Herkese merhaba ! ^-^
Uzun bir köşe yazısı, editör ŞeymaNur_5890 hikayesi ile yine beraberiz. Bu hikaye; diğerlerinden farklı olarak her türlü duyguyu barındırıyor ve her kelimesi yüzde bin gerçek. Baştan belirteyim; köşe yazımı gözünüzde büyüterek okumamazlık etmemenizi rica ediyorum. Çünkü, bu yazıda; hepinizin, kendinizden bir parça bulacağına eminim. İyi okumalar ve okuduğunuz, yorum yaptığınız, paylaştığınız için şimdiden çok teşekkürler ^^ …
Birçok köşe yazımda olduğu gibi bu yazıda da nasıl başlayacağımı, devam edeceğimi, bitireceğimi hiç bilmiyorum. Öyle ki bu yazı; tüm köşe yazılarımın, size aktardığım hikayelerimin içinde en özel ve en güzel olanı ! Daha bu satırları yazarken elim, ayağım titriyor ve hislerim birbirine karışıyor; nasıl devam edeceğim ya da içimden geçtiği gibi devam edebilecek miyim ben de merak ediyorum …
Yaklaşık 4 senedir KoreZin editörü ve 5 senedir KoreanTürk çevirmeniyim çoğunuzun bildiği gibi. Çılgın bir Triple S (SS501 hayranı) ve SS501’in bebişi Kim Hyung Jun’un ağır hastası olduğumu da bilmeyen yoktur galiba. Hem burada, hem birçok mecrada şu ifadeyi sık sık duydum ve duyuyorum “ Kim Hyung Jun ile ilgili bir şey görünce aklıma direkt sen geliyorsun. “ Bu ifadenin beni müthiş derecede mutlu ettiğini söylemeden ve hep böyle olmasını dilemeden geçemeyeceğim öncelikle.
SS501’i tanıdığımdan yani Junni’min emsalsizliğine tutulduğumdan beri aklımı yitirmiş gibi yaşadığım su götürmez bir gerçek. Öyle ki onun gözlerinin içindeki ışıltıyı canlandırmak, onun tosbağamsı gülüşünü göremesem de hissetmek ve kendi kalbimi, onun kalbine tanıtabilmek adına delirmişçesine ve hiç usanmadan çabalıyorum yıllardır. Söz konusu Junni’m olduğunda diğer her şeye karşı kör, sağır, dilsizim adeta; kendime karşı bile. Tosbağam, parmağımın ucuna kadar her hücreme öyle bir hissiyat doldurdu ki o hissiyat kimi zaman çok mahzunlaşıyor, kimi zaman taşıyor ama bana hep şunu fısıldıyor “ Seviyorsan sevdiğini göstermelisin, gerçekten seviyorsan onun tebessüm etme sebebi olmalısın, gerçekten çok seviyorsan O seni tanımalı hem de çok iyi tanımalı, senin için bütün sevgilerin tek manası O ise O’nun için de sen manalı olmalısın ! “ Ve ~ tosbağamın kalbine ve içimde nefes alan o minik, savunmasız haline gözü gibi bakan kalbimin hissettiklerinin bu dile getirdiklerine hiçbir zaman kayıtsız kalamıyorum asla. Çünkü, kalbimin bir bildiğinin olduğuna ilişkin şüphem yok; çünkü o, Junni’mi benden daha iyi biliyor bence.
Kalbimin bu fısıltılarına kulak vermem ile şekillenen bu yolculuk, “ Kim Hyung Jun-김형준 Turkey/Turkey Junus “ sayfasını açmamla başladı ilk olarak. Sayfamın ve destekçilerinin beni cesaretlendirmesi ile Junni’me ulaşmak, ona hem Türk hayranlarının sesini hem de kendi sesimi duyurmak amacıyla çeşitli yollara başvurdum-başvuruyorum. Bu yol; bazen pirinç çelengi gibi alışılagelmiş, bazen bir sepet çiçek gibi klasik, bazen yaklaşık 45 kutu yemek desteği gibi maddi-manevi yönden ağır, bazen ihtiyaç sahiplerine el uzatan bir bağış gibi anlamlı ve bazen de Junni’nin ismine imzalı Tarkan albümü gibi inanılmaz bir şey oldu. (O kadar çok şey yaptık ki hepsini burada sayamıyorum anlayışınıza sığınarak. ^^ ) Bazı zamanlar gözyaşına, yorgunluk terine, uykusuzluğa dönüşen bu emeklerin karşılığını Junni’den somut olarak aldığımız oldu fakat Junni, somut bir biçimde tepki vermese de onun gözünde çok ayrı bir yerde olduğumuzun ve çok iyi bilindiğimizin hep farkındaydık. Yine de başta ben olmak üzere, bu yolculukta yanımda yer alan herkesin içinde bir boşluk mevcuttu. Evet; Junni’den defalarca kere geri dönüş, teşekkür, selam vb. almıştık, evet; Junni’min beni tanıdığını düşünüyordum ve bu düşünce çok güçlüydü, evet; Junni’m beni sevinçten havalara uçuracak bir sürü şey yapmıştı – ki bunlardan birisi, bana “ Seni seviyorum. “ demesiydi hatta -. Yine de bir şeyler eksikti, hepimiz; birebir ondan, sadece bizim için ve çok özel bir şey(ler) bekliyorduk. Bunu en az Japon, Latin Amerikalı hayranlar kadar hak ettiğimizi düşünüyorduk.
