Bugün yılların çiçek çocuğu, son zamanlarımızın eli silahlı yakışıklısı Lee Jong Suk‘un 28. yaş günü!
Takvimler 2005’i gösterirken henüz 16 yaşında olan Lee Jong Suk, oyunculuktan bi’ haber model olarak çıkışını yapmış, o günden beri geleceğin Hallyu yıldızı olmaya emin adımlarla yürümüştür. 2009’da bir kısa filmde yer alsa da asıl oyunculuk çıkışını 2010’da “Dalyan gibi delikanlıyım bunu değerlendirmem gerek” diyerekten “Prosecutor Princess” ile yapan Lee Jong Suk, o andan itibaren gönlümüzün prensi olmaya başlamıştı.
Ancak çoğumuzun “Kim bu kırmızı delikanlı” dediği, gözümüze ilk çarpan rolü şüphesiz Secret Garden’daki Han Tae Sun karakteri oldu. Oska ile tatlı atışmaları, “Ben de buradayım” dediği cool hareketleriyle adından söz ettirmeyi başarmıştı. Aynı yıl “Ben bi’ film sektörüne de el atayım” diyen Lee Jong Suk “Ghost” adlı korku filminde yer almıştı.
2011 yılında ise “Oynamayan kaldı mı” dediğimiz meşhur High Kick sitcomunun 3. sezonunda yer alan Lee, sektördeki yerine sağlam adımlarla ulaşmaya devam ediyordu.
2012 yılının sonlarında “Artık zamanı gelmişti” dediğimiz, gözlerimizden kalpler fışkırtan “School 2013” dramasında başrol olarak karşımıza çıkmıştı Lee Jong Suk. Ve o büyük kapı aralanmıştı… Dizi tutmuş, reytingler istenildiği gibi gidiyordu. İzleyiciye ‘gerçek dostluğun’ ne olduğunu gösteren, K-Dramaların bir istisnası olarak aşka yer verilmeyen dizide Lee Jong Suk müthiş bir oyunculuk sergiliyordu.
Gerçek hayatta da sıkı bir dost olduğu Kim Woo Bin ile seyirciden tam not alan Lee, ilk başrol deneyimini başarıyla tamamlamıştı. O artık ‘çiçek çocuktu’.
Ve 2013 yılında –benim için- en efsane K-Dramalardan biri olan “I Hear Your Voice” ile dönmüştü. Mükemmel bir senaryoya sahip olan dizide kendisinden yaşça büyük güzel partneri Lee Bo Young ile yaşadığı tatlı aşk, sergilediği mükemmel oyunculukla bir kez daha alkışlanmıştı Lee Jong Suk. Reytinglerde zirvede yer alan dizi, yoğun istek üzerine 2 bölüm uzatılmış, onu 2 bölüm fazladan izleme şansı verilmişti bizlere.
Lee Jong Suk’un seyirciye aşkı çok iyi yansıttığını düşünmüşümdür hep. Her an ağlayabilecek kırılgan tavırları bir kenara, yeri geldiğinde tam aksine de dönüşebileceğini göstermeyi başarmıştı. Sonuçta şu sahneyi kim unutabilir ki?
Ya da şunu.
Aynı yıl beyaz perdedeki ilk başrolünün hakkından da gelen Lee Jong Suk, hırslı bir yüzücü olarak çıkmıştı karşımıza.
Setteki tüm tatlılığıyla tabi ki!
2014 yılında kendisine, 50. Baeksang Sanat Ödülleri film kategorisinde En İyi Erkek Oyuncu adaylığını getiren Hot Young Blood filminde yer almış, aynı yıl Doctor Stranger dizisinde de oynayarak Çin’deki popülaritesini arttırmayı başarmıştı. Hallyu yıldızı ünvanını hakkıyla taşıyan Lee Jong Suk Kuzey Koreli doktor rolünü de başarıyla tamamlamıştı.
Aynı yılın sonlarında popüler yıldız Park Shin Hye ile “Pinocchio” dramasında yer almış, seyirciye partneriyle olan kimyasını en iyi şekilde yansıtmayı başarmıştı. Diziden sonra çiftin gerçekten sevgili olmasını bekleyen büyük bir kitle olduğunu unutmamak gerek.
Ve gelelim yıla damgasını vuran, olağanüstü senaryosuyla izleyiciye kafa travması yaşatmayı başaran W‘ya. Alışılmadık senaryosuyla tek bir saniyesini bile kaçırmamanız gerek dizide Lee Jong Suk, seyircinin karşısına milyon dolarlık bir chaebol olarak çıkmıştı. Webtoon dünyasında yaşayan Kang Chul karakterini canlandıran Lee Jong Suk, gerektiğinden pembiş kazaklarıyla sevgilisine hikayeler okuyan, gerektiğinde çekinmeden omzundan çat pat diye vuran, her saniye “cınım silahım” modunda dolaşan karizmatik bir oyunculuk sergiledi bizlere.
-Henüz 10. bölümde olduğum için spoiler yemek istemediğimi belirterekten- bu efsanenin de hakkından gelen Lee Jong Suk’a tüm bu oyunculuk maceraları için teşekkür ediyorum öncelikle. Uzun ve bir o kadar da cılız cüssesiyle(!) kendini sevdirmeyi başaran centilmen çocuk, seni yıllar yıllar sonra bile ekranlarda…
…ve söylediğin gibi 2017’de “kötü adam” olarak görmek isteyen büyük bir kitle olduğunu unutma!
Gelelim Lee Jong Suk’un gerçek dünyasına…
Ekranların parlayan yıldızı Lee Jong Suk, sahne dışında da kendisine yaraşır şeyler yaptı. Buna, bu yılın başlarında UNICEF’e bağışladığı 200 milyon wonu örnek gösterebiliriz. Kazandığı paralarla köşeye çekilmeyen oyuncu, “Hayranlarımdan aldığım büyük sevginin küçük bir kısmının karşılığını vermek istedim.” diyerek çocuklar yararına çalışmalar yaptı.
Sürekli kendini geliştirmeyi amaç edinen Lee Jong Suk, oyunculuk konusunda da oldukça hassas biri. Beğenmediği bir sahneyi bile 300 kez izlemeye razı olan Lee, kendisini destekleyen seyirci ve en önemlisi de kendi için elinden gelenin en iyisini yapmak istiyor.
Ayrıca hayranlarını gerçekten önemseyen biri… En mutlu anını hayran buluşması seçen Lee Jong Suk, kendisine değer veren insanları aynı şekilde önemsediğini her fırsatta dile getiriyor.
En çok gözünün altındaki ‘ben’i sevdiğim mükemmel insan…
…iyi ki doğdun! Güzel gülümsemeni görebileceğimiz upuzun yıllar dileğiyle! #HAPPYLEEJONGSUKDAY
Hazırlayan: Ezgi_Lmh
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.