Bu gece de Eric’i düşünmeden geçiremediğim gecelerden birisi.Özellikle de son günlerdeki ” turuncu ” renk tartışmasından ve bu yüzden,Eric’e düşüncesizce yüklenenlerden hatta seviyesini düşürdükçe düşürüp beddua etmeye kalkışanlardan sonra.Onun içini göremedikleri için onu ateş altına alanlara ciddi anlamda tahammül edemiyorum artık …
Henüz çok çok çok yeni bir Shinhwa hayranı olsam da ve onlar hakkında neredeyse hiçbir şey bilmesem de konserlerde,etkinliklerde vs. diğer Shinhwa üyelerinin Eric hakkında söyledikleri aklıma geliyor saat gece yarısına yaklaşırken.
Eric’in,grubu ile ilişkili maddi sorunları çözmek için varını yoğunu ortaya koyduğunu görmek ~ büyük sorumlulukların,büyük bir güçle geldiğini ya da büyük bir güce ihtiyaç duyduğunu kavradığımdan ötürü beni derinden etkiliyor.
Aslında,şu an odaklanmak istediğim nokta; maddiyat veya para değil.Yine de,paranın bu dünyadaki en gerekli şeylerden birisi olduğunu biliyorum ve Eric,kimisi için rahatsız edici-anlamsız olsa da böyle kapitalist bir toplumda yaşadığı halde harika bir seçim yapmış sevdikleri uğruna.
Eric,ortalıkta aptal aptal sırıtarak (aptallıktan kastım; saflık,masumiyet elbette) gezinen bir tiptir genellikle.
Grup üyeleri arasında hiçbir ayrım yapmadığım-yapamadığım şüphe götürmez bir gerçek.Buna rağmen,herkesin bildiği gibi; hayranı olduğunuz grubun içinde ” birisi ” vardır ve o ” birisi ” diğerlerine göre bir adım daha öndedir genellikle.Büyük bir kesimin ” bias ” olarak adlandırdığı şey.Ve,benim biasım da Eric değil aslen; lakin,bir süredir tuhaf bir şekilde aklımdan çıkmıyor ve biasımla bir yarış içine girdi adeta.İşte bu yüzden,bazı zamanlar ” şirin liderim,erkek güzelim “ şeklinde söylenerek deli gibi dolaşmama ve ona,adeta bir prens gibi davranmama karşın bir şeylerin,onu çok alışılmadık-farklı yaptığını düşünmekten de kendimi alıkoyamıyorum.
Eric’in yüklendiği sorumluluklar ile alakalı gerçekleri okuduğum her seferde; çok yakınımda olan ve sonsuz kıymet verdiğim birisi,mükemmel işler yaparak herkese yetiyormuş gibi hissedip de ardından neden mahvedici-hüzünlendirici duygulara kapılıyorum bilmiyorum.
Sanırım bir programda; Eric,lider olarak seçilmesinin tek sebebinin yaşça en büyük olmasından ileri geldiğini ifade etmiş.
Göze çarpan bir özelliği dışında hiçbir özelliği olmayan birisine liderlik görevi verilseydi; o kişi sorumluluğunun altında ezildiğinde,Eric’in büyük ölçüde tek başına taşıdığı bu sorumluluğun ağırlığını kim üstlenebilirdi merak ediyorum.
Kapıldığım o hüzünlendirici duygular; yaşı kemale ermiş annelerin çocukları çok güç olan bir şeyi başardığı vakit,annelerin onları uzaktan izleyerek gurur duymalarına ve gözlerinin dolmasına benziyor belki de.
Bir şeyden ötürü gururlanmak muhteşem fakat tamamen farklı bir dünya.Şu andan itibaren,kaygılarım katlandıkça katlanmaya ve kalbimi derinden acıtmaya başladı yeniden.
Dediğim gibi; Eric,ortalıkta aptal aptal sırıtarak dolaşan bir tiptir ve o anlarda,aşırı tatlı yüklemesinden dolayı içten içe ölürüm ben genellikle.Lakin ona taktığım ” ŞİRİN liderim “ söylemine uyan,adeta şefkate muhtaç küçük bir çocuk misali olan Eric’e değil de korumacı,iki kolu ile grubunu her şekilde saran,daima sarsılmadan durmak için emek sarf eden Eric’e dair öyküler duyduğumda; içimi kocaman bir üzüntü esir alıyor.
Shinhwa Company‘nin maddi sorumluluğunu alan tek kişinin o olduğunu ve arkasında duranlar,onu fazlası ile teşvik ettiği için bu sorumluluk duygusunu muhafaza ettiğini biliyorum.
Kim bilir; böyle bir şeye hiç gerek duyulmasaydı bile,bu sorumluluğu isteyerek kendi omuzlarında taşıyabilirdi yine.Belki de bu kadar fedakar olması beni hüzünlendiren asıl noktadır.
Yüklendiği sorumluluklar yüzünden,insanların cesaretini kırmanın yanlış bir şey olduğunu biliyorum.Vurgulamak istediğim şey şu; Eric’in taşıdığı ağır yükü kim hafifletecek ? Tam anlamı ile kim yapabilir bunu ? Grup üyeleri dahi ne kadar destek çıkabilir ki ona ?