Çok bekledim, ümidim tamamen tükenecek gibi oldu, çok düşündüm her şeyi bırakmayı ve vazgeçmeyi; cidden çok yıprattı bu yolculuk beni. Fakat içimin en ihtişamlı yerinde yer eden o miniş tosbağa, benim o miniş tosbağa ile can verdiğim hayallerim, kısaca yaşamımın can damarı bana her sefer ” Dur ! ” dedi. Hiçbir gayret, hayal, beklenti boşuna olamazdı ve tecrübe ettiğimiz her şeyin bir nedeni, sonucu vardı çünkü. Junni’min yanıbaşında duran, onun sevimliliği ile kendini bulan hayranları gibi onunla fotoğraf çektirmek, konuşmak, hatta ve hatta onun elinden yemek yemek vs. için aşırı seviyede çıldırmadım ben. Bunlar yerine, “ en büyük hayalim “ dediğim bir şey vardı; bana özel, sadece bana ait olan bir hayal. Beni ben, içimi titreten Junni’mi “ Junni’m “ yapan ve beni de, onu da herkesten ayrı kılan bir hayal. Junni’min beni, hiç görmeden ve benimle yüz yüze tanışmadan çok iyi tanımasını istiyordum; onun, beni tanıdığına yüzde yüz emin olmayı diliyordum. Hatta beni adı gibi bilmesi, ömrü boyunca asla unutmaması için dua ediyordum. Arzum; tosbağamın, birini görmeden ve onunla yüz tüze tanışmadan da o kişiyi, neredeyse kendisi kadar iyi tanıyabileceğini fark etmesiydi. Birini tanımanın, aslında o kişinin kalbi ile bağ kurmak olduğunu öğrenmeliydi. Bu da benim sırrım, dayanağım, yöntemim ve kurduğum düştü. Çok şükür ki bu düşüm, uçurumlardan düşüp paramparça olarak beni de peşinden sürüklemedi; düştü lakin düşmedi …
Bu yılın yani 2017’nin soğuk bir mart günüydü; bebeciğim askere gideceği için ciddi anlamda bunalıma girmiştim ve aslında hiç kavuşamadığım onunla sanki tamamen ayrılacağımı hissediyordum. Nefes bile alamıyordum bazen ! O günün sabahının erken saatlerinde, bir sohbet uygulamasından bir mesaj geldi aniden ! Junni’me çok yakın olan, hemen hemen her adımında onun yanında bulunan birindendi bu mesaj ! Mesajda, Junni’min; sayfam ve Türk hayranları (Türk Junus) için minnettarlık, teşekkür göstergesi olarak bir albüm imzaladığı yazıyordu !!! (O albümün fotoğrafını da aşağıya bırakıyorum. 🙂 )
O mesaj şöyle başlıyordu “ Sonunda, başarı !!! “ ve devam ediyordu “ Junni sizin, senin için özel bir albüm imzaladı; yanında daha birçok armağan ile yakında, Junni’den sana gönderilecek !!! “ İnanamadım, birkaç dakika donup kaldım ve o an, yine bir rüyada olduğumu düşündüm; yine yeni yeniden uyanacaktım ve rüya olduğu için kahrolacaktım. Kendime gelmem ve o mesajlara inanmam hiç kolay olmadı; halen daha kolay değil. “ Junni, Turkey Junus, ben, imzalı albüm, göndermek ?!?!?!? “ kelimeleri beynimde boş boş uçuşup durdu sadece. Ancak, bu kez ne hayal ne de rüyaydı; yüzde yüz gerçekti ve Junni’m bize verdiği kıymeti, bizim onun için ne demek olduğunu harika ötesi bir şekilde açığa vurmak istemişti nihayet !!! Hiçbir emek beyhude değildi, dört gözle beklediğim gün gelip çatmıştı ! Tam düşündüğümüz, emin olduğumuz gibiydi her şey ve Junni; Türk hayranlarını-sayfamızı çok seviyordu, takip ediyordu, gayet iyi biliyordu ! “ O günden sonra gam yemedik. “ desem yeridir, o gün bugündür kolay kolay yıkılmayacağımıza inanıyoruz Turkey Junus olarak. Çünkü arkamızda bebeciğimizin sevgisi, desteği var !!!
