BTS dünya çapında başarıya ulaşırken dünyanın dört bir yanında bulunan hayran kitlesi ARMY’ye de ilgi arttı.
BTS’in global başarısıyla PSY’ınki arasındaki farklılıklardan biri somut bir fandom, ARMY. ARMY olarak adlandırılmışlar çünkü BTS ile kurşungeçirmez zırh ve ordu gibi birlikteler. Hayran olduklarında askere alındıklarını söylüyorlar.
ARMY’nin büyüklüğü, Twitter takipçilerinden tahmin edilebilir – BTS10 milyon takipçiye ulaşan ilk Kore hesabı olmuştu. Ama tam sayıyı söylemek zor. Patlayıcı birleşme ve içten hayranlık, yabancı medyayı şaşkına düşürdü.
Hayranlar, şarkıcılarının ürettiği içeriği tüketmek ve desteklemekle kalmıyor. BTS’in müziğinin değerini analiz ederek ve şarkı sözlerindeki güzel sözleri kendilerine motto edinerek yeni bir hayran kültürü oluşturuyorlar. BTS’in ilham aldığı kitapları okuyorlar ve RM gibi İngilizce öğrenmeye çalışıyorlar veya yabancı hayranlar da Korece öğrenmeye başlıyor. İnsanların onlara ‘ailelerin sevdiği idol grup’ demesinin bir sebebi var.
O zaman hadi röportajın üçüncü ve son kısmına bir göz atalım.
Soru: ‘HwaYangYeonHwa’ serisini yayınlayana kadar müziğinizin gidişatı konusunda endişelendiğinizi biliyorum. Deneme yanılma yöntemi kullandınız mı ve gidişatınızı nasıl ayarladınız?
RM: Billboard listesine girişi ve Melon listesindeki sıralanışı bir yana koyarsak müzikte hep bir deneme yanılma vardır. Bizimkisi geçmişte, “Kişiliğimizi koruyarak nasıl hem halkı hem de hayranları etkileyebiliriz?” şeklindeydi, şimdiyse daha çok dinleyicimiz var bu yüzden de DNA’yi takip edecek ana parçamız üzerinde çalışıyoruz. Büyük küçük deneme ve yanılmalardan çıkan sonuçlar nasıl somutsa sıradaki ana parça da sayısız deneme yanılmadan geçecek. 4 sene önce Danger Melon listesine 54. sıradan girdi ama bir günde listeden düştü ve bir daha asla listede yükselmedi. Zamanında böyle şeylerin olduğunu hatırlamak beni duygulandırıyor, gelecekte de deneme yanılma üzerinden ilerlememiz gerekiyor.
J-Hope: BTS olarak aktifiz ve çalışıyoruz da. Bir konu ele aldığımızda hikayeyi nasıl iletmemiz gerektiği üzerinde çokça düşünüyoruz.
Soru: Bu zamana kadar yayınladığınız albümlere baktığımızda hepsinin farklı temalara sahip olduğunu ama hepsinin de gençlik üzerine mesajlar ilettiğini görüyoruz. 7 üyenin farklı düşüncelerini nasıl birleştiriyorsunuz?
Suga: Müzik yapma şeklimiz şöyle ki herkes bir beat ve bir konuya katılıyor. Bir standart olmalı, böylece prodüktörler en iyisini seçiyor ve düzenleme yapıyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu çokça konuştuğumuzdan belirlenen standartla geleni yapıyoruz hep. ‘Bu kesin doğru, bu kesin yanlış’ gibi herkesin düşünebileceği bir şeyle başlıyoruz, belki de bu yüzden empati kurabiliyoruz.
Soru: Şarkı sözleriniz 90’lardaki Seo Taiji & Kids’e benziyor bir bakımdan, ikiniz de birilerinin söylemesi gereken ama kimsenin konuşmadığı şeylerden bahsediyorsunuz.
Suga, RM: Bunu Seo Taiji abi de söyledi. Bizi sahnesine davet etti. (BTS, Seo Taiji’nin 25. yıldönümüne özel remake projesine ve Seo Taiji’nin Seul’deki Jamsil Olimpik Stadyumunda gerçekleşen kutlama konserine katıldı.)
Soru: Söylemekten hoşlandığınız bir şarkı sözü var mı?
