Bugün JR, REN, Aron, Baekho ve Minhyun’un Pledis Entertainment çatısı altında büyük umutlar ve hayallerle K-Pop sektöründe FACE şarkıları ile cesurca biz de buradayız demelerinin 5. yıldönümü..
Bundan önce NU’EST ile ilgili yazdığım tüm yazılarda 4 yılda onların nasıl değiştiğini, yeteneklerini nasıl geliştirdiklerini, çıkışlarından beri neler yaşadıklarını anlatmaya çalışmıştım. O anlattıklarıma 1 yıllık daha umutlar, hayal ve hayal kırıklıkları ekleyeceğim bu sefer.
Geriye dönüp baktığımızda göz yaşı ve yıkılan hayallerle dolu bir 5 yılı var NU’EST’in. Şirketleri onları deneme sürümü gibi piyasaya çıkardı. “Hangisi tutarsa?” mantığıya her geri dönüşlerinde farklı bir konseptle hayranların karşısına çıkardı NU’EST’i. Bu onları Face ve Action gibi şarkıları ile tanıyan ve kendine hayran diyen sayıları azımsanamayacak bir grubun ilgisini çekmedi. Her geri dönüşte konsept değiştiren NU’EST’i sevmediler ve onları yarı yolda bıraktılar. Pledis tüm ilkleri NU’EST üzerinde denemeyi hiçbir zaman bırakmadı.
(Sadece bir üyenin normal poz vermesine izin verilen muhteşem kare)
Pledis tamamen “NU’EST için nasıl kötü promosyon yapabilirim?” düşüncelerine odaklandı. Kore hariç neredeyse her ülkeye gönderdi NU’EST’i. Bu ülkelerin içinde Türkiye de var. NU’EST parlaması gereken yıllarda Kore hariç her yerde aktif oldu.2014 yılında ilk full albümleri Re:BIRTH piyasaya çıktığında kısacık süren promosyonların ardından JR ve Ren Japonya’ya gönderildi. İki üye olmayınca albüm promosyonları tamamen başarısız oldu ve NU’EST için neredeyse 2 yıl süren bir Japonya sürgünü başladı.
Japonya’da üyeler ciddi anlamda zor zamanlar geçirdi. Aron Los Angeles’ta doğup Amerikan kültürü ile büyüyen biri. Zar zor Kore kültürüne adapte olmaya başlamışken üstüne bir de Japonya süreci eklendi. Bu süre boyunca hiç şüphesiz en zor zamanları Aron geçirdi. Üyeler Japonca öğrenmek zorunda bırakıldı çünkü Japonya’daki promosyonlarda Korece konuşmaları yasaktı. Neredeyse 2 yıl sonra Kore’ye döndüklerinde programlarda birbirlerine Japonca seslendikleri veya kendilerini Japonca tanıttıkları oldu. Sadece bu örnek bile onların Japonya’da nasıl bir baskı altında promosyonlar yaptıklarının kanıtı.
Buz gibi havalarda açık alanda faaliyetler yaptılar. Şirket çoğu zaman onlara araç bile sağlamadı ve etkinliklere taksi ile gitmek zorunda kaldılar. Yağmurun altında konser verdikleri günler bile oldu. Kişisel hakları fan buluşmalarında tam anlamı ile ihlal edildi. Ya süs bebeği gibi önlerine çekilen şerit arkasından hayranları ile sadece el sallayarak buluştular ya da selca etkinliklerinde bayan hayranlar erkek arkadaşları ile veremedikleri pozları onlar ile verdiler. Zorla sarıldılar ve ciddi tensel temaslarda bulundular. Şirket bu konuda bile orta yolu bulamadı…
Buraya kadar olan kısım geçmişlerinin kısa bir özeti. Onlar yurt dışında ülkeden ülkeye koşarken birçok grup çıktı. 2016 yılının tamamını isimlerini ve varlıklarını hatırlatmakla geçirdiler Kore’ye fakat pek başarılı olamadılar. İki yılın ardından Kore’de 8 ay ara ile iki geri dönüş gerçekleştirdiler. “Q is” ve “CANVAS” albümleri ile geri döndüler. Japonca albümleri Oricon listesinde hızla yükselirken 2 yıl sonra Kore’de çıkardıkları iki albüm de hiçbir kayda değer listede varlık gösteremedi. Özellikle CANVAS albümü üyelerin büyük umutları ile çıkarılmıştı. NU’EST’in lideri JR bu albüm için çıkışlarında en uygun konseptin FACE şarkılarındaki konsept olduğunu ve CANVAS albümü için de aynı şeyleri hissettiğini söylemişti. Bir NU’EST gerçeği… NU’EST 5 yıldır bırakın yıl sonu ödül törenlerini Music Bank, The Show, Inkigayo… gibi müzik şovlarında her hafta verilen metal ve cam parçasından ibaret ödüle bir kez bile layık görülmedi. Ödül alamaması bir yana çıkışlarından beri hiçbir hafta aday dahi gösterilmedi. CANVAS albümü ile NU’EST 5 yıldır yaşamadığı bir heyecanı yaşadı. The Show’da arka sıralardan çıkıp ön sırada ödüle aday gösterildiler. Bu heyecana diğer Pledis çalışanları da ortak oldu. Örneğin Seventeen üyeleri sunbaeleri için oy kullandılar. NU’EST dijital ya da fizikselde iyi olamadığı için bu şansları da ellerinden kayıp gitti.
