Gerçek adı Min Yoongi olan BTS üyesi Suga, Kore Müzik Telif Hakkı Derneğinin (KOMCA) resmi üyesi oldu.
KOMCA 1964’te kurulan kâr amacı gütmeyen bir dernektir. Her sene KOMCA’nın 25 yardımcı üyesi seçilir ve bu seçilen üyeler, devamlı üye olarak terfi edilir.
Tam üye olabilmek için derneğe en az 3 yıl bağlı kalmak ve son 3 yılda her sene 30 milyon wondan fazla telif hakkı kazanmış olmak şartı bulunuyor. Yani tam üye olmak için önce ast üye olmak şart. Gerçek müzikal oluşum ile meşgul olan yardımcı üyeler, yönetim kurulu tarafından tam üyelere terfi ediliyor.
Bu derneğin amacı; Telif Hakkı Yasası altında müzik yazarlarının haklarını korumak, mütevelli olarak kullanım izni gibi müzikal çalışmalara yönelik hakları idare etmek ve müzik kültürünün gelişimine katkıda bulunmak.
BTS, Korece Şarkı Söylüyor… “İngilizce Merkezli” Dünyayı Yıkıyorlar
BTS, yeni Hallyu tarihini yazan idol grubu. Popülerlikleri Japonya’da ve Asya’nın geri kalanında, Amerika’da ve Avrupa’da yayılırken K-Pop’ın muazzam gücünü gösteriyorlar. Yalnızca bir iki şarkıyla K-Pop ateşini deneyimleyen diğer Hallyu şarkıcılardan farklılar. BTS’in popülerliği durmaksızın sürüyor. 18 Nisan’da art arda ikinci kez Billbord Music Awards’ta aday olarak gösterildiler. Dünyanın dört bir yanındaki müzik uzmanları, BTS’in patlayıcı ama bir yandan da sürekli popülerliğinin ardındaki anahtar faktörleri inceledikleri sayısız analiz ortaya koydu. Peki farklı olan ne ve bu fenomen neden gerçekleşiyor?
“BTS, Sanatsal Devrim” kitabının yazarı Lee Jiyoung da onlardan biri. Bu fenomeni, filozof Gilles Deleuze’nin teorisiyle bağdaştırıyor. Deleuze’nin “Rizom” (Köksap) kavramının yerine BTS ve fandomu ARMY’yi koyuyor.
BTS, durmadan günlük yaşamlarını sosyal medya üzerinden paylaşmak ve en iyi yetenekleriyle hayranlarının endişelerini ve sorunlarını müziklerinde ele almak için sıkı çalışıyor. Yazar, bu noktada Rizom yapısını düşünüyor. Rizom, merkez ve çevresindekilerin hiyerarşik düzenini kesen bir yapıdır ve tamasa geçen yeni şeyler arasında durmadan yeni bağlantılar oluşturarak bir ağ meydana getirir. Ağaç yapısı, merkez ve kenarlar arasında açık bir ayrım ile katı bir hiyerarşik düzene sahipken Rizom yapısında tek bir merkez yoktur. Yazar, “BTS, ARMY ile ilişkisinde merkezin çok ortasında değil. Sosyal medyanın merkezi olmayan ağında var olan arkadaşlar ve yardımcılar gibiler.” diye yazıyor.
Bu kitap; aynı zamanda BTS’in popülerliğini ve müzik görüşünü, Deleuz’un yanı sıra Walter Benjamin gibi diğer ünlü filozofların teorileriyle analiz ediyor. Lee Jiyoung, Seul Üniversitesi ve Oxford Üniversitesinde Felsefe ve Sinema Estetiği üzerine doktorasını yaptı ve şu anda Sejong Üniversitesinde öğretim görevlisi.
Yazar aynı zamanda dünyayı çevreleyen hiyerarşi sistemiyle BTS’in İngilizce değil Korece şarkılarla global sektöre girdiği gerçeği arasında bağlantı kuruyor. Yabancı hayranlar BTS’in Korece şarkılarını olduğu gibi kabul ediyor ve onlara şarkılarda eşlik ediyor. Yazar, “BTS, birinci dünya ve üçüncü dünyanın politik, ekonomik ve kültürel güç arasında koruduğu İngilizce merkezli hiyerarşiyi yıktı.” diye yazıyor. Amerikan ulusal kanallarında BTS üyelerinin Korece isimlerini ve şarkılarında fanchantleri duymak, dil tarafından gösterilen kültürel egemenliğin değişmesinde işaret fişeği olarak katı hiyerarşik düzenin yıkılmaya başladığını gösteriyor.
BTS ○ Edebiyat
Idol grubu BTS, “edebiyat-dol” olarak biliniyor. Bunun sebebi müziklerinin edebi hikayelerle ve felsefi düşüncelerle dolu olması.
Blood Sweat and Tears klibinde üyelerden Jin, “Man muss noch Chaos in sich haben, um einen tanzenden Stern gebaren zu können. (Dans eden bir yıldız doğurması için insanın içinde kaos olmalıdır.)” yazan bir duvarın önünde duruyordu. Bu alıntı, Alman filozof Nietzsche’nin (1844 – 1900) “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabından.
Büyümenin başlangıcı, kaostan geliyor. Idol ve edebiyatın karşılaşması. Senkronize koreografileriyle ünlü BTS, Alman yazar Hermann Hesse’nin (1877 – 1962) Demian kitabındaki motifleri aldı ve bu şarkıya (Blood Sweat and Tears) bir mesaj yerleştirdi. Romanın metaforları, şarkı ve klipte kendini hissettirdi.
BTS şarkıda, “Kan, ter ve gözyaşımın sana ait olduğunu çok iyi biliyorum.” sözleriyle öz varlığı reddediyor. İnkar ve eski kendini yok etmenin gerektiği acı dönem, 10 yaşındaki Emil Sinclair’ın Max Demian ile tanıştığında üzerinden geçtiği bir dönemdir. Nietzsche’nin alıntısını okuduktan sonra Jin, iblise benzeyen siyah kanatlı bir heykeli öpüyor. Seokjin, burada genç Sinclair ve heykel ise Demian. İlginç olan ise sonu. Klip, Seokjin’in yüzünde oluşan çatlaklarla bitiyor. Bu, bir yetişkin olarak başka bir yaşam bulmak için kabuğunu yıkman gerektiğini yani büyümeyi anlatan bir metafor. Yani BTS, önce klasikleri okumazsanız tamamen anlayamayacağınız özgün bir idol grubu.
Buxtehude’un Passacaglia in D Minor eseri, Blood Sweat and Tears klibinde Suga tarafından çalınmıştır. Aynı zamanda Herman Hesse’nin Demian adlı kitabında da adı geçer.
Kaynak: hankyung, hankookilbo
İngilizce Çeviri: hopekidoki, doolset
K-Magazin haber kategorisi, Güney Kore’de magazin içerikli tüm haberlerin bulunduğu ana magazin haber kategorisidir.