Bir yılı aşkın bir süredir, devrimci BTS hakkında yazıyorum. Burada, kullandığım kelimeyle ne demek istediğimi ve her birimizin devrimci olduğuna nasıl inandığımı açıklayacağım.
2019’da, bir devrimci olarak gördüğüm BTS hakkında yazmaya başladım ki bu, biraz inançsızlıkla karşılandı – Bir pop grubu nasıl devrim yapabilir?
Bunun üzerine, BTS‘in çifti ve hayran kitlesi olan ARMY‘ler hakkında yazmaya koyuldum. Onlar, bir ve aynılar. Yani BTS devrimciyse, o zaman hayranları da öyledir. BTS hakkında her daim ilgimi çeken şey; onları incelemek, insan varlığının mikrokozmosunu incelemekle aynı şey. BTS hakkında yazmayı seviyorum, çünkü yedi genç Koreli erkek üzerinden, global kalıpları ve deneyimleri gösterebiliyorum.
Devrimleri ve devrimcileri geniş bir şekilde araştıran bir makale yazmak yerine, kapsamıma sadece BTS ve ARMY‘leri alabilirim – sonuç, her şekilde aynı olacaktır. Her birimiz devrimciyiz ve idol grubu ile hayran kitlesi arasındaki ilişkiyi incelemek, bunun, çağdaş zamanlarda nasıl göründüğünü anlamının sadece bir yolu.
“Devrimci” dediğimde, değişim yaratan birini kastediyorum. 21. yüzyıl devrimcisi; başka bir yerde değişim aramadan önce, ilk olarak kendisini değiştiren kişidir. Bunun bir örneği, BTS‘in diyalogda global bir değişime dönüşen “Love Yourself” üçlemesinden geliyor. Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca hayran, BTS ile ortaklaşa olarak, günlük yaşamlarına daha fazla öz-sevgi pratiği ve düşünce tarzı dahil etmeye başladı.
Bu; BTS‘in, kendini sevmeyi savunan ya da bu alanda değişim yaratan tek insanlar olduğu anlamına gelmiyor. Bu da beni başka bir noktaya getirmekte: BTS‘i devrimci olarak nitelendirmek, diğer tüm devrimcileri reddetmek demek değil. Tüm dünyada aktif olarak; olumlu ve radikal sosyal, politik, çevresel ve diğer değişim biçimleri için çalışan milyonlarca insan var. BTS, birçoğu arasında sadece bir grup ve değişim arayan diğerleriyle eşit olan, yeni dünya liderleridir.
Devrimcilerin yalnızca güce aç (genellikle sömürgeci) erkekler olduğu günler geride kaldı. Devrimcilerin şiddet uyguladığı günler geride kaldı. 21. yüzyılın devrimcileri; sevgi dolu, şiddet kullanmayan ve adalet arayan global vatandaşlar. Bu, gerektiğinde protesto etmedikleri ve güç kullanmadıkları anlamına gelmiyor; durum bundan daha karmaşık.
BTS, “katılımcı devrimciler” olarak adlandırmak istediğim bir grup. “Bana bak, ben bir devrimciyim ve dünyayı değiştireceğim!” diyerek huzura çıkmıyorlar. Aslında, RM, son belgesel serileri “Break the Silence”ta tam tersini, devrimci olmadığını söyledi. Bu, sahip olmak istedikleri bir sıfat değil. Yine de onları böyle nitelendiriyorum. Neden? Çünkü tam da bu sebepten, bu pozisyonda olduklarını iddia etmek istemedikleri için.
Onlar; 20-30 milyon arasında olduğu tahmin edilen, güçlü, uçsuz bucaksız ve kompleks bir global hayran kitlesi olan bütün ARMY‘lerin liderleridir.
Bu haftaki “Devrimciler” başlıklı makalesinde Marinelle tarafından keşfedildiği gibi, müzikleri inanılmaz derecede politik. Ve UNICEF ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri “Love Myself” gibi kampanyalarla, sosyal değişim için şampiyon oldular. “Devrimciler” makalesinin ortak yazarlarından Samantha, “yeteneklerini ve şöhretlerini bir savunuculuk platformu olarak” kullandıklarını yazdı.
