Yetenekli bir rapçi olan BTS’ten RM; söz yazarı, karizmatik bir lider, çok dil bilen bir dahi ve içebakışçı bir kişiliğe sahip biri gibi birçok şeyle bilinir. Ve birçok kişi yalnızca Namjoon’u değil, BTS’in şarkı sözlerini bir bütün olarak takdir ederken; bazen bir geri dönüş heyecanı yaşarken o telaşla ya da Korece’den İngilizce’ye çevirilirken oluşan genel nüanslardan dolayı, sözlerin güzelliği görülemeyebiliyor. Kendi solo albümlerindeki şarkılar dışında da Namjoon, hem BTS için hem de başka sanatçılar ile olan işbirliklerinde birçok şarkı üzerinde çalıştı. Yıllar geçtikçe, Namjoon bir sanatçı olarak büyüdü ve Hip Hop tarzından uzaklaştıkça, diskografisinde inanılmaz bir lirizm* olduğunu gösterdi.
Akla gelen ilk parça J. Pearl ile birlikte, o ve diğer BTS rapçileri Suga ve J-Hope tarafından yapılan gayri resmi bir parça olan “Ddaeng ”. Sadece bir dizede Namjoon, “ddaeng” kelimesini 5 farklı şekilde kullandı ve hepsi farklı anlamlara geldi.
“Kasiyerin faturaları tahsil sesi, ddaeng.
Küçükken sevdiğim don oyunu, ddaeng.
Ben ding-dong, sen ddaeng.
Sen 7 keut *, ben ddaeng.
Gece ramen yediğinde sabahki yüzün, ddaeng.
Siz kaybedenler, kendi işinizle uğraşın
Bakın bana ben her şeyinizim.
Harikasınız? Havalısınız? Çok komiksiniz!”
Yansıma sözcük olarak “ddaeng” demesine rağmen, her birinde farklı olarak kullanmakta. Bir örnekte, kasiyerin sesini açıklamak için, diğerinde ise başka birinin yanlış olduğunu açıklamak için kullanıyor; çünkü “ddaeng” birisi yanlış cevap verdiğinde çıkan sestir. Ve yine “ding-dong ” ise birisi doğru cevabı verdiğinde çıkan sestir.
Diğer satırda, “7 keut”un kötü bir kombinasyonu ifade ettiği, Korelilerin Seotda kart oyununa atıfta bulunuyor ve sonrasında gelen “ddaeng” kendisinin daha iyi bir kombinasyona sahip olduğu anlamına geliyor. Son olarak, haterların* yüzlerini “ddaeng” olarak adlandırıyor. Burada kelime, ramen yedikten sonra uyuyup kalkınca şişmiş, yuvarlak yüzleri tanımlamak için kullanılan bir ifadeden gelmektedir. Dillerle oynamadan ve “şey” kelimesinin İngilizce argo hali “thang” i kullanmadan önce Namjoon son satırda tüm dizeyi kafiyelemek ve amacını belirtmek için “ttaeng” sesini kullanıyor.
Namjoon’un kelime oyunu kabiliyetini gösterdiği bir diğer şarkı ise, Love Yourself: Answer albümündeki solosu “Trivia: Love” dır.
“Ben sadece bir insanım, insan, insan.
Sen tüm köşelerimi aşındırıyor
Ve beni sevgiye, sevgiye, sevgiye dönüştürüyorsun.
Bizler insanlarız, insanlarız, insanlarız
Sayısız düz çizgiler içinde (bir daire içinde).
Aşkım aşkım
Bir de hafifçe üzerine oturursam kalp olur.[…]
Ben yaşıyorum, bu yüzden seviyorum.
(Yaşa ve sev, yaşa ve sev).[…]
Beni I’dan O’ya çeviriyorsun
Senin yüzünden,
“Kişi” ve “aşk” ın neden aynı olduğunu biliyorum.
Bir aşka hayat veriyorsun.”
Bir kez daha, Namjoon kelimelerle oynamak için Korece ve İngilizce arasında geçiş yapıyor. “Kişi” için Korece kelime “사람” ve “sevgi” için “사랑” dır. Görsel olarak, bu karakterlerin yalnızca bir farkı var, alttaki karakterin kenarları yuvarlanmıştır diğerinde. İlk dinlenildiğinde Namjoon, daha fazla sevgi verebilecek bir insan olmak istemesini sağlayan birine atıfta bulunuyor gibi görünebilir. Ancak, hangulun incelemesi üzerine, sözlerinin daha derinde yürüdüğünü görmek açık.
