EXO’nun gizemli teaserları yayınlanmaya devam ediyor!
“Son İpucu”
1) Okuldan çıkıp hızlı adımlarla ilerlemeye başlıyorsunuz. Saat 19:50’yi biraz geçiyor. Hava karardığı için biran önce otobüs durağına varmak istiyorsunuz ve temponuzu arttırıyorsunuz. Rampadan aşağı inerken birden bir gökgürültüsü duyuyorsunuz. Adımlarınızı daha da hızlandırıyorsunuz çünkü yağmurda ıslanmak istemiyorsunuz. Ama siz daha köşeyi dönmeden sağnak yağmur başlıyor. Kapşonünüzü başınıza geçirip koşar adımlarla durağa doğru ilerliyorsunuz. Tam bu sırada bineceğiniz otobüs yanınızdan son sürat geçiyor. Otobüsün arkasından öylece bakakalıyorsunuz. Bir sonraki otobüsün kaçta geleceğine bakmak için telefonunuzu çıkartıyorsunuz ama ıslanmamak için parktaki ağaçlardan birinin altına gidiyorsunuz. O sırada parktaki ağaçların oldukça garip olduğunu fark ediyorsunuz. Her iki ağaçtan bir tanesinin kurumuş olması dikkatinizi çekiyor. Etrafınızda şöyle bir göz gezdirdikten sonra telefonunuza geri dönüyorsunuz. Bir sonraki otobüsün 45dk sonra olması sizi büyük bir hayal kırıklığına uğratıyor. Caddenin karşı tarafındaki cafelerden birinde oturmanın daha mantıklı olacağını düşünerek, oraya doğru yöneliyorsunuz. Cafelerin bir çoğunun kapanmış olduğunu görüyorsunuz. Bunun çok tuaf olduğunu düşünüyorsunuz çünkü daha önce civardaki cafelerin gece 12’ye kadar açık olduğunu duyduğunuzu hatırlıyorsunuz. Sadece soldan 3. mekandan ışık geliyor. İstemeye istemeye oraya doğru ilerliyorsunuz. Kapıyı açtığınızda birden Amerikan filmlerinde olan zil sesi duyuluyor. Aynı anda içeride kimsenin olmadığını fark ediyorsunuz. İçinizden bir ses hemen burayı terk etmenizi söylüyor. Ama gökgürültüsü ve yağmur aklınıza gelince dışarı çıkmak istemediğinizi fark ediyorsunuz. Aklınıza gelen onlarca kötü senaryoyla başa çıkamayarak, sağanakta ıslanmanın ölmekten daha iyi olacağına karar verip cafeden çıkıyorsunuz. Tam bu sırada arkanızdan birinin seslendiğini duyuyorsunuz. Hemen telefonunuzu kulağınıza dayayıp, sesin geldiği yöne doğru dönüyorsunuz. “Bir dakika baba..” deyip 70li yaşlarındaki adama bakıyorsunuz. Adam “Bu yağmurda dışarıda mı bekleyeceksin kızım, içeri girsene.” diyor. Aslında siz de yağmurda beklemek istemiyorsunuz ama cafede kimsenin olmaması sizi tedirgin ediyor. Ayrıca daha önce bu cafeyi de sahibini de görmediğinizi fark ediyorsunuz. Yaşlı adam kafanızın karıştığını anlamış gibi, “Daha yeni taşındık, buraya.” diyor ve devam ediyor. “Dışarıdaki tabelayı görmedin sanırım. Tadilat sürecindeyiz o yüzden içeride müşteri yok. Ama bu sağanakta insanları dışarıda bırakmam merak etme.” diyor. Arkanızı dönüp baktığınızda kapıda dışarı dönük şekilde asılmış olan “Tadilattayız!” tabelasını görüyorsunuz. Girerken orada olmadığından eminmişsiniz gibi geliyor ama yaşlı adamın o tarafa hiç geçmediğini düşününce yanlış hatırlıyor olabileceğinizi düşünüyorsunuz. Aklınızda adamın söylediklerini tartarken tekrar bir gökgürültüsü duyuluyor. Kafanızı hızlıca sesin geldiği yöne çevirdiğinizde az önce telefona bakmak için altına girdiğiniz ağaca yıldırım düştüğünü ve ağacın yanmaya başladığını görüyorsunuz. Zorla yutkunarak istemeden de olsa birkaç adım geriye gidiyorsunuz. O sırada siren sesleri duyulmaya başlıyor. 