ABD’de K-Pop’a öncülük etmesine ve çoğu Amerikan yıldızından daha çok satmasına rağmen, A listesi* grubu herhangi bir Grammy adaylığı almadı.
BTS nisan ayında, anında ticari bir başarı yakalayan “MAP OF THE SOUL: PERSONA” albümünü piyasaya sürdü. Yedi kişilik K-Pop grubu, Beyoncé’nin sürpriz canlı albümü “Homecoming”i, kıskanılacak bir marjla geride bıraktı ve grubun, 11 aydan kısa sürede, en iyi albümler listesinin zirvesine yerleşen üçüncü albümü oldu. Bu kadar kısa sürede bu sayıları kaydeden son grup Beatles’tı.
Fakat Recording Academy, çarşamba günü 2020 Grammy adaylarını duyurduğunda, BTS görünürlerde yoktu.
Bu durum, K-Pop sanatçıları için devam eden meydan okumayı kanıtlar nitelikte: Onlar daima Amerikan meslektaşlarından daha çok satıyor – danstan bahsetmeye gerek bile yok- ve büyük Amerikan ödül törenlerinde sürekli göz ardı ediliyorlar. K-Pop, kabul gördüğünde bile yalıtılıyor – 2019 MTV Video Müzik Ödülleri ağustos ayında yeni bir K-Pop kategorisi açtı. Bu, programın BTS’in devasa ve çılgınca hevesli hayran kitlesinden faydalanmasını sağlarken, aynı zamanda grubu “Yılın Videosu” gibi ana kategorilerden uzak tutuyordu.
Ödül törenlerinde K-Pop’u kabul etmemek, aslında müzik sektörünün günlük gerçekliğinin tam tersi bir durum yaratmakta: Görünüşe bakılırsa, her büyük Amerikan şirketi, son 12 ay içerisinde bir K-Pop sanatçısını kapmaya çabalıyor. Columbia şu an BTS ile çalışıyor; Interscope, BLACKPINK’i yakaladı; Epic, MONSTA X’i takip etti; Republic, TXT’yi ele geçirdi ve RCA, ATEEZ ile anlaşma imzaladı. Daha geçen ay Capitol, R&B şarkıcısı Summer Walker’ı beklenmedik bir şekilde yenerek 1 numaralı konumu kapan K-Pop grubu SuperM’in mini albümünü yayımladı.
Bu arada BTS, K-Pop’un ABD’de büyümesini sağlamaya devam ediyor. 1 numaralı albümlerinin ve kapalı gişe stadyum konserlerinin toplamına ek olarak, pop radyolarının muhafazakar ve son derece rekabetçi dünyasına, bir değil hem de iki kez girmeyi başardılar. Ve BTS, Grammy oyununu da oynamaya devam ediyor: Grup geçtiğimiz yıl törende, “En İyi R&B Albümü” ödülünü sundu. (“Love Yourself: Tear” albümleri de “En İyi Albüm Kapağı” dalında adaylık aldı.)
Yine de çarşamba günü, Recording Academy’den bir onay almadılar – “Yılın Albümü” için, “En İyi Pop Vokal Albüm” için ve hatta anlaşılması güç bir kategori olan “En iyi Dünya Müziği Albümü” için bile olmadı. Jüri üyeleri, “MAP OF THE SOUL: PERSONA”nın 7 şarkılık fazla kısa bir albüm olduğunu düşünmüş olabilir ama yine de Lil Nas X’in 18 dakikalık mini çıkış albümü “7”ı “Yılın Albümü” dalında aday gösterdiler.
Problem, BTS’in ötesine uzanıyor: Amerikan dinleyicileri şu an, her zamankinden daha çok, Güney Kore’li şarkıcılar ve onların yanı sıra Nijeryalı, Kolombiyalı ve İspanyol şarkıcılardan etkilenmekte. Müzik sektörü, tarihsel açıdan yavaş adapte olan bir yapıda, ancak global olarak düşünülmesi gerektiğini kabul etmeye başlıyor – Endonezya ya da Hindistan’daki dinleyiciler, yeni bir sanatçının yükselmesinde Illinois*teki dinleyiciler kadar önemli olabilirler.
Fakat Grammy, her zamanki gibi geride kalıyor.
“Tüm bu negatifliği siliyor ve görmezden geliyorum. BTS, birçok adaylığı hak etti. Yine de kabul görmemelerine şaşırmadım. ABD, tüm gidişatın gerisinde. Zamanı gelecek.”
“Artık bunu dile getireceğim: Tüm o satışlar, streamler ve MAP OF THE SOUL: PERSONA’nın birincilikleri için BTS en azından Yılın Albümü adaylığını hak ediyordu. Dediğimi dedim.”
“Günün sonunda, müziğin kalitesi ve etkisi bir sanatçının kaç tane GRAMMY aldığına bağlı değildir. BTS, bir Pop adaylığı hak etmiş olabilir, ancak başarılarının onaylanması için adaylığa ihtiyaçları yok. Yani, devam edin!”
Kaynak: Rolling Stone
*A listesi: Toplumsal açıdan en çok istenilen, sevilen kişilerin listesi.
*Illinois: ABD’nin, Ortabatı eyâletlerinden birisi. Başkenti Springfield’tır ve en büyük kenti Chicago’dur.
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.