29 yaşında bir şarkıcı-besteci-aktör gözüyle, yeni müzik üretmek dil veya sektöre bağlı değil: “Artık hiçbir bahane yok.”
Henry Lau’nun New York’a yaptığı son gezi, teknik olarak Moda Haftası’nın 2019 Güz baskısı içindi, fakat şarkıcı-besteci-aktör olan Henry ile konuştuğumuz dakikalar, zihninin anının çok ötesinde olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Büyük şirketlerden olan SM ile olan kontratının 2018 başlarında bitmesinden sonra k-pop sektöründen ayrılan Henry, eski bir Super Junior üyesi ve şuan solo sanatçı olarak, farklı alanlardaki keşif sürecinde kendisini birçok alanda destekleyecek kendi ekibini kuruyor. İlk aşkı olan şarkı söyleme ve müzik üretme tutkusunu takip eden sanatçı, kendi deyimiyle içinde ‘altın melodiler’ barındıran bir bahar albümü için hazırlık yapıyor. Oyunculuk alanında ise hayranları yakın zamanda A Dog’s Journey adlı filmdeki ‘mükemmel rolü’yle onun Hollywood çıkışına tanık olacaklar. Modaya duyduğu yeni çoşku dolayısıyla New York ve Paris’teki moda haftalarında boy gösteren sanatçıya, Marc Jacobs ve Li-Ning gibi markalar bile ulaştı. Henry, farklı alandaki çalışmalarını desteklemek için, Çin, Kore ve Amerika’daki aktif kariyerinin uluslararası yönetimini sağlayacak olan Monster Entertainment Group şirketini kurdu. Peki, sırada ne var?
New York Moda Haftası için gelen Lau’nun kaldığı Manhattan’ın ortasındaki lük-butik oteldeki oturma odasının şık kaosu aslında onun kariyeri hakkında fikir veriyor. Odanın bir köşesinde üst-düzey markalardan gönderilmiş hediye paketleri, diğer tarafta yolculuğu sırasında çekim ve kayıt yapan ve onunla beraber seyahat eden ekibe ait ekipmanlar ve etiketi çıkarılmış iki boş bira şişesi… Odanın içinde olup biten ve keşfedilmeye değer tonla şey var ancak Henry odasına girdiğinde aklındaki şeye odaklanıp doğrudan onunla ilgileniyor. Konuşmaya başlar başlamaz yaklaşan albümünden bahsediyor ve projeleriyle ilgili heyecanını sabırsızlıkla aktarıyor.
“Artık bağımsız bir sanatçıyım, yaptığım her şey önemli” diyor. “Kontrol tamamen benim elimde, bu yüzden her şey çok daha fazla stresli. Yaptığım ve söylediğim her şey doğrudan beni bağlıyor, başka hiçbir şeyi veya hiçkimseyi değil.. ‘Ah, Henry bunu söyledi çünkü şirketi bunu ondan yapmasını istedi’ değil — Artık hiçbir bahane yok.”
Konuşurken çoğu zaman, anlatmak istediği asıl noktaya gelene kadar zihnindeki birçok şeyi anlattı, belki de bu ne kadar çok şey yapmayı planladığının, zihninin birçok şeyle meşgul olduğunun, anlatacak çok şeyinin olduğunun da göstergesidir. K-pop’tan ayrılmak için ona neyin ilham olduğunu ve gelecekteki çabaları hakkında ilk kez konuşan Lau, hayranlarına gelecekte neler yapacağından ve bunların neden her şeyden daha önemli olduğundan bahsetti.
Her şeyden önce, yaklaşan albümünüz hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?
Önceleri, belirli bir altyapı, performans tipi veya konsept göstermek isterdim. Bu sefer sadece altın melodiler olsun istedim – Sadece melodileri, akorları ve şarkı sözlerini kastediyorum. Bu sadece ‘ben’im. Bu sefer çokça melodik sound bekleyebilirsiniz.
Hangi dilde müzik yayınlayacaksınız?
Şu anda üzerinde çalışıyorum. Birçok insan, “Neden daha fazla İngilizce şarkı yayınlamıyorsun? Neden daha fazla Çinçe yayınlamıyorsun? Peki ya Korece promosyonlar?” diyecek, bu aslında üç kenarlı bir kılıç. [Gülüyor] Hala üzerinde çalışıyorum, ama belirli dillerin belirli şarkılarda daha iyi sonuç vereceğini düşünüyorum. Yani, şu anda şunu söyleyebileceğim bir noktadayım, ‘Bu (şarkıyı) bu dilde söylemeliyim’, ama her ihtimali bekleyebileceğinizi düşünüyorum. En son bir şey yayınladığımdan beri çok zaman geçtiğini biliyorum ve bu benim gerçek albümüm bu yüzden her şeyimi ortaya koyuyorum.
