BTS’den Rapçi RM ile konuşuyoruz, kendisi, batıda büyük bir hayran kitlesine sahip, 7 üyesi bulunan Güney Koreli’nin önde gelen bir müzik grubunun üyesi.
Telefon hatları hışırdıyor, Seul’de neredeyse gece yarısı, 7 üyeli Güney Kore Grubu BTS’in lideri RM nerede, geriye baktığımızda rekorlar kırarak çılgın bir ay geçirdiler – birbiri ardına gelen dalgaların ardından, bazen kendi başlarına, bazen grup olarak, bu kadar başarılı olacaklarını hiç düşünmemişlerdi.
“Bir balonmuşuz gibi hissediyorum … ” diyor RM, zaman süresini göz önüne alarak ve sesinde bir miktar şüphe seziliyordu. Düşünüldüğünde pek de şaşırtıcı olmamakla birlikte, Love Yourself: Her, şimdiye kadar ön siparişlerde (iç piyasada 1 milyondan fazla) en çok satan K-Pop albümü oldu ve singleları “DNA” 10 milyon, 20 milyon, derken 100 milyon YouTube izlenmesiyle, en hızlı yükselen K-Pop grubu yaptı. Sonra, çok zor listeler de vardı – UK albüm listesinde 14., US Billboard 200 albüm listesinde ilk 10 listelerinde yer aldı – DNA sadece dünya çapında iTunes grafiklerinde hüküm sürmekle kalmadı, aynı zamanda Billboard Hot 100’de 67. sıraya yükselerek Koreli bir grubun elde etmiş olduğu en iyi yeri elde etti.
Doğal olarak geri dönüşlerindeki beklentiler yüksekti. BTS (rapçi RM, J-Hope, Suga, ve vokalistler Jimin, Jin, V ve Jungkook) geçen yıl ikinci stüdyo albümleri WINGS ve boombahton-tarzı singleları Blood Sweat & Tears ile bir “fenomen” seviyesine ulaşmışlardı. 2017’de ise neredeyse inanılmaz bir şekilde başarı seviyesini yükselttiler. Her geçen gün başka bir dönüm noktası haline geliyor, başka bir makale ya da başka bir Batılı radyo istasyonu, “DNA”nın elektro-pop tınıları yankılanıyor, yankılanırken etrafını ateşe veriyor. Ayrıca A.R.M.Y olarak bilinen büyük güç fandomlarını gördüğünüzde, onların kesinlikle yalnlız olmadıklarını anlıyorsunuz.
“Her şey çok hızlı gelişiyor,” RM küçük bir kahkaha ile ekliyor bu sözleri. Konuşmaları ilginç ve karizmatik, onunla konuşurken kendinizi devasa bir rollercoastera binmiş gibi hissedebilirsiniz. Düşüncelerle zihninizi hem ateşe veriyor hem de sakinleştiriyor. “Bu balonun nereye gittiğini bilmiyoruz, ama ben sadece tadını çıkarmaya çalışıyorum çünkü daha önce çok acı çektik. Şu anki yerimizden dolayı kendimi kaybetmemeye çalışıyorum.” sözleri çıkıyor ağzından.
Eylül ortasında yayınlanmasından bu yana geçen haftalar boyunca, The Most Beutiful Moment In Life albümündeki konseptle, Love Yourself: Her, daha da hileli bir hale geldi. Her iki albüm de (hem aşkı keşfediyor hem de direkt fanlarına mesaj yolluyor) en tatlı parçalardan biri olan “Serendipity”de bile kendine güvenen, emin adımlarla ilerleyen, parlak, ama yine de bu parıltının altına baktığınızda çürükler ve çiziklerin olduğunu görebilirsiniz gibi anlamlar içeren ses ve bölümlerden oluşuyor.
Aslında albümlerde hayata dair adımlar atılmaz, belki bunlar, sanatçıların en son aşamada yaptıkları şeyler olabilir. Ancak BTS Love Yourself: Her ile bunu yaparak kendilerinden bir parçayı keşfetmiş, gölgelere ve sahiplerine etki etmiş olabilirler.
