“Şarkıcı olma kararının doğru bir karar olduğunu hissettiğimiz bir seneydi… Anksiyete ve yalnızlık hayat boyu süren bir çalışma.”
20’li yaşlar, yediğin halde daha çok acıktığın bir yaştır. Akşam beşte atıştırmalık zamanı yapan BTS’in de harika bir iştahı var. Zamanı bölümlere ayırmak gibi bir zorunluluğu olan üyelerin (RM 24, Suga 25, Jin 26, J-Hope 24, Jimin 23, V 23, Jungkook 21) başarılarıyla gelen ev yemeğini özledikleri zamanlar da oluyor.
“Örneğin ailesinin evi Seul’de olan Jin eve gidip bir öğün yemek yiyip geliyor. Jungkook ve Jimin’in evleri ise Busan’da bu yüzden yılda bir iki kez gidebiliyorlar.”
Bu aralar görüşme yapmanın çok zor olduğu BTS ile Gangnam’da buluştuk ve bir röportaj yaptık.
Bir yıllık programları şimdiden ayarlanmış olan meşgul grup üyeleri, “Ama hala günde 6 ila 7 saat uyuyoruz. Yalnızca Jin ve V oyun oynadıkları için geç uyuyor.” diyerek böyle basit bir soruya bile derin bir cevap veriyorlar.
Geçen sene BTS, Love Yourself: Her albümü ve MIC Drop remix versiyonu ile gerek Amerikan Billboard’ı gerekse Gaon listesindeki 1.4 milyonluk albüm satışı ile çok iyi sonuçlar elde etti ve tüm ödül törenlerine damga bastı. Geçen sene büyük bir sıçrayış yaparak müzik sektöründe “yıkılamaz duvar”lardan biri haline geldi.
Bir saatlik röportajımız sırasında üyeler, “bu yılın başlangıcının kendilerine birçok düşünce getirdiğini” söylediler ve düşüncelerini en içten şekilde sunmaya çalıştılar. “Samimiyet” sözcüğünü tekrarladılar, yaşadıkları zorlukların sonunda çalışmalarının meyvesini toplamanın nasıl hissettirdiğinden, içlerinde olan anksiyete ve yalnızlığın nasıl olduğunu ve üstesinden nasıl gelinebileceğinden bahsettiler ve sohbeti dürüst bir şekilde ilerlettiler.
Sırada BTS ile yaptığımız Soru Cevap kısmı var.
Soru: Birçok insan “MIC Drop” sözleriyle bağlantı kurabilir. Bütün bir seneyi “ödüllerle doldurduğunuz” sözlerinde olduğu gibi.
J-Hope: Geriye baktığımda birçok başarıya ulaştığımız bir yıldı o yüzden kendimle gurur duydum. Başarılarımızın kökeni bize güçlü bir mücadele ruhuyla destek olan hayranlar.
Jungkook: Ödül törenleri olsun, Amerikan talk showu Ellen Show olsun gergin olduğumu hissettiğim bir an bile yoktu. Hayranlara güvenim tamdı çünkü. İşte o an, “Şarkıcı olmak konusunda iyi bir karar vermişim.” diye düşündüm.
Jin: Şey geçen sene daha yakışıklı oldum. Bu konuşmayı yıllardır yapıyorum o yüzden hayranlar beni anlayacaktır. Hayranlarla bol bol iletişim kurduğumuz bir yıldı. İçerik çeşitlendi, hayranlarımızla birçok yoldan iletişim kurduk ve gelişme göstermeye devam ettik.
Soru: Çeşitli endüstriler, BTS’in başarısının ekonomik değeri hakkında analizler yaptı ve hatta siyasette* nasıl iletişim kurulacağını öğrenmek amacıyla bir makale yazıldı. Modern müzik, gençlikle bağlantılı olan modern mesajlar, ‘keskin koreografi’, arkadaş canlısı sosyal medya iletişimleri vb. Birçok unsurunuz var ama üyeler asıl noktanın ne olduğunu düşünüyor?
