J-Hope, çıkışından beri hiç değişmedi. Başkalarına davranış şekli, BTS hakkında hissettikleri, dans etme tutkusu, hiçbir yere gitmediler; derinden bağlı inançlarının, iradesinin ve hayallerinin genişliği ile birlikte sadece derinlikleri değişti.
“Butter” Amerika Birleşik Devletleri’nde büyük bir etki yarattı.
J-Hope: Hazırlanmak için çok çalıştım. Ne zaman kasıtsız bir başarıyı kucaklamaya çalışsam, yarım mutluluk, yarım bir duygu gibi başardıklarım hakkında ciddi ciddi düşünmemi sağlıyor. Ayrıca böylesine onurlu bir başarının beraberinde gelen bir sorumluluk duygusu var. ARMY bizi bir numarada tutmak için çok şey yaptı ve bunun için inanılmaz minnettarım. Aynı zamanda Amerikan pop müzik dünyasında isimlerimizin giderek daha fazla insan tarafından tanınmaya başladığını da fark ettim.
Görünüşe göre başarı ne kadar büyükse, o kadar çok şey düşünüyorsunuz.
J-Hope: Geçmişte bunu alçak gönüllülükle kabul etmekten mutlu olurdum ve sanırım bu olgunlaşmamış olmanın verdiği bir şeydi. Sekiz yılı aşkın süredir sürekli çalışıyorum, bu süre içinde çok şey başarmak kolay olmadı. O yüzden şu andan itibaren her şeyi olduğu gibi nasıl sürdüreceğime ve şu anda nasıl bir tavır ve duruşa sahip olacağıma dair bir soru işareti koyuyorum. Temelde henüz çözemediğim bir ev ödevi gibi.
Bu tür düşüncelerinizin kendinizi bir sanatçı olarak ifade etme şekliniz üzerinde nasıl bir etkisi var?
J-Hope: Ben bir sanatçıyım ve hiçbir performansı hafife aldığımı düşünmüyorum. “Dynamite”ı yaptığımızdan beri performanslarımın üzerinden geçme sayısı çok arttı. Dansları öne çıkarmaktan sorumlu olduğumu hissettim için elimden gelenin en iyisini yapmam gerektiğini düşündüm. Bu kadar çok insan size sevgilerini gönderirken bir performansınızın kötü olmasını istemezsiniz. Üyelerin de her biri böyle düşünüyor. Performanslarımızı tekrar etmenin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz.
Pratik stüdyosunda bir uyum atmosferi olduğu görülüyor.
J-Hope: Birbirimize uyum sağlamak için uzun süre tekrar tekrar pratik yapmak zorundaydık. Yaklaşık 10 saat pratik yapar, performanslarımızı gözden geçirir, ara verir ve sonra hemen geri döner, biraz daha dinlenir ve tekrar pratik yapardık. O zamanlar öyleydi ama şimdi, tüm bu deneyimlerden sonra her üye nereye odaklanması gerektiğini biliyor. Bu yüzden eğilimlerimizi koordine ediyor ve yoğun atılımlar yapıyoruz ve doğru olana kadar ne gerekiyorsa yapıp sonra bir mola veriyoruz. O yüzden artık düşünmemize bile gerek yok. Yapmamız gereken her şeyi çabucak yaparak biraz dinlenebiliriz. Artık iş ve pratik konusunda daha verimliyiz.
Bunun size bireysel olarak bir etkisi oldu mu? Performanslarınız hakkında daha fazla düşündüğünüz, konsantre olduğunuz kısımlar değişti mi?
J-Hope: Dans önemli ama sanırım görsel yönün de ne kadar önemli olduğunu anladım. Bu günlerde saç stilimi değiştirmemin nedeni, görünüşümün şarkıyla doğal olarak karışmasını istemem. Her zaman bir dansçı olduğumdan, en iyi yapabileceğim şeyler üzerinde çok çalışmaya devam ettim. Açıkçası görsellerle aşırıya kaçmamak önemli, bu yüzden performansı hep üstte tuttum ve benim için en önemli kısım bu.
