Oyuncu Ji Chang Wook dendi mi akla “istikarlılık” gelir.
Ji Chang Wook‘un rol aldığı film ve dizileri kişiliğini dile getiriyor. İlk çıkış yaptığı film 2008 filmi ‘Sleeping Beauty“. Bir yıl sonra ise KBS’2 TV’nin “Sons of sol Pharmacy” dizisinde ailenin olgunlaşmamış en genç oğullarını canlandırdı. Bu aktörlük hayatının asıl başlangıcı olmuştu.
İlk başrolü bundan iki yıl sonra geldi. KBS1 TV’nin hafta içi her gün yayınlanan dizisi %40 reytingli dizisi ‘Smile Donghae’de yer aldı. Bu dizideki kararlılığıyla nazik bir genci canlandırdığı ‘Dongahe’ rolüyle ülkenin evladı haline geldi.
Sonrasında, aktörlüğe olan arzusu çoğaldı. SBS‘nin ” Five Fingers” dizisinde, sert bir aşağılık dirayetiyle kötü adam rolünü oynadı. Bunların arasında oyunculuk alanını genişleterek ‘Thrill Me”, “Jack the Ripper” ve “The Days” adlı müzikallerde yer aldı. Geçen yıl, tarihi dizi karakter canlandırmasını bile MBC’nin “ Empress Ki” dizisinde gösterdi. 10 Şubat’da sona eren KBS2 TV dizisi ” Healer“da tamamen farklı kişiliklere sahip iki karakteri mükemmelliğiyle canlandırdı.
Onda hiç 20’lerinde ki aktörlerin kendini beğenmiş tavırları olmadı. Ününe kendini kaptırıpta kolay yolları da seçmedi. İfadesi her zaman doğaldı. Aktörlük yeteneğiyle övüldüğü zaman gülümseyerek,
Buna hala uzağım. Böyle övgüler aldığım zaman nasıl tepki vermem gerektiğini bilmiyorum
diyor.
“Bir sonraki günü hep dört gözle bekleyen Ji Chang Wook’la istikrarlılığı sayesinde buluştuk” diyor, Inkan Sports muhabiri.
İşte Ji Chang Wook’un 23.02.2015 Tarihli Ilkan Sports Röportajı
-Dizide birbirinden tamamen farklı kişilikleri olan Jung Hu vve Bong Su’yu canlandırmak kolay olmamıştır.
Bu yüzden çok kafa patlattım. İki farklı rolü canlandırmak değildi. Çünkü Seo Hung Hu karakteri”Park Bong Su” karakteri olarak rol yapıyordu. Bu yüzden daha zordu.
En zor ev ödevim de Se Jung Hu Park Bong Su’yu oynarken ne derece değişmesi gerektiğiydi. Eğer 180 derece dönüş yapıp başka bir karaktere dönüşmüş şekilde yapıyor görünürse çok mu çocuksu olur diye çok endişeleniyordum. Fakat yönetmen bana “iki karakter arasında gözle görülür bir ayrım bırak” diyerek tavsiye verdi. İlk başta yarı yarı yarıya endişeli olsam da iki karakter arasındaki fark artı ve sanırım izleyici böyle daha çok sevdi.
-Jung Hu’yu mu yoksa Bong Su’yu mu oynarken daha rahat hissettin?
Her hareketini kısıtlamak ve hesap etmek zorunda olan Jung Hu’yu ile kıyaslayınca Bong Su daha özgür ve daha rahat. Sette ile, yapmak istediğim her şeyi özgürce yapabildiğim Bong Su’yu canlandırmak daha ilginçti.
– Oyunculuğuna övgüler yağıyor.
Böyle övgüler duyduğumda nasıl tepki vermeliyim bilmiyorum çünkü çok utanıyorum. Övgü aldığında utanan tipte biriyim(gülüyor). Ekip dizi de gerçekten çok zahmet çekti. İyi bir yapım tamamen dizi ekibinin verdiği emeğin ürünü. Aldığı övgünün sadece benim yaptığım işin iyi olmasın dolayı değil olduğunu sanmıyorum.