RM: Bu soruyu birçok defa aldık ve sanırım lider olarak bu soruya 200 defa cevap verdim. Cevapladıkça şekilleniyor ve bu en son hali. Bang PD’nin keskin gözlerine övgülerimi yolluyorum. Hip hop grubu olarak başladık ama Bang PD, insanların toplumdaki gereksinimlerden bahsedecek arkadaşlara ihtiyacı olduğunu düşündü. Ve aslında biz bir şeyleri gerçekleştirebilecek rapçileriz ve performans yeteneği olan üyelerimiz var. BTS’e bir bütün olarak bakacak olursak anahtar kelimenin ‘samimiyet + yetenek’ olduğunu düşünüyorum. Samimiyet, genel halk tarafından görülebilir. Ancak insanlar yalnızca sosyal medyadaki iletişime odaklanıyor. En önemli şey bizim şarkıcı olmamız, bu yüzden de müziğimiz ve performanslarımız her daim harika olmalı. Buna sahip olmamız, konuşmak istediğimiz mesajların içtenliği ve artan / süreklilik gösteren iletişimimiz sayesinde Bang PD-nim keskin gözleriyle bizi destekledi. Bize özgürlük verdi ve bir oyuncu olarak “yüksek risk”le başladığımız yolda “yüksek dönüt” verdik. Şirketimiz de biz de eşit miktarda katkıda bulunduk. Yönetim şirketiyle sanatçının iş ortakları olduğu ideal bir örnek olduğumuzu hissediyorum.
Suga: Bunu kendim de merak ettiğimden üzerinde çok düşündüm. Bir kelimeyle ifade etmek zor ancak birilerinin konuşması gerektiği ama kimsenin üstünde konuşmadığı bir hikaye, sanırım buradan başladım. Son zamanlarda yılın başı olduğundan ve bazı şeylerde emin olmadığımdan “Daha önce müzik üzerinde nasıl çalışıyordum?” diye düşünerek geriye baktım ve Bang PD-nim şunu söyledi. Küçük bir stüdyoda otururken, “Ne hakkında konuşmak istiyorsunuz? Beatin konsepti hakkında düşünün.” dedi. İşte orada “Başkalarının zevkine saygı duymak”, “Neden kimse okul ve toplumdan bahsetmiyor?” şeklinde düşünmeye başladık sanırım. En üzücü olan şey ise insanların bizi analiz ederken yalnızca sosyal medya sayesinde başarılı olduğumuzu söylemeleri. Çok uzun zaman önce değil, hayran buluşmamızda sunuculuk yapan Kim Saengmin kıdemlim dijital ses dosyasında, “Harikalar ama çok sıkı çalışıyorlar bu yüzden de kimse onları ezemez.” diyerek bizi övdü. Bunu duyunca, “Yaptığımız şeyi gerçekten de hissedebilmiş.” diye düşündüm. Başkalarının bunu fark etmesinin 5 yıl sürdüğünün farkına vardım, bu da kalbime dokundu.
Soru: Geçen sene rekor kırma makinesi gibiydiniz. En sembolik hareket Billboard sonuçları ve albüm satışlarıydı, sizi en çok etkileyen / duygulandıran şey ne oldu?
RM: Billboard ana tekli listesi Hot 100’de MIC Drop remixi ile 28. sıradan girdiğimizde. Çocukluğumdan beri gördüğüm Hot 100’de kendi adımızı görmek şok ediciydi. Normalde Hot 100’de ilk 40’a girebilmek ulus çapında hit şarkı olarak görülüyor ve ilk 30’da olmamız inanılmaz bir şey.
J-Hope: Benim için albüm satışları özeldi. Üzerinde kendimizin çalıştığı şarkıların yüksek sayılarda satışa ulaşması çok duygulandırıcıydı.
Suga: Doğrusu sıralamaya veya sonuçlara yapışıp kalmayacağm. Geçen sene birçok şey yaşandı, AMA sahnesi benim için en unutulmaz andı. Çocukken internette ödül törenlerini arardım ve televizyonda yayınlanmadıkları için oradan izlerdim. Orada olmak zaten duygulandırıcıydı bir de üstüne Yaşam Boyu Başarı Ödülünü alan Diana Ross’un karşısında performans sergileyebilmek tarifsiz bir andı.
Soru: Özellikle Amerikanların tepkisi çok sıcaktı. Yerel hayranlar, Billboard sıralamanıza katkıda bulunması için radyo istasyonlarına istekte bulunma kampanyası yaptı ve MIC Drop 8 haftadır hala Hot 100’de, Love Yourself: Her albümü ise 15 haftadır Billboard 200’de. Sıcaklık hiç azalmıyor. Yerel hayranların hangi kısmı daha tutkulu tepkiler gösteriyor?
