Sadece iki müzik türü var: İyi müzik ve kötü müzik. O yüzden, elbette bazı iyi Korece pop şarkıları var. Hannah’dan “Luxury” ve Orange Caramel’dan “Lipstick” hoşuma gitti. Ancak sonuç olarak çok çöp şarkı varmış gibi görünüyor.
Konu bu değil. Müzik büyük ölçüde özneldir ve benim beyaz saçlarım çıkmakta, o yüzden çocukların dinlediği müzikle ilgili zevkim, birinin çok ciddiye alması gereken bir şey değil. Ama K-Pop endüstrisi ve markasıyla sorunum var.
Bu ülke görünüşe göre Koreli vatandaşların bağımsızlık için savaşları ve protestolarıyla 80’ler, 90’lar ve 2000’lerde büyük ölçüde ilerleme kaydederken müzik endüstrisi, askeri diktatörlük yıllarının kalıntısı olarak devam ediyor.
Michael Breen, kitabı “The New Koreans”ta kesin olarak bahsettiği gibi “Yeni Koreliler” toplum içinde göze daha fazla çarpıyor ama kimse SM, JYP ve YG Entertainment’a bundan bahsetmemiş gibi.
Onlar sadece Neo-Konfüçyanizm’in tarihsel kontrol edici özelliklerini değil, modern fenomen Gapjil’in özelliklerini de benimsemişler. K-pop genel olarak baştan aşağıya despot ve istismarcı olarak görünüyor.
Evet, K-pop endüstrisi ekonomik gelişime katkı sağlayabilir ve bazılarını yaşatabilir ama ne pahasına? Neden Korean Air ve Samsung gibi mevkidaşları yerel olarak saldırıya uğrayıp protesto edilirken, müzikal yığılma benimseniyor ve dünya çapına itekleniyor?
Bu haftanın raporlarında Media Line Entertainment, erkek grubu The East Light’a fiziksel şiddet uyguladığını itiraf etti. Grup lideri Lee Seok-Cheol’un konferansta konuşurken sıkıntılı olduğu görünüyordu.
2 yıl boyunca beyzbol sopası ve diğer enstrümanlarla saldırıya uğradıklarını anlattı. Daha 18 yaşında.
CUBE Entertainment, Hyuna ve E’Dawn’un sevgili olduklarını öğrendikten sonra onları şirketten attı. Seksi, provokatif videolara evet; gerçek hayat ilişkisine hayır. JYP Entertainment’ın CEOsu Park Jin Young, TWICE’ın 5 üyesine ilişki yasağı koydu.
Yasak, eğitimlerine konsantre olmaları için 3 yıl sürdü. Zico, sosyal medyasına içip şarkı söylerken (açık olarak eğleniyordu) videosunu yükledi. Netizenler tarafından ulusun gençleri için bir örnek olduğu, davranışının doğru olmadığı söylenerek sert eleştiriler aldı.
Ve intiharların, seks kasetlerinin, madde bağımlılığının, depresyonun, şantajın ve şiddetin olduğu uzun bir liste yapabilirim.
Ve bunun müzik, sanat, yaratıcı ifadelerin döküldüğü bir alan olması lazımdı. Şimdi BBC, BTS’in bu jenerasyonun Beatles’ı olduğunu söyledi.
Peki, şarkılarını dinledim ve biraz elektronik dans müziğiyle (bizzat garip, gereksiz tekrar) 90’ların sıradan pop müziğinin karıştırılmasının nasıl devrimci ve sanatsal olduğundan pek emin değilim.
Dahası, Birleşmiş Milletler konuşmasında takım elbiseler içinde hoş görünseler de aslında kendileri olduklarından emin değilim.
BTS’in yapımcısı bir televizyon programında, endüstride başarılı olmak için 4 şeyin gerekli olduğunu söyledi: Çekici bir yüz, iyi bir sahne performansı, yüksek kalite bir video ve global trendleri yansıtmak.
Yetenekten bahsetmedi. Veya yaratıcılıktan. Veya yukardan değil, içten gelen bireysel, özgün ifadeden. Rap Monster, Suga ve diğer gençlere 6 ay, bir piyano, birkaç gitar ve diğer enstrümanları verip müzik yapmalarını söylesek ne olur? “Let It Be” (Beatles şarkıları) çıkacağını mı zannediyorsunuz? “Tomorrow Never Knows”? “Taxman”? Gerçekten bilmiyorum.
Belki yabancı biriyle evlenirler, vejetaryan olurlar, Hindistan’a gidip farklı dinleri ve düşünceleri araştırırlar, saykodelik ilaçlarla deney yaparlar, kendi ve dünya liderlerini eleştiren şarkılar yazarlar, siyasi protestoları sahnelerler ve dizi-film müzikleri yazarlar.
Evet, Beatles bir pop grubu olarak başladı. Birbirleriyle eşleşen kıyafetler giydiler ve danslarını yaparken televizyon performansları için traş oldular.
Ek olarak bu şarkıları kendileri yazdılar. Dahası, onları en sevilen gruplardan biri olarak tarihe geçiren bunlar değildi. Onlar kendilerini buldular.
İlerleme süreçlerinde hatalar yaptılar, ayrıldılar, kavga ettiler, kız arkadaşlarını çaldılar, bazı çöp müzikler yaptılar ve çok daha fazlası. Bunların yanında hepsi tek başına durma ve bireysel olma cesaretine sahipti.
Müzik için. Sanat için. Kendileri için. Şık müzik videolarında koreografili dans etmek bazı beceriler gerektiriyor, kesin.
Üretilen de şatafat ve cazibe olduğunu inkar etmiyorum. Ama bu, Liverpool’dan gelen 4 gencin plak şirketlerinin ve toplumsal baskıların yukarısına yükselme cesaretinin yakınında bile değil.
Evet, BTS muhakkak iyi iş çıkarıyor. Kolay gelsin. Ama aklımdaki, BTS’in Beatles’dan çok Boyzone gibi olduğu. The Fab Four (Beatles tribute grubu)’dan çok New Kids On The Block. Kore’nin demokrasiye giden yolu uzun ve virajlıydı.
Belki müzisyenleri de bu yolda yürümeye bırakmanın zamanı.
Kaynak: Koreatimes
K-POP haber kategorisi, K-POP dünyasından sıcak sıcak güncel haberlerin bulunduğu haber kategorisidir.