Tale of Fairy (diğer bir çeviri Mama Fairy and the Woodcutter) dizisinin ikinci hafta bölümlerinde, Sun Ok Nam (Moon Chae Won ve Go Doo Shim tarafından canlandırılıyor) ve Jeom Soon (Kang Mina) Seul’deki hayatlarına yavaş yavaş alışıyorlar ve yeni arkadaşlarını daha yakından tanımaya başlıyorlar. Bu sırada eski arkadaşları da onlarla buluşmak için uzun bir yolculuğa çıkıyorlar fakat yolda başları biraz derde giriyor. Bu haftanın bölümleri hakkında neleri çok sevip neleri sevmediğimizi öğrenmek için okumaya devam edin!
Uyarı: 3. ve 4. bölümlerde olanları erkenden öğrenmek istemiyorsanız, yazının devamını okumayınız.
Çok Sevdik: Bütün sihirli şeyler
Tüm sihirli şeyleri ve mucizeleri ne kadar sevdiğimi size anlatamam! Küçük detaylar – onları kandıran arıdan şikayet eden çiçekler, yağlı ballı cipsleri elde etmeye çalışan karıncalar- aşırı sevimliler ve bu fantastik dünyayı daha detaylı hale getiriyorlar. Doğaüstü bir olay olduğunda çalan kısacık müzikler bile… sihirli! Evet, bilgisayar efektleri çok daha iyi olabilirdi ama yine de tatlı ve samimi görünüyorlar ve bir yerden sonra alışıyorsunuz.
” – Neden aranızda kavga ediyorsunuz? O arı sizin özünüzü emip kaçan zavallının tekiydi”
Çok Sevdik: Jeom Soon ve Kim Geum arasında gelişmekte olan arkadaşlık
Kim Geum’un (Seo Ji Hoon) Jeom Soon’un farkına varma şekli çok tatlıydı. Dizi ilerledikçe aralarındaki arkadaşlığın nasıl gelişeceğini görmek heyecan verici olacak. Kim Geum, Jeom Soon’la ilk iletişimini o kedi halindeyken kurmuştu. Sonra insan haliyle kampüste gezerken gördüğünde (tabi çantası sosis dolu bir halde) hemen karşısına dikildi. Böylece kedi ve kızın aynı kişi olduğunu öğrendi. Sakinliğini koruyan Geum, nazikçe onun kendisine güveneceğini umduğunu söyledi, hatta arızalı dizüstü bilgisayarı yerine yenisini almayı bile teklif etti.
” – Kabalık olduğunu biliyorum ama çantanda ne olduğuna bakmak istiyorum
– Kabalık olduğunu biliyorsan neden istiyorsun? Olmaz”
” – Benim için bu kadar para harcamamalısın. Paran olmadığı odanın halinden belli oluyor”
Bu kızın zekasına bayılıyoruz!
Çok Sevdik: Kim Geum’un iyi yürekliliği
Evet, Geum O DERECE sevecen. Beraber film izlemeye gittikleri o randevumsu akşamda, King Kong’un binanın tepesinden düştüğü sahnede Ok Nam yüksek sesle ağlamaya başladı. Bu da diğer seyircilerin kendisine ters ters bakmalarına sebep oldu. Kamera Geum’a dönerken onun seyircilerden özür diler halde olacağını düşünüyordum. Fakat o da aynı Ok Nam gibi ağlıyordu! Başka şeyler de var: Ok Nam’la uyumlu olmak için alıp kafasına taktığı çiçekli toka, birbirleriyle yakınlaşmalarına yardımcı olan, tuvaletle alakalı komik hikayeler… İkisinde de aynı tuhaf ve gülünç bir enerji var. O kadar tuhaf ki deli bir insanı bile korkutup kaçırabilir. Aşırı uyumlular, bu ilişkinin devamında neler olacağını görmek için sabırsızlanıyorum!
” – Çok bekledin mi? Aslında büyüğü yapmadım ama tuvalet çok uzaktaydı”
” – Bir keresinde tuvaletin içine düşmüştüm.
– Ben tuvalete herhalde 20 kere düşmüşümdür
– Jeom Soon hala düşüyor”
Sevmedik: Etkileşim eksiklikleri
Usta Gu (Ahn Gil Kang), Shin Seon (Kim Min Kyu) ve Peri Oh (Hwang Young Hee) üçlüsü, Ok Nam ve Jeom Soon ile buluşmak amacıyla Seul yollarına düşmeye karar verdiler. İçinde bulundukları saçma durumlar başlarda oldukça eğlenceli olsa da 4. bölümün sonunda bile hala hedeflerine ulaşamamış olmaları bu konunun zoraki uzatıldığı, bir türlü ilerlemediği hissiyatı veriyor.
” – Bu ahtopotun neden bu kadar fazla kolu var? Sekiz koldan fazla. Olması gerekenden beş tane daha çok”
Hatta Jung Yi Hyun (Yoon Hyun Min) ile Ok Nam bile dördüncü bölümde çok az görüştüler. Hiç hoşuma gitmedi, umarım sonraki bölümlerde hikaye bu konuda biraz toparlar.
Sevmedik: Unutulan ölümsüzlerin artık var olamaması
Dizinin mitolojisine göre, unutulan tanrısal varlıklar ve ölümsüzler ölüyorlar ve yok oluyorlar, bu da oldukça üzücü. Bu sahneleri izlerken şimdiye kadar kaç kişinin unutulduğunu düşündüm. İnsan kendi ölümlü hayatını düşünüyor. Sonunda bizi hatırlayan kalmayınca ne olacak? Biz de hiç var olmamış mı olacağız? Öff, hemen de içi kararıyor insanın * varoluşsal kriz *
” – Peri Ja Woon göçüp gitti. Çünkü hizmet ettiği ilah unutuldu ve artık var olamıyor”
İçimizden biri dünyada kalacak son peri olabilir”
Çok Sevdik: Aşırı komik ‘kahvenin kökeni’ hikayesi
Bir önceki girdinin bunaltan havasından kurtulmak için şimdi size bu mevzuyu sunuyorum. Diziyi izlemeyen birilerine şu aşağıdaki gifi gösterin ve ne yaşandığını tahmin etmelerini isteyin. Garanti ediyorum kimse doğru tahminde bulunamaz. Ok Nam, Etiyopyalı peri arkadaşından kahve hakkında ders alıyor. Konuşmalarından danslarına, bu sahnedeki her şey çok komikti. Ah, belirtmeye gerek yoktur sanırım, etraflarında dans eden keçiler var.
” – Kahve esasen perilerin ve ölümsüzlerin periler diyarında keyfini çıkardıları bir içecekti”
İçinde dans eden keçilerin olduğu başka bir dizi gösterin. Haydi, bekliyorum.
Çeviri: runningmert
Kaynak: Soompi
K-Drama haber kategorisi, Kore Dizi ve Dramaları hakkında son gelişmelerin ve ayrıntıların bulunduğu kategoridir.