Bang Si Hyuk, ilk olarak bir sanatçı. Ancak Big Hit Entertainment’ın kurucusu ve Eş-CEO’su bu günlerde, dünyanın en büyük erkek grubu ve Güney Koreli sanatçılar için Batı pazarının kapılarını açmaktan sorumlu olan K-Pop grubu BTS’in arkasındaki beyin olarak tanınıyor. Bang, K-Pop sektöründe, Güney Kore’nin milyarlarca dolarlık müzik pazarına hükmeden ve “Big 3” olarak anılan eğlence şirketlerinde biri olan JYP’de (“Hitman” lakabıyla) yapımcı olarak başladı. Fakat 2005 yılında, kendi şirketini kurmak amacıyla ayrıldı. Big Hit şu anda, son derece etkili bir popülariteyle turnayı gözünden vuran -ve son derece kazançlı- harekete sahip olmasıyla, müzik sektörünün en ilginç vaka çalışmalarından biri.
Bir buçuk saat boyunca Bang, BTS’in doğuşu, Batılı sanatçılar ile K-Pop modeli arasındaki farklar ve K-Pop sektöründe karşılaştığı sürprizler hakkında TIME’a konuştu. “A, B’ye sebep oldu gibi şeyleri konuşmak benim için zor.” dedi. “Fakat söyleyebileceğim şey şu ki, BTS’i ABD pazarında başarıya ulaştıran formül, Amerikan ana akım formülünden farklı. Hayranlarla doğrudan temas yoluyla kurulan sadakatin, bununla çok alakası vardı.”
Disney ve Apple‘ı, benzer şekilde kararlı hayran kitleleri ve karmaşık evrenler inşa eden markaların örnekleri olarak gösterdi, ancak onun için ürünün —müziğin kendisi— en önemli şey olduğunu vurguladı.
Etkisi konusunda alçakgönüllü ve rolünü netleştirmek için hevesli olan Bang, şansını ve zamanlamasını vurgulayarak, BTS’i benzersiz kılan şeyi tam olarak belirtmeye çalıştı. Ayrıca geleceğe dair tahminlerde bulunma konusunda uyardı. “Eğer, ‘İngilizce şarkı söyleyecekler mi?’, ‘Amerika’da ne kadar süre olacaklar?’, ‘Büyük bir şirketle anlaşma imzalayacaklar mı?’, diye sorarsanız, sanatçının her an, en iyi kararı vermesi gerektiğini söyleyebilirim ama ne yapmaları gerektiğini söyleyemem.” dedi.
Aşağıda, Bang’ın TIME ile yaptığı konuşmanın çevrilmiş ve kısaltılmış versiyonu bulunmaktadır.
TIME: K-Pop; gelecek vaat eden “idollerin”, izleyicilerle buluşmadan önce yıllarca eğitildiği stajyer programı konusunda kendine özgü. Siz, BTS’in üyelerini nasıl buldunuz ve yetiştirdiniz?
Bang Si Hyuk: Yapımcılarımızdan biri olan Pdogg, bana RM’in bir demo kasetini getirdi ve “Çocukların ilgi gösterdiği şey bu” dedi. RM [şu an grubun lideri ve bir rapçi], o zamanlar 15 yaşındaydı. Hemen onunla bir anlaşma imzaladım. Bir idol grubu değil de hip-hop grubu kurmayı düşünmüştüm. Ancak iş bağlamını dikkate alınca, K-Pop idol modelinin daha mantıklı olacağına inandım. Birçok stajyer hip-hop peşinde koşmak istediği ve bir idol grubunda yer almak istemediği için ayrıldı. O dönem RM, Suga ve J-Hope geri durdular ve BTS’in müzikal sütunları olarak kaldılar. Sonradan seçmeler aracılığıyla, gruba daha çok idol niteliğinde üyeler keşfettik ve dahil ettik.
T: Big Hit’i kurduğunuzda, pop müzikte birçok başka yoldan gidebilirdiniz. Neden bir idol grubu kurmaya karar verdiniz?