Ancak değişim, ARMY‘ler olmadan gerçekleşemez. BTS, bu devrimde hayran kitlesiyle eşit rol alıyor. Hem BTS hem de ARMY‘lerin kendisi, ARMY‘nin liderleridir ve giderek bölünmüş bir dünyada, insan olarak eşit katılımcılardır. BTS, katılımcı devrimcilerdir; çünkü alçakgönüllü ve aynı zamanda keskinler. Hem izleyicilerin hem de sanatçıların rolünü oynayabilirler. Bu nedenle, grubun devrimci kapasitesini keşfetmek çok çekici. Black Lives Matter‘a 1 milyon dolar bağışlayan ya da insanları kendilerini sevmeye çağıranlardan olmadkları için, diğer pek çok kişi, BTS‘in sahip olduğu etki düzeyine sahip değil.
Son olarak; BTS‘in katılımcı devrimciler olarak bizlere gösterdiği şey, gerçek devrimci eylemlerin hepimizin yapabileceği eylemler olduğudur. Bunlar, çoğumuzun günlük yaşamımızda uyguladığı aynı eylemler. Bu devrim, her şeyden önce dünyevi kökenli, çünkü hepimiz orada yaşıyoruz. Bu; yakın zamanda 21.yüzyıl devrimcisi olma konusunda bir makale sunan, “Devrimciler”in yazarı Julia tarafından daha derinlemesine araştırıldı. İlginç bir şekilde, kendisiyle yollarımız daha önce hiç kesişmemişti ve benzer devrimci temaları ele aldığım kitabıma aşina değildi.
Bunu, teorileştirdiğim şeyin doğru olduğuna dair bir işaret olarak aldım – birçoğumuz bunu, bir devrimci olma çağrısı olarak hissettik ve içe doğru dönerek ve kendimizi radikal bir devrim eylemi olarak iyileştirerek, bu yönde çalışıyoruz. Kendimizi sevmenin, böylesine bir meydan okuma eylemi olabileceğini kim düşünebilirdi? Gücümüze gerçekten inanmamızı istemeyen bir dünyada BTS bize, tam tersine, öz sevginin ve kişiliğin son derece politik doğasını göstermeye devam ediyor.
Bitirmeden önce, burada yeni bir terim tanıtmak istiyorum — devrimci pratik. Demek istediğim; bu, çoktan ulaşmış olmak yerine, bir yolculuğun parçası olarak pratik yaptığımızı göstermek için, kendimize verebileceğimiz bir isim. Devrimci olmak; devrimin doğası değişken ve incelikli olduğu için, asla tam olarak öğrenilemeyecek, günlük bir uygulamadır.
Dünyada şu anda devam eden birçok devrim biçimi var. Örneğin, ABD’deki Black Lives Matter hareketi, birçoğunun global bir bilinç kayması olarak adlandırdığı şeyle sonuçlandı. Ve birçok devrimci türü mevcut: Kendilerini iyileştirmek için çalışanlar, daha fazla bilgi arayanlar, yerel topluluklarını güçlendirenler, çevrimiçi kampanya yapanlar, sokaklara çıkanlar, günlük yaşamlarında baskın söylemlere sessizce direnenler…
Değişim arayışında olanlarımız; niyetimizi kesin olarak ifade etmek ve yolculuğumuz ne olursa olsun, dürtümüzün devam etmesine yardımcı olmak için devrimci pratik terimini kullanabilir. Bu; “Devrimciler” adlı yayınevimizin, sevgi, şiddete başvurmamak ve herkes için adaleti savunmak için kullandığı “devrimci” kelimesinin, aktif şekilde yeniden tahsis edilmesinin bir parçasıdır.
BTS‘in – hangi unvanı talep etmek istediklerine bakmaksızın- devrimci ve yeni dünya liderleri olduğuna inanıyorum. Başka hiçbir ünlü, idol, politikacı ya da global lider, BTS‘in yaptığı olumlu etki ve kalıcı değişim düzeyine sahip değil. Ama en önemlisi; BTS‘in, ARMY‘lerinin ve dolayısıyla insanlığın aynaları olduğuna inanıyorum. Onlar devrimciyse, biz de öyleyiz. Hep birlikte yükseleceğiz ve bu, çoktan başladı. RM‘in “N.O”nun başında söylediği sözlere inanıyorum: “Yeni devrim şimdi başlıyor”.
Sizin yanınızda savaşmayı dört gözle bekliyorum.
Kaynak: Medium (Wallea Eaglehawk’un yazısı)
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.