’larda sektördeki kimse MTV’siz bir dünya hayal edemiyordu. Bugün hiç kimse, stream sonrası veya hayran sonrası bir dünyayı kavrayamıyor. Her on yıl, müzik sektöründe bir şeyler ölüyor. Sıradaki şeyin ne olduğunu merak ediyorsanız teknoloji dünyasına göz atın.”
Yapay Zeka (AI), Cohen için bir ana trend. “AI; organizasyon, tavsiye ve aramada bugünkü iş dünyamızın sırtını yasladığı bir şey. Spotify’a her gün 20.000 yeni şarkı yükleniyor, insanların her bir şarkıyı dinleyip kategorize ettiğini ciddi ciddi düşünüyor musunuz?” Büyük veri* ve AI’ın çakışması bir pazar konsepti olarak müzik türünün ölümü olarak sonuçlandı, diye devam ediyor. “Türe göre arama diye bir şey yok artık. Spotify’daki New Music Friday ya da Daily Music, bir tür değil. Yapay zeka tarafından işletilen şarkı listelerinize şarkılar giriyor çünkü iyiler. iTunes’un 2017’deki en büyük parçası Despacito’ydu ve 2018’in en büyük sanatçısı Güney Kore’den BTS’ti, grubun iki albümü de Billboard 200’de zirvede çıkış yaptı. Türler tarafından yönetilen bir dünyada bunları Dünya Müziği olarak adlandırabiliriz.”
Cohen, BTS hayranlarının yalnızca “hayran” terimini yeniden tanımlamadığını aynı zamanda “hayran sonrası” dünyanın içine göz atmayı nasıl da sağladığını açıkladı. Özel bir oluşum olan “BTS ARMY”, Londra’ya gelen idollerini karşılamak için reklam panosu kiraladığında grubun Birleşik Krallık organizatörlerini şaşırtmıştı. Güney Kore’de ise BTS ARMY, grubun yıldönümlerini, konserlerini ve doğum günlerini kutlamak için düzenli olarak reklam ilanları kiralıyor. BTS ARMY’nin Amerika ayağı, grubu desteklemek için Times Meydanı’nda reklam ilanları kiralamak için bir araya geldi ve grubun Amerika’daki ilk stadyum konserinin biletlerini güvence altına almak için bir haftadan fazla kamp yaptı. Cohen, sektörün bu seviyedeki fanatik kitleyi güçlendirmesi gerektiğini söylüyor. “Bugün gruplar, hayranlarıyla böyle bir ilişki için ortam yaratmalı ve kendi başlarına bir şeyler yapmalarına destek olmalı.”
BTS’in dünyadaki nüfuzundan Cohen’in büyük tahminlerinden bir başkası olan “Batı sonrası” müzik sektörüne geçiş yapıldı. “Küresel nüfus 7.7 milyar insandan oluşuyor; halbuki Avrupa, Amerika ve Kanada bunun sadece 1.1 milyarını oluşturuyor. Peki ya geriye kalan 6.6 milyar insanı hedefleyecek misiniz yoksa yok mu sayacaksınız? Yok eğer yok sayacaksanız başınız büyük dertte. Hindistan’ın nüfusu 1.3 milyar ve Hindistan’daki milyonlarca insanın yaşam kalitesi iyi. Asya’da ise 4.4 milyar insan bulunmakta, birçoğunun cep telefonu var ve gün geçtikçe zenginleşiyorlar. Bir sektör olarak bunların hepsini düşünüyor muyuz?” Cohen, gelişmekte olan ülkelerdeki yüksek orandaki genç insanlarla Batı’daki yaşlanan nüfusu karşılaştırdı, sadece Batı odaklı zihniyeti aktarma ihtimali konusunda dürüst davrandı. “Bizim saçmalıklarımızı istemiyorlar; onların kendi müzikleri var.”
