Los Angeles Times, Chicago Tribune gibi medya kuruluşlarında yazar olan Jae Ha Kim, BTS’in yeni belgeseli Burn The Stage’i incelediği bir yazı yayımladı. Hem o yazıyı hem de netizenlerin ilk iki bölüme tepkisinin nasıl olduğunu aşağıdan okumanız mümkün. Keyifli okumalar.
YouTube Red’in fazlaca beklenen belgesel serisi “BTS: Burn The Stage”, bu sabah başlangıcını yaptı. Hayal kırıklığına uğratmadı. İzleyiciler, uluslararası engelleri yıkan yedi üyeli Koreli grupla tanıştı.
Başarıları üzerinde durmak kolay. Bunun yerine belgesel, “Grup üyeleri bir aradayken yaşadıklarına, onlar farkına varmadan tanıklık etmek nasıl bir şeydir?” sorusuna cevap veriyor.
“Burn The Stage”in izleyicilere gösterdiği şey, BTS’in bir parçası olmanın eğlenceli ve inanılmaz olduğu. Ama bunun bir parçası değilken kaygıların, yorgunluğun ve korkunun dolu olduğu. İnsanların, anlaşmazlıklarını duymalarına ve kontrolü elden bıraktıklarını izlemelerine izin vermeleri konsepti daha merak uyandırıcı hale getiriyor.
K-Pop’ın çok popüler olmasının bir sebebi güvenilir olması. Hayranlar ne alacaklarını biliyor: uyumlu sesler, mükemmel koreografili danslar ve ilgi çekici moda tarzları.
Ama görünüşün ve cazibenin ötesinde BTS’in beğenilen noktası şarkılarındaki zenginlik. Repertuvarları, gençlerin öfkesiyle dolu şarkı sözlerinden tam olarak hayat ve ölüme hitap eden düşünceli yapıtlara kadar uzanıyor. Grubun, yaşamlarında sıkıntılı dönemler geçiren sayısız hayranına yol göstermeye yardımcı olan müzikler yapmasıyla tanınması tesadüf falan değil.
İlk bölümün neden bana bu kadar duygusal geldiğini açıklamak zor. Şüphesiz Asya Temsilinin çok güzel bir şekilde sunulduğu görüşü var ve bu, bir şekilde bu genç adamları yabancı bir adadaki yabancı varlıklar olarak egzotikleştirmiyor.
Neredeyse 40 yıl önce NBC, Japon ikili Pink Lady için ana akım ünü yaratmaya çalışmıştı. İngilizce konuşmayan kadınlar, replik öğrenmeye ve başrolü paylaştıkları komedyen Jeff Altman ile şakalaşmaya zorlanmıştı*. Bölümler genelde kadınların banyodaki bikinili halleriyle bitiyordu. Program, dikkat çekici olsa da başarısız olduğundan çabucak kaldırılmıştı.
BTS, “Burn The Stage”de Korece konuşuyor ve bundan suçluluk da duymuyorlar. Evet, RM izleyicilerin birçoğundan daha iyi İngilizce konuşabiliyor. Ama burada amaç, onların gerçekte kim olduğunu bilmek istiyorsan düşündükleri şeyleri kendi dillerinde söylerken dinlemen gerektiği. Ayrıca grubun, altyazı okuma zahmetini çekmeye değer olduğu iması da var.
En iyi belgeseller, ele alınan şeyin hayatına bir göz atmanızı sağlayan ve yeni bir şeyler sunanlardır. Ancak zaten bilinen bir şeyi alıp buna eşsiz bir unsur da eklenmelidir. Bu belgesel serisini izlerken yıllar önce incelediğim üç belgesel geldi aklıma: Madonna’nın “Truth or Dare”, Neil Young’ın “The Year of the Horse” ve Chet Baker’ın “Let’s Get Lost”. Sahte belgesel “This Is Spinal Tap” bile yollarda geçen hayatın anlamsızlığını, insana samimi gelen bir şekilde araştırmıştı.
Bir yıl öncesinde bu seriyi çekmeye başladıklarında BTS’in bu kadar başarılı olacağının bir garantisi yoktu. Ve işte buradalar ki bu da savunmasızlıklarını daha da hissedilebilir kılıyor.
Başlarda RM ve Suga – iki ana rapçi – bu seriyle ne sonuç almayı umduklarını konuşuyor. İkisi de dürüst olmaları konusunda hemfikir.
Suga: Hayranlar gerçek yaşamlarımızı gösterdiğimizi düşünüyor ama bunu filtreliyoruz. Birçok şeyi saklıyoruz. Ben kendi zayıf yanlarımı saklıyorum. Bundan kurtulmalı ve onlara saf / işlenmemiş tarafını göstermeliyiz.