BSH: Şirketi kurduğum dönem, fiziksel albüm satışları aniden düşmüştü ve dijital satışlar bunu telafi etmiyordu. Fakat K-Pop idol grupları, gelir akışını çeşitlendirecek birçok fırsata sahip olması bakımından avantajlıydı ve hayranları son derece tutkuluydu, azalan albüm satışlarını konserlerin telafi etmesini sağlıyorlardı. Ayrıca dünya genelinde çoğu kişinin, yıkılan müzik sektörünün yerini canlı performansların alacağını söylediği bir zamandı. Güney Kore’de performans tabanlı bir model oluşturulacaksa, bu bir K-Pop idol grubu olurdu [hala öyle olmalı] diye düşündüm.
T: BTS’in, benzersiz bir yola girmesini sağlayan, ayırt edici faktör ne oldu sizce?
BSH: Samimiyetleri, tutarlılıkları ve zamanın ruhunu somutlaştırma yetenekleriydi. Bir idol grubu olarak kuvvetlendiklerinde, onlara istedikleri müziği [hip-hop dahil] sürdürebileceklerine dair söz verdim. Çünkü düşüncelerini ifade edebildikleri müzik hip-hop’tı ve biz bunu teğet geçemezdik. Şirket, özgün olmadıklarını hissederse, işte o zaman yorumda bulunacaktık. Bu sözü tuttum ve bunun etkisi olduğuna inanıyorum. Şahsen, bir sanatçının her zaman aklındakini konuşmasının gereği yok diye düşünürüm. Fakat o dönem, BTS’in, tüm dünyadaki gençlerin aradığı bir şeye dokunduğuna inanıyorum.
BTS, çıkışından bu yana, asla aniden konuyu değiştirmedi ya da tempoyu bozmadı. Tutarlı davrandılar. Bence insanları ikna eden bu oldu. Bugünün neslinin hissettiği acıları konuşmaktan çekinmiyorlar. Farklılıklara ve adalete, gençlerin ve ötekileştirilen insanların haklarına saygı duyuyorlar. Bence bu faktörlerin hepsi onların yararına oldu.
T: Şu an için BTS, bu yıl Amerika’da, en çok fiziksel albüm satışı yapan sanatçı. Bu size ne ifade ediyor?
BSH: BTS vakası benim için çok ironik. Fiziksel satışlarda sürekli bir düşüş olacağını öngörmüş ve performans ve sadakat temelli bir modelin çözüm olacağını düşünmüştüm. Bununla beraber, eski kafalı bir müzik yapımcısı olduğum için, albümün kalitesine çok önem veriyorum. Bu nedenle albüm odaklı bir yapıma öncülük ettim. İyi müzik ve iletişimi, satışlar takip edebilir. Bir bütün olarak K-Pop sektörü, global pazarın aksine, albüm satışlarının arttığını görüyor. Sebebini şahsen açıklayamam. Bunun sonsuza dek süreceğine inanmıyorum.
T: Diğer birçok K-Pop hareketi ilgi çekmek için mücadele ederken, BTS Amerika’da böylesine etkileyici bir başarıyı nasıl elde etti?
BSH: Esasen, BTS’in ABD’deki başarısının şansla çok alakalı olduğuna inanıyorum. Benim parlak stratejim ya da BTS’in ABD pazarına mükemmel uygun olması falan değildi söz konusu olan. Daha ziyade, mesajlarının belirli bir taleple rezonansa girmesi ve dijital medya aracılığıyla hızlı bir şekilde yayılmasıydı. BTS, o zamanlar ABD’de ele alınmayan bir şeye değindi, böylece Amerikalı gençler karşılık verdi ve bu da rakamlarla kanıtlandı.
T: Bu yılki büyük ataklarınızdan biri, her grup için inşa ettiğiniz “evrenleri” güçlendirerek, hayranları, canlı şovların ve albümlerin ötesindeki sanatçılara bağlıyor. Neden?
