Sadece altı ay önce çıkış yapmış olmalarına rağmen, ABD ve Avrupa turları biletlerinin hepsini satan sekiz üyeli grupla tanışıyoruz. 

ATEEZ, etkileyici canlı şovları ve karmaşık, sinema sesi giderek artan medya övgü ön belleğini omuzlayan sekiz üyeli bir K-pop grubudur. Şu anda iç çamaşırlarını tartışıyorlar. ”Amerika turumuzdan sonra daha fazlasını getirmem gerektiğini anladım,” diyor Seonghwa. ”Bu sefer, kalacağımız gün kadar getirdim.” Seonghwa ATEEZ’in en büyük üyesi ancak K-pop için yaş göreceli: Bugün 21 yaşını kutluyor. (3 Nisan) Daha sonra grup arkadaşlarının duyabileceği alandan çıkan sarışın vokalist, Londra’daki 2,300 kapasiteli 02 Kentish Town Forum’daki gösteri sırasında sahnede bir pasta ve kutlama umduğunu söylüyor.

Grubun 20 yaşındaki rapçi ve İngilizce konuşan lideri Hong Joong, “Seong Hwa çok özel bir üye” diyor. Bir üyenin turun ortasında iç çamaşırına ihtiyacı olursa paylaşırlar mı? İfadeleri donuyor. Topluca ”Hayır!” diyorlar dehşet içinde.

ATEEZ – rapçiler Hong Joong ve Min Gi ve vokalistler Jong Ho, San, Woo Young, Yeo Sang, Seong Hwa ve Yun Ho’dan oluşuyor.- sadece altı ay önce çıkış yaptı ve, heyecan ile tüm genç sanatçılardan ayrılan sözleri ve vücut dillerinin karışımından oluşuyor. Geçmişe bakarsak, çaylak gruplar, beş duraklı bir ABD turunu ve aylarca sürecek olan Avrupa turlarının biletlerini sadece birkaç dakika içinde satmaz. 19 yaşındaki Woo Young, sesinde biraz şaşkınlık ile, uluslararası yükselişlerini ”Şans veya pratik. Ama birileri neden farklı veya özel olduğumuzu sorduğunda, her zaman performansımızdan dolayı olduğunu söylüyoruz. Kendimizi ifade etmekte harikayız.” şeklinde nitelendiriyor.

Bunlardan biri, yanıltıcı kimyalarına ve çok iyi pop şarkılarını tamamen sürükleyici olanlara dönüştüren kimlik duygusuna işaret edebilir. Queasy 90’ların hip hop sentezi “Pirate King” ile birlikte sızlanıyor, ”Desire” bol enstrümantal yapılar ve ham hırs barındırıyor, ve onları Hongjoong’un ATEEZ’i intihar takımına benzettiği bir şarkı olan ”HALA HALA (Hearts Awakened, Live Alive)” takip ediyor. “Filmde çok benzersizler” diyor. ”Sekizi ve sekizimiz varız, ve şarkı sözlerinde bu tür bir etki ve anlam istedim.” Konseptleri – olmasını istediğiniz fiziksel veya duygusal maske ile hazine arayışı- boyunca Treasure EP1: All to Zero ve Treasure EP 2: One To Zero, sizi yolculuğuna çekiyor.

Gösteriden önceki günü, öğleden sonraları alışveriş yaparak ve Chelsea FC’nin stadyumunu gezerek geçiriyorlar. Londra’nın atmosferini ve ilkbahar kasvetliliğini seviyorlar. Ayrı görüşmeler yapmaya alışkın değiller. ”Gerginim!” sırıtıyor Wooyoung, ve ellerini uyluklarının arasına sıkıştırıyor. K-pop’un eğlence ajanslarında, şimdi bulundukları yerde olmak için hepsinin ailesi sanatçı olmalarını desteklemese de,  yıllarca ön performans eğitimi almışlar. Üyelerin çoğu için ajansları KQ Entertainment, katıldıkları ikinci ajans; yeni bir gruba seçilmek için daha iyi fırsatlar aramak üzere ajans değiştirmek stajyerler için bir standart.

