CeCi dergisinin Aralık sayısında “VIXX Hayranları İçin Noel Hediyesi” başlığı adı altında VIXX’ile yapılmış bir röportaj yayınlanacak. Şansa bakın editörünüz olarak röportajın İngilizce çevirisini daha derginin Aralık sayısı yayınlanmadan buldum ve çevirdim. Yalnız şunu söylemeliyim bu röportaj tam olarak soru cevap değil. Röportaj başlıklar halinde sıralanmış ve başlıkların altında üyelerin o başlık hakkındaki konuşmaları geçiyor. Yanılgıya uğramamanız için önceden haber vereyim dedim.
Buradan sonraki cümleler röportaja aittir. İyi okumalar!
———————————
VIXX ile dördüncü röportajımızın şerefine CeCi ufak bir hediye hazırladı. 10 Kasım’a kadar Twitter ve Facebook üzerinden sorular toplayarak bir röportaj hazırladık. Herkese mutlu Noeller dileriz!
2. mini albümleri “Error”un asıl noktası “kontrollü olmak”
N: Şimdiye kadar VIXX’in sahne üzerindeki yüz ifadeleri ve hareketleri hep son derece dinamik ve güçlüydü. Fakat bu seferki konseptimiz cyborg olduğu için robot gibi ifadesiz bir yüz ifadesi takınmak önceki konseptlerimizden daha zor oldu.
Leo: Ama şarkı çok güzel, kaydederken çok eğlendik.
VIXX için “Error” ile beş kez müzik programlarında ödül kazanmak asla alışılamayacak bir hediye.
N: Tabii ki #1’liği kazanmaya alışamıyoruz, her seferinde ilk kez böyle bir şey başımıza geliyormuş gibi minnettar hissediyoruz. Bunu tek başımıza değil herkesin yardımıyla kazandığımız için hep minnettar ve üzgün hissediyorum, bu nedenle çok ağlıyorum.
Leo: Kazandığımız tüm kupaları şirketimizde saklıyoruz. Jellyfish’teki (VIXX’in şirketi) diğer sunbae-nim’lerimizin ödülleri ile beraber. Bu çok gurur verici.
#1’liği kazandıklarında Hongbin’e babasından “Tebrikler, oğlum” mesajı gelmiş.
Hongbin: Normalde babam çok aksi birisidir, bu nedenle bu mesajı aldığımda heyecandan dilim tutulmuştu.
Hyuk: Normalde zaten annemle sık sık mesajlaşırız, ama geçenlerde babam da bana mesaj atmaya başladı ve yine geçenlerde babamdan övgü alma şerefine eriştim.
N: Ben de annemle telefonda konuşuyordum ve o ağlamaya başladı. Tebrik sözcükleri kullanmasa da çok mutlu olmuştu.
Ken: Benim annem de bana kibirli davranmamamı ve alçak gönüllü olmamı nasihat etti.
Leo müzik programında doğum gününün kutlanmasını duyunca* çok etkilenmiş.
[*İlgili olayı buraya tıklayarak izleyebilirsiniz, normalde her performansın sonunda altı üyenin gerçek ismini tek tek sayan hayranlar bu sefer altı kez Leo’nun gerçek ismini (Jung Taekwoon) söyleyip doğum gününü kutluyorlar]
Leo: Normalde performansın sonunda hareketsiz durmamız gerekiyordu ama ben farkedemeden kulağımı uzatıp o sesi dinledim. Tabii ki çok etkilendim, ailem de buna bayıldı ve çok sevindiler.
Leo geçtiğimiz doğum gününde üyelerden hediye aldı mı?
N: Ben sana bir şey vermiştim!
Leo: Ah, Hakyeon-ie* (*Hakyeon: N’in gerçek ismi) bana kahve vermişti. (gülüyor) Doğum günümde programımızdaki işleri tamamladıktan sonra Garosu-gil’de ablalarımla yemek yedim.
N: Geçen yıl aramızda para toplayıp ona bir hediye vermiştik. Leo bunun sayesinde çok hediye aldı ve çok enerji topladı, bu yüzden bu sefer sadece kahveyle yetinsin istedim.
Hongbin: Ama ben hâlâ doğum günü hediyemi alamadım.
Leo: Ben sana giysi almıştım ya.
Hongbin: Örgü kazağı mı diyorsun? O tatil hediyesi değil miydi?
Ravi: Ben de hediyemi henüz alamadım?
Hongbin’e geçtiğimiz günlerde en çok güç veren söz “özür dilerim”miş.
Hongbin: Bir müzik programında #1’liği kazanamadığımızda, bizim hayranlarımızdan dilememiz gerekirken hayralarımız bizlerden özür diliyorlar. Ben de bunun üzerine daha çok çalışacağımıza söz veriyorum.
VIXX çıkışını yapalı 3 yıl olsa da hâlâ kendilerini bir ünlü olarak görmek garip geliyor.
Hyuk: Küçüklüğümden beridir beğendiğim ünlü sunbae-nim’leri yüz yüze görüp tebrik etmek bana çok harika geliyor.