“Butter”daki dansınız aynı zamanda karakterinizi göstermeniz gereken bir performans. Neyi göstermeyi umuyordunuz?
J-Hope: “Butter”da ne kadar büyüdüğümü göstermek istedim. Stil cesur ve iyi dikilmiş takımların etrafında her şey seksi hissettiriyordu. Elimden geldiğince bunu aktarmaya çalıştım. Bunu ifade etmekte iyi olan üyeleri izleyerek çok şey öğrendim. Deneyebileceğimi düşündüğüm tüm farklı yolları kullandım ve hepsini birlikte erittim, tereyağı gibi pürüzsüz. (güler)
Performans sırasında aklınızdan neler geçiyor, özellikle de tüm dikkatler üzerinizdeyken? “Butter”daki yavaş hareketlerle dolu o dikkat çekici dans ve MMA 2020’de “Dynamite” için yaptığınız solo disko dansını yaptığınız gibi.
J-Hope: Benim zihniyetim değişmiyor. Spot ışıkları benim üzerimdeyken benim için bir fırsat. Ekibimiz ve yedi muhteşem üye arasında parlamam için bir şans, bu yüzden her zaman elimden gelenin en iyisini yaparak bu tür fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Kendimi geliştirdiğimi göstermek istiyorum. Uzun zamandır dans ediyorum ama her zaman daha fazlasını yapabileceğimi hissediyorum, bu yüzden çaba sarf ediyorum ve gerçekten iyi sonuç veren bir şey yaptığımda zevk alıyorum.
Ancak, “Butter” fancam’inize bakarsanız, ana kameranın odağı olmasanız bile dans eden diğer üyelerle birlikte sürekli tepki veriyorsunuz.
J-Hope: Bunu bilinçli olarak yapmıyorum. Ama bu günlerde yurt dışındaki ödül törenlerini ya da pop sanatçılarının videoya çektikleri performansları izlediğimde gerçekten çok fazla kurgulanmış bölümleri yokmuş gibi hissediyorum. Tüm sahneyi gösterirken sanatçıların enerjisini yakalıyorlar, bu yüzden her zaman nerede ve nasıl filme çekileceğimi asla bilmediğimi düşünüyorum. Yani kamera esas olarak Jin hyunga odaklandığında bile, bazı durumlarda beni hala arkada görebilirsiniz ve bu yüzden onun rolüne müdahale etmemek için arka plandaki ruh halini ayarlamak iyi bir performansın son derece önemli bir parçasıdır.
Çok tutarlı olduğunuzu sanıyorum. SUGA şarkının sonuna doğru rap yapmak için öne çıktığında, havayı yükseltmek için küçük çığlıklar atmaya devam ediyorsunuz.
J-Hope: Bunu yapmak çok eğlenceli, biliyor musunuz? (güler)
Gruba bağlı kalırken, kendinizi bireysel olarak ifade etmeye devam edebildiğiniz sürece iyi bir denge sağlıyor gibisiniz.
J-Hope: Katılıyorum. Sanırım bu her zaman kafamın içinde olan bir şeydi ama büyük grup yapısı içinde performans gösterdiğim için buna karışmamak her şeyden önce gelir.
“Permission to Dance” performansı bu anlamda “Butter”dan farklı bir tada sahip. “Butter” her üyeye parlama anını verirken, “Permission to Dance” tüm grubun genel ruh haline önem veriyor gibi görünüyor. Parlak ve umutlu olma özelliğinizi ortaya çıkardığınızı hissediyorum.
J-Hope: Şarkıyı ilk dinlediğimde, bu şarkıda kendimi bulabileceğimi düşündüm. ”Harekete geçmenize gerek yok; Sahnedeyken aldığım gerçek hissi kullanabilirim.” sözleriyle şarkının da hedeflediği mesaj buydu. Mutluymuşum gibi, ama aynı zamanda gözyaşlarının eşiğinde miyim? diye düşündürüyor.