“Ebeveynlerim buna karşıydı, ancak Seul’a gitmek istedim” diyor, yetişkin yüz hatları bebek yanaklarından uzaklaşmaya başlamış 20 yaşındaki uzun boylu ve güler yüzlü Yunho. Memleketi Gwangju başkentten 170 mil uzakta. Ancak bir sanat lisesinin vokal bölümüne kabul edildikten sonra ailesi onu rahat bıraktı. Min Gi’nin eski bir dansçı olan babası, oğlunun içinde müziğin olduğuna ikna olmamıştı. “Müziğe ilk başladığımda ebeveynlerim sadece bir ay süreceğini düşündü. Babam bana bir şirkete katılarak ya da bir şarkı duymasına izin vererek müziğin içimde olduğunu ispatlamamı söyledi. ”

”Birileri neden farklı veya özel olduğumuzu sorduğunda, her zaman performansımızdan dolayı olduğunu söylüyoruz. Kendimizi ifade etmekte harikayız.” – Woo Young, ATEEZ

18 yaşında ATEEZ’in en genç üyesi olan Jong Ho, gruba duygusal açıdan uçucu bir yön veren güçlü bir sese sahip. Okuldan sonra eğitim aldı ”büyümek ve kendimi bulmak için gerekli olan beş ya da altı yıl eğitim aldım.” San, günlük vokal ve dans derslerini hatırlıyor, bacaklarını tutuyor. ”Her gece, kas ağrısı,” parlayan bir gülümseme ile İngilizce söylüyor. Akıcı değil ancak kusursuza yakın bir telaffuza sahip. ”Kendime güvenmiyordum ve neyde iyi olduğumu bilmiyordum. Ancak her sabah, ‘Yapabilirim!’ diye düşündüm. Bu tüm bedenimi etkiledi.”

Seong Hwa ve Yeo Sang için eğitimin duygusal bir etkisi vardı. “Bir stajyer olduğunuzda, insanlar size iltifat etmiyor,” diyor Yeo Sang, tereddütle. “Size sadece bir şeyi düzeltmenizi söylüyorlar.” Bir grup olarak, San’ın “doğal bir sinerji” olarak adlandırdığı şeyi geliştirerek birbirlerine güvendiler. Woo Young, “Terden sırılsıklam olduk (pratikte) ve zor zamanlar geçirdik” diyor. ”Böylece arkadaş olarak yakınlaştık. Yakınlaşmamak zordu.”

Hong Joong, KQ Entertainment’ın ilk stajyeriydi ve altı ay boyunca tekti. ”Sanatçıların gerçeklik programlarını izledim ve lider olsaydım güçlü olur muydum diye düşündüm.”, ”güçlü” derken ”otoriter” olmayı kastediyor ama Jongho onu ”becerikli” olarak tanımlıyor. Hong Joong, “Konuşmaları ve nazik olmayı seviyorum” diyor. Hala, dikkatli ve sürekli olarak grubun etkileşimlerine dikkat ediyor. Birbirleri arasında, Güney Kore’nin genel görgü kuralını düzenleyen hiyerarşik çağın ve statü sisteminin formalitesini atlayarak “biz aynı yaştaki arkadaşlar gibiyiz” diyor. “Bazen endişeleniyorum, çünkü birisi bir gösteride veya röportajda bir hata yaparsa, bu bizim imajımız için iyi değil. Ama güçlü bir şekilde kızarsam, anlayamazlar. Bu yüzden onlara şans verdim. Öğrenmelerine izin verdim. ”

O şimdiden mükemmel bir sanatçı – sahnede çekici, sahne dışında tatlı ve coşkulu. Mingi’nin camdan yapılmış elmacık kemikleri ve sivri bakışları videolarda göz korkutucu görülebilir ancak o cömert ve sevecen biri. Wooyoung ve San’ın şeytani sahne tavrı çocukça bir samimiyete dönüşüyor. Wooyoung enerjik bir şekilde ”Annem konsantre olamadığını söylüyor. Daha olgun olmaya çalışıyorum ama üyelere, şakayla karışık, 23 yaşıma kadar çocuksu kalacağımı söylüyorum.” diyor. O kiye ayrılmış. Hepsi öyle. Hayranların oluşturdukları sayısız video derlemesi ve komik resimler ile çelişkileri ortaya koyması K-pop’ın DNA’sının oldukça ünlü bir parçası haline geldi.