Cohen sektörün en kutsal varlıklarından biri olan albüm formatını delip geçerek tartışmalı mizacıyla sözlerine devam etti. “Albüm, başlangıçta yapaydı; kayıt şirketleri, daha fazla para elde etmek için bu formatı buldu. Bugün albüm diye bir şey yok. 20 yaş altındaki herhangi birinin zihniyeti şu şekilde: ‘Kimin umurunda, hitleri ver bana.'”. Ayrıca şu anki sonsuz seçim paradigmasının sonunu ayrıntılı olarak açıkladı. “Sınırsız web deneyi bazı açılardan başarısız oldu. Dijital servislere her gün yirmi bin yeni şarkı yükleniyor. ‘Her şey’e erişim imkansız! Güvenilir tavsiyelerin yeni modeline geçiş yapmalıyız.” Kendi döngüsündeki sosyal medya da bozulmaya açık, diye devam ediyor. “Sosyal medya bir zamanlar olduğu gibi değil. Bugün sadece üç öge var: kullanıcılar, kullanıcıların verilerini satan platformlar ve kullanıcılara bir şeyler satan markalar. Bu resimden markaları çıkardığımız bir gelecek düşünün. Genç insanlar kendi özel ağlarını yaratmaya başladı bile. Blok zinciri*, insanların müzikle bağlantısında tamamen yeni bir yol sağlayan otonom teknoloji olabilir.”
Cohen canlı müzik sektörünün esas önemine değindi ancak daha yenilikçi olmaya da davet etti. “Glastonbury* biletleri, katılımcıları açıklanmadığı halde 37 dakika içinde tükendi çünkü insanlar, ortak deneyimler için gerçek bir açlığa sahip. Canlı sektör, en mümkün olanı mı yapıyor yoksa daha azını mı? Yeni canlı müzik deneyimleri yaratmalıyız.” Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçekliğin (AR) rolü şu anda hafife alınıyor, diye devam ediyor sözlerine. “Müzik sektöründe AR’ın etkisi büyük olacak ama neredeyse kimse bununla ilgili bir şey yapmıyor. SAAB savaş uçakları yapımına yardımcı olması için karma gerçeklik kullanıyor ama müzik alanında, hologram olarak geri dönen vefat etmiş sanatçılar var sadece. Daha yaratıcı olmalıyız. VR bir sahneye gitmenin amacı ne ki, ben gerçek hayatta olmayacak bir şey deneyimlemek istiyorum! Müziği kullanarak tamamen yeni deneyimler oluşturalım. Karma gerçekliğin ilginç olduğunu düşünmüyorsanız muhtemelen yerinize başkası geçecek.”
Cohen daha sonra popüler müziğin merkezi olan bir konsepti analiz etti: pop yıldızı. “Öncelikle kendimizi ifade etmek için sadece seslerimiz vardı. Müzik aletleri yaklaşık 30.000 yıl önce icat edildi ama sadece son zamanlarda elektronik enstrümanlar yapılıyor, fiziksel alanda hiçbir belirginliği olmayan. Sıradaki evrimimiz AI oluşumlu müzik olacak. Film editörleri şu anda, film kesitleriyle mükemmel bir şekilde uyumlu doğru müziği iletmek için AI kullanıyor ve değişimler de saniyeler içinde yapılabiliyor. Makineler harika müzikler yazabilir ve egoları da yok. Instagram tamamen fotoğrafçılıkla yönetiliyor, yani şu anda yazı yazarken yazım denetimini kullandığımız gibi müzik üretirken de AI kullanacak mıyız? Müzisyenler AI ile çalışmaya başlayana dek bekleyin ve neler yaratabileceklerini görün. ‘Dark Side Of The Moon’ AI ile nasıl olurdu, Pink Floyd 2019’da neler yapabilirdi?”
Bir saatlik gelecek incelemesinin ardından ESNS delegeleri; AI, hayran sonrası, Batı sonrası, karma gerçeklik, blok zinciri egemenliğindeki geleceğin ne olduğu üzerine kafa yorarak konferans salonundan ayrıldı. Genel müzik sektörü de aynı soruları soruyor mu yoksa şu anki stream paradigmamız olmadan geleceğin akıl almaz olduğuna mı inanıyorlar? Cohen’in de dediği gibi her on yıl, müzik sektöründe bir şeyler ölüyorsa bunu öğrenmek için çok uzun beklememize gerek kalmayacak.
Kaynak: Forbes
* British Phonographic Industry, Britanya müzik sektörünün ticaret birliğidir.
* Büyük veri düzenli veya düzensiz olmak üzere, her gün yapılan çalışmaların işleyişini zorlaştıran büyük miktardaki veriyi tanımlar.
* Blok zinciri, orijinal olarak block chain, kriptografi kullanılarak bağlanılan ve güvenli hale getirilen, bloklar adı verilen, sürekli büyüyen bir kayıt listesidir.
* Glastonbury Festivali, İngiltere’nin Pilton, Somerset bölgesinde Glastonbury şehrinde yapılan bir festivaldir.
Diğer haberler kategorisi, diğer kategorilerle eşleşmeyen tarzda genel veya siyasi haberlerin yayınlandığı kategoridir.