5 dakika daha orada beklemiş olsaydınız, artık yaşamıyor olacağınız düşüncesi büyüt enerjinizi yok ediyor. Birden ayakta duracak gücü kendinizde bulamıyorsunuz. Yaşlı adam “Masalardan birine geç otur kızım, sana içecek sıcak bir şeyler getireyim.” diyor. İstemsizce kafanınızı sallayarak en yakındaki masaya kendinizi atıyorsunuz. Bir yanda da karşıda çıkan yangını söndürmeye gelen itfaiyecileri izlemeye başlıyorsunuz. Tam o sırada içinizde yine biri sizi izliyormuş gibi bir his oluşuyor. Birden kendinize gelip, kimsenin sizi izlemediğinden emin olmak için cafenin içini incelemeye başlıyorsunuz. Oldukça eski görünüyor. “Tadilat yapılmazsa bu civardaki kimsenin buraya gelmezdi zaten.” diye düşünüyorsunuz. O sırada duvardaki saat ilginizi çekiyor. Garip bir şekilde ilerlemediğini fark ediyorsunuz. Sanki bu anı daha önce yaşamışsınız gibi ürperiyorsunuz. Masanın üzerine bıraktığınız telefonunuzun kilit tuşuna basarak saate bakamaya çalışıyorsunuz. Ekran aydınlandığı anda saatin 10:01 geçtiğini görüyorsunuz. Hemen kafanızı kaldırıp duvardaki saate bakıyorsunuz. O sırada o saatinde de 10:01 gösterdiğini fark ediyorsunuz. Tam kafanız karışmışken birden masadaki telefonunuz titriyor. Açıp baktığınızda SMTown’dan bildirim geldiğini görüyorsunuz. Hemen bildirimin üzerine tıklıyor ve SM’ın resmi twitter hesabına giriyorsunuz. Geri kalan son üyenin yani D.O’nun
Pathcode #D.O. http://youtu.be/B7BCRvtfdHk
tweeti çıkıyor karşınıza. O sırada bir kez daha bir gök gürültüsü duyuyorsunuz. Bu kez o kadar şiddetli geliyor ki ses, yerinizden sıçramanıza sebep oluyor. Hemen ardından cafenin ışıkları titremeye başlıyor ve birden heryer kapkaranlık oluyor. İtfaiyeden gelen ışık az da olsa içeriyi aydınlatıyor. Derken yaşlı adam elinde bir mumla geri dönüyor. “Sanırım sonuncusu trafoya attı.” diyor mumu masana bırakırken. “Karanlıktan korkar mısın? Bir tane daha getireyim mi?” diye soruyor mumu işaret ederek. Kafanızı hayır anlamında sallıyorsunuz. “Teşekkür ederim, bu yeterli.” diyorsunuz kibar bir şekilde. Tamam ben de sıcak çikolatanı getireyim o zaman neredeyse olmuştur diyor ve geldiği yere geri dönüyor. Son yıldırım sizi çok korkutuyor. Acaba telefonumu kapatsam mı diye düşünüyorsunuz. Ama merakınız galip geliyor. “Aman bir telefondan dolayı buraya atmaz herhalde” diye düşünüp, verilen linke tıklıyorsunuz. Link açılır açılmaz SM’in resmi Youtube hesabına yüklenmiş 10. teaser videosu sizi karşılıyor.