Bir idol grubu oluşturmak, sezgisel olduğu kadar bilimseldir. Bireysel olarak benzersiz olmalı, ama birlikte daha güçlü olmalılar; geçmişleri ve kişilikleri birbirinden farklı olmalı, ancak birbirlerini kusursuz biçimde tamamlamalılar. Sanatçıların kusursuz olması beklenir; bu nedenle saf, değişik yetenekler veya alışkanlıklar olağandır. -Jonho’nun çıplak ellerle elmaları ikiye ayırması ya da Seonghwa’nın temizlik takıntısı gibi.-  Bu özellikler tekrar tekrar gösterilir, bir şekilde samimi kişilik özellikleri halinde gelir. Fakat idollere duyulan ilgi uluslararası olarak arttıkça, sanatçı ile fan arasındaki engel daha derin ve daha özgün yollarla bağlantı kurma ihtiyacı doğuruyor.

ATEEZ tüm sosyal platformları kullanıyor. Turdan bu yana, neredeyse her gece canlı yayın uygulaması VLive’da yayın yaptılar. Kendine iyi bakma ve ‘açık’ olma arasında çizilecek bir çizgi var mı? ”Performansımızdan sonra, yoruluyoruz ve hayranlarımız bunu biliyor,” diyor Seonghwa, ”ancak günlük yaşamımızda onlarla iletişim kurmak bizi mutlu ediyor. Gerçekten hiçbir şey saklamıyoruz.” Seonghwa dikkatlice konuşuyor ancak ancak şu zamana kadar, şaşırtıcı bir şekilde, bu kadar çok medyanın önünde olmasına rağmen konuşkan değil. ”Görünen ve gerçek hayatımda olan arasında fark var,” basitçe belirtiyor. Sahne dışındayken, San(kendisinden ‘sahne arkası mod belirleyici’ olarak bahseder) ve Wooyoung kadar çok konuştuğunu söylüyor Seonghwa.

Yeo Sang, belirgin bir şekilde sakinleştirici bir varlığa sahip ve Seong Hwa gibi, sık sık kamera önünde tereddütlü. Woo Young onu oyuncu, dinleyici, en iyi arkadaşı olarak çağırıyor ve birbirlerinin cümlelerini tamamlayabileceklerini iddia ediyor. Annesi öğretmendi ve evde sıkıydı. “ATEEZ’in adını böyle koymamız gerekti, ama kişiliğim tamamen zıttı bu yüzden çok endişelendim” diyor. “Normalden fazla konuşmaya çalıştım ve utangaçlığımı düzeltmek için elimden geleni yaptım.” Bu azim taktığı parmak ateli ile kanıtlanıyor. Amerika’da dans ederken elini yere koyduğunda yüzük parmağı ters yönde kaldı. Kırılmış olmasından çok korktu (kırılmadı); ancak sahneyi durdurmak istemiyordu, dişlerini sıktı, tekrar yerine koydu ve gösteriyi tamamladı, eli bir balon gibi şişiyordu.

”Henüz ünlü olduğumuzu sanmıyorum.  Birçoğunun bizi sevdiğini hissediyoruz, ama bu ünlü olmak mı?” -Hong Joong, ATEEZ

Beni, yeni gelen birini, kendilerine çekme konusundaki yeteneklileri, kısaca – ATEEZ uzun süre ATEEZ olamaz. Mingi hayran buluşması sırasında bize küstahça parmak kalbi atan kişiydi, Yeosang ise cana yakın ve ilgiliydi. Seonghwa’nın kolyesinin dolanması ve televizyon kamerası ona sönmeden önce kolyeyi koparması iki şeyi ortaya çıkardı: Mükemmel olamamanın hayal kırıklığı ve işini ne kadar yoğun bir şekilde sevdiğinin farkına varılması. Hongjoong, kendine bakışını değiştiren hayranlar sayesinde artık küçük ellerine karşı kompleksi olmadığını ortaya koyuyor. Yunho, müzik şovlarında doğru kamerayı bulmaya çalışırken ki anı canlandırırken gülüyor ve birbirleri yokken boşlukta hissettiklerini itiraf ediyor. San, gerilim ve gizem romanlarının hevesli bir okuyucusu olmaya başladı. Wooyoung ve Jongho hayranların oluşturduğu sırayı görmek için balkona çıkıp, çığlıklardan sonra kıkırdayarak içeri kaçıyor.

