Saturday Night Live, herkesin de bildiği gibi ustalaşması zor bir sahne. Sahne küçük -Studio 8H’nin televizyonda küçük göründüğünü düşünüyorsanız, gerçek hayatta daha da küçük- ve ses karıştırıcısı her zaman biraz kısık. Ve en önemlisi; canlı, bu her an her şeyin olabileceği anlamına gelir. Yine de, SNL‘de sahne almak bir sanatçı için önemli bir sınavdır ve sahnenin eksikliklerini aşabilen, gerçekten unutulmaz bir performans yaratabilenlerin kariyerlerinde dönüm noktasıdır.
Koreli sanatçılar BTS için, 13 Nisan Cumartesi gecesi beklentiler daha da yüksekti. SNL‘de müzikal konuk olarak sahne alan ilk K-pop grubu olarak, genel endüstri tarafından ciddiye alınma fırsatı yakaladı. Fakat orada gergin olmuşlarsa bile, BTS bunu göstermedi.
Aslında BTS‘te, en son single’ı “Boy With Luv“ı sergilerken genel bir rahatlık duygusu vardı. Bu yedili; sınırsız enerjileri, sahne karizmaları, eğlenceli koreografi ve ustalık gerektiren dikkatleri ile izleyicileri büyüledi. Görsel olarak dikkat çekici bir şey yapmak için sahneyle fazladan bir şey yapmak zorunda kalmamışlar ya da üç dakikalık bir performans sanatına dönüştürmeye çalışmamışlardı. Sadece mor ışıklar ve canlı bir grup vardı; dolayısıyla, “imal edilmiş K-pop mekanizmasının” Batılılardaki algılarını unutturuyordu. (Ayrıca, sahnede onlara arka vokallik yapması için “Boy With Luv“ın yazımına katılmış olan söz yazarı Melanie Fontana’yı davet ettiler.)
Tarih bir yana, belki de en mucizevi başarıları; o küçük, aziz stüdyoda her şeyin ne kadar iyi işlediğiydi. Yedi üyeyle BTS, bir şekilde SNL sahnesini normal hayattakinden daha büyük hissettiriyordu.
Eğer “Boy With Luv” keyiflendiren bir kutlamaysa, o zaman 2. performansları olan “Mic Drop” ateşli bir taç giydirme töreniydi. Grubun ABD’de ilk platin sertifikası kazanan hip hop şarkısı “Mic Drop” (ilk önce 2017’de, daha sonra tekrar Steve Aoki remixi ile 2018’de yayımlandı) grup için mantıklı bir seçimdi. Ancak ABD’deki en iyi bilinen şarkılarından biri olmasının ötesinde, aynı zamanda grubun dualitesinin mükemmel bir gösterisiydi: Tabii ki eğlenceli olabilirler ama aynı zamanda sert ve çalımlılar – ve dans edebiliyorlar.
Gerçek erkek grubu koreografisi günlerini özleyen Batılı izleyiciler için BTS, Studio 8H’e destansı, heyecan verici bir dans fırsatı verdi:
Tabii ki SNL, grubun tarih yazan yolculuğundaki en yeni duraktı. Billboard 200’de albümleriyle 1 numaraya yerleşen ilk Koreli sanatçı -çok etkileyici bu başarıyı tekrar elde ettiler- ve aynı zamanda ABD’de stadyum konseri düzenleyen ilk Koreli grup oldular. Ayrıca; İngiltere, Fransa ve ABD’deki konserlerinin biletlerinin hepsini sattılar, tam kapsamlı global bir stadyum turu ilan ederek kendi rekorlarını kırdılar.
Fakat SNL‘in görünebilirlik ile alakalı sanatçıya sağladığı dikkate değer bir şeyler var. Ve evde izleyen Koreli Amerikalılar için Koreli yedi erkeğin sevinçle Korece şarkı söylediğini ve kültürlerini temsil ettiğini görmek, kayıt ve çizelgeyle ölçemeyeceğiniz bir aşamaydı.
BTS‘in buradan nereye yol aldığını, bu şöhreti ve görünebilirliği somut sonuçlara nasıl yönlendirdikleri hakkında söylenecek çok şey var. Hedefleri iddialı, ama olmaz da değil: Billboard Hot 100’de 1 numaraya ulaşan bir single (“Boyth With Luv“, onları eskiye kıyasla muhtemelen daha çok yakınlaştıracak), Grammy sahnesinde performans gerçekleştirme şansı ve müzikleri için istenen bir Grammy adaylığı.
Ama Kore müziği genel olarak nedir? Artık BTS, Koreli sanatçıların ABD’de daha büyük olmasını engelleyen bariyerleri yıktı -ve bu süreçte K-pop’la ilgili Batı’daki algıları değiştirdi- BTS tüm dünyaya hakimiyet arayışına devam ederken, kimin veya neyin gelişeceğini bilemeyiz. Ancak bir şey kesin: Bunun için müzikal manzara daha iyi bir halde.
BTS bir ilk, ancak SNL performansları son olmayacaklarını temin etti.
Kaynak: MTV
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.