Suga: Benim favorim, Tomorrow’dan ‘Şafak sökmeden önce güneş yükselir en karanlığa.’ sözü. Bu sözü yazdığımda doğal bir şekilde akıp gitmişti.
Jungkook: Sea’den ‘Umudun olduğu yerde çaba olmalı’. Neden bilmiyorum ama beni duygusallaştırıyor. (Sea, RM’in 1Q84 kitabındaki ‘Umudun olduğu yerde çaba olmalı’ alıntıdan esinlenerek yaptığı bir şarkı.)
RM: Geçenlerde yazdığım sözler arasından Best Of Me’yi seçiyorum. ARMYlerimize ithafen söylenen bir kısım var. ‘Nazik bir dalga olmak istedim ama okyanusum olduğunu bilmiyordum.’ Hayranlarıma nazik bir dalga gibi yardımcı olmayı istediğimi ama onların benim dalgamdan daha büyük olduğunu ve beni ben yaptıklarını fark ettiğimi anlatıyor.
J-Hope: İki tane var. Biri ‘Hayattaki en güzel anımın çiçeği olduğun için (teşekkürler)’, bu hayranlarımıza ithafen ve güzel. Şarkıyı her söylediğimde duygusallaşıyorum. Hwa Yang Yeon Hwa bizim için çok anlamlı bir albüm ve hayranlarımızı güzel çiçeklere dönüştürdü. Diğeri ise Epilogue: Young Forever’dan ‘Sonsuza dek genç olmak istiyorum’, zaman geçtikçe bunun üzerinde daha da çok düşünüyorum.
Jimin: Epilogue: Young Forever’ın tüm sözleri. Bir konseri bitirdikten sonra düşündüklerimizi anlatıyor o yüzden beni çokça ağlatmıştı.
V: RM abinin yazdığı her sözü seviyorum. Epilogue: Young Forever’ın tüm sözleri güzel ama bir sözü seçecek olsam bu, ‘Birilerine çığlık attırabildim’ ve ‘Sonsuza dek genç olmak istiyorum’ sözleri olurdu.
Jin: 2! 3!’ten ‘Sorun yok, 1, 2, 3 dediğimde her şeyi unut.’ Geçiştiren tipte bir insanım o yüzden tüm kötü anıları unuturum. Hep mutlu olmaya çalışırım bu yüzden bu sözler benim için gibi. Şu anda mutlu olmak istiyorsam mutsuz edici anıları unutmam gerektiğine inandım hep.
Soru: Şarkı sözlerinin birçoğu ‘1Q84’ ve Damien gibi edebi kitaplardan esinlenerek yapıldı. Spring Day klibinde bile “Rüzgarın On İki Köşesi’nden ‘Omelas’ı Terk Edip Gidenler’ kullanıldı. Son zamanlarda hangi kitapları okuyorsunuz?
Suga: Son zamanlarda çok kitap okuyorum. Erken geçiş dönemindekiler gibi dijital makineleri çok severdim ama analoga dönüş yaptım. Kitap okumaya ve yazmaya küçükken başladım. Kısa bir süre önce psikiyatrist Elisabeth Kübler Ross’un ‘Yaşam Dersleri’ni okudum. Bende birkaç tane kitabı var. Şimdiyse Yashimoto Banana’nın ‘About Her’ kitabını okuyorum.
RM: Evde Yashimoto Banana’nın ‘Kitchen’ kitabı var o yüzden onu okuyorum.
J-Hope: Çocukluk dönemlerime dönmeyi ve o zamanlar okuduklarımı okumayı planlıyorum. Jules Verne’ün klasik bilimkurgu hikayeleri ‘Denizler Altında 20 Bin Fersah’ ve ’80 Günde Devri Alem’. Son zamanlarda çocukluk dönemi düşüncesi beni rahatlatıyor.
V: Son zamanlarda Philip Chesterfield’ın ‘Letters to His Son’ kitabını okumaya çalışıyorum.