Editör Notu-1: Sayfama, Türk hayranlara (Turkey Junus’a) ayrılan kısım bu kadar. Daha önceden haber yapmıştım zaten bunu detaylı olarak. Konuya dair daha ayrıntılı bilgi için tıklayabilirsiniz; https://www.korezin.com/2017/07/13/sok-ss501den-kim-hyung-jundan-turk-hayranlarina-surpriz-turk-junusa-ozel-album-imzali-albumtesekkur-ve-daha-fazlasi-mesafe-sadece-bir-kelimedir-eger-kalpler-yakinsa-kim-hyung-ju/
Peki bunların tümünün benimle, şahsen ne alakası var ?! Durun, şimdi oraya yani asıl bombaya geldik ! ^^
Junni’m; Türk hayranları, sayfam için bu imzalı albümü hediye etmekle, bu vesileyle bize jestler yapmakla ve bize dair muhteşem cümleler kurmakla vb. kalmadı sadece. “ En büyük hayalim “ dediğim düşüm beni yanıltmadı, pes etmedi, düşmedi ve en gerçeklerden daha gerçeğe dönüştü; Junni’m beni tanıyordu, hem de çok iyi hem de adı gibi !!!!!
Benim için asıl şok, en uyanmak istemediğim rüya tadında gerçek o an başladı. Karanlıkta yolumu aydınlatan parlak yıldızımın kalbi, onunla dolu olan kalbimi kucaklamıştı sonunda !!!
Bunu öğrendiğimde, ayaklarımın yerden kesildiğini ve adeta göğe yükseldiğimi hissettim; ben, ben olmaktan tamamen çıkmıştım ve bütün yaşamsal fonksiyonlarımın çöktüğünü fark edebiliyordum. Bu gerçek olabilirdi ama olamazdı da çünkü gerçek olamayacak kadar güzeldi ! Kalbimin içinde hayat verdiği ve üstüne titrediği o miniş tosbağam buruk, tek başına, eksik, yarım değildi artık; diğer parçası ile tanışmıştı, kavuşmuştu ve tam olmuştu. İçimde bayram havası esmeye başladı; hiç kimse beni bilmese, tanımasa dahi beni bilmesini, tanımasını dilediğim tek varlık ~ beni biliyordu, tanıyordu hem de hiç birebir görmeden ve tanışmadan (gönderdiğim videoları, fotoğrafları saymazsak. 😀 ) !!!!!
İsmimi duyar duymaz;
“ Tabii ki tanıyorum, adım gibi biliyorum Şeyma Nur’u ! Türk hayranlarımı büyük ölçüde onun sayesinde öğrendim, onlarla bu şekilde yakınlaştım. “ demişti.
Kim bilir ne kadar can alıcı, can verilesi biçimde telaffuz etmişti yine adımı !!!
Sadece bununla da kalmamıştı;
“ Bir şekilde anlaşırız ve iletişim kurarız Şeyma Nur ile, dil dert değil. “ diyerek devam etmişti.
Öyle ki benim Korece’de sıfır olduğumu ve İngilizce’ye güvendiğimi lakin kendisinin de İngilizce’de neredeyse sıfır olduğunun farkındaydı. Ne demekti şimdi bu, sevginin dili böyle bir şey olabilir miydi acaba ?!
Hatta “ tosbağa, tostiş “ isimlerinin tarafımdan kendisine takıldığını da biliyordu.