BSH: BTS ve K-Pop idollerinden sonra hayranlar, sevdikleri idollerin konserler dışındaki yaşam tarzlarının da bir parçası olmak istiyor, ancak piyasada bu arzuyu karşılayacak bir ürün yok. Büyümek için büyümekten nefret ediyorum, kaynağını müzikten almalı. Bu yüzden bu şekilde yaptım. Birçok insan, K-Pop idollerinin “şarkıcı” ünvanına sahip olmasından dolayı aynı şey olduğuna inanıyor ama hayranları tipik şarkıcı hayranlarından farklıdır. Konsere gidebilir, albüm, şarkı ya da bir t-shirt satın alabilirler. Ancak K-Pop hayranları, idolleriyle yakın hissetmek ister. BTS, dünya genelindeki hemen hemen her ülkede oldukça büyük satış gücüne sahip tek grup. Sonuç olarak, BTS’in fandomuyla çalışmak, Big Hit’in sunduğu en büyük hizmetlerden biri.
T: Müziklerinde neyi ifade edecekleri ya da sosyal medyada kendilerini nasıl sunacakları konusunu nasıl çözdünüz?
BSH: Açıkçası K-Pop sanatçıları, ortalama sanatçı standartlarına göre, performanslarında akrobatik düzeyde beceriler göstermek zorunda; mükemmel şarkı söylemeliler ve bu nedenle formlarının zirvesinde olmalılar. Bu, yüksek düzeyde yetenek temelli ve odaklanmış bir eğitim istiyor. Buna rağmen ben her zaman, stajyerlerin sosyalleşmesi gerektiğine inandım. BTS üyeleri stajyerken, sosyal medya konusunda personelimle aramda çok fazla iç çatışma yaşandı. “Güvenli yoldan gidelim, sosyal medya iz bırakır ve bazıları gelecekte onlara zarar verebilir” dediler. Genç insanlar için kurallara uymak da zor. Yani o konuda biraz sorun vardı, ama hata yapmanın ve hatalardan bir şeyler öğrenmenin doğru olduğuna inandığım için, nispeten liberal bir stajyer sistemi kurdum.
Şirketimizde, sosyal medya da dahil, bir sanatçı olarak yaşamak konusunda stajyerlerimizi eğitmek için çok zaman harcıyoruz. Onlara rehberlik ettikten sonra, sanatçılarımıza bırakıyoruz ve ihtiyaç duydukları her şeyi şirkete sormaları için açık kapı bırakıyoruz. Bence bu, samimiyetin hayranlara ulaşmasını sağladı. BTS’in başarısından bu yana, stajyer sistemini; akıl hocalığı ve koçluk sistemiyle ve öğrencilerin birlikte çalışma fırsatlarıyla, daha çok okul benzeri olacak şekilde değiştiriyorum.
T: Son zamanlarda, bazı mevcut ve eski K-Pop idolleri yasadışı olaylara karıştı. K-Pop’ta böyle tartışmalar gördüğünüzde, BTS üyelerine ve diğer stajyerlerinize, bu tarz durumlardan kaçınmak için araçlar verdiğinize inanıyor musunuz?
BSH: Emin değilim. Onlara stajyerlik yıllarında çok fazla özgürlük verdiğim ve onları sorumluluk konusunda eğitmiş olduğum gerçeği, mantık olarak skandalları engelledi diye söylenebilir; ancak bu sonuçculuktur. Stajyer sistemi şu anda, bazı yönlerden bir eğitim kurumu gibi. Bir takım olarak, bu sanatçılar için mümkün olan en iyi ortamı nasıl sağlayabileceğimiz konusunda çok konuşuyoruz. Ancak K-Pop sektöründeki bir tür skandaldan kaçınabileceğimizi söylemek, fazla kesin olur.
T: K-Pop’ta, müziğin bir kurul tarafından üretildiği ya da yetişkinlerin genç sanatçılara materyal verdiği bir yukarıdan aşağıya-sistemi olduğuna dair yaygın bir algı var. Bu doğru mu?
BSH: Birincisi, Batı’da derinlemesine yerleştirilmiş bir rock yıldızı fantezisi var –bir rock yıldızı, ruhlarına sadık davranır ve herkes, bunu özgünlüklerinin bir parçası olarak kabul etmelidir ve ancak bu şekilde iyi müzik ortaya çıkar. Fakat gerçekte, bilenmeye ve müzikle ilgili becerilerin eğitimine uzun zaman adamak, sanat dünyasındaki birçok meslekte kullanılan bir taktiktir. Balerinler, yalnızca baleye odaklanmış izolasyonlarda uzun zaman harcarlar, ama insanların, balenin ruhtan yoksun olduğunu veya onun sanat olmadığını söylediğini duymazsınız. Bu nedenle, bunun bir bakış açısı meselesi olduğunu düşünüyorum.