Sadece bu da değil; Eric,iyi bir şeyler yaparken bunların karşılığını bekleyen türde bir insan değil,her zaman aşırı derecede iyi niyetli.
Sevdikleri,grubu söz konusu olmadığı sürece hatta,kimi zaman onlar söz konusu olsa dahi bir şeyler için kavga etmekten hiç hoşlanmıyor.Kendisine,sürekli olarak ” kıdemli “,” amir ” vs. gibi davranılmasını pek sevmiyor.En içinde,hala büyümemiş olan şeker ve yaramaz bir çocuk yaşıyor.Bunlardan ötürü,kalbim daha da rahatsız hissediyor.
İnsanlar; kitaplarda,filmlerde,dizilerde görevini sessizce ve kusursuz olarak yerine getiren karakterlere odaklanır lakin gerçek hayatta,bu hiç böyle değil.Öyle olsaydı,başta Eric olmak üzere Shinhwa’ya hak ettiği değer verilirdi.
Bir programda,Eric’in; ” azcık alkol yüzünden kendini kaldıramadığını ve hemen babasını arayarak adeta minik bir bebek gibi ilgi beklediğini “ söylediğini duyduğumda içim paramparça olmuştu.O zaman da hüzünle dolmuştum,sinir katsayım artmıştı ve böyle hassas bir insanın,devasa yükler yüklenmiş bir vaziyette nasıl ilerleyebildiğini merak etmiştim.
Bugünlerde,yüzümü ne zaman Eric’e dönsem; hayranlık,sevgi ile beraber kederim de taşmaya başlıyor.Hilenin-kurnazlığın ne olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan,koca bir dünyanın sorumluluğunu kucaklayan ve masum bakışlarla çevresine göz gezdiren Eric’e bakmak ~ o kadar büyük bir karmaşaya sebep oluyor ki bende.
Konu Shinhwa olduğu zaman; Eric kendini daima ikinci planda tutuyor,bir sürü problemi yalnız başına çözüyor ve sorunlar,bilhassa grubunu etkilemesin veya onlara kadar dokunmasın diye bu sorunların hepsi ile kendi kendine cebelleşiyor.
Kim olduğunu anımsamıyorum ama ona yakın olan birinin,Eric hakkında: ” Eric,lüks hayatın keyfini süren savurgan bir tiplerden değil.Genellikle evden (online),daha ucuz alışveriş yaparak para tasarruf etmeye çalışıyor.Geçmişteki aktiviteleri sayesinde bir yığın para kazanmış olmalı.Yine de,kendi için para harcamayan ve çocuğunun evliliğine katkıda bulunmak için devamlı para biriktiren bir anneyi andırıyor adeta.Ayrıca,beraber çalıştığı insanlara karşı fazlası ile cömert. “ dediğini okumuştum bir yerde.Bunu okumak da fazlası ile acı vermişti.En içinde,hala büyümemiş bir çocuk yaşatan bu adam; ne zaman büyümesi gerektiğini de çok iyi biliyor çünkü …
Onun yüzünde,sevimli bir tebessüm daima takılı duruyor.Lakin,hüzünden dolayı; aslında yüreğinin kararıp kararmadığını ve bunu gizleyip gizlemediğini merak ediyorum.Başkaları tüm bunların farkında mı ? Bunu da merak ediyorum.
Onun için yapacak hiçbir şeyim yok,elimden hiçbir şey gelmiyor maalesef.Tek bildiğim; erkek güzelimin sadece yüzünün güzel olmadığı ve bu dünyadaki,içi en güzel olan insanlardan birisi olduğu.
O; hem onu sevenler hem de grubu için eşsiz bir lütuf. Eric Moon; göz alıcı yıldızlarla dolu olan huzur verici bir gecenin yani Shinhwa’nın parlak Ay’ı …
Onun hakkında atıp tutmadan,ileri geri konuşmadan veya yorum yapmadan önce kendinizi durdurun ve bu satırlara döktüğüm cümleleri düşünün lütfen en azından …
Okuduğunuz için şimdiden teşekkürler,yazının başında belirttiğim gibi; daha çok yeni bir hayran olduğum için hatalarım olmuş olabilir.Bu yüzden de özür diliyorum …
* ÇEVİRİLERİMİN VE HABERLERİMİN; ” PAYLAŞ ” SEKMELERİNİN KULLANILMASININ HARİCİNDE,KOREZİN SİTESİNDEN DIŞARI ÇIKARILMASI VE KOPYALANMASI KESİNLİKLE YASAKTIR ! LÜTFEN EMEĞE SAYGI GÖSTERİN VE EMEK HIRSIZLIĞI YAPMAYIN ! AKSİ HALDE; GEREKEN MUAMELE VE İKAZDA BULUNULACAKTIR ! TEŞEKKÜRLER … *
Derleme-Haber-Yazı: ŞeymaNur_5890
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.