– Ayrıca zorlu tehlikeli sahnelerde de başarılı oldun
İlk başta bütün yazılıp çizilenler tehlikeli sahneleri tek başıma çektiğimden bahsetti fakat bu doğru değil. Kesinlikle dublör vardı. Tamamen bir aktörün yapamayacağı tehlikeli sahneler bulunuyordu. Eğer uzman bir dublör tarafından canlandırılırsa daha iyi görünecek belirli sahneler olur. Dublörüm olarak görev yapan arkadaşım ve aksiyon sahnelerini çeken yönetmen Jung Dugong çok zahmet çekti. Onlara kenardan seyrederken onlara acıyıp üzüldüm.
-Fakat öyle olsa bile hazırlanmak için bizzat aksiyon okuluna katıldın
Aksiyon okulunda öğrendiklerim kesinlikle işime yaradı. Filmlerde, aksiyon sahnelerinin akışı açık bir biçime bellidir fakat dizilerde çoğu zaman aksiyon olay yeri geldiğinde ortaya konur. Film setinde, hemen her şeyi ezberlemeniz gerekir ve ayrıca değişikliklerin aniden duruma göre değiştirildiği birçok olay olur. Bu yüzden kolay değil. Aksiyon ekibimizde “Infinity Challange” da ki “I Am An Action Star” bölümünde yer alan ekip. İzlerseniz tanırsınız fakat gerçekten çok zorluk çektiler. “Infinity Challenge” seyrettim ve onları görünce çok mutlu oldum(gülüyor)
-Çok fazla eğlence programı izliyorsun heralde.
Hiç de değil. Normal zamanlarda neredeyse hiç TV izlemem. Sadece ara sıra ‘Infinity Challenge” izliyordum(gülüyor). Kumandaya iki dakikadan fazla dokundum yoktur bile.
– İstirahat günlerinde neler yapıyorsun?
Yakın arkadaşlarımla buluşur sohbet ederken kahve içeriz(gülüyor). Bu aralar sağlığımı koruyabileceğim yerlere gidiyorum. Masaja ya da hamam gidiyorum. İçmeyi de seviyorum. Fakat alkol toleransım sadece alkoldense yarım bardak soju. İçki partilerini seviyorum. Ah, futbolu da seviyorum.
– Ünlüler futbol takımına üye olduğunu duydum.
JYJ’den Kim Junsu hyung’un oluşturduğu FC Men takımındayım. Junsu hyun bu futbol takımını futbolu sevdiği için kurdu. Fakat bu aralar neredeyse hiç görünmüyor(gülüyor).Ben forvetteteyim. Çoğu insan forvet futbolu iyi oynayabilenlerden olur dese de benim yeteneğim gerçekten o kadar da iyi değil (gülüyor)
-“Running Man” çekimlerinde rollercoaster’a binmenin çok korkunç olduğunu söylemiştin.
İlk başta rollercoaster(hız treni) gerçekten nefret ederdim. Kendi kendime
” insanlar buna binmek için neden para veriyor?”, “Bu kendine işkence etmek”
diye düşünüyordum(gülüyor) Fakat “Running Man” çekimlerinden rollercoastera bineceğimi bilmiyordum. Bana lunaparka gitmemi söylediklerinde ” kesinlikle olmaz” diye merak edip durdum. Çünkü bu “Running Man”di. Sadece fazlaca koşmam gerek diye düşünüyordum(gülüyor) Rollercoastera binmek gerçekten zor fakat na binerken görevleri de tamamlamak zorundaydık. Gerçekten korkunç ve yorucuydu. Daha fazla dayanamayacağımı düşündüm ve onlara yarısında durmalarını söyledim. Gerçekten kustum(gülüyor).
-Hafta sonu dizisinde yardımcı oyunculuktan hafta içi hergün yayınlanan diziye, tarihi dizi ve hatta mini diziye. Görünüşe göre yavaş yavaş yolunu çizmişsin.
Açık konuşmak gerekirse, başta böyle niyetim yoktu. İlk çıktığında itibaren kimse başrol oynamayı ya da mini dizide yer almayı düşünmez. Bunlar aptalca düşüncelerdir. Geriye bakınca yolumu yavaşa yavaş çizmeliyim diye düşündüm. Yürüdüğüm yolla gurur duyuyorum
-Durgunluklarında oldu mu?
