Sunoo, her zaman yanındaki kişiyi rahatlatmak için nasıl gülümseyeceğini bilir. Bize endişelerinden bahsederken bile bir yandan gülümsüyordu. Bu endişelerin çoğu ise ENGENE hakkındaydı: “Onlar için daha da iyi olmak istiyorum.”
Bu saç rengi size çok yakışmış. İlk başta saç renginizi açtığınızda ne düşündünüz?
Sunoo: Aslında saç rengimi açmak, eskiden beri yapacaklarım listesindeydi. Hayalini kurduğum bir şeydi. Bunu yapmadan önce endişelendim ve diğer grup üyelerine bana uygun olup olmadığını sordum. Sonunda yaptım ve neyse ki sarı renk bana yakıştı (gülüyor). Bilirsiniz, saçlarımızı ilk ağarttığımızda turuncuya döner. O zaman nasıl göründüğüne çok şaşırdım ve hemen bir selfie çektim. İstediğim tek şey bu değildi, aynı zamanda hep piercing takmak istemiştim. Bu tarzımın yeni albümümüzün konseptiyle uyumlu olmasından dolayı mutluyum.
Saç renginizi saklamak için uzun süre bere taktınız.
Sunoo: (gülüyor) ENGENE öğrenmesin diye dikkatli olmaya çok uğraştım. Ortaya çıktığımda herkesi şaşırtmaya kararlıydım, bu yüzden kulaklarımı ve favorilerimi kapattım. Hiçbir şekilde göstermemek için saçlarımı tamamen kapatma konusunda gayretliydim. Okulda bile bere takmıştım. Ama sanırım canlı yayınlarımızdan biri sırasında yeterince dikkat etmedim. Saçlarımın arkası berenin altından hafifçe göründü ve ENGENE o zaman saç rengimi anladı. Şahsen hayal kırıklığına uğradım. Çünkü ENGENE üzerinde büyük bir şok etkisi yaratma şansını kaybettim (gülüyor). Yine de bunu beğenmiş gözüküyorlardı, bu yüzden iyi hissediyorum.
Bu çabanıza değmiş görünüyor, çünkü konsept fotoğrafları ve filmleri harika görünüyordu. ‘HYPE’, ‘DOWN’ ve ‘UP’ versiyonlarının hepsinin farklı bir hissi var. Peki siz çekim sırasında, konseptlere göre doğru hissiyatı nasıl yakalıyorsunuz?
Sunoo: İlk olarak çekim yaparken kendimi ortamın havasına kaptırmaya çalışıyorum, bunu yaptığım sürece fotoğraflar harika çıkıyor. Önceden bunların planını yapan birisi değilim, bu yüzden kamera önünde nasıl davranmam gerektiğini düşünmek yerine setin havasına girmeye çalıştım. Makyaja ve sete baktığınızda doğal olarak konseptin hissini yakalayabilirsiniz. ‘HYPE’ seti tamamen kırmızıydı, bu yüzden çok heyecan uyandırıcıydı. Çekim alanında aksesuar olarak sakızlı şekerler vardı ve bunları yiyerek, elimde tutarak vs. çeşitli hisler yakalamaya çalıştım. Sanırım kötü bir çocuk gibi görünmeyi başardım. ‘Up’ versiyonunda prens kıyafetleri giydik. O zaman omuzlarım daha geniş gözüktü ve daha daha düzgün bir duruşum oldu (gülüyor). Rahat ama aynı zamanda ciddi görünmeye çalıştım. ‘DOWN’da ise verdiğimiz pozlar ve oyunculuk en önemli kısmı oluşturuyordu, bu yüzden orada odaklandığım şey bunlardı.
Her koşulda kendinizi yönetmekte iyi olduğunuz izlenimine kapıldım. Örneğin, başlık şarkınız “Drunk-Dazed” güçlü bir şarkı ama “Bu kör edici, bebeğim/ Bu ışık, parlıyor” kısmını söylediğinizde bile soft bir auranız var.
Sunoo: Her zaman yumuşak bir ses tonuna ve imaja sahiptim. Bu yüzden şarkının havası değişmeden önceki kısma çok uygun olduğumu düşünüyorum. Genel olarak albümün tamamında geniş bir ruh hali yelpazesi var. Bu yüzden bu bölümlerin duygusal çizgilerini nasıl ifade edebileceğimi çok düşündüm. Şarkının ses aralığı da öncekilere göre daha yüksekti. Bu yüzden duraklamadan, normalden çok daha fazla pratik yaptım. Bu dediklerim koreografi için de geçerli.
Bir “Dance JAM Live”da, Justin Bieber’ın “Yummy” şarkısının sözlerini mükemmel bir şekilde söylediğinizi hatırlıyorum.
Sunoo: Müzik dinlemeyi seviyorum. Gün ortasında boş zaman geçirirken ve arabadayken her zaman müzik dinlerim. Bu tür konularda seçici değilim. K-Pop, A-Pop, J-Pop, New Age…Kelimenin tam anlamıyla her şeyi dinliyorum (gülüyor). Müzik dinliyorum çünkü bu bana zevk veriyor, ama aynı zamanda başka şarkılar keşfederek zevklerimi geliştirmek istiyorum.