Soru: K-Pop şarkılarının Korece olmasına rağmen DNA’in sevilmesini sağlayan şeyin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
RM: K-Pop toplam sanat paketi gibi. Müzik ve klip, her üyenin karakterleri, sosyal medya ve YouTube’da yayınlanan içerikler ve moda gibi birçok eğlence faktörünü barındıran bir tür. İnsanların yakından ve farklı şekillerde eğlenmesine izin veriyor. Hayranlar sözlerimizle bağ kurabiliyor ve kişiliğimizi öğrenebiliyor, Twitter üzerinden paylaştığımız fotoğraflar, videolar ve günlük etkinlikler sayesinde yakınlık hissedebiliyorlar. K-Pop insanları içine çeken birçok kara deliğe sahip.
Suga: K-Pop kelimesi doğalı çok uzun zaman olmadı, o yüzden K-Pop’ın tam olarak ne olduğunu nitelendirebilene kadar yapacak çok şeyimiz var. Billboard’ın tekrar K-Pop kategorisi açmasıyla birlikte adımlarımız tekrar başlamış gibi. Ne olduğuna dair sonuçların yakında geleceğini hissediyorum.
Soru: Hayranlarınızla sosyal medya üzerinden iletişim kuruyorsunuz. YouTube’daki Bangtan Bomb ve Run BTS ile günlük yaşantınızı onlara gösteriyorsunuz. Şirketiniz de çeşitli dillerde hayran anketi düzenledi ki bunu da diğer şirketler genelde yapmaz. Hayranlarla iletişiminizde genel bir prensibiniz var mı?
RM, Suga: Tüm üyeler resmi sosyal medya hesabını kullanıyor. Prensibimiz ‘olabildiğince içtenlikle dürüst olmak’.
Tümü: Özgürce kullanıyoruz bunu. Ama “küfür etme”, “bireysel hesap oluşturma”, “vücudunu gösteren fotoğraflar yükleme”, “izin almadan diğer üyelerin tuhaf fotoğraflarını paylaşma” ve “içkiliyken tweet atma” gibi sözler verdik birbirimize. Bizim kurallarımız bunlar haha.
Suga: Sosyal medyanın iki taraflı bir güç olduğunu biliyoruz. Sosyal medyadan iyi bir güç kazandık ama riskli bir şey bu. Artık onu özgürce, samimiyetle, nefes almak gibi doğal bir şekilde kullanıyoruz ama üzerinde de çokça düşünüyoruz. Özel bir alan olmadığını bildiğimiz için sosyal medyayı iyi yürütüyoruz.
Soru: İnternette, “Hayallerimin peşinde koşan bir yetişkin olsam keşke” ve “Gülleri açarken, kiraz çiçeklerini dökülürken, gündüzsefasını solarken sev” gibi ‘BTS alıntıları’ dolaşıyor.
Jin: Hayranlar, ‘Çok çalıştığının farkında olması gereken tek kişi kendinsin.’ şeklindeki alıntılardan teselli bulduklarını söylüyorlar. Sıkı çalışsanız da sonucun iyi çıkmayacak olması da mümkün. Ama yalnızca sonuç iyi oldu mu fark ediliyorsun. O yüzden bu tarz ‘iyi gelen’ şeyler, insanların kendini rahatlatması için gerekli gibi.
Soru: UNICEF Kore Komitesiyle yürüttüğünüz LOVE MYSELF kampanyası 600 milyon won bağış topladı. Konu paylaşma oldu mu sizin prensibiniz nedir?
Suga: Kesin olan bir şey var. Birisine sempati duyma veya yardım etme fikrinden çok enerjiyi bütünüyle yaymak ve bu enerjiyi bir yerde toplamak istiyoruz. İşte kampanyaya da böyle başladık. ‘Paylaşma’ kelimesinin buna eşdeğer bir kelime olduğunu düşünmüyorum. Sonuçları görüyoruz, ‘yardım alan’ insanlar olacak. Ama ‘yardım eden’ insanlar da değerlerindeki değişimin tecrübesini yaşayacak. Burada gücümüzün olduğunu düşünüyorum ki bu da iyi bir şey.
Jin: Hayattaki hedefim mutlu olmak. Şu anda birçok kişi tarafından sevildiğim için yeterince mutluyum. Sevildiğim için mutlu olduğumdan artık mutluluğumu başka insanlarla paylaşmak istiyorum.
Kaynak: Naver (1) (2)
İngilizce Çeviri: ktaebwi, diminie
K-Magazin haber kategorisi, Güney Kore’de magazin içerikli tüm haberlerin bulunduğu ana magazin haber kategorisidir.