“Smile Dongae” çekmek bir hayli yorucuydu. Dizi güzel gidiyordu fakat oyunculuğum beni tatmin etmiyordu. Kafamda,
“Yeteniğim var mı?” “Bırakmamalı mıyım?” gibi bir sürü düşünce vardı. Sonrasında yönetmen Kim Yoo Suk bana ” Changwook-ah doğuştan yetenekli aktör yoktur. Çok çalışırsan her şey tıkırında gidecek” dedi. Bunu duymak beni biraz olsun sakinleştirdi. Hiç kimse aktör olarak doğmuyor. Bu tamamen herkesin kendi albenisini nasıl ortaya koyduğu ne kadar çalıştığına bağlı olarak kendini nasıl ifade ettiğine bağlı.
– Aktör olmasaydın ne yapardın?
Muhtemelen sıradan bir büro çalışanı olurdum. Okurken de sıradan bir öğrenciydim ben. Okulda öğrencilerin okuması gerektiği için okudum. Çok fazla belaya sebep olmadım itaatkardım. Böyle sıradan bir çocuktum işte.
– O zaman sıradan bir öğrenci nasıl oyuncu oldu?
Lisede üçüncü yılımdayken,
“Mutlu olduğum için mi okuyorum”, ” Ne zamana kadar bunu yapmaya devam edeceğim” ” Aslında ne yapmayı seviyorum” diye merak etmeye başladım. Tam bunların arasında, Tv de oynayan kişiler bana çok ilginç geldi. Bende oynamalıyım diye düşündüm bu yüzden Dankook Universitesi’nde Tiyatro ve Sinemaya kaydoldum. Şimdi bile düşündükçe üniversiteye girişim inanılmazdı. Çünkü oraya gayri ihtiyari gittim ve üniversite yıllarımda çok dolaştım. Arkadaşlarıma baktığımda hepsi oyunculuk için yanıp tutuşuyordu, bilgililerdi ve belli bir hayalleri vardı. Hepside gerçekten sanatçı gibi görünüyorlardı. Ama ben hiç de öyle değildim. Sürekli,
“Ben neden buradayım” diye düşüyordum ve kafam karışıyordu. Okulun ilk yılında zar zor okula gittim. Notlarımda berbattı. Ya D ya da F’di.
– Peki ya oyunculuğa ilgi duymaya başladın?”
Bir gün okul koridorundan geçiyordum. Benden üst sınıfta birisi bana duvara dayanmam için çağırıp ” burada böyle durmak zorundasın” dedi. Bende “noluyor ya?” diye düşündüm. Sonra üst sınıfların kendi çektikleri filmde extra bir rol gerektiğini öğrendi. Gerçekten hiçbir şey yapmadığım bir roldü sadece arkada dikildim fakat hoşuma gitti.O günden sonra üst sınıftakilerin peşinde dolandım ve serbest filmler çektik. Zayıf çekim şartları altında soğuktan her gün titresem de mutluydum. Bağımsız film yönetmeni o filmi görüp beni oynattı. Bu şekilde serbest filmlerde oyunculuğa başladım. ve oyunculuk böyle devam etti
-Lise de derslerinde başarılı ailesine bağlımlı bir evlat oyunculuk yapmak istediği söylüyor. Ailen kesinlikle karşı çıkmış olmalı
Babam öldüğüne orta birdeydim. Annem baktı büyüttü ve buna kesinlikle karşıydı. Annesinin sözünden bir kere olsun çıkmamış bir evlattı. Fakat oyuncu olmak istediğimi söylediğimde ilk kez anneme karşı geldim ve bunun için savaştım. Annem gerçekten incindi.Bunu ne zaman düşünsem hala üzgün hissediyorum.
-Olanlara rağmen annen şimdi sana bayılıyordur.
Bu doğru. Benimle gerçekten gurur duyuyor. Fakat annem beni tek başına büyütürken çok zahmet çekti. Fakat şimdi mutlu. Annem mutlu olduğundan bende mutluyum.
– Askerlikle ilgili planların neler?
Muhtemelen seneye bir zamanda gideceğim. Askerlikle ilgili kötü hislerim yok. Eğer Koreli bir erkeksen kim olursan ol gitmem gereken yer değil mi orası? Erkeklerin olduğu orta okula ve erkek lisesine gittim. Benim için sorun yok.(gülüyor)
Türkçe Çeviri: cey_celik
İngilizce Çeviri: jichangwookkitchen
Kaynak: Ilkan Sports
Diğer haberler kategorisi, diğer kategorilerle eşleşmeyen tarzda genel veya siyasi haberlerin yayınlandığı kategoridir.