En sonunda da eklemişti;
“ Umarım onunla bir gün yüz yüze konuşabilirim, tanışabilirim. Sevgisi, bütün çabaları için minnettarım ! “
Junni’m ile birçok duygumuz karşılıklı idi resmen !!! Sanki benim, onun için söze döktüklerimi o da, benim için söze dökmüştü. O gün, o an “ İyi ki vazgeçmedim. “ dedim ve Allah’a binlerce defa şükrettim. Halen de şükrediyorum çünkü bu nimetin tarifi yok; ” Hayatım daha anlamlı bir hale geldi. ” diyebilirim. Tüm bu olan biten aklıma geldikçe yeniden heyecanlanıyorum, bilincimi kaybedecek gibi oluyorum ve inanmakta güçlük çekiyorum. Başka ne isteyebilirim ki ?! (Doğrusunu söylemek gerekirse isterim, istiyorum da onları da bu yazıya ekleyip iyice karıştırmayalım şimdi konuyu. 😀 )
Aslında daha da uzatmak ve güzel bir hale getirmek istiyorum bu yazıyı ancak benden bu kadar, kelimelerim gerçekten tükendi şu an çünkü. İstediğim gibi bitiremediğim için hem sizden, hem kendimden özür diliyorum ! (Hiç mi olmadı bu yazı veya yazının sonu acaba ?! 🙁 )
Son söz ~ Uzaktan gördüğüm, kendimden daha iyi bildiğim ve kendimden daha çok sevdiğim kalbini gözlerinin içine bakarak görebilmem ve senin de, bendeki seni yani o miniş tosbağa ile o tosbağaya canı gibi bakan kalbimi gözlerimin içine bakarak kusursuz bir şekilde tanıyabilmen umuduyla Junni’m. Gerekirse sonsuza dek beklerim bunun için. Sen varsan imkansız, olmayacak hayal, boş çaba yok benim için; imkansız ise de imkansızı hayal ediyorum, çünkü senli hayaller gerçek olur ~ biliyorum …
Bu okuduklarınız; size de en az benim kadar mucize gibi geliyor muhtemelen. Ama hepsi gerçek; şu an bu yazıyı okumanız kadar gerçek ! Bu yüzden, vazgeçmeyin sayın takipçilerim-okurlarım; bir hayaliniz varsa vazgeçmeyin, ne kadar imkansız ve yorucu görünürse görünsün pes etmeyin. Peşinden koşun o hayalinizin; o sizi yormadan önce siz onu yorun, ona pes ettirin ve o, hayal olmaktan istifa edip gerçekliğe terfi etsin nihayetinde. Hayal ediyorsanız yapabilirsiniz !
Ha bu arada ~ Düğünde görüşürüz, bu yazımı okuyan herkese tek tek davetiye göndereceğim özel olarak 😛 😀 …
Okuduğunuz, yorum yaptığınız, paylaştığınız için tekrar çok teşekkürler. (O kadar okudunuz, o kadar yazdım; bir yorumu, paylaşımı vb. çok görmeyiniz lütfen ! 🙂 )
Benim yerimde olsaydınız siz ne yapardınız, ne düşünürdünüz, ne hissederdiniz ~ bunları da benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum ^-^ …
Editör Notu-2: Bu yazıyı yazacağımı, haberi yapacağımı bu konuyla ilgili yaptığım ilk haberin (yaklaşık 2 ay önce) sonunda belirtmiştim. Ancak 2 ay sonra bu yazıyı sizinle paylaşabildiğim, sizi beklettiğim için kusura bakmayınız lütfen 🙁 …
Editör Notu-3: Gönül isterdi ki Junni’nin anlattığım bu anlarda çekilen fotoğraflarını, videolarını ve bu sevinç dolu, cıvıl cıvıl olayda neyin, nasıl olduğuna ilişkin bütün detayları sizinle paylaşabileyim fakat olası değil maalesef. Bu olayla ilgili olan birinci, ikinci kişilerin hepsi daha fazla detay vermemem konusunda en baştan uyardı beni; bu kadarını anlatabiliyorum. Anlayışınızı umarak ^^ …
Editör Notu-4: Anlatmak istediğim ama atladığım bir sürü nokta olduğuna eminim. Bu olay mevzu bahis olunca kafam allak bullak oluyor çünkü ~ doğal olarak. Eğer bunları anımsayacak olursam haberi güncellerim, lütfen takipte kalın ^^ …
* ÇEVİRİLERİMİN VE HABERLERİMİN; ” PAYLAŞ ” SEKMELERİNİN KULLANILMASININ HARİCİNDE, KOREZİN SİTESİNDEN DIŞARI ÇIKARILMASI VE KOPYALANMASI KESİNLİKLE YASAKTIR ! LÜTFEN EMEĞE SAYGI GÖSTERİN VE EMEK HIRSIZLIĞI YAPMAYIN ! AKSİ HALDE; GEREKEN MUAMELE VE İKAZDA BULUNULACAKTIR ! TEŞEKKÜRLER … *
Haber: ŞeymaNur_5890
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.