Bunu duymak harika çünkü bugünlerde müzik dili ile daha az sınırlı.
Herkes her şeyi dinliyor – C-pop, J-pop, K-pop olması önemli değil bu sadece müzik. Yazdığım demoların çoğu ingilizce, bu yüzden ingilizce şarkı yayınladığımda İngilizceye çevirmiyorum, sadece demoları İngilizce haliyle bırakıyorum. Biliyorsunuz, EXO için bazı şarkılar yazdım ve birçok insan orijinal demosunu İngilizce olarak duymak istedi. Bu yüzden aslında orijinal şarkı sözlerini içeren bir video hazırlamıştım ve herkes çok sevmişti, bu yüzden daha fazla İngilizce şarkım olacak.
Kaydettiğiniz şarkılar arasında insanların duyması için gerçekten heyecanlı olduğunuz bir tane var mı?
Şu an yaptığım şey bir sürü şarkı yazmak ve sonra bunları ayıklamak, çünkü bu albümde gerçekten göstermek istediklerimi sunmak istiyorum. Asla yeterli şarkımın olmadığı olmadı, çok fazla şarkım var ama bunları seçmek istiyorum. Bundan sonraki yönüme karar vermem gereken bir yerdeyim. (Bu yüzden seçici davranıyorum) Sadece piyano ve sesimin olduğu bir parça var mesela ama bilmiyorum! [Gülüyor] Hala karar veriyorum.
Müzikal olarak bugünlerde sana neler ilham veriyor?
Paris Moda Haftası’ndaydım, Paris’e ilk gidişimdi ve şimdi Fransız müziği için bir çalma listesine sahibim. Sanırım gittiğim her yerden ilham alıyorum ve telefonuma bir sürü sesli mesaj bırakıyorum. Gittiğim her yerde bu rastgele melodileri düşünüyorum. Bu delilik çünkü gittiğiniz her yerde bu melodiler tamamen farklı oluyor. Paris’te rüya gibi, insanı alıp götüren bir melodi mırıldanıyorken, New York’da daha sert vurmalı melodi ritmi geliyor, bu gerçekten çılgınca.
Yaklaşan A Dog’s Journey adlı filminde sana dair yeni bir yönünü gösterme şansın olacak.
Film için beni aradıklarında, “Spielberg’in stüdyosu [Amblin Entertainment] seni çağırıyor”, ben de böyle “Ne?!” diye kalakaldım. Kandırıldığımı sandım. Mükemmel bir rol oldu; duygu olarak da mükemmel şekilde bana uyuyor. [Hollwood’da] Asyalılar için fazla rol olmadığını biliyorum, bu yüzden ilk duyduğumda cidden “Vay, bu çok büyük bir fırsat” diye düşündüm ve çok onur duydum. Friends, Modern Family gibi dizilerde çalışmış olan yönetmen Gail Mancuso ile görüntülü konuştuk. Köpek-severler için özel olacak bu filmde, A Dog’s Journey’de çalışmak inanılmaz bir deneyimdi. Sanırım insanlar benim için Hollywood’da daha fazla proje bekleyebilirler. Bu kesinlikle ileriye dönük olarak üzerine çalıştığım bir şey.
Neden sizin için mükemmel bir rol olduğunu söylediniz?
A Dog’s Journey [W. Bruce Cameron’ın aynı adlı] romanını temel alıyor ve hikayede Asyalı bir çocuk var. Bu gerçek bir karakter, “Ah, oraya bir Asyalı koymak istiyoruz” veya “Ah, oraya bir İspanyol koymak istiyoruz” diye söyledikleri ve sonradan ekledikleri bir şey değil. Bu yüzden rolü çok beğendim. Çince bir aksanıyla konuşayım diye çağrılmamıştım ve bence bu, bu günlerde önemli… (Film hakkında) söylediklerimde biraz ketum olmalıyım, ama sıcacık, sevgi dolu bir hikaye olduğunu söyleyebilirim.
Moda dünyasındaki çalışmalarınızdan nasıl bir keyif alıyorsunuz?
Aslında her şey çok olağan geliyor, gençken her zaman kıyafetlerden hoşlanırdım, ama ben asla tamamen bu alana dalmadım. Son iki yılda daha fazla içine girer gibi oldum ve birdenbire işbirliği yapmamı isteyen birçok marka çıktı, beni Moda Haftalarına davet ettiler ve bundan çok keyif alıyorum. Büyüdüğümü hissediyorum çünkü daha çok şeye dahil oldukça daha çok öğreniyorum.
Herkes senin SM Entertainment’tan ayrıldığını biliyor ama kimse neden ayrıldığını bilmiyor. Bu kararı neden verdin?