2) D.O’nun teaserı, Amerika’nın Colorado eyaletinde geçiyor. Demek ki “C” harfi “Colorado”ymuş diye geçiriyorsunuz aklınızdan.
Teaserın başında bir orman sahnesiyle görünüyor. Hemen aklınıza direk Chanyeol’un teaserındaki ormanlar geliyor.
Ardından teaser saat 09:00-09:01’de Colorado’dan bir mazarayla başlıyor.
D.O’yu duvara yaslanmış bir şekilde kestirirken görüyorsunuz. Bu da aklınıza Suho’nun teaserını getiriyor.
Ardından D.O’yu merdivenlerden hızlıca aşağı inerken görüyorsunuz. Xiumin teaserındaki merdiven sahnesine benziyor.
Ve birden sahne değişiyor. Ekrana yanan bir kağıt görüntüsü geliyor. Sonra da yanan bir kibrit görüyorsunuz. Bu sahne de Chanyeol’un teaser fotoğrafını getiriyor aklınıza. Ve biraz önce şahit olduğunuz sahne gözlerinizin önüne geliyor. Ve titreyerek izlemeye devam ediyorsunuz.
Ardından D.O’nun bir kapıyı açtığını görüyorsunuz. Birden kafanızda Lay’in teaserındaki sahne canlanıyor…
Merakla izlemeye devam ediyorsunuz. Bu sırada D.O dışarı çıkıp etrafına bakınmaya başlıyor bu da aklınıza Suho’nun teaserındaki bir sahneyi getiyor.
Bunların sadece tesadüf mü olduğunu merak ediyorsunuz. Ve o sırada tamamen kurumuş bir ağaç görüyorsunuz. EXO’nun çıkışındaki hayat ağacına benzeyen ama tamamen solmuş bir ağaç… Neden teaserın bugün çok ürkütücü geldiği merak ederek izlemeye devam ediyorsunuz.
Derken sahne tekrar değişiyor. D.O bu kez de kulağında müzikle dışarı bakarken görüyorsunuz. Bu da aklınıza Xiumin’in teaserını getiriyor.
Sahneler tekrar değişiyor. Teaser o kadar farklı ilerliyor ki neler olduğunu anlamakta güçlük çekiyorsunuz. Bu kez de D.O’yu kenarında “1” yazan beyaz bir kapının önünden geçerken görüyorsunuz. İçeriden bir ses duyuyor ve kapının gözünden içeri bakıyor.
Ama sizin dikkatinizi duvardaki ışıklar çekiyor. Çünkü ilginç bir şekilde sayıları hariç, Tao’nun teaserındaki kuyruklu yıldızlara benzediğini düşünüyorsunuz.
Daha sonra birden olanlar oluyor. Daha önceki 9 teaserda yer alan sahneler çok hızlı bir şekilde görünüp kaybolmaya başlıyor. O bazıları o kadar hızlı geçiyorki görmek için 2-3 defa tekrar sarmanız gerekiyor.
Bu görüntüler kesildiği anda D.O’yu pencereden gökyüzünü izlerken görüyorsunuz. Chen, Suho ve Sehun’un da aynı şeyi yaptığını hatırlıyorsunuz.
Ardından D.O’yu beyaz bir arabadan inerken görüyorsunuz.
Ve yine sahneler birden karışıyor. Ve hızlı bir biçimde arkadan üyelerin güçlerini temsil eden resimler geçmeye başlıyor. Önce Tao’nun gücü olan zamanı temsil eden bir saat saat görüyorsunuz. Saatin üzerindeki zaman dikkatinizi çekiyor. Çünkü Tao’nun teaserının 10:09’da Barcelona’da geçtiği aklınıza geliyor.
Bu arada görüntülerin arasına başka bir sahne giriyor. D.O’yu 10 tane metal bilyeyle uğraşırken görüyorsunuz.