RM: Hayatta yapmak istediğim şeyi erkenden bulduğum için şanslıyım. Bazı günler çalışmak istemiyorum. İnsanlar her zaman çalıştığımı düşünüyor. Başka yanlarım da var ama onların bunu görmesine izin verirsem bundan hoşlanmayabilirler.
25 yaşındaki, grubun en büyük üyesi Jin’in sade isteği ise birçok şeyi anlatıyordu: “Benim hayalim, bu çocuklarla birlikte uzun bir süre performans sergilemek.”
RM’in en sevdiği kitaplardan biri Herman Hesse’nin “Demian: Emil Sinclair’in Gençliğinin Öyküsü”dür. Bir genç olarak kitabı ilk okuduğumda anlamadığımı itiraf etmekten utanmıyorum. Ama hep hatırlayacağım şey, ana karakterin illüzyon ve gerçeklik arasında çırpınmasıdır. Ve kitapta, gerçekte kim olduğunun farkına varması çok da geç değildi.
BTS üyelerinin, gerçek kendilerinin idealize edilmiş versiyonunu sunmalarının gidişatın bir parçası olduğunu düşünüyorum. Ama “Burn The Stage” ile gerçekte kim olduklarını ifade edecek ve bunu insanlara gösterecek kadar kendilerine güvendikleri bir noktaya geldiler.
Yayın Tarihleri: Sekiz bölümlük seri, 28 Mart’ta başlangıcını yaptı. Son bölüm 9 Mayıs 2018’de YouTube Red’de yayımlanacak. Ancak bu serinin, uzun metrajlı film olarak sunulmasının daha iyi olacağına inanıyorum.
[NAVER] BTS “Burn The Stage” ilk bölümleri yayımlandı
<<NETIZEN YORUMLARI>>
1. [+689, -3] Ha… Ne diyeceğimi bilemiyorum, daha ne söylemem lazım ki.. Size saygı duyuyorum Bangtan, sonsuza dek sizi destekleyeceğim!
2. [+651, -8] Bangtan gerçekten de performanslarına tüm tutkusunu koyuyor. 2 günlük Şili konserleri sırasında Jungkook’un final konserinin sahne arkasında bayıldığını görmek kalbimi parçalara ayırdı
3. [+603, -4] İzlerken serseme döndüm… Bangtan ile aynı dönemde yaşadığım için çok minnettarım. Hep mutlu olun, incinmeyin emi..
4. [+537, -5] Başarılar Bangtan!
5. [+228, -3] İzlemelisiniz ㅠㅠ Çocuklar ne kadar da olgun ve derin düşünceliler… Onlar, bitmek tükenmek bilmeyen bir şekilde endişelenen, performanslarının yükünü sırtlanmayı bilen çocuklar. Hazırlık odalarında şakalaşmıyorlar veya uçarı hareketlerde bulunmuyorlar. Mükemmel ve harika bir performans sunmak için yalnızca pratik ve hazırlık yapıyorlar.
6. [196, -1] Burn The Stage.. Bize, hep gördüğümüz gülümseyen ve eğlenen BTS yerine acı çeken ve tutkulu olan BTS’i gösteren bir program. Onlar, düşüncelere dalmanızı sağlayacak çocuklar. Bize en iyi performansları göstermek için sıkı çalışmalarına koydukları kan, gözyaşı ve ter, kendi hayatıma şöyle bir bakmamı sağlıyor ve bana kendim hakkında düşünme fırsatı veriyor. Onlar gibi bir sanatçıya hayran olduğum için gerçekten gurur duyuyorum. Yalnızca zirvede olmak yerine hep bizim yanımızda olan sanatçılar olun lütfen
7. [+192, -1] Daha izlemeyenler, ücretsiz deneme süreci var yani fırsatı kaçırmayın. BTS’in tutkusu ve gözyaşlarıyla dolu duygusal bir yağmur banyosu.
Kaynak: Jae-Ha Kim, Naver
İngilizce Çeviri: JIMIN_ZIP (netizen yorumları)
* Pink Lady, 1970’lerin sonları ile 1980’lerin başında etkin olan Japon pop müzik ikilisidir. Amerika’da NBC TV’nin kısa süreli 1980 varyete programı Pink Lady ile tanınıyorlar. Grup zamanında Billboard Top 40’ta Kiss in the Dark şarkılarıyla 37. sırada yer almış ve bunu başaran iki Japon sanatçıdan biri olmuştur.
Varyete haberleri kategorisi, Güney Kore’de yayınlanan varyete show programları ve bu içeriğe girebilecek tüm haberlerin yayınlandığı haber kategorisidir.