Pek çok yönden yeteneklerinizi geliştirme arzunuz var. “Dance JAM Live” videolarına baktığım zaman, genelde sessizce pratiğe dalıyorsunuz.
Sunoo: Sanıldığınızdan daha ciddi bir kişiliğim var (gülüyor). Üyeler bana çok şaka yapıyor. İşleri çok fazla ciddiye aldığım için büyük tepkiler veriyorum ve verdiğim tepkiler hoşlarına gidiyor. Muhtemelen bu yüzden üyeler benimle çok fazla uğraşıyor. Bu ciddi kişiliğimden dolayı, yapmam gereken bir iş olduğunda genellikle onu hızlıca bitirmeye konsantre olurum. Özellikle bu albüm için hazırlanırken, çıkışımıza göre daha iyi bir görünüm sergilemem gerektiğini düşündüm. Sadece görünüm olarak değil, yeteneklerimin de geliştiğini göstermek istedim. Hayranlarımızın bunun farkına varabilmesi ve daha iyi olduğumu düşünmeleri için çok zaman harcadım.
Yeni albümünüzde, “Drunk-Dazed”, “Not For Sale” ve “Mixed Up” şarkılarınız için performans sergilediniz. Çok fazla pratik yapmak zorunda kalmış olmalısınız.
Sunoo: Kesinlikle kolay olmadı (gülüyor). Ama zor olduğunu düşündüğüm şeyler, zamanla yaptıkça ve üzerinde çalıştıkça en sonunda kolaylaşıyor. Bu yüzden bugünlerde kendime, “Hadi yapalım!” diyorum. Tüm ENHYPEN üyelerimiz çok iyi. Bu yüzden geride kalıp performansı mahvetmemek için çok pratik yaptım. Dans söz konusu olduğunda, bunun pratik yapmaktan başka bir yöntemi yok. Bu albüme hazırlanırken üyelerle birlikte çok fazla zaman geçirdim ve bana gerçekten çok yardım ettiler. Onlardan sık sık geri bildirimler aldım. Özellikle NI-KI, koreografi koçuyla bir seanstan çıktığımızda, bana el ve ayak hareketleri hakkında ipuçları verdi. Böylece, pratik yaparak ve geri bildirimleri değerlendirerek kendimi daha da geliştirdim ve genel olarak dans konusunda gruba daha uyumlu hale geldim. Grubumda böyle üyeler olduğu için şanslı hissediyorum.
Bu kadar çok pratik yapmakla birlikte, fiziksel dayanıklılığınız konusunda endişelenmiş olmalısınız.
Sunoo: Koreografiden dolayı bazen danstan sonra gerçekten nefessiz kalıyorum. Bu nedenle sağlığım konusunda dikkatliyim. İyi bir gece uykusu çekmeye, yemekten önce ve uyandığımda bir bardak su içmeye, vitaminlerimi almaya ve hazır yiyecekleri azaltmaya çalışıyorum. Albüm için hazırlanırken, vücuduma ne kadar çok bakarsam, ortaya çıkan işin de o kadar iyi olacağını düşünüyorum.
“Herhangi bir sorunum olduğunda, Jay hemen yanımda olur” demiştiniz.
Sunoo: Jay gerçekten komik (gülüyor). Genellikle çok gülüyor ve ciddi konuşmalar yaptığımızda şakalar yapıyor. Ama sorun yaşadığımı gördüğünde bana geliyor ve mutlaka “Sorun nedir?” diye soruyor. Bunu her yaşadığımızda ondan çok tavsiye alıyorum. Ayrıca onunla aynı sınıftayız. Birlikte zaman geçirdikçe daha çok yakınlaşıyoruz. Jay’e çok bağlıyım (gülüyor).
Birbirinize zamanla yakınlaşıyorsunuz. Son zamanlarda “Sunoo’nun Meraklı Araştırma Merkezi” adında bir VLIVE yayını yapıyorsunuz. Şovunuz için çok şey hazırladığınız izlenimini edindim. Sunghoon’un “Buradakilerin hepsi kız ve sadece birbirleriyle konuşuyorlar”diye söylendiği hayranlar arasında oldukça meşhur bir küçüklük videosunu, yayında tekrar gündeme getirmiştiniz (gülüyor).
Sunoo: Evet, o sahne çok meşhur (gülüyor). ENGENE bunun hakkında zaten çok şey paylaştı ve hepimiz bunu zaten biliyorduk. Canlı yayına girmeden önce bazı sorular belirledim ve bunları Sunghoon’a yayında sordum. Bu şov sayesinde üyeler hakkında daha fazla şey öğrenmiş oldum. Aslında birlikte çok zaman geçiriyoruz ama geçmişimiz hakkında o kadar da konuşamadık. Jake’in Avustralya’da keman çalması ya da NI-KI’nin Japonya’daki okul hayatı gibi şeyleri öğrenmek güzeldi.
Yayınınızı sorunsuz bir şekilde yürütüyor olmanızdan etkilendim. Ayrıca programda Sunghoon ile stajyer olduğunuz ama birbirinizle konuşamadığınız zamanlardan ve konuşamadığınız için ne kadar kötü hissettiğinizden bahsettiniz.
