“Pokemon” izlerken kendini Pokemon sanıp dört yaşında balkondan atlayan Ferhat yüzünden Sağlık Başkanlığı devreye girdi ve “Pokemon“u yasakladı. Bu yüzden bir nesil “Pokemon”dan mahrum büyüdü.
Şimdi de Türkiye’de “K-Pop” “Yasaklandı deneyelim de takibe alındı.” diyelim.
Gerekçe
Ülkemizde K-Pop, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından “eleştiriler” birincil dayanak gösterilerek takibe alındı. Bakanlığın harekete geçmesinin nedeni olaraksa 10 Ağustos’ta yerel medyada “Hadımköy’de Kaybolan Üç Küçük Kız” haberi gösterildi.
Haberi bilmeyenler için kısa bir özet geçmek gerekirse, yaşları 11 ila 15 arasındaki ikisi kardeş biri arkadaşları olan üç kız çocuğu evden piknik yapacağız diye çıkıyor. Ve geri dönmüyorlar. Birkaç günlük endişeli arayışın ardından çocuklar lunaparkta bulunuyor. Bulunduktan sonra polisteki ilk ifadelerinde çocukların Güney Kore filmi izledikten sonra filmin etkisinde kaldıkları için Kore’ye gidebilmek amacıyla evden kaçtıkları söyleniyor. Ve bundan sonra medyada K-Pop hayranlığı ve akabinde Kore hayranlığı tekrar masaya yatırılıyor. Pedagoglar, öğretmenler, eğiticiler ve uzmanlar konu hakkında görüşlerini belirtiyor.
Bakanlığın takiple ilgili gerekçesi sonrası kaybolan kızlarla ilgili haberleri ben de inceledim. Benim çelişkili bulduğum birinci nokta, annenin henüz kızlar bulunmadığı sırada verdiği şu ifadesi,
“Anne Semra Yüksel, “Polis kızların otobüs kartlarını kontrol etti ve kullanılmamış. Yine büyük kızım Eslem Tuana, en son sosyal medya üzerinde Özbek bir kişiyle konuşmuş. O kişiye ‘ben basketbol oynamaya gideceğim’ demiş. Şimdi bu Özbek kişi gözaltına alındı.” diye konuştu.”
Yani çocuklar bulunmadan önce Özbek birinden bahsediliyor. Ve Facebook üzerinden iletişime geçiliyor.
Kızlar bulunduktan sonra ailenin bir diğer ifadesi,
“Kızlarda çekik gözlü hayranlığı var.”
Anne çekikleri mi karıştırdı acaba diyeceğim ama karıştırmış olamaz. Çinli, Japon, Moğol değil de neden Özbek? Üstelik basın da gözaltına alınan kişinin Özbek olduğunu doğruluyor.
Bence buradaki asıl sorun -15 yaşındaki çocuklara ailenin sahip çıkamamış olması. Hadi diyelim ki çocuklar yaptı bir çocukluk. Peki ama ailelerin sosyal medya kullanımı ve denetimindeki bilinçsizliğine ne demeli bilemiyorum. K-Pop olayın neresinde bulamadım.
İkinci bir husus, kızlar bulunduktan sonra verdikleri ifade. Çocuklar,
“İzlediğimiz filmin etkisinde kaldık.” diyor.
Bir daha belirtelim,
“İzlediğimiz filmin etkisinde kaldık.”
Ben yine olayda K-Pop göremiyorum.
Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu!
O zaman Güney Kore filmlerinin ve dizilerinin takibe alınması gerekmiyor mu?
Hani şu her gün bir tanesinin ülkemizde dizi sektörünce maden bulmuşçasına uyarlamasının yapıldığı, dizi ve filmler. Hükümete yakınlığıyla bilinen ATV’de özellikle son yıllarda sayısız Güney Kore filmi yayınlandı. O zaman neden filmlerde çalınan K-Pop şarkıları konusunda duyarlı olunmadı?
Bir de devlet kanalı TRT’de yayınlanan Güney Kore filmleri, dizileri takibe alınmalıydı. Çünkü çocuklar televizyondan da izleyip Güney Kore etkisinde kalmış olabilirler. Ama onun yerine “K-Pop” takibe alınmış!
Benim bu konuyla ilgili fikirlerim [şu] yazıda mevcuttur. Hayranlığın ve herşeyin bir sınırı olduğu düşüncesindeyim. Hayranlığı abartanlar var evet. Ancak bu kişilerin bireysel sorunlarıdır.
Ben de birçok kişi gibi ülkede yığınla çözülmeyi bekleyen sorun varken K-Pop için bu kadar duyar kasılmasını anlamıyorum.
Asıl Gerekçe Ne?
Yasak konusu yine hükümete yakınlığıyla bilenen basın, yayın organlarında yazılan, çizelgelerden dolayı beklenen bir durumdu zaten ancak olayın görünmeyen nedenini ben sade bir vatandaş olarak anlayabilmiş değilim. Anlayan varsa lütfen bizi aydınlatsın.
Olayların seyrine bakıldığında orman yangınları esnasında “Help Turkey” hashtagiyle ilgili FETÖ bağlantısı yönünde iddialar olduğu için Twitter’da da K-Pop fandomlarınında yer aldığı yardım mesajları sonrası özellikle K-Pop hakkında artık düğmeye basıldığı yönündeki iddialarda mevcut. (Aslında yasak nedeni olarak bu konu sunulmuş olsaydı belki daha akla yatkın olabilirdi.)
“(Kore hayranlığı) rahatsız ediyor.” diye bir gerekçe dahi sunulabilirdi.
Bundan sonra ne olacak peki?
Ülkemin gençleri Oscar kazanan “Parasite” filmini izlemeyecek mi?
Birleşmiş Milletler’de konuşma yapan BTS kim bilmeyecek mi?
[Abartalım] Dizi, film izleyince sonumuz böyle mi olacak? [Kuzey Koreli Dört Genç, Güney Kore Dizisi ‘Penthouse’u İzledikleri için Ağır Ceza Aldılar]
K-Pop artık Türkiye için de “Berbat bir kanser” mi? [Kim Jong Un “K-Pop’ı Berbat Bir Kanser” Olarak Nitelendirdi]
[Daha da Abartalım] Korunmaya alınan gençler sırf Güney Kore hayranı olmasın diye tarih kitaplarından Kore Savaşı kısımları kaldırılacak mı?
Güney Kore’ye “kardeş ülke” demek suç olacak mı?
Güney Koreliler gibi olmayalım diye, “Güney Kore cilt, güzellik bakımları” uygulanmayacak mı?
Gençler yüzlerine Güney Kore menşeli kağıt maske ya da makyaj yaptı diye gözaltına alınacak mı?
“Gangnam Style” dansı yapanlar geriye dönük videoları izlenerek “K-Pop akımının elebaşıları” olarak suçlu ilan edilip, yargılanacaklar mı?
Tüm bunlar olmayacağı, olamayacağı için denetime/takibe alınan kısım Güney Kore değil sadece “K-Pop”.
Aile Bakanlığı‘nın yığınla sorun arasında el attığı K-Pop konusunda yükü hafif olur diye düşünüyorum. Çünkü böyle gidersek, sütün 10 TL olduğu bir ülkede çocuğunun karın tokluğunu düşünmeyip internete para verip K-Pop‘a ulaşmayı başaranların sayısı bir iki seneye bir elin parmağını geçmez.
Tamamen yasaklanırsa da “Pokemon” gibi “Ferhat uçtu” diye bir nesil böyle büyümeye mahkumuz.
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.