Dansınız işaret dilini kullanıyor. Bir dans olmasına rağmen aynı zamanda dili de aktarıyor, bu yüzden düşünülecek çok şey olduğunu hayal ediyorum.
J-Hope: Evet, vardı. Dans hareketlerimizde çok fazla işaret dili kullanmasak da dili aktarıyoruz. Yani şarkı genel olarak güzel ve hafif olsa da pratik yaparken bile hareketlerin tam olarak doğru olduğundan emin olmak istedik. Önemini doğru bir şekilde iletmek için işaret dilinin arkasındaki önemi anlamamız gerektiğini düşündük. Bu yüzden bir yandan şarkıyı keyif ve pozitif duygularla doldurmaya çalışırken diğer yandan hareketleri doğru yapmak için elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerektiğini düşündük. Hareketleri dans rutinine entegre etmek için oldukça fazla zaman harcadık ve bence performansla ilgili tavrımızı oldukça doğal bir şekilde gösterebildik.
“Permission to Dance”nin ikinci mısrasının başındaki vokalleriniz ve yüz ifadeleriniz, insanların sezgisel olarak nasıl bir şarkı olduğunu anlamalarına yardımcı oluyor. Grubun sekizinci yıl dönümü olan 2021 FESTA kutlamanız için YouTube’a yüklediğiniz “ARMY Corner Store” videosunda grubun “vitaminleri” olduğunuzu söylediğiniz aklıma geldi.
J-Hope: Bu ifadeyi kullandım çünkü sürekli ve değişmeden takıma iyi enerji verdiğimi hissediyorum. (gülüyor) Aslında vitamin miyim değil miyim bilmiyorum. Geriye dönüp baktığımda onlara her zaman iyi bir enerji vermeye ve onları iyi bir ruh halinde tutmaya çalıştım. Yani gruplarının enerjisini yüksek tutmak için çok uğraşan insanlardan biri olduğumu söyleyebilirim ama yine de biraz utanıyorum. (gülüyor) Hiç baskı hissetmediğimi söyleyemem. BTS’in iyi olması için yedimizin de bir olarak hareket etmesi gerekiyor ve bu her zaman aklımda, bu yüzden diğerlerinden farklı olmama konusu beni dikkatli olmaya zorluyor. Çünkü herkesin kendi rolü olduğunda ekip iyi işler. Yapmam gereken şeyleri en iyi şekilde yapmalıyım.
Bu değişikliğinizin arkasında bir baskı var mıydı?
J-Hope: İlk mixtape’imi yayınladıktan hemen sonra kendi kişisel kimliğim ve enerjimle tam olarak ne yapmam gerektiğini anladım. O andan itibaren, müzikal görüşlerimi ve enerjimi düzenli olarak ifade etmem gerektiğini düşündüm, ancak yoğun bir şekilde değil. Zaman geçtikçe ve grup popüler olmaya başlayınca sanırım kendimi ifade etmek için biraz baskı hissettim. Daha sonra grup başarılı olsa bile, kendimi, kendi benliğimle ifade etmem gerektiğini düşünmeye başladım.
Pandemi döneminde “Dis-ease”ı, mixtape’inizden “Blue Side”ı çıkardığınız dönemde depresif yönünüzü ortaya çıkardığınızda, bu da o baskının bir yansıması mıydı?
J-Hope: İnsanların duyguları her gün değişir. Duyguları ve hayatları boyunca kabullenebilecekleri şeyler de öyle değil mi? Bu yüzden, grubun popülaritesi arttıkça hissettiğim ve kabul etmeye başladığım değişen duygular, şarkılarımın değişmesiyle de ifade ediliyor. Bu durum her zaman düşünmek için zaman harcadığım bir şey ama ben sadece bu gezegende hayatını yaşayan bir gencim. Başkalarından gerçekten farklı değilim, bu da her zaman Hope World’deki kadar parlak olamayacağım anlamına geliyor. O yüzden ifade edebildiklerimle farklı bir yaklaşım getirmeye çalıştım.
