1 Eylül 1997’de, Güney Kore’nin Busan şehrinde; gelecekte tüm kalplere taht kuracak, sesiyle ve olağanüstü yetenekleri ile insanları büyüleyecek bir mucize dünyaya geldi.
Resim yapmaya ilgi duyuyordu ve video oyunları oynamayı çok seviyordu. Badminton oyuncusu, anime karakteri, profesyonel bilgisayar oyuncusu veya şarkıcı olmak istiyordu. Jungkook, sporla uğraşıyordu ve o zamandan bu yana son derece atletikti. Taekwondo yapıyordu ve siyah kuşağa sahipti, hentbol oynuyordu ve milli fitness değerlendirmesinde ikinci olarak atletik yeteneğini kanıtladı.
Bu genç adam; hayallerine ilk adımı atmak için sırt çantasını takarak, Busan’da başlayan Superstar K’nin üçüncü sezonu için ön seçmelere gitti. Kameralar çekiyordu ve gergin görünüyordu. Gözlerini kocaman açtı ve çekinerek kendini Jeon Jungkook olarak tanıttı. İnsanlar ona birkaç soru sorarken elleriyle oynuyor ve biraz huzursuzdu. Söylemek için IU’nun Lost Child şarkısını seçmişti ve dışarıdan gelen gürültü ile çevrili bir ortamda söylemeye başladı.
Ön seçmeleri geçemedi ama JYP, Cube, Starship, FNC ve Big Hit dahil olmak üzere yaklaşık 7 şirketten teklif aldı. Ve Jungkook, RM’i çok havalı bulduğu için seçimini Big Hit’ten yana kullandı. Diğer üyeler de Jungkook’un Big Hit’e katılmasını Tanrı’nın bir hediyesi olarak görüyordu. 2011 yılında bu yediliye katılarak bir stajyer oldu. Şirkete geldiğinde RM, Suga ve J-Hope zaten yurtta kalıyordu. Jungkook zaten utangaç birisiydi ve daha fazla erkek gelmeye başlayınca utangaç kişiliği daha da yoğunlaştı. Big Hit’in CEO’su Bang Sihyuk, Jungkook’un utangaçlığı yüzünden BTS ile çıkış yapamayacağını düşündü. Ayrıca, dans ederken tutku ve duygu olmadığı konusunda eleştiri aldı. Jungkook için utangaçlığını kırmak zordu. Ancak, bunu aşamaması bir fırsata dönüştü. 2012’de BTS’in koreografı olan Son Sungdeuk ile birlikte Amerika’da bir ay geçirdi ve dans endüstrisinde bilinen isimler tarafından dersler aldı.
Sonunda Jungkook, 13 Haziran 2013’te BTS’in diğer altı üyesi ile birlikte çıkış yaptı. Bu genç adam, daha henüz 15 yaşındayken omzuna büyük sorumluluklar alarak yola çıktı. Jungkook, dışarıya karşı yavaş yavaş çekingenliğini yok ederek; şakacı, hırslı mizacı, titiz ve sıkı çalışmasıyla parlamaya başladı. Açılmaya başladıkça, birçok yeteneğe sahip olan bir insan oldu. Jungkook’un her şeyde harika bir yeteneği olması ona “Golden Maknae” takma adını kazandırdı.
Daha fazla açılmasıyla birlikte, Bangtan Bombs ve V Live videolarında diğer üyelerle kolayca şakalaşarak, doğal halini ortaya çıkardı. Pratik videolarıyla dans tutkusunu göstererek, ne kadar sıkı çalıştığını gösterdi. Bir keresinde J-Hope, Jungkook’un zor koreografileri sadece video izleyerek harika bir şekilde öğrendiğini söylemişti.
Golden Closet stüdyosunda (kendi odası); Zion T. (Yanghwa Bridge), Maroon 5 (Lost Stars) ve Charlie Puth (We Don’t Talk Anymore) gibi sevdiği sanatçıların şarkılarını coverlayarak müziğe olan sevgisini daha da geliştirdi.
Bir diğer yeteneği ise müzik yapımcılığı. “Outro : Love Is Not Over” (The Most Beautiful Moment In Life, Pt.1), “Begin” (Wings), “Euphoria” ve “Magic Shop” (Love Yourself: Tear), Jungkook’un şarkı sözleri ve müzikal anlamdaki birçok gizli yeteneğini gösterdi. Ayrıca, video (G.C.F) ve fotoğraf (G.C.P) çekmeye ilgi duyarak, dünyaya bir mercek üzerinden çektiklerini yayımlamak istedi.
Bu yolda, hyungları ona hep destek çıktı ve onlar sayesinde çekingenliğini aşarak kabuklarından çıktı. Jungkook, hyunglarına zarar gelmesini hiçbir zaman istemiyordu ve kendisinden büyük kalbi ile onları hep korumaya çalıştı. Aynı zamanda, hyunglarına sataşmayı ve onlarla takılmayı çok seviyordu.
“Hyunglarım beni bir birey haline getirdi ve belki de şu an olduğum kişiye bunun sayesinde büründüm. Onların bana kattığı tüm özelliklerin bir tezahürü olabilirim. Onlar, bulmacamın dağılmış parçalarını birleştirdiler.” — JK
Jungkook, BTS’in bir üyesi olarak son beş yıl boyunca hem grup üyelerinden hem de ARMYlerden aldığı hayranlık ve sevgiyle değerli olduğunu gösterdi. Muazzam yeteneği ve öz veriyle yaptığı işlerle kendi hikayesine her seferinde bir bölüm yazmaya devam ediyor.
7 yıl sonra 20 Mayıs’ta Jungkook, BTS’in üst üste aldığı 2. “Top Social Artist” ödülünü yüzünde büyük bir gülümseme ile grup üyeleriyle kabul etmek için Billboard Müzik Ödülleri sahnesine çıktı. Ortam, bütün ARMYlerin tezahüratları ve Amerikan müzik endüstrisinin büyük isimlerinin alkışları ile yıkılıyordu. Ve o akşam aynı sahnede, “Fake Love”un ilk global promosyonunu yaptılar. Jungkook, karizması ve gücü ile unutulmaz bir performans sergiledi.
“Bazen sadece inanılmaz geliyor. Belki biraz şanslıydık ama elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz ve ne olursa olsun çalışmaya devam ediyoruz. Hayranlarımız bizi çok destekledi, bizi gerçekten seviyorlar ve buradan daha da ileri gitmeyi umuyoruz.” — JK
“Uluslararası başarımız sayesinde daha canlı ve daha iyi müzikler oluşturmak istedik, bu yüzden hepimiz daha fazla müzik dinlemeye ve öğrenmeye çalışıyoruz.” — JK
Bu adam, BTS ile birlikte çok güzel büyüdü ve şu anda 22 yaşına girdi. Küçük yaşlarda büyük sorumluluklar alsa da, hepsinin üstesinden geldi ve şimdi dünya çapında tanınan bir sanatçı oldu. Bizlere hiçbir zaman pes etmemeyi, kendimize güvenmeyi ve hayallerimizin peşinden gitmeyi öğretti. İyi ki doğdun güzel adam. İyi ki doğdun Golden Maknae’miz Jeon Jungkook. BTS ve ARMY ile nice yılların olsun. Seni çok seviyoruz! Ömür boyu gülen yüzün ile bizim sevimli maknae’miz olarak kal ?
(cr. ARMYMAGofficial)
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.