K-Pop ile ilgilenen herkes, “Jeff Benjamin” ismine aşina olmalıdır. New York merkezli bir müzik muhabiri olan Benjamin, 2013’ten beri, Amerikan müzik medyası Billboard için, K-Pop hakkında yazıyor. CNN, kendisini bir keresinde, “K-Pop hakkında konuşmak için, mükemmel bir insan” olarak nitelendirdi.
Ayrıca, K-Pop fenomeni BTS ile özel bir bağı var. Benjamin, meteorik şöhrete ulaşmadan çok önce, gözlerini yedi üyeli gruba dikmişti. The Korea Times ve Grand Hyatt Seul‘deki diğer medya organlarıyla yaptığı son röportajda Benjamin, yedilinin müzikal başarıları tarafından büyülendiğini, ancak daha fazlasını istediğini söyledi.
“BTS’in, sanatçı olarak daha fazla kredi aldığı yerlerde, daha fazla röportajını görmek istiyorum. Belki bu onlara, Grammy gibi bir konuda yardımcı olabilir. Bugünlerde BTS’in sanatsal ilhamları ve etkileri hakkında konuştuğu, çekici röportajları pek görmedim sanırım.”
Konu, BTS’in, dünyanın en prestijli müzik ödüllerinden biri olan, Grammy kazanma şansıyla ilgili bir soruya geldi.
“Billboard Müzik Ödülleri yalnızca sayılara, istatistiklere ve listelere dayanıyor; bu yüzden BTS, 2018’de ABD listelerindeki en iyi grup olarak yerlerini sağlamlaştırmış olabilir. Fakat Grammy, sanatsal bütünlük, eleştirel tepkiler ve akademinin oy kullanma şekli ile ilgili olduğu için, biraz farklı.”
Benjamin ayrıca, Porto Rikolu şarkıcı Luis Fonsi‘nin, 2017 yılında çıkan popüler Latin pop şarkısı “Despacito”dan bahsetti. Luis Fonsi, “Despacito” sayesinde, 4 Latin Grammy Ödülü, 7 Billboard Latin Müzik Ödülü, 5 Billboard Müzik Ödülü kazandı ve 3 Grammy Ödülü adaylığı aldı.
“BTS’in ‘Despacito’ gibi bir geçit şarkısı olmadı. BTS’in Grammy’ye layık olduğunu düşünmeme rağmen, kesinlikle daha fazlası yapılabilir.”
Bununla birlikte, köşe yazarı, K-Pop’un, dünya genelinde anlamlı değişikliklere neden olmasından etkilendiğini dile getirdi.
“BTS, algıyı, insanların, saç rengini her zaman değiştiren ve makyaj yapan bu çocukları sevecekleri şekilde değiştirdi. Bunun harika olduğunu düşünüyorum, çünkü insanlar onları sadece müzik ve görselleri için beğenmiyor, aynı zamanda onları çekici ve güzel buluyorlar. Görünen o ki, Koreli erkekler ve çekici bir erkeğin nasıl olması gerektiği hakkında, bazı kalıplaşmış şeyleri değiştiriyorlar.”
Benjamin, BTS’i, 60’lı yılların ikonik İngiliz grubu The Beatles ile de karşılaştırdı.
“The Beatles, Amerika’ya ilk geldiğine, trendler arasında değildi. O zamanlar insanlar, Beach Boys’u seviyordu; California’nın efendi sörfçü çocuklarını. Ama İngiliz grubunun uzun saçları vardı, uzun paltolar ve botlar giyiyorlardı. Babanızla tanıştırmak için eve getireceğiniz çocuklar değillerdi.”
Benjamin, buna rağmen Beatles’ın, İngiliz pop müziğine karşı algıyı ve çekiciliğin tanımını değiştirdiğini ve BTS’in de aynı şeyi yaptığını düşündüğünü belirtti.
“Daha yapılacak çok iş var, ancak bu değişiklikler kesinlikle oluyor, hem de daha iyi şeyler için.”
Benjamin, BTS’in giderek büyüdüğünü ve yol boyunca – neyin işe yaradığını ve nasıl geliştirebileceklerini- öğrendiğini söyledi. Özellikle, grup, son albümlerinin başlık şarkısı olan “Boy With Luv” ile, ABD’deki bulmacanın son parçasının radyolar olduğunu, fark etmiş görünüyor.