Bunu denedikten sonra ne öğrendiniz?
J-Hope: İçimdeki gölgeleri düşündüm. Promosyon yaparken fark etmemiştim ama tüm dünya aniden durmuşken, hiçbir şey yapamadığımız bunca zamanımız var ve altındaki tüm gölgeleri görebiliyorum. Arada stüdyoda oturuyor; ”nasıl bir hayat yaşadığımı, BTS’in televizyondaki performanslarını görünce ben böyleydim diye” düşünüyorum. Bu süre zarfında bulduğum irade güç muazzamdı. Tüm bu hislerin hepsini bir arada kullanmamın daha iyi olacağını ve bunların bu zamanda yazılabilecek duygular ve şarkılar olduğunu düşündüğüm için bu duyguları bir günlük gibi not ettim ve “Dis-ease” doğdu. “Dis-ease”, başlangıç noktası olarak içimdeki karanlık şeyleri dahil edebileceğimi düşündüm ve bu yüzden “Blue Side”ı çıkarabildim.
İçinize baktığınızda ne gördünüz?
J-Hope: Gerçek Jeong Hoseok’un hayatında daha önce algılayamadığım bir taraf gördüm. Çalışırken J-Hope için hayatın nasıl iyi olacağını düşünürken, Jeong Hoseok’un hayatının bir bütün olarak nasıl görüneceğini merak ettim ve her zaman neşeli biri olmadığımı fark ettim. Bu yüzden, sakladığım küçük parçalarımı paylaşarak dinleyicilerle daha da yakınlaşabileceğimi düşündüm ve insanlara J-Hope’un kim olduğuna dair fikirlerinden farklı bir yanımı göstermenin ilginç olacağını düşündüm. En önemlisi, şu anda kim olduğum konusunda herhangi bir baskı hissetmiyorum. Müzik yapan ve özel hayatıyla ilgili şarkılar yayımlayan biri olarak, bunların hepsinin sürecin bir parçası olduğunu düşünüyorum.
“Blue Side”da, “Şimdi sadece maviyi yakmak istiyorum” dediğiniz bir replik var. Görünüşe göre burada da gölgenizden bir şey ortaya çıktı.
J-Hope: Yanarak ölürsen, çok sıcak olur. Ama mavi dediğim kısımlar, bir şeylerden kaçınmak için bilinçli olarak kaçtığım yerler. Orası kaçıp güvenle yaşayabileceğim ve yutulabileceğim bir yer ama bunu yapmak istemiyorum. Bu yüzden, ölesiye yanıyor olsam bile yapmak istediğim şeylere olan tutkumu canlandırmak istediğimi göstermeye çalıştım sanırım. Dürüst olmak gerekirse, bu şarkı sözlerini tam olarak nasıl bulduğumu dahi bilmiyorum. Bu kısmı çok uzun zaman önce denizaşırı turdayken yazmıştım. Çok içen biri değilim ama bunlar içerken yazdığım ilk şarkı sözlerimdi. (gülüyor) İçtiğimde şarkı sözü yazarken sabah gördüğümde pişman oluyorum ama bir süre sonra tekrar baktığımda kullanabileceğim sözler olduğunu görüyorum. O an hissettiğim duygularla bu tür bir şarkı yayımladığımda, bir çeşit his alıyorum. Kendi müziğim hakkında kendime geri bildirim verdiğimde, müziği yapmadan önceki halimden farklı bir versiyonum ortaya çıkıyor.
Son zamanlarda kendiniz hakkında öğrendiğiniz başka bir şey var mı?