Onca yaşanandan sonra bir zincirin halkaları gibi dağılmadan bir bütün olmayı başardılar. Onların yaşadıklarına benzer şeyler yaşayan grupların aksine… Onları destekleyen büyük bir fandomları olmamasına rağmen, arkalarında durup onları ilerletecek şeyler yapan bir şirketleri olmamasına rağmen 5 yıldır Korece veya Japonca fark etmeden mükemmel şarkılara imza attılar. İsimlerini sadece belli bir kesim bilmesine rağmen, adlarını dünyaya duyurma çabalarından ve sevdikleri işi yapmaktan asla vazgeçmediler.
Bazen göz yaşı döktüler hıçkırıklar eşiliğinde “Hayranlarımıza verdiğimiz sözü tutamadık!” diye..
Bazen kendilerini suçladılar grubun lideri JR gibi “İyi bir lider olamadım!”diye..
Geride aileleri ve kazandıkları okullar gibi bir sürü şeyler bıraktılar amaçları uğruna Aron’un yaptığı gibi.
Ve sonuç…
İnsanlar tüm bu olanlara rağmen onları görmezden gelmeye devam ettikçe onlar da son çare olarak tüm gururlarını ve alacakları eleştirileri bir kenara bırakarak onlarca stajyer ile Produce 101’e katıldılar. Yazının başlığını seçmemdeki etken de işte bu.. Tüm haber sitelerinde “101 stajyer” ve ya “Produce 101 stajyerleri” başlıkları ile anılıyorlar.
REN’in yazdığı not aslında NU’EST’in bu yarışmaya neden katılmak zorunda kaldığının bir özeti.
Ulusun yönetmeni ♥
Merhaba!!! Bu Choi Min Ki. Gerçekten çok iyi şeyler yapmak isteyen çok çaresiz biriyim! Son derece sıkı çalışarak yönetmenleri mutlu edeceğim!! Lütfen bana çok sevgi gösterin. ♥ Her zaman sağlıklı ve mutlu ol ♥ Seni seviyorum ♥ ♥
Eğer K-Pop fanları onları büyük grupların gölgesi altında bırakmaktan vazgeçip yeteneklerinin, hayal ve umutlarının farkına varırsa daha nice yıllar NU’EST olarak mükemmel şarkılarla karşımıza çıkacaklar. Göz yaşları “Hayranlarımıza verdiğimiz sözü tutamadık!” kelimeleri ile değil, onları destekleyen hayranları sayesinde gelen başarılarında yaptıkları konuşmalarda mutluluk göz yaşı olarak akacak..
Eğer insanlar onların varlıklarının farkına varmakta daha fazla gecikmezse bu son şansları olan Produce 101’den sonra NU’EST olarak geri dönecekler ve hayranlarına yine kocaman gülümsemelerini gösterecekler. Röportajlarda kardeşleri olarak gördükleri Seventeen’in başarıları ile kendilerine şirketin bıraktığı başarısızlıkları yüzlerine vurulmayacak ve isimlerini hayalini kurdukları gibi daha çok kişiye duyurabilecekler.
NU’EST için küçük bir not..
Her zaman inandığınız şey için savaşın. Hayallerinizi ve sahne tutkunuzu asla kaybetmeyin. Sizin tüm engellere rağmen dimdik durduğunuzu gördükçe arkanızda olacak fanlarınız da artacaktır. Daha nice yıllar bizlere mükemmel şarkılarla duygularınızı, hayallerinizi anlatın. 5. Yılınız kutlu olsun NU’EST..!
HAZIRLAYAN: nuestloveJR
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.