Suga: Bize gösterdikleri sevgi Kore’den Amerika’ya çok büyük bir farklılık göstermiyor. Bir şey söylemem gerekirse en çok bizim birlikte olduğumuzu görmeyi seviyorlar. Yaptığımız her şeyi birlikte yapıyoruz, bu da onlara eşsiz geliyor olabilir.
RM: Aynı düzeyde olmalı ama sonuçta onlar bir hayran olmaktan önce yaptığımız içerikleri tüketen, halkın bir üyesi. “Taraftar hayran” moduna geçtiklerinde işte o zaman gözle görülemeyen şeyleri fark ediyorlar. Performanslarımızdaki uyum ve içtenlik, sahne arkası vb. ve tüm o video içerikleri ve müziğin yüksek kalite performansla buluştuğu zamanlar, bundan daha güçlü bir silah olamaz. Bence bu nokta, dil engelinin ötesine geçebilmemizde ve şarkılarımızın radyolarda istenmesinde öncü oldu.
Soru: Amerika’nın 3 büyük talk showuna davet edildiniz, hiç sahne arkası anınız var mı?
V: En unutulmaz sorular, “Neden hayranlarınız bu kadar tutkulu?”, “Böyle fiyakalı hayranları nasıl edinebildiniz?”di. İngilizce konuşabilen RM bu sorulara cevap verip durdu. (güler)
RM: Başlangıçta 3 talk showda da yalnızca bir performans sergileyecektik ama orada bulunan hayranların tezahürat yaptığını görünce oyun köşeleri ve sunucu ile sohbet köşesini eklemeye karar verdiler. Ellen Show’da bile başlangıçta sohbet planlanmamıştı ama hayranlarımızı gördüğünde, “Olmaz öyle şey, en azından bir şey yapmalıyız.” dedi ve böylece konuşma kısmı oluşturuldu. Hayranların gücü bu.
Jin: Hepimiz bir şeyler söylemek istediğimizden çevirmen abimizden fiyakalı sözler ve cümleler öğrendik ve ezberledik. Ancak soruların çoğunu anlamadığımızdan cevap veremedik. V, en çok sorulmasını beklediği sorulara tüm gece boyunca çalıştı ve hiçbirini söyleyemedi. Ne kadar tatlı.
V: (Telefonundaki not kısmında yazılmış cevapları arar) Performansımıza dair tüm cevapları ezberledim ama Ellen o soruları sormadı. Çevirmen abi, “Daha çok bunları sorar..” demişti. (güler)
Soru: 2013’teki çıkışınızdan bu yana gençlikle ve genç yetişkinlerin hayalleri ve gerçekliğiyle karşı karşıyaydınız. Suga’nın mixtape’inde yer alan “The Last” şarkısıyla bile idol yıldızı olmayı hayal ettiğiniz zamanlar hakkındaki iç düşüncelerinizi ve gerçekliği, depresyonu ve baskıyı ifade ettiniz. Stajyerlik döneminize baktığınızda anksiyetenin üstesinden nasıl geldiniz, hayalinizin şu anda neresindesiniz?
Suga: Anksiyete ve yalnızlık hayatınızın her döneminde yanınızda olacak gibi. Bunu nasıl çözebileceğimize dair en büyük anlamları yüklüyorum ve sanırım hayatım boyunca çalışmalıyım. Her an ve her duygu birbirinden farklı yani bence her an için kaygı duymak hayatın kendisi. O yüzden bu makale üzerinden birçoğunuza, “Bende de anksiyete var sende de, o yüzden bunu birlikte bulup üzerinde çalışalım.” demek istiyorum. Hayalimin olmadığı bir an bile yoktu. Tüm hayallerimi gerçekleştirdim. Stajyerken hayalim çıkış yapmak ve müzik yapmak, çıkış yaptıktan sonra birincilik elde etmek, birincilik elde ettikten sonra daesang almak ve Japonya / Amerika’ya gitmekti. Doğrusu Billboard ve AMA hayal edebileceğimin bile ötesinde bir hikayeydi ama gerçekleşti. Şu anda belirli bir hayale ilerleme gibi bir şeyim yok ama son zamanlarda düşüncelerim değişti ve bu da bir insan olarak değerimizin ve mutluluğumuzun da önemli olduğu ve benim buna ulaşmak için hala çok uzakta olduğumu şeklinde. Bir şarkıcı olarak birçok hayalimi gerçekleştirdim ama geçen sene yalnızca bir dönüm noktasıydı. Daha 26 yaşındayım ve çıkış yıllarını da sayarsak müzik yapmaya başlayalı 10 yıl oldu ama daha da uzun bir süre müzik yapmaya devam edeceğimden bana daha çok düşünceler veren bir senenin başlangıcı oldu.
