Bu kamyon yükleme işinde çalışanlara gerçekten üzülüyorum. Bence hayatın acımasızlığının net bir şekilde görüldüğü işlerden birisi .
Benim evimin karşısında bir iş yeri var ve belirli günlerde mal yükleme yapılıyor. O kadar çok ugraşıyorlar ki, koca koca yükleri kamyona atmak için.Bir saat boyunca yükleme yapıyorlar. Ekmek parası işte. Kesinlikle Yüzde yüz helal paradır o.
Bazı işler çok zor gerçekten 🙁

En zoru yük taşıma bence. Her ne kadar koli ve daha ağır şeyleri taşımak kadar olmasa da stajımı yaparken bir sürü kutu taşıyordum ve raflara diziyordum. İlk haftamda bel ağrısından uyuyamamıştım. Benimki 30 gündü ama zor sabrettim bir de bunu meslek olarak yapanlar var Allah yardımcıları olsun ?

Her mesleğin bence kendine göre zorlukları var. Sondaj işçisi olmak mesela. Olabildiğince dikkât gerektiren bir meslek. Bir dikkâtsizlik de hayati tehlikenin olması muhtemel. Bazısı ayağını, kolunu, parmağını kaybediyor. Çok bilinen bir kaza yakın bir zamanda oldu. Bir işçinin kopan bacağı kuyuya düştü. Yani kariyeriniz bile bitiyor.
Sondaj işçisi demişken petrol sondaj kulelerinde nöbet tutmak da kolay değil. Bir dikkâtsizlik de patlamaya yol açabilir. Bir de bazı Sondaj kuyuları insan ırkının olmadığı yerlerde olur. Malum petrol nerede bulunduysa oraya at başı kuyular açılır. At başı denir, şeklinden dolayı. Öyle ıssızdır ki petrolün bulunduğu yerler. O ıssız yerde bir başına nöbet tutmak da kolay değil.
Bankacılık; Türkiye’de yapılan araştırmalara göre en yoğun mobing bu sektörde yapılıyor. Genel olarak da Ekonomi sektöründe mobing çok baskın zaten. Özellikle özel bankacılık da terfi devlete göre daha çabuk olabildiğinden sıkı bir rekâbet var. Bu da stresi beraberinde getiriyor. Ayrıca çalışanların hiçbiri bu nedenden birbirlerine güvenmez. Düşük maaşa rağmen yoğun çalışırlar ki teftiş dönemleri bu saatler insan bünyesinin taşıyamayacağı saatlere ulaşır. Bu yoğun çalışma düzeni insan haklarına aykırı bulunduğu için Bddk 2015 yılında karara bağladı. Fakat sonuçsuz. Bu sektörün en zorlu birimi Operasyon tarafı. Operasyon birimin de çalışanlar diken üstündedir. Bir hata olduğunda ardından hatanın nerede yapıldığı bulunduğunda gerekirse müşteriye bile gidiliyor. Müşteri çalışan ilişkisi en üst seviyede olmalı, sonuçta her şeyden önce çalışanlar bir markanın temsilcisi. Lâkin müşteriden çok ağır hakaretler bile işite biliyor, karşılık veremezler.
Elektrik & Elektronik mühendisliği; Sondaj çalışanları gibi onlarında dikkât seviyesi en üst noktada olması gerekiyor. Çok ciddi bir eğitimden geçmek zorundalar. Gerçekten çaylak birinin, yani yeni mezun birinin pek taşıyamayacağı türden bir meslek. Uzun bir müddet işi bilen biriyle beraber çalışılması gereken bir meslek. Bir hata da yine hayatı tehlike.
Doktorlar; onca yıl okuyup saygı gördüklerini düşünenler için bunun bir aldatmaca olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hasta yakınları tarafından maalesef hayatına son verilen Doktorlar bile var. Tus’u geçemeyeni yani uzmanlığını, branşını kazanamayanı da yargılayanlar var. Oysa Tıp kolay kazanılmıyor. Kazandın diyelim, okuması bile kolay değil. İnsan hayatı sana teslim edilecek sonuçta her şeyi detaylıca öğrenmek zorundasın. Herkes Doktorların aldığı maaştan söz ediyor. Nöbetlerinin ne kadar yorucu, ne kadar yoğun geçtiğinden bir haberler. Ciddi bir Ameliyatın süresi on sekiz saati bile aştığı oluyor. Bu süre zarfında en fazla on dakika ara verip tekrar Ameliyata dönülüyor. Acil bir vaka varsa istersen dünyanın öbür ucunda ol sana ihtiyaç varsa çağrılıyorsun. Yoğun çalışma saatleri nöbetler nedeniyle intihar eden Doktorlar var.
Çağrı Merkezi Çalışanları; her gün kesinlikle hakaret işiten bir diğer kesim. Yine müşteri memnuniyetinin en üst seviyede olması gereken bir meslek olduğundan bu hakaretlere kayıtsız kalmak zorundalar.
Öğretmenler; en rahat meslek olarak görünüyor değil mi? Öyle değil, onlarında zorlukları var.