İkincisi, ABD’de bir sanatçının büyük bir şirketle anlaşma imzalamadan önce, uzun yıllar yer altı sahnesinde çalışması. Kore’de bu süre, stajyer olarak geçiriliyor. Bence, hangi sistemin daha iyi sanatçılar ürettiği tartışmaya açık. Ayrıca, bir sanatçının iyi sonuçlar elde etmesi için kendi şarkılarını söylemesi gerektiğine dair ifadenin doğru olmadığına inanıyorum. Bir şarkıcı, her şeyden çok bir sanatçıdır ve iyi bir performans, izleyicileri ikna edebilir. Bence bir stajyer, hayat tecrübelerine değil de, yalnızca becerilerini geliştirmeye odaklanarak çok fazla zaman harcadığında, kompleks bir dünya anlayışına sahip bir sanatçı olup olamayacağı konusunda endişeleri oluşuyor.
T: Birlikte çalıştığınız sanatçıların önemsedikleri bir konu ya da sosyal mesele olması ne derece önemli? Birleşmiş Milletler’le yaptıkları çalışmayla ve ruh sağlığı gibi konulardaki açıklığıyla BTS ile eşleştirilen, devam eden bir “Love Yourself” hikayesi var.
BSH: Sosyal bir meseleyle ilgili konuşmak isteyip istememek, bireyin seçimi. Onlardan istediğim şey samimi olmaları. Bir şeylerin uydurulmasını kabul edemem. Ancak ne şirket ne de ben bir sanatçıyı herhangi bir sosyal mesele hakkında konuşmaya zorlayabiliriz. Şahsen, sanatın devrim için en güçlü araçlardan biri olduğuna inanıyorum ve sanatçının sosyal konularda konuşmasını isterim. Ancak onlar, istedikleri zaman konuşur ve ben onlara neyi yapıp yapmamaları gerektiğini söylemem. Sanırım insanların K-Pop sektörüyle ilgili yanılgılarından biri de bu: Bir yapımcının, sanatçıları üzerinde bu düzeyde bir kontrol sahibi olabileceği. Olamayız. Sanatçı bir şey ifade etmek istediğinde, rolümün, mesajı samimiyetlerini ifade edecek ve ticari değeri olacak şekilde rafine etmek olduğuna inanıyorum.
T: “Rock yıldızı” hikayesinden bahsettiniz. ABD’de, sanatçıların asi oldukları için alkışlandıkları görülüyor. Bağımsızlık ve “sistemle” savaşmaya çok değer veriliyor. Güney Kore’nin kültürel bağlamında, sanatçılar ve yönetim arasında daha fazla saygı olduğunu düşünüyor musunuz?
BSH: Bence Asya kültürü ve Batı kültürü kesinlikle farklı. Fakat bunun, topluma karşı isyanı nasıl etkilediğini konuşursak -Güney Kore birçok devrim yaşadı ama kişisel ilişkiler açısından büyüklere saygı duyuyoruz. Bununla ilgili konuşarak kıyaslama yapmak ya da Batılı sanatçılar şöyle, Asyalı sanatçılar böyle demek zor. Fakat genel olarak, özellikle K-Pop sanatçıları, sanatçılar ve şirketler, daha az risk almaya çalışırlar.
Ancak sistemle mücadele hakkında konuşursak; birçok Amerikalı sanatçı, istedikleri müziğin peşinde koşmayı bıraktıkları sürece, yönetimleriyle işbirliği yapıyor. Son zamanlarda pek çok sanatçı, büyük şirketlerle anlaşma imzalamıyor, çünkü daha fazla gelir akışı mevcut. Yine de, bunun sisteme karşı bir beyan olduğunu sanmıyorum. Aslında, öncekine kıyasla daha az Batılı sanatçı sosyal meseleler hakkında konuşuyor.