Röportajı aşağıdan okuyabilirsiniz.
Love Yourself: Her’ü piyasaya sürdükten sonra bunun BTS için bir ‘dönüm noktası’ olduğunu söylediniz. Bu “ikinci bölüm” diye nitelendirdiğiniz kısım. Bu şekilde tanımlamanıza neden olacak başka sebepler var mı?
RM: The Most Beautiful Moment in Life konsepti, bizim için ilk bölümdü, öyle hissediyorum çünkü bu konseptte en alttan başlıyorduk. Love Yourself’de hayatın parlaklığı gibi daha güzel şeyler hakkında konuşmaya başladık. Profesyonel olarak, Billboard ve UK listelerinde yer aldık, stadyumlarımız daha da büyüyor… böylece hem içte hem dışta, BTS için dönüm noktası haline geldi. Sanırım şu an farklı bir evrende olduğumuzu söylemek isterim. Yengeç gibi, yeni bir kabuğa sahibiz.
Albümdeki en duygusal parçalar ‘Skit: Hesitation & Fear’ ve ‘Sea’. Her ikisi de ilk günlerinizdeki mücadeleler, şöhret ve başarı ile ilgili endişelerinizle ilgili. Onların aynı albümde olması neden önemliydi?
RM: Ayrıntılar eklemek istediğimizde gizli parçalar ekliyoruz, değil mi! ‘Skit’, ‘Sea’nin açıklaması için gerekliydi. Sanırım birbirlerine tepki veriyorlar. Aslında ilk albümümüz (2 Cool 4 Skool) korkular, mutluluk, deniz ve çöl hakkındaydı. Gizli şarkılar – ‘On The Start Line’ ve ‘Path’ idi. Dört yıl geçti ve şimdi nasıl uğraştığımız, içimizdeki deniz ve çölün anlamı neydi ve geleceğimiz hakkında konuşuyorum.
Başladığınız yere geldiniz, kahretsin, anlamadım. Öyleyse dört yılda, kullandığınız bu konseptle, nereye kabul edildiğiniz ya da o zamanlar sevmediğiniz ama şimdi sevdiğiniz şeyleri mi öğrenmek istiyorsunuz?
RM: Ummm, herkesin beni sevemeyeceğini kabul etmek zorundaydım. Çünkü aşk olduğunda nefret de var oluyor, ışık olduğunda karanlık. Ancak bir sanatçı olarak benden nefret eden bir sürü insanın olduğunu kabul etmek gerçekten zor, ancak öbür tarafta beni seven daha fazla insan var. Sanırım herkes bunları aşabilir.
Bunu söylediğin zamanı hatırlıyor musun, tamam, başa çıkabilirim?
RM: Aslında, hala yoldayım (gülüyor). Gerçekten kaybetmiş gibi hissetmiyorum, ama alıştım. Bir sörfçü gibiyim, ilk olarak ellerinizle kürek çekmeye çalışıyorsunuz ama düşüyorsunuz, sonra zaman geçtikçe daha büyük dalgalara karşı ayakta durabiliyorsunuz. (gülüyor)
İnanç ve kader temaları bu albümde yer alıyor. Her zaman yürümen gereken bir yol olduğuna inandın mı?
RM: Nietzsche… ünlü ifadelerinden biri ‘amor fati’ ya da (kaderini sev) idi. Diyelim ki, Kore doğumlu ben, ve Avustralya doğumlu Taylor, bunu değiştiremeyiz, aynı hayatı yaşayamayız. Amor fati, sadece her şeyi kadere yüklemek için değil, önce değiştiremediğimiz şeyleri kabul etmemiz gerektiğini söylüyor. Kaderimizi ve çevremizi seviyoruz, o zaman (düşünün) kaderle bir şeyler yapabiliriz ve yönünü çevirebiliriz. Doğduğumuzdan beri belirlenmiş bir yol üzerindeyiz, fakat yine de bazı şeyleri değiştirebileceğimizi düşünüyorum. Bu yüzden inançlıyım fakat kaderime hala inanmıyorum. (gülüyor)
Bu albümde kazandığınız büyük başarı yaratıcılığınızı nasıl etkiledi? Hiç, ‘Bir şarkı yazıyorum ve nereye gittiğini görüyorum’ ya da ‘Bir şarkı yazmak zorundayım ve şaşırtıcıdan daha azı olmamalı’ diye düşündüğün oluyor mu?