J-Hope: Umm…. ne demeliyim ki, hayatı olduğu gibi kabul edecek türden biri değilim. Olduğum gibi yaşamaya devam edebilir ve hayatımda ne istersem yapabilirim ama nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum. Şimdiye kadar çok şaşırtıcı şeyler yaşadım ama bir birey ve BTS üyesi olarak işleri bir adım daha ileri götürmek istiyorum. Bir gün aklıma bir fikir geldi: ”Son zamanlarda kendime hiç meydan okuyor muyum? Şarkı yapmak veya dans etmek dışında?” ama cevap hayırdı. Bu yüzden kendime meydan okumaya ve İngilizce çalışmak gibi bazı şeyleri denemeye karar verdim. Hala zor ve gidecek çok yolum var ama şu anki programımıza göre elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
İngilizce çalışarak ne elde etmek istiyorsunuz?
J-Hope: İngilizce konuşabiliyorsam, müzik üzerinde çalışırken İngilizce konuşan sanatçılara kendim yön verebilir ve yol tarifi alabilirim. Ama şu anki programımızla çalışmaya devam etmek zor olabiliyor. Bu yüzden yapacağım desem de yapamayabilirim. (gülüyor) Fikriniz her an değişebilir ve hayatınızı nasıl yaşamak istediğinize bağlı olarak her an farklı kararlar alabilirsiniz. Şu anda müzik yapmaya, performanslarla kendime meydan okumaya ve kişisel olarak BTS için çok çaba sarf etmeye çalışıyorum. Ve sonraki adımlarım için ne yapmam gerektiğini bulmak için çok çalışıyorum.
Bir sonraki adımınızın ne olacağını hayal ediyorsunuz?
J-Hope: Kişisel olarak bir sonraki adımın müziğimizi küresel olarak büyütmek olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda biraz öz eleştiri yapıyorum ve yapmak istediğim çok şey var. Benim de çok hayalim var. Grupla bu kadar ilerlemek, Billboard listesinde rekabet ettiğimiz diğer pop sanatçılarını görmek bende gerçekten bir etki bıraktı. Artık bir şeyi ifade etme konusunda daha ciddiyim. Örneğin, yabancı sanatçılarla iyi bir sinerji oluşturacak ortam oluşturulduğunda, müziğimizi küresel olarak büyütmeyi hayal ediyorum.
Siz ve BTS de adım adım yükseldiniz ve şimdi yeni adımlar hayal edebilirsiniz. 2021 FESTA “ARMY Corner Store” videosunda, bugünün yalnızca BTS’in çıkış şarkısından bu yana izlediği yolu izlemesi nedeniyle mümkün olduğunu söylediniz, bu yüzden geçmişinizi değiştirmek istemediniz. (gülüyor) Yine de, tek bir şey söyleyebilseydiniz, geçmişteki kendinize söylemek istediğiniz bir şey var mı?
J-Hope: Şaka olsun diye söylüyorum, ”Hey, şu melodiyi dinle: “tereyağı gibi pürüzsüz” bunu yaz. Bunu yaparsanız, Billboard’da bir numara olacaksınız” bu şekilde yapabilirdim, değil mi? (gülüyor) Ama benim için hayatımın iyi olmayan kısımları bile gelişmem için fırsat oldu. Bu yüzden geçmişteki kendime bir şeyi düzeltmesini söylemektense, ona sadece kendine inanmasını ve nasıl hissediyorsa öyle devam etmesini, çok çalışmayı, her şeyi olduğu gibi tutmasını söylerdim. Bunun dışında ona bir şey diyemem.
ARMY hakkında ne düşünüyorsunuz?
J-Hope: ARMY kesinlikle… Kendilerinin bir ikon haline geldiğini hissediyorum. Onlarla gurur duyuyorum ve harikalar. ARMY artık başlı başına bir sanatçı gibi. Sanki çağın büyük bir sembolü gibiler. ARMY, artık BTS kadar ünlü. Birbirimize iyi bir enerji verdiğimizi ve iyi bir şeyler yapmak için birbirimize yardım ettiğimizi düşünüyorum. Bir BTS üyesiyim ama ARMY olsaydım, kendime BTS hayranı demekten asla utanmazdım. Her neyse, ben cidden… Onlar için gerçekten çok minnettar olduğumu her zaman bilmelerini istiyorum.
Kaynak: Weverse Magazine
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.