Sanatçıları izleyerek büyüdükleri için, endüstrinin ne kadar zor olabileceğini anlamalarına rağmen, bu yolu takip ediyorlar. Min Gi, hem dans edip hem de rap yapabileceği tek kariyerin idol grubunda olmak olduğunu biliyordu. Jong Ho, insanlara umut ve güven getirmek istiyor. “Bir idol olmak zor bir iştir” diyerek katılıyor Woo Young, baş döndürücü enerjisinin ardında. “Gençken, idollerin çok havalı olduğunu düşünüyordum. Onlar birinin rol modeliydi ve ben de onlar gibi olmak istedim. ”

Ancak şöhret güçlü ve acı verici. Sosyal medyayı özenle kullanan ATEEZ bunun farkında. Woo Young, “Geribildirimleri, yanıtları ve tepkileri görüyoruz – eğer iyiyse, bundan zevk alıyorum” diyor. Olumsuz yorumlara kör değil. “Çok güçlüyse, kalbime almamaya çalışıyorum. Zihniyetini kontrol etmek çok önemli. ”

Hongjoong kıvranıyor. “Henüz ünlü olduğumuzu sanmıyorum.  Birçoğunun bizi sevdiğini hissediyoruz, ama bu ünlü olmak mı? ” Son zamanlarda Instagram’da ortaya çıkan çıkış öncesi performansından söz ediliyor ve o gülüyor, utanıyor. ”O ben değilim!” şaka yapıyor. San, kulak misafiri oluyor ve elinde çiçek ile bir kızla dans eden liderinin ayrıntılı bir açıklamasına ihtiyaç duyuyor. Hong Joong, Dünya’nın onu yutmasını istiyor gibi görünüyor. İnsanların onun geçmişini halka duyurduğu ya da bugünü eleştirdiği çok daha fazla an olacak, ancak Hong Joong yine de şöhret istiyor. ATEEZ’in konseptinin gücüne inanıyor ve dünyaya yayılmasını istiyor.

Başarı ve sektörde tanınmak, her neyse, ayrıdır ve Wooyoung çelişkide. “Tanınmak için ödüllere ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. Ancak birçok üst düzey sanatçının aldığı ödüller var ve bunları kazanabilmemizin harika olacağını düşünerek çok sıkı çalışıyoruz. ” Sürekli olarak yanılmaz olan Jong Ho, emin. “Başarımızın, kaç tane albüm sattığımız veya görüntülendiğimiz ile belirlenmesini istemiyorum. Bu sevdiğimiz için başladığımız bir şey.” San da eşit derecede pragmatik: “Her albümde büyüdükçe, bence, diğer herhangi bir ödüle kıyasla, bunun en büyük ödül olacağını düşünüyorum.”

ATEEZ, uzun süredir aynı hissi yansıtmak için birlikte zaman geçiriyorlar, ancak geleceğe yönelik görüşleri daha tekil ve açıklayıcı. Yun Ho “aile gibi devam etmek” istiyor. Seong Hwa’ya, ATEEZ’in dünyanın en büyük grubu olmasını isteyip istemediği sorulunca mütevazı bir cevap veriyor: “Şu anda bize sunulanları kullanarak elimizden gelenin en iyisini yaparsak iyi sonuçlar alacağız.” Hongjoong, BTS’in kendi arzularıyla elde ettikleri şeylerin onu motive ettiğini söylüyor. “Grammy ödülü” diyor. “Superbowl yarıyıl şovu.” Gözleri parlıyor, ama keskin açlığı biraz uygulanabilirlik ile kıvama geliyor. “Oraya gidemezsek, hiçbir şeyden pişman olmayacağız” diye ekliyor, çabucak bir kahkaha ile “ama her zaman deneyeceğiz.”

Kaynak: Dazed

Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.