RM: Aslında biraz baskı hissetmediğimi söyleyemem. Olanlar benim için çok önemli ve BTS’in çevresindeki her şey çok hızlı gelişiyor, sanki, altı ayda 10 şarkı yapıyormuşuz gibi. Bazen çok fazla geliyor, fakat dönüp 2007’yi hatırlıyorum, başladım çünkü bir şeyler söylemek istedim. İçimde bir mesaj vardı ve bunu müzikle yaymak istedim, bu yüzden stüdyomda yazarken yavaşlamaya çalışırım. Gerçekten söylemek istediklerimi söyleyebilmek için daha derin bir açıdan bakarım.
‘Mic Drop’ hem şarkı hem de performans olarak klasik BTS. Sözlerinden bunu anlıyoruz. BTS her zaman kendileri için ayağa kalktı, peki bu yeni bölümün oluşmasına neden olan şey nedir?
RM: Hitman Bang (grubun CEO ve yapımcısı) öfke ve acımızı unutmamızı istedi fakat zordu, çünkü içeride öfke ya da kıskançlık yoktu, şu an çok memnunum. Hayranlarımızı çok seviyorum, her gün pek çok mucize yaşanıyor. Nefret edenler için zamanım yok. Bence bu BTS için dönüm noktası ve ‘Mic Drop’ (yardım ediyor) nedenini söylüyor – mikrofonu düşürdük ve birinci bölüm bitti. Çok komik.
Suga, her performans sonrası mikrofon atıyor, kaç mikrofon kırdı?
RM: (gülüyor) Oh,daha değil. Biz ucuz olanlardan, marketlerde, karaokelerde kullanılan 30 dolarlık olanlardan alıyoruz.
Şu an hayattan açıkça zevk alıyorsun, ancak albüme gizlenmiş karanlık duygular var, bu yüzden bir sonraki albümde daha fazlasını görebilir miyiz?
RM: Bu (duygular) hala içeride, gitmeyecekler fakat farklı bir şekil alıyorlar. Bence sevgi sadece mutluluk, övgü ve aşktan ibaret değil. Aşk yara izleri, biraz nefret ve içimizdeki kirli şeyleri de içerir.
Ve her şey yolunda gitse bile hiç kimse 7/24, %100 mutlu değildir…
RM: Karanlık duygularımız var ve kayıtlarda, makalelerde ve gittiğimiz yerlerde insanlar “Oh, Kore’yi temsil ediyorsun, Kore’yi ünlü yapıyorsun!!” gibi şeyler söylüyorlar, bu baskı yaratıyor, ve her saniye “Çok teşekkür ederim, ama, bilirsin, hala burada küçük stüdyomdayım ve şarkı sözleri yazmaya çalışıyorum ve yapmak istediğim bu. Hala baş etmeye çalışıyorum.
Öyleyse, BTS dışında, seni mutlu eden şey nedir?
RM: Bu soru için teşekkür ederim, pek çok kişi bunu sormaz.Ehliyetim yok, bu yüzden Han Nehri’nin yanında bisiklet sürüyorum. Gerçekten sevdiğim bir şey, bu sırada kimse beni umursamıyor. Kendimi çok özgür hissediyorum. Ayrıca figürler toplamayı ve gece yarısı film izlemeyi seviyorum, çünkü tek başıma ve en iyi koltukta oturup izleyebiliyorum.