Her şeyden önce, biz gerçekten iyi şekilde yollarımızı ayırdık. Herkes mutlu. Bu sadece… Bence her sanatçı kendisi için daha özelleştirilmiş bir alan ister. Beni keşfettiği ve beni ben yaptığı için şirkete gerçekten minnettarım, ama artık gerçekten yapmak istediğin şeyi yapmak istiyorum. Gerçekten yapmak istediklerini sadece kendin olarak yapmalısın/ yapabilirsin. Şimdi bağımsız bir sanatçıyım ve sanırım bunu (bu tercihi) hayranlarım için yaptım.
Bir şirketten, üstelik de iyi bilinen bir şirketten ayrılıp bağımsız ilerlemek ürkütücü değil mi?
Kendi rengime sahip olmak için kendi markamı yapmak istedim. Sanırım bu cevap yeteri kadar açıklıyor durumu. Eğer böyle büyük bir zincirin parçasıysanız, gerçekten kendi renginiz olamıyor. Gerçekten ama gerçekten sadece kendi markama odaklanmak istedim. (Bu süreçte) zorlanmadım değil, ama sadece kendi başıma daha özgür olduğumu düşünüyorum. Büyük bir şirketin bir parçası olduğunuzda, sanki onların [zihniyetinde] oluyorsunuz. “Bunu yapabilirim ve bu gerçekten sorun değil” Artık bağımsız bir sanatçı olduğuma göre, yaptığım her şey önemli. Her şey benim kontrolümde bu yüzden çok daha fazla stresli. Yaptığım ve söylediğim her şey doğrudan bana bağlı. Daha fazla sorumluluk istedim, böylece daha fazlasını kontrol edebilecektim ve daha fazla yapmak istediğim şeyleri de yapabilecektim. Bunun çok daha fazla stresli olduğunu ve çok daha fazla sorumluluğum olduğunu biliyorum ama şuan hayatımı kendim yönetmek istiyorum.
“Ah Henry bunu yayınladı çünkü bunu şirketi ondan istedi.” gibi şeyler yok artık, mazeretler yok. Öncede elbette şirketteki bir yapımcı tarafından her şeyin onaylanması gerekiyordu. Ama orada bana çok fazla sanatsal özgürlük verdiler, muhtemelen sürekli kendi içeriğimi kendim ürettiğim için -“1-4-3 (I Love You)” mesela, sadece evimde bir arkadaşımla beraber yapıverdiğim bir şarkı.- (Eskiyle şuan arasında) asıl fark şudur ki [şimdi] yayınladığım, söylediğim her şey tamamen bana ait, (bu yüzden) iyi bir şey söylemeliyim.
Bu günlerde artık hiçbir şey eskisi gibi değil. İnsanlar büyük şirketlerin şarkıları yaptığını ve sanatçılarının sadece yayınladıklarını düşünüyor. Ama öyle değil. Artık şirketler sanatçılarının kendi işlerini yapmalarını istiyor ve bunu desteklemeye çalışıyorlar. BTS üyeleri gibi kendi şarkılarını yapanlar var. Artık sektör değişiyor, gerçekten değişiyor. Şimdi sanatçılar bu şirketler içinde kendi renklerini bulabiliyorlar, önceden aynı olmak zorundaydınız.
K-pop hala “fabrika yapımı” olduğuyla ilgili haksız bir etiket alıyor.
Mevzu insanlar olduğunda hiçbir şey fabrika yapımı olamaz. İnsanları yapamaz veya programlayamazsınız. Her şey değişiyor ve her şey daha iyi bir yöne gidiyor.
O zamanlar için özel bir anınız var mı?
Bildiğiniz gibi “Monster” adında bir single’ım vardı, bunu Bazzi adında bir arkadaşımla yazdım. O zamanlar Bazzi sadece bir yazardı ve o benim arkadaşımdı, “Bu adam harika bir yazar, büyük bir isim olmak için her şeye sahip” diye düşünürdüm. Gerçekten büyümesini istediğiniz, bunu hak ettiğini düşündüğünüz insanlardan biri gibiydi benim için. Kore’ye çok gelirdi, çok yazardı ve bir gün bir şarkı ile geldi. Parça tek kelimeyle harikaydı. Bazzi, Kore kıyafetlerini çok sevdiği için onu alışverişe çıkardığımı hatırlıyorum. Ben sadece gittim ve klip çektim, ertesi gün ise o bütün Billboard listelerindeydi. Onun çalışma şekli bana çok ilham veriyor. Eğer o başaramasaydı ben de ‘olmayacak…’ derdim, bilirsin? Ama o başardı ve bu muhteşem bir şey. O sadece bir dahi.
Henry Lau’nun bugünlerdeki vizyonu nedir?
Bugünlerde her şeye bütün olarak bakıyorum, sınırım yok.
Kaynak: billboard
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.