T: BTS üyelerine her zaman solo çalışma imkanları da veriyorsunuz. Bu onları K-Pop’ta benzersiz mi kılıyor?
BSH: Eşsizliklerinin bağımsızlıktan geldiğini pek sanmıyorum. Birçok K-Pop idolü, belirli bir başarı seviyesine ulaştığında solo kariyer düşünür, yönetimdekilerle konuyu tartışır ve solo projeler sürdürür. BTS üyeleri, Big Hit daha fazla özgürlük tanıyor da ondan bunu yapıyor değil. Burada benzersiz olan şey, Big Hit solo projeler üretmez. Biz, takım imajını vurgularız. Ama tabii ki üyeler bireyseldir ve kendi kimlikleri var; bu nedenle sanatçının, resmi bir solo projeden daha az sorumlukla kendini ifade etmesine fırsat veren mixtape’lerini ve bedava yayımlanan şarkılarını destekliyor ve teşvik ediyoruz. Bu anlayışı başlattığımızdan bu yana, birçok şirket, resmi solo projelere ek olarak, daha fazla mixtape ya da bedava şarkı yayımlamaya başladı. Bir şekilde Big Hit’in, müzik piyasasını zenginleştirmeye yardımcı olduğuna inanıyorum.
T: Kısa bir süre önce Source Music’i satın aldınız ve yeni bir kız grubu oluşturmakla ilgilendiğinizi ifade ettiniz. Nasıl gidiyor?
BSH: GFriend ile ilgili [Source Music Group], şimdiye kadar harika içerikler yayımladılar. Yapmaya çalıştığımız şey; bir hikayeyi, bir konsepti rafine etmek ve düzene sokmak. Böylece, bir sonraki projelerinde yeni bir tarz edindiklerinde, o noktaya nasıl vardıkları mantıklı hale gelecek. Ayrıca Source Music ile birlikte, yeni bir kız grubu için seçmelerin tanıtımını yapacağız. Tıpkı Disney gibi –animasyonlar, aile filmleri, Marvel ve Star Wars- K-Pop’ın meziyetlerini koruyarak, pazar bölümlemeye koyulmaya çalışıyorum.
T: Henüz bahsetmediğimiz tek şey ARMY’ler (BTS’in dünya genelindeki coşkun destekçilerinin fandom ismi). Weverse (bir hayran uygulaması) ve Weply’ın (bir e-ticaret platformu) geliştirilmesinden filmlere kadar, hayranları dahil etmek için çok şey planlıyorsunuz. BTS hayranları ve Big Hit takipçileri, neler beklemeli?
BSH: İlk olarak, bir sonraki albüm. Harika gidiyor. Bildiğiniz gibi birçok kişi, BTS’in, YouTube döneminin ya da 21. yüzyılın Beatles’ı olduğunu söylüyor. Bundan onur duymama rağmen, o prestije ulaşmadıklarını biliyorum. Ancak bu ünvanın bazı çağrışımları olduğuna inanıyorum ki o da, BTS, çok nadir görülen bir global fandom yaratabildi. Bu devasa fandom sayesinde, ilişki usulünü yeniden şekillendirebildiler; yeni iletişim biçimleri yaratıyorlar. Ve zamanın ruhunu somutlaştırarak, yeni bir müzikal mesaj oluşturdular. Yani bu şekilde, Beatles’ı anımsatıyorlar.
Bu şerefli ünvanı korumayı ve gelecekte bir gün, Beatles gibi destansı karakterler olarak anılmalarını umuyorum. O noktaya ulaşmak için BTS, büyük global arenalarda tanınmaya devam edebilirse iyi olur. Grammy’den biraz tepki almak hoş olurdu; ARMY’ler uzun zamandır BTS’in Grammy’de performans sergilemesini bekliyor. Bir Akademi üyesi olduğum için şanslıyım, dolayısıyla Grammy [ekibi] ile bunu daha fazla tartışmayı çok isterim; çünkü katkıda bulunabilecek sembolik bir şeye sahip olduğumuza inanıyorum.
Kaynak: TIME Magazine
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.