Tanınmamak için şapka, güneş gözlüğü ve yüz maskesi takmak zorunda mısınız?
RM: Ben yüz maskesi takmıyorum, şapka takıyorum çünkü saçlarım çok renkli ve çok parlaktır. (gülüşmeler)
Eleştirmenler, BTS’in Grammy için aday gösterilmesi ihtimali hakkında bir sohbet gerçekleştirdi. Bu yıl gerçekleşmesi fakat gelecek yıl … asla bilemezsiniz! Bu sana nasıl hissettiriyor?
RM: İnsanların bu konu hakkında konuştuğunu duyduğumda, düşünmemeye çalışıyorum. Bir şey beklemeye başlarsam sonrasında hayal kırıklığına uğrarım. Grammy başka bir seviyede, bizim için başka bir dünya!
Siz kazandınız, suda akmayan makyaj yapmanız gerekirdi.
RM: Elbette. Herkes ağlardı. Gereken malzemeleri hazırlamak zorunda kalırdık.
Baştan aşağı plastik içine girin.
RM : Evet, uzay giysisi ya da ona benzer bir şeyler.
Kore’de yorucu bir programınız vardı, artı olarak Japonya’da 80.000 fana iki konser verdiniz – en zoru hangisi ve kim aklınızı başınızda tutuyor?
RM: Uyku. Uykusuzluk insanı başka bir insana dönüştürür. Kültürel olarak, Korelilerin alışkanlığı, fakat yine de çok zor. Alışkın olduğumuz halde alışmamalıyız. J-Hope her zaman bizi neşelendirmeye çalışır ve bunun için çok minnettarım. Aslında onu grubun yeni lideri olarak çağırmaktan hoşlanıyorum.
Birlikte yaşadığınız yıllardan sonra, BTS’de seni kim şaşırtabiliyor?
RM : V. Sözleri delidir ve İngilizcesi de delidir. Yeni kelimeler ve yeni gramer yaratarak her zaman beni şaşırtmıştır. İngilizce’de oldukça iyi olduğunu düşünüyorum çünkü herkesle konuşabiliyor, kendine güveniyor ve cesareti var.
Yeni bir dil öğrenince hata yapmaktan korkmamak gerektiğini söylüyorlar.
RM : (iç çeker) Hep hata yapmaktan korkuyorum. Ben böyle doğdum.
Hep merak ettim, albüm çıkmadan önce BTS’in yaptığı bir ritüel var mı?
RM: Salonda toplanıyor, biraz içiyor ve programlarla nasıl baş etmemiz ve ne yapmamız gerektiği hakkında konuşuyoruz. Önemli bir şey değil fakat bize farklı hissettiriyor. Devam etmeye, tutumumuzu korumaya yönlendiriyor çünkü her zaman üzgün ve yoksul (gülüyor) olduğumuz zamanları hatırlıyoruz. Popülarite bir balondur. Bu bir dağ, çok zor çıkarsın ama çok hızlı düşersin.
“Bu harika bir röportajdı. Gerçekten, bir şeylerin iç yüzünün anlaşıldığı anları sevdim, fakat aynı zamanda komik ve rahatlatıcı bölümler de vardı. Mesela :
Tamam, son olarak… beşlik çakma konusunda kralsın ama el sıkışmalarda biraz yanlış yapıyorsun.”
RM : (gülüyor) Evet, Avrupa ve Amerika’da bunu fanlarımız söyledi. Ama o anları seviyorlar, değil mi? Bu kültürel bir şey. Neden bilmiyorum, ama hiç kimse el sıkışmalarıma ya da beşlik çakmama dikkatini vermiyor. Benim ellerim gerçekten büyük, bu yüzden beni gerçekten kolaylıkla görebiliyorlar. Çok üzücü, değil mi! (gülüyor)
kaynak: dazeddigital
K-Magazin haber kategorisi, Güney Kore’de magazin içerikli tüm haberlerin bulunduğu ana magazin haber kategorisidir.