Benjamin’e göre, iyi bir albüm ve dijital satışları olmasına ve sosyal medya ile iyi bir ilişki kurmalarına rağmen, radyo yayınlarında yer almıyorlardı. Ancak bu kez, radyolarda oldukça fazla çalınan ve radyo istasyonları ile daha fazla röportaj yapan, Halsey gibi biriyle işbirliği yaparak, akıllıca bir seçim yaptıklarını söyledi.
“Bir sonraki adımın ne olacağına dair, çok daha analitik oldular.”
K-Pop yıldızı BTS ile ilgili düşüncelerini paylaştıktan sonra Benjamin, daha geniş bir konu olan K-Pop’a geçti. K-Pop’un cazibesi ve potansiyeli ile söze başladı.
“K-Pop sadece müzikle ilgili değil. Eğlenceli müzik videoları, koreografileri var ve sanatçılar neredeyse her gün müzik programlarında sahne alıyor. İnsanların, müzik konusunda heyecanlanmasını sağlayacak çok fazla içerik ve unsur var ve bu da, dil engelinin aşılmasına neden oldu.”
Benjamin, dilin, şarkının kendisi kadar önemli olmadığını söyledi.
“Müzik, evrensel dilin kendisi. K-Pop şarkılarını incelerken, sözlerin resmi çevirileri için, birden fazla web sitesini ziyaret ediyorum, ancak sözler benim için şarkının sadece bir parçası. Müziğin daha çok, duygu ve enerji ile ilgili olduğuna inanıyorum.”
Benjamin’in, K-Pop’u geliştirmek için yapılması gerekenler hakkında da bazı düşünceleri var.
“Sanatçılar her zaman, mükemmel idoller olmak zorunda değiller. K-Pop yıldızlarının çok resmi olduğunu ve mükemmel görünmeye çalıştıklarını düşünüyorum ama hayranları bu durumu beğenmiyor gibi görünüyor. Bu, yazar için de sinir bozucu. Biz sadece müzik için değil, aynı zamanda kişilikleri için de hayranız. Bu yüzden umuyorum ki, şirketler, sanatçılarının daha fazla eğlenmesine izin verir. Bu, daha büyük bir uluslararası bağlantı anlamına geliyor ve önemli. Bir bütün olarak endüstri, daha az katı olmalı.”
Röportaj, başta ABD olmak üzere, global pazarı hedefleyenlere bazı ipuçları sunarak, sona erdi.
“Kore medyası ve Batı medyası çok farklı çalışıyor ve sanatçıların, her iki tarafı da mutlu etmeyi öğrenmeleri gerek. Sert olmak ve yöntemlerini değiştirmemek kimseye yardımcı olmaz. İnsanların, sanatçıları, bu kadar gergin görmek ve sadece resmi cevaplar verirken duymak istediklerini sanmıyorum. K-Pop yıldızlarının, yaratıcı sanatçılar olarak, kendileri hakkında daha fazla bilgi paylaşmaları önemli olacaktır.”
Ayrıca onlara, böyle bir meydan okumadan korkmamalarını tavsiye etti.
“BTS ve NCT 127 gibi gruplar, pek çok garip röportajdan geçti ve bazen röportajcılardan veya medyadan bile (pazara yeni girdikleri dönemde), hafif bir ırkçılıkla karşı karşıya kaldılar. Fakat dünya değişecek. Bu yüzden K-Pop şarkıcılarının, isimlerini yaymak için çok çalışmak, farklı röportajlar deneyimlemek ve kendilerini ortaya çıkarmak için, çeşitli cevaplar vermek zorunda kalmaları gerekiyor. Tüm bunlar sonunda karşılığını alacak. Lütfen cesur olun.”
Köşe yazarı, geçtiğimiz salı günü, Grand Hyatt Seul‘de gerçekleştirilen, “2019 Kültür İletişim Forumu”nda da, K-Pop hakkındaki düşüncelerini iletti. Corea Görüntü İletişim Enstitüsü (CICI) tarafından düzenlenen etkinliğe katılan, 11 içerik oluşturucu delegeden biriydi.
Kaynak: Korea Times
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.