Sunoo: Garip durumlardan gerçekten hoşlanmıyorum. Aynı ortamda olup konuşamamak çok garipti, bunun yerine orada yalnız kalmayı tercih ederdim. Ama dürüst olmak gerekirse hala kendimi o kadar iyi tanıyamıyorum. Bazı durumlarda oldukça sosyal ve konuşkanım, ama aynı zamanda içe dönük bir tarafım var. I-LAND’de gerçekten kameraların olduğunu bir süre sonra unutmuştum. İzlendiğimi düşünerek hareket etmedim. Orada daha çok genç ve parlak tarafım insanlara yansıdı. Gelecek yıl bir yetişkin olacağım. Bu yönüm dışında ENGENE’e daha havalı ve olgun yönümü göstermek istiyorum. Şu anki hedefim bu.
ENGENE’e birçok farklı yönlerinizi göstermek istiyorsunuz. Fan imza etkinliği sırasında ENGENE ile görüntülü görüşme yaptığınızda ne hissettiniz?
Sunoo: Onlarla arkadaş gibi konuşmanın iyi olacağını düşündüm. Bu yüzden mümkün olduğunca arkadaş canlısı olmaya çalıştım. Birçok ENGENE, hayranı oldukları ilk idoller olduğumuzu söyledi. Bu bizim için de bir ilk olduğundan, bunun daha iyi anlaşmamıza yardımcı olduğunu düşünüyorum. Ve yeni insanlarla tanışmayı seviyorum. Bu nedenle bu kadar çok fazla ENGENE ile iletişim kurmak güzeldi.
EN-CONNECT hayran buluşması sırasında ENGENE’i ilk defa şahsen görmek güzel olmalı.
Sunoo: O zaman gerçekten çok heyecanlıydım. Bu bizim için ilk olduğundan dolayı nasıl iyi bir şov sergilemem gerektiği konusunda kaygılıydım. “10 Months” performansına kadar titriyordum ama sonra ENGENE’in lightstick’lerini salladığını gördüm. O kadar güzeldi ki kendimi ciddi anlamda yenilmez hissettim. I-LAND’den beri yaşadığımız, iyi-kötü-mutlu zamanlarımız oldu. Ve yaşadığımız her şeyin sonucunda bu duyguyu hak ettiğimizi düşündüm. O performansta çok ağladım(gülüyor). İlk defa böyle hissettiğim için buna engel olamadım. ENGENE’in etrafımda olmasının ne kadar güçlendirici olduğunu öğrenmiş oldum.
ENGENE’i güçlendirmek için yardımcı olabileceğiniz bir yönteminiz var mı?
Sunoo: Gülümserken herhangi bir olumsuz düşünceye sahip olmak zor. Bu yüzden umarım beni gördüklerinde güzel şeyler düşünürler ve gülümseyebilirler. ENGENE’lerin, “Bugün kötü şeyler yaşadım ama Sunoo’yu görmek beni daha iyi hissettirdi” ya da “Günün sonunda Sunoo’yu gördüğümde mutlu oluyorum” gibi yorumlarını okuyorum. Aslında ilk etapta bu işi yapmak istememin sebebi insanlara bu tür bir enerji verebilmekti. Bu yüzden bu yorumları gördüğümde çok mutlu oluyorum.
26 Mart’ta sadece sesli bir VLIVE yayını açtınız ve stajyerlik zamanınızda BOL4’ün “Dandelion” şarkısını sıkça dinlediğinizi söylediniz. O şarkıyı şimdi duyunca ne hissediyorsunuz?
Sunoo: Stajyerlik zamanlarımla ilgili her zaman, pratik için ev ile stüdyo arasında gidip geldiğimi ve ders veya fotoğraf çekimi için okulu erken bırakmak zorunda kaldığımı hatırlıyorum. Şimdi o şarkıyı dinlediğimde, neler yaşadığımı ve ne kadar çok şeyin değiştiğini düşünüyorum. Yaşadığım her şeyin sonucunda şu an buradayım. Açıkçası herkesin zor zamanlardan geçmesi gerektiğini düşünüyorum (gülüyor). Böylelikle sonuçta elde ettiğimiz zaferin mutluluğu daha coşkulu hissettiriyor. Stajyerken zor zamanlar geçirdiğimde düşünebildiğim tek şey buydu. Şimdi zorlandığım zamanlarda, olumlu taraftan bakmaya çalışıyorum ve kendime bundan kazanılacak bir şey olduğunu söylüyorum.
Önümüzdeki yıl yetişkin olacaksınız ama şimdiden çok olgun konuşuyorsunuz.
Sunoo: Birinin sevgisini kazanmak ya da seninle ilgilenmesini sağlamak kolay değil. Bu yüzden gerçekten çok çalışmam gerektiğini düşünüyorum. Minnettar hissediyorum ve bu zamanın geçip gitmesine izin vermek yerine, tüm bunlardan zevk alarak yaşamak istiyorum.
Kaynak: Weverse Magazine
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.