Hongbin: Geçenlerde grip oldum ve pek de düşünmeden hastaneye gittim. Telefondan müzik dinleyip oyun oynarken birden benden büyük insanlar etrafıma toplanıp benden imza istediler. İlk kez “Ah, beni tanıyorlar.” diye düşündüm. Çok garip bir deneyimdi. (gülüyor)
Ken ve Hongbin, beraber saunaya gitmişler.
Hongbin: “On and On” tanıtımları döneminde Ken hyung’un çok uykusu geldiği için beraber gitmiştik. Orada genelde pek fazla kişi olmuyor, bu yüzden şimdi istesek yine gideriz ama vaktimiz olmuyor. Yine gidersek eğlenceli olacağını düşünüyorum. Buğulanmış yumurta ve sikhye (tatlı pirinç içeceği). Canım çekti.
Hyuk, istisnasız her gece, bir şeyler atıştırıyormuş.
Hongbin: Hyuk’un dışarıda yediği yemekler için ayrı ve yurtta yediği atıştırmalıklar için ayrı midesi olduğunu düşünüyorum. İşlerimiz bittikten sonra karnımızı iyice doyuruyoruz ama yine de nedense arabada yurda geri dönerken Hyuk bize “Hyung, acıkmadınız mı?” diye soruyor.
Hyuk: Bazen eve sipariş ediyorum bazen de çevremdekilerin tavsiye ettiği lokantalara gidiyorum. Galiba yorgun olduğum bir günü tamamlamak için gece yarısı bir şeyler atıştırmak ben de olmazsa olmazlardan olmuş.
Ken: Hyuk’un ne kadar yerse yesin kilo almamasını çok kıskanıyorum. Ben de yemeyi çok seviyorum.
VIXX’in yurdunda artık yeni bir eşya var, bir masa.
Ravi: Ama orada yemeye vaktimiz olmuyor. Kendi kendine öylece duruyor.
Hongbin: Üstüne bir şeyler koymak için kullanıyoruz. (gülüyor) Önceden mikrodalga fırınımız yerde dururdu artık masaya taşındı.
N: Yurt biraz daha derli toplu oldu. Artık daha rahat oturup mısır gevreği yiyoruz.
Ken en çok buğulanmış yumurta ve baharatlı salatalık yemeğini özlüyormuş.
Ravi: Ben de evde ailemle oturup sıcak yemek yeme hissini özledim. Lokantalarda yiyince o hissi tadamıyorsunuz.
Ken: Cevabımı değiştirmek istiyorum. Her şeyi özledim!
N: Ben de yeşil soğan kimchi’sini özledim.
Ken, zor bir dönemden geçiyorsa bir şeyler atıştırıyormuş.
Ken: Benim vücudum bir şey yer yemez hemen kilo almaya elverişli. Bu yüzden dönüş yapacağımız dönemlerde pek fazla yemek yiyemiyorum, ama geçenlerde stresten kurtulmak için ufak ufak bir şeyler atıştırıyordum. Cipse ve çikolataya gerçekten bayılıyorum.
N: Zor zamanlar geçiriyor olsam bile kendimi fazla zorlamayıp olayları akışına bırakmak gibi bir yapım var. Bir şey zorsa, zordur. Çıkışımızı ilk yaptığımız zamanlarda öfkemi hemen dışa vururdum ama şimdi ‘niye öyle yapmışım ki’ diyorum. (gülüyor) Artık daha sakin biriyim.
Yurtta en iyi futbol oynayan üye Ravi.
Hongbin: Aslında sadece üçümüz oyun oynamayı seviyoruz; ben, Ravi ve Hyuk. Diğer üyeler çok ses çıkardığımızı söyleyip bize kızıyorlar.
Ken: Dışarıdan tarafsız gözleyen biri olarak söylüyorum, bence Ravi azıcık daha iyi.
Hyuk: Ravi hyung’un 11-0 kaybedişini görmen gerekiyor o zaman.
Ravi: Ondan sonra kazanmıştım ama. Kesin olan bir şey varsa Leo hyung ve Ken hyung’un çok kötü oynadığıdır. (gülüyor)
Ken: Ne diye böyle dedin ki şimdi?!
Leo: Oyun olsun diye oynamak ve gerçekten oynamak çok farklı şeyler.
Hongbin: Leo hyung vücuduyla direk oynuyor bu yüzden onu seğirdiğini görebiliyorum. (gülüyor)
Ravi: Oyun oynarken tavuğuna veya akşam yemeğine iddiaya giriyoruz.
Hongbin: N hyung oynamaz ama bizimle iddialara katılıp yemek yer.
Hongbin’in VIXX’in yakışıklılığındaki #1lik pozisyonunun tehlikede olduğunu hissetme sebebi ormandan dönen Hyuk.*
[*Hyuk geçtiğimiz yazın başında “Laws of the Jungle (Orman Kanunları)” programına katılmıştı.]
Hongbin: Hyuk ormandan kilo vermiş halde döndüğünde bir vahşi hayvanın zayıflığına sahipti. Fotoğraflarda çok iyi görünüyordu. Gerçekten yakışıklıydı.
N: “Yakışıklıydı” dedin, geçmiş zamanda kullandın. (gülüyor