RM: Bence insanlar duyguların aynı olduğunu düşünmeye programlanmış. Bu nokta, insanı tüm yaratılışın efendisi yapıyor ve diğer dünyalara da sahip olmak için kişide itici bir güç uyandırıyor. Bize sevginin ve ayrılığın aynı şey olduğunu düşündüren DNAlara sahibiz ve başarıyı hissettiğinde düşüşü ve başarısızlığı da düşünmeye başlıyorsun aynı zamanda. Suga abinin bahsettiği şeyle benzer ve bence anksiyete bir gölge gibi. Kendi durumumdan bahsedecek olursam babam 25 yıl bir şirkette çalışmanın sonucunda kulak çınlamasına yakalandı. İşe veya sevdiği bir şeye odaklandığında semptomlar yok oluyordu. Ama stres olduğunda veya üzücü durumlarla karşı karşıya kaldığında o kadar katlanılmaz bir hal alıyordu ki bunun hayatını rahatsız ettiğini ve yorucu olduğunu söylüyordu. “Kulak çınlaması” formunda gelen anksiyete bir gölge gibi, yani benim boyum uzarsa onunki de uzuyor ve gece olduğunda en uzun halini alıyor. Bunun ötesinde kalbimin diğer köşesinde bulunan iki tür duygunun üstesinden gelebildiğimi söyleyemem. Tüm insanlar, taşımak zorunda oldukları anksiyete ve karanlığa sahip. Bu yüzden dinlenebileceğimiz alanlara ihtiyacımız var. Benim için en anlamlı şey müzikti. Onu seçtiğim için şanslıydım. İyi arkadaşlarla tanıştım ve kariyer açısından da finansal açıdan da başarılı oldum. Bu sayede anksiyete ile arkadaş olmak için dinlenebileceğim alanlar oluşturdum. Figürler toplamak, kıyafet satın almak veya bilinmedik yerleri ve insanların yaşayış şekillerini izlemek gibi. Bir otobüse binip yabancı yerlere gidip orada yürürsem bu dünyadan çok da uzak olmadığımı hissediyorum ve bu da mesafeyi azaltmak için bir fırsat oluyor. Sonrasında anksiyetem dağılıyor.
Soru: Ama deneyimlere dayanan sözlerinize baktığımda birçok zor zamanın olduğunu düşünüyorum?
Jin: Ben o anıları görmezden gelmeyi isteyen biriyim, o yüzden oyun oynuyorum ve farklı bir hayat yaşamaya çalışıyorum. Oyun oynarken tamamen farklı bir benliğe dönüşebiliyorum. Son zamanlarda tekrar oyun oynamaya başladım ve 10 sene önce oyun oynarken tanıştığım arkadaşlarımla buluştum. Tabii ki gerçek hayatta onlarla hiç buluşmamıştım ve yalnızca IDlerini bidliğim siber arkadaşlarımdı. Ama bu çok hoş hissettirdi. Eski anılarımı getirdiğim için mutluluk vericiydi.
Jimin: Sanırım şu an, en yalnız ve yorgun hissettiğim an. Bunun en mutlu anımız olduğunu söyleyip duruyoruz. Ancak zor zamanların geldiğini ve seni anlayabilecek arkadaşların ve ailenin olmadığını düşünecek olursak… Bu kendimi çok yalnız hissetmeme sebep oluyor. Birkaç zaman önce şarkılarımızı dinledim ve canlı konser videolarımıza baktım. Onları izlemek ve şarkılarımızı dinlemek kendimi daha iyi hissetmemi sağladı.
Kaynak: Daum
İngilizce Çeviri: SUGAfull, glitter_jk
E/N: Siyasetten kasıt şu: Geçtiğimiz günlerde bir siyasi parti, iletişim kurma konusunda BTS’i örnek almaları gerektiğiyle ilgili bir görüşme yapmış. Bu da haber olarak medyaya yansımıştı.
K-Magazin haber kategorisi, Güney Kore’de magazin içerikli tüm haberlerin bulunduğu ana magazin haber kategorisidir.