Yuvarlatılmış karakteri bir kalbe dönüştürmek için bu betimlemeyi kullanmaya devam ediyor: “Bir de hafifçe üstüne oturursam, kalbe dönüşüyor”, ki bu kelime oyununu İngilizce’de de devam ettirmesine izin veriyor ona. Sevgi kavramını ortaya koymak için kalbi kullanarak, mesajını daha da yinelemek için “i” ve “o” harflerini değiştiriyor.
Kelime oyunundan çok, rapçi-söz yazarının şarkı sözleri genellikle mecazlarla doludur. Namjoon tarafından yazılan V’nin Singularity şarkısının sözleri, donmuş bir gölün ve buzun görsel metaforuna ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. Şarkıda her hangi bir karmaşık söz yok, ancak Namjoon kişiyi bir kış gölü ile karşılaştırarak sıkıntılı bir ilişkinin duygularını kısa ve öz bir şekilde yansıtmaktadır. Aşkın yokluğu buzun soğukluğudur. Yeryüzünün sertliği ve soğukluğu, hayata elverişli değildir. Söz yazarı bunu açıkça dile getirmeden, şarkıdaki kişinin, sözde aşka olan açlığını yatıştırmak için kendini donmuş göle nasıl isteyerek attığını göstererek, ilişkinin toksisitesini ortaya çıkarmayı başarıyor.
“Yine çalıyor, o ses.
Bu donmuş gölde bir çatlak oluşuyor.
Kendimi göle attım.
Sesimi senin için gömdüm,
kış gölüne atıldığım gibi.[…]
Kendimi attığım kış gölünün üstünde,
Kalın bir buz donmuş.”
Son aylarda Namjoon’un sözleri, ay ve güneş fikrine meyilliydi.
“Moonchild”da Namjoon şunları yazdı:
“Gün ışığında nefes alamazsın,
Kalbini saklamalısın.[…]
Moonchild, parılda.
Yükseldiğinde, senin zamanın geliyor.
Haydi Moonchild, ağlama.”
Ve “4 O’Clock” da devam ediyor :
“Güneş beni boğuyor,
Ve dünya beni çıplak bırakıyor.[…]
Elimde değil, başka yolu yok.
Parçalanmış benliğimi ay ışığının altında topluyorum.”
İlginç olan, Güneş’in genellikle büyük, kozmik bir enerjiyle ilişkili olmasıdır. Yeni bir başlangıcı, günün başlangıcını, ışığı ve doğal olarak olumlu olan her şeyi temsil eder. Namjoon, buna rağmen huzursuzluk ile ilişkilendirmektedir onu. Kendini çok açık ve korunmasız hisseder, gün ışığı tam anlamıyla Namjoon’a kaygı ve huzursuzluk getirir. Öte yandan, ay genellikle doğanın karanlık tarafına bağlıdır; karanlıktaki canavarlar, doğaüstü ve ürkütücü hisler. Ancak, aynı zamanda aydınlanma, iç gözlem ve yansıma sembolüdür ki bu da Namjoon’un yorumladığı şekildir. Alışılmışın yerine, bu ortak edebi sembolleri almakta, kendi kişisel anlamını bulmakta ve sözlerini daha kişisel ve özel yapmaktadır.
Dürüst olmak gerekirse Namjoon’un diskografisinde, üzerinde tartışılması gereken çok fazla şarkı var, özellikle de şarkılarını ve sözlerini geliştirdiği ve tarzını çeşitlendirdiği için. Yine de şarkı sözlerini okumak her zaman ferahlatıcı. Yeni bir bakış açısı getiriyor ya da başka türlü fark etmeyeceğiniz noktalara değiniyor ve o ne zaman bir şeyler yayımlasa, oynamak için oldukça eğlenceli bir oyun oluyor. Namjoon’un iyi konuşma ve yazma konusundaki ilgisi şarkı sözlerinde kendini gösteriyor ve söylediklerini dinlemek her zaman için bir zevk haline geliyor.
*Lirizm: Edebiyatta, bir şairin hislerini içinden geldiği gibi coşkunlukla şiirine aktarması.
*Hater: Kinci (antiler olarak düşünebilirsiniz)
Kaynak: SeoulBeats
Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride.