Korezin ekibi olarak sizlerle en özel haberleri buluşturmaya devam ediyoruz. Türkiye için kültürel anlamda önemli bir yere sahip ABU Festivali’ ne götürüyoruz bu kez sizleri! Bizzat kendi yetkililerimizden =EIEN= ‘ in hava alanı hikayesini okuyacaksınız!
Bir çoğumuz onları karşılamaya gidemese de, saat 19.00′ dan itibaren TV başından bir saniye bile ayrılmadan CN Blue’ nun Cindirella’ yı seslendirmesini bekledik… Gidememiş olsanız da eminim ki bu yazının sonunda gitmiş kadar olacak ve gerçekten orada bulunmuş gibi hissedeceksiniz.
CN Blue, İstanbul’ daydı! İşte o özel anlar ve =EIEN=’ in özel anlatımı:
“Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Gideceğim belli değildi, bu yüzden herkesi haberdar edip beraber gidememenin üzüntüsünü yaşıyorum. [E/N: Biz de gidememenin üzüntüsünü yaşıyoruz…] Koreantürk’ den baya giden olmuş ve bizim birbirimizden hiç haberimiz olmamış.
Gideceğim belli olunca apar topar hazırlanıp ufak bir photoshop yazısı hazırlayıp hemen bir kağıda çıktı alıp yola koyuldum. İmza almam bir mucize olurdu tabi ki ama her ihtimale karşı elimde bir şeyler olsun istedim. Uçağın inmesine 40 dakika vardı, koşturarak metroya binip hava alanına ulaştım. Nereden gireceğim, nereden göreceğim? derken koşturan hayranları görüp peşlerine takıldım. Herkes büyük bir heyecanla yetişme derdindeydi. Uçağın inmesine az kalmıştı. En iyi yeri kapma telaşı da var tabi. Uzun bir yol kat edip dış hatlar çıkış kapısına, hayran topluluğunun yanına vardım.
[İmza alırım ihtimali ile aldığı çıktı.]Dakikalar geçtikçe hayranların sayısı artmaya başladı. Ciddi bir kalabalık oluşturduk. Bir Koreli ünlüyü ilk kez hava alanında karşılıyordum. CN Blue ilk karşıladığım gruptu ve ne yapacağımı bilmiyordum. Ne yapacağımı bilmediğimden korkuyordum. Elimden geldiğince ortama uyum sağlamaya ve oradakiler ile sohbet etmeye gayret ettim. Bu beni biraz daha sakinleştiriyordu.
Kalabalığa bir bakın! Bir o kadar da sağımda vardı. Gerçekten ana baba günüydü. Bizi gören yolcular büyük bir şaşkınlık yaşıyordu. Grubu tanımayanlar ise sorular soruyor, bizi güldürüyordu.
“-Kimi bekliyorlar?
-Bilmem ki, Koreli bir grupmuş.
-Allah Allah adı neymiş?
-Sinemmiymiş neymiş bak orada yazıyor!”
Heyecanımız doruğa ulaşmıştı fakat uçakla ilgili tek bir bilgi dahi yoktu. Herkes sabrının sonuna gelirken, kalabalığın artması ile güvenlikler de geriliyordu. Güvenliklere çok teşekkür ediyorum. Bizi anlayışla karşıladılar ve hoşgörü gösterdiler. Gerçekten THY yetkilileri ile hiçbir sorun yaşamadım.
“Lütfen, bizi idare edin. Sizi zorda bırakıyoruz ama bu bizim ilk ve son şansımız olabilir.”
diye kendilerinden ricada bulundum ve sağ olsunlar kırmadılar. Bay / Bayan hepsine sonsuz teşekkür etmemiz gerek! Hatta inen uçakların pilotları bile bizden yardımını esirgemedi.
“Kore uçağı indi mi?”
diye sorduğumuz da hiç üşenmeden ve ret etmeden, nazikçe uçağın iniş saatini kontrol etti.
[Pilotumuza teşekkür ederiz! İyi uçuşlar!]Sonra uçağın indiği haberi duyuruldu. Panoda Kore uçağının indiğini gören hayranlar çığlığı bastı! Arık içimiz içimize sığmıyordu. İnmişlerdi! Ülkemiz toprakları içindeydiler! Aynı ülkede mavilerimizleydik! Bunu kelimelerle ifade etmek çok zor. [E/N: CN Blue ile aynı karbondioksit taneciğini bedenleriniz de bulundurmuş ve geri salmış olabilirsiniz en basitinden.] Kapılar açılıp kapandıkça çığlıklar kopuyordu ama hala görünürde değillerdi. Pasaport kontrollerinin uzun sürdüğünü düşündük. Sonradan öğrendik ki liderimiz kaybolmuş…
Güvelik arttırılıp, kameralar kurulunca grubun geleceğini anladık. Kapılar açılınca kapının karşısındaki, CN Blue’ yu ilk gören grup öyle bir çığlık attı ki yer gök inledi. İşte o zaman:
“Geliyorlar! Evet, hazırım! Yapabilirim, bu benim son şansım olabilir! Hadi Esra!”
dedim. Güvenlikten sıyrılıp kapının önüne geldim. [Adeta bir Mrs. Smith. Görüyorsunuz ya Kore hayranları, hele ki KT’ li Kore hayranları ne kadar yetenekli!] Kapı açılıp kapandıkça Jong Hyun gözüme çarptı. Aman Allahım metrelerce uzaklıkta bir insan nasıl bu şekilde parlayabilir? (Çünkü o bir idol!) [E/N: Belki de boyu çok uzun olduğundandır…] Mor kazağı ile karşımda ışıldayan Hyun! (Bu gözler editörlerimizden İremymc’ ı için ona baktı!) Korumalar ve Hyun bize doğru gelmeye başladı. Çığlıklar artınca iki güvenlik Jong Hyun’ un koluna girip onu uzaklaştırdı. Kendisini ancak kapıdan çıkana kadar görebildim. Min’ i ise hiç göremedim. Ne ara geçti, nasıl başardı? Bravo, en hızlısı oydu! Onların arkasından Yong ve Shin gözüktü ve tabi bende onları izledim. Yong ile baya yakın yürüdüm.
O kadar yakındım ki ona! Bu kadar yakının da olabileceğimi ben bile tahmin edemezdim. Onlarla ilerleyeme devam ettim. Sadece video çekebildim maalesef… Bir elimde kağıt, bir elimde telefon, arkamda kocaman bir kalabalık… Tek yapabildiğim buydu ve sanırım bunu yapabilmem de bir mucizeydi. O kalabalıkta zarar görmem de muhtemel olasılıklar arasındaydı. Telefonunu düşüren mi dersiniz, ayakkabısını geride bırakan mı? [E/N: Cindirella şarkısının yan etkileri onlar, efenim.] Güvenlik engellemese ciddi şeyler olabilirdi.
Üç dakika kadar Yong ve Shin ile yürüdüm. Benden zarar gelmeyeceğini anlayan güvenlik video çekmeme ve yanlarında yürümeme müsaade etti. Keşke daha net fotoğraflar ve daha güzel videolar çekebilseydik fakat çok itme kakma vardı, kalabalıktan ötürü.
Yong’ a kağıdı uzatıp devamlı:
“Please, çebal!”
Ve Türkçe’ yi az çok bildiğini düşünerek (Instagramda çalıştığını söylemişti.)
“Lütfen!”
diyerek imza istedim ama o ne kafasını kaldırdı ne elini ne kolunu. [ Oppağ çebağğl, diyen kişinin yetkilimiz olmasını umut ediyoruz… Oppağ çabağğl! Uzun süre akıllardan silinmeyecek!] O kadar ifadesiz yürüdü ki beni şaşırttı.
Baktım olmayacak Shin’ e uzattım kağıdı. O da yavrum tatlı tatlı kafasını sallayıp beni ret etti. Bir ara baya göz göze geldik. Mütasip bir durum sergiledi benden + aldı Shin. Yong ve Min’ in aksine Hyun gülerek hoplaya zıplaya kızların onu ellemesine bile aldırış etmeden arabaya doğru ilerledi ve girdi. [E/N: We Got Married’ in yan etkileri… ] Bir yerden sonra artık çıkışa yaklaştık ve ben çekime devam edemedim. Üstüme doğru gelen bir sürü hayran vardı. Yavaşladım.
Beni bırakın siz devam edin!
Onları arabaya binerken göremedim. Elimde kalan tek şey bu video oldu. Yong’ un yanında yürümek de büyük bir kardır tabi. Araba uzaklaştıktan sonra herkes bir tarafa ayrıldı.
“Elledim ama göremedim.”
diyenleri mi ararsınız, mutluluk göz yaşlarına boğulanı mı?
“Fotoğraf çeken var mı?”
diye bağıranı mı? (Bu arada benim fotoğrafımı tableti ile çeken arkadaşıma sesleniyorum! Buradayım.)
Uzun bir bekleyişin ardından herkes farklı bir şey elde etmişti. 2 günlüğüne İstanbul’ da olup bizlere 2 özel gün bırakmaları bile yeterdi. Bazıları taksi ile onları takip etmiş sanırım. Bu bir dedikodu, umarım doğru değildir. Onlar dün itibari ile [28.10.15.] ülkemizden ayrıldılar. Umarım memnun ayrılmışlardır.
Ben onları gördüğüm için çok mutluyum. Tarif edilemez bir mutluluk . Yazıma son verirken iyi ki Boice’ yim diyorum! CN Blue ile tekrar aynı havayı solumak dileğiyle ! Sizi seviyorum mavilerim!”
( Yazımı üşenmeden, beni kırmadan ekleyen Elocan’ a da çok teşekkür ederim!
=Iremymc’ a ithafen=)
Koreantürk Dizi Paneli Yetkilisi =EIEN= ~ Esra”
Bir sonraki grubun sizin grubunuz olması dileği ile! Music Bank’ dan sonra ABU’ da da gördük ya Koreli idolleri, devamı gelecektir!
Siz CN Blue ve bu küçük ama herkesin yaşamak isteyeceği anı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Haber // Editör: Korezin // elocan_kt ~ EIEN
K-Magazin haber kategorisi, Güney Kore’de magazin içerikli tüm haberlerin bulunduğu ana magazin haber kategorisidir.