Bu sahnenin hemen ardından güçleri temsil eden resimler tekrar gelmeye başlıyor.
Derken D.O tekrar araya giriyor. Ve aynadan tam olarak size baktığını görüyorsunuz. Bir an ürperiyorsunuz.
Bu sahneden sonra son bir görüntü daha geliyor ekrana. Uzay aracına benzeyen bir cisim görüyorsunuz karanlığın içerisinde. Büyük ihtimalle bunun Kai’nin ışınlanma gücüne denk geldiğini düşünüyorsunuz. Ve durdurmadan göremeyeceğiniz bir hızda, son bir kare daha beliriyor ekranda.
Sahne tekrar D.O’nun metal bilyelerle uğraştığı yere geçiyor. Dikkatinizi yerde bilyelerle oluşturulan şeklin değişmiş olması çekiyor. Hatta şu anki şeklin tersten 4’ü andırdığını düşünüyorsunuz. Bu aklınıza acaba 4 Nisan’da gerçekleşecek ay tutulması ile bir ilgisi olabilir mi sorusu geliyor.
Ardından kamera geniş açıya geçiyor ve son olarak D.O’nun elindeki bilyeleri de yere bıraktığını görüyorsunuz.
3) Vakit kaybetmeden EXO’nun @PathcodeEXO isimli Twitter hesabına giriyorsunuz. Ve karşınıza yine iki tweet çıkıyor.
1. tweette:
Görevi tamamladığınız için teşekkür ederiz. Parolanız 6 harften oluşuyor ama siz zaten ne olduğunu biliyorsunuz.
yazıyor. Altı harflı bildiğiniz kelimenin ne olabileceğini düşünüyorsunuz hemen ve aklınıza birden “EXODUS” geliyor. Hemen harfleri sayıyorsunuz. Altı olduğunu fark edince yüzünüzde bir gülümseme oluşuyor.
2. tweete geçiyorsunuz hemen onda da:
Görevi tamamlayanlar için bir hediyemiz var. Pazar günü dünya haritasını kontrol edin!
yazıyor. SM’in nasıl bir süpriz hazırladığını merak ediyorsunuz. Büyük bir mutluluk içinde twitterınızı kapatıyorsunuz.
4) Hemen görevi tamamlayıp, tamamlayamadığınızı anlamak için EXO’nun resmi websitesine giriyorsunuz. Şifreyi girmenizi isteyen ekran aynı yerde sizi bekliyor…
…ve teaserda olmayan sahneleri içeren bir başka video:
5) Birinci ipucunun cevabı olduğunu düşündüğünüz “EXODUS”u sisteme girdiğinizde…
…D.O’nun birbirinden muhteşem teaser fotoğrafları karşınıza çıkıyor.
6) Teaser o kadar değişik ilerliyor ki SM’in tam olarak ne demek istediğini anlamıyorsunuz. Tekrar tekrar izliyorsunuz ama gördüğünüz sahneleri yorumlamaktan başka çıkarım yapamıyorsunuz.
7) Emin olduğunuz tek şey D.O’nun teaserının, daha önce yayınlanan 9 teaserla benzer sahneler içerdiği. Bunun sebebinin ne olabileceğini düşünüyorsunuz ama bulamıyorsunuz. Biraz da diğer fanların ne düşündüklerine bakmak istiyorsunuz. Ama hiçbir şey öğrenemiyorsunuz çünkü diğer fanlar da aynı sizin gibi neler olduğunu tam olarak anlamadığını fark ediyorsunuz.
8) Call Me Baby deseninin tamamlandığını görüyorsunuz. Aynı zamanda bazı global fanların dediği gibi desende CALLME kısmını K üyeleri oluştururken, Baby kısmını M üyelerinin oluşturduğunu da fark ediyorsunuz.
Colorado (D.O)
Arizona (Chanyeol)
London (Kai)
Lyon (Baekhyun)
Marseille (Suho)
Edinburgh (Sehun)
Barcelona (Tao)
Almity (Chen)
Berlin (Xiumin)
Yunnan (Lay)
Derken cafenin sahibi yaşlı adam elinde bir bardakla geri dönüyor. Teşekkür edip getirdiği bardağa uzanıyorsunuz. Yaşlı adam pencereden dışarıdaki yağmura baktıktan sonra “Benim içeride biraz işim var kızım.” diyor ve geldiği yere geri dönüyor. O sırada adamın kaşık getirmediğini fark ediyorsunuz. Yerinizden kalkıp, mutfağa doğru ilerlediğinizde yerde bir şeylerin parladığını görüyorsunuz. Telefonunuzun flash ışığını açıp yere tuttuğunuzda parlayan küçük kristaller görüyorsunuz. Hemen yere eğilip kristallerden birini elinize aldığınızda soğuk olduğunu hissediyorsunuz. Daha sonra ise yok olup gidiyor. Buz olduğunu anladığınız anda kafanızı kaldırıp, ışığı kristallerin geldiği yere doğru tutuyorsunuz. O anda yaşlı adamın mutfak diye geçtiği yerin aslında mutfak olmadığını anlıyorsunuz. Hemen kafanızı çevirip masanın üzerinde duran bardağa bakmaya çalışıyorsunuz ama bardağın artık orada olmadığını görüyorsunuz. Mum ışığının masada duran farklı bir şeyin üzerinde dans ettiğini görüyorsunuz. Kalbiniz o kadar hızlı çarpıyor ki sesin dışarıdan bile duyulabildiğine eminsiniz . Yavaşça etrafı süzerek masaya doğru ilerliyorsunuz. Masanın üzerinde duran şeyi fark ettiğiniz anda başınızdan aşağı kaynar sular dökülüyor. Yine biri sizi izliyormuş hissi oluşuyor içinizde. Çıldırmış gibi etrafınıza bakınmaya başlıyorsunuz. Çünkü artık size izleniyormuş hissini veren kişinin “kırmızı kalemi” bırakan kişi olduğunu biliyorsunuz. Etrafınız tamamen boşken kendinizi koruyamayacağınız düşüncesiyle sırtınızı duvara yaslıyorsunuz. O sırada birden sessizliği bozan bir ses duyuyorsunuz. Duvardaki saatin tik tak seslerini… Daha biraz önce çalışmayan saatin, bir anda çalışması kopuş noktanız oluyor. Hemen kapının koluna asılıyorsunuz ama ne kadar güç uygulasanız da bir türlü açılmıyor. O sırada kapının kitlenmiş olduğunu fark ediyorsunuz. Hemen mutfak olduğunu düşündüğünüz ama aslında olmayan yere doğru koşmaya başlıyorsunuz. Buzların arasında kendinizi dışarı attığınızda daha önce hiç bulunmadığınız bir yerde buluyorsunuz kendinizi. 360 derece dönerek etrafa bakınıyorsunuz ama hiçbir yer tanıdık gelmiyor. Sağınıza doğru koşmaya başlıyorsunuz bir yandan da yağmuru gözardı ederek telefonunuzdan babanızı aramaya çalışıyorsunuz. Koşarken önününüzü göremediğiniz için ayağınız takılıyor ve birden yere düşüyorsunuz. Telefon elinizden fırlayarak, yolun diğer tarafına gidiyor. Yaralanan dizlerinize aldırmadan ayağa kalkıyor ve telefonunuzun yanına gidiyorsunuz. Çamurun içine düştüğü için artık isteseniz bile size bir fayda sağlamayacağını düşünerek hıçkırıklarla ağlamaya başlıyorsunuz. Tam o sırada karşınızda müstakil bir ev görüyorsunuz. Son bir umutla göz yaşlarınızı silip, oraya doğru ilerliyorsunuz. Kapıyı çalıyorsunuz. 45-50 yaşlarında iyi giyinimli biri kapıyı açıyor. “Özür dilerim telefonunuzu kullanabilir miyim benim ki kırıldı da?” diyorsunuz. Adam sizi tepeden tırnağa süzdükten sonra buyrun diye içeri davet ediyor. İçeri girmek istemediğiniz için “Burada bekleyebilirim.” diyorsunuz. Ama adam kapının yanından ayrılmıyor. O anın verdiği adrenalinle çok fazla düşünmeden kendinizi içeri atıyorsunuz. Adam size oturma odasını gösteriyor. İçeri giriyorsunuz ama üzeriniz çamurlu olduğu için hiçbir yere oturmadan adamın geri dönemesi bekliyorsunuz. Bu sırada içeri 30lu yaşlarda bir kadın giriyor ve elindeki tepsiyi masanın üzerine bırakıyor. Kadın dışarı çıkar çıkmaz bıraktığı tepsiye bakıyorsunuz. Ve aynanın yanı sıra, sargı bezi ve tentürdiyotun olduğunu görüyorsunuz. Hemen dizinizi sıyırıp, düştüğünüzde yaralan yerlere tertürdiyotu sürüyorsunuz. Ve o sırada adam elinde telefonla geri dönüyor. Hemen kalkıp telefona uzanıyorsunuz ve babanızın numarısını tuşluyorsunuz. Kimse cevap vermiyor. Ardından annenizi arıyorsunuz ama yine cevap alamıyorsunuz. Adama “Şu anda cevap verniyorlar. Birazdan tekrar arayabilir miyim?” diye soruyorsunuz. Evet anlamında kafasını sallıyor ve odadan çıkıyor. Ailenizin böyle bir havada nasıl olur da sizi merak etmediğini düşünerek sinirleniyorsunuz. En azından telefonlarına baksalar diye düşünüp tekrar arıyorsunuz. Derken odaya 5-6 yaşlarında küçük bir kız çocuğu giriyor ve sağdaki kanepenin arkasına saklanıyor. Neler olduğunu anlamıyorsunuz. O sırada annenizin size seslendiğini duyuyorsunuz. İstemsizce telefonu kulağınıza götürüp “Anne! Anne!” diyorsunuz. Ama karşı taraftan hiçbir ses gelmiyor. İşte o anda, kanepenin arkasına saklanan kız çocuğu birden ayağa kalkıyor. Annenizin sesini tekrar duyuyorsunuz. Ama bu kez bir şeyler daha söylüyor. Sizi yemeğe çağırdığını fark edince, bir elinizdeki telefona bir de karşınızda duran çocuğa bakıyorsunuz. Ve çocuk size gülümseyerek, annenizin sesinin geldiği yöne doğru ilerlemeye başlıyor…
10. ipucunu nasıl buldunuz?
Haber: Suexo(falconer95)
Kaynak: KoreZin
* Evet haberi bu zamana kadar neden açmadığımı açıklıyorum. Çünkü inanın bu teaserdan ben de hiçbir şey almadım T.T Şaka bir yana gerçekten hem çok karışıktı hem de böyle 60 tane resim çıkacağını anlamıştım izleyince. O yüzden hep erteledim ama malum bugün MV çıkıyor, çıkmadan vereyim diye oturdum başına. Şu anda 5 saati geçti ve halen başındayım. Daha eksik kısımlar var onları tamamlamam lazım sonra mvden önce vericem inşallah ^^
** Ve MV’den önce bitti 🙂 SM beni bekliyor sanırım o yüzden hemen veriyorum haberi düzeltmeleri sonra yaparım 😀
*** Umarım hikaye güzel olmuştur tekrar kontrol etme fırsatım olmadı yazdım ve geçtim. Yorumlarınızı bekliyorum ^^
K-POP haber kategorisi, K-POP dünyasından sıcak sıcak güncel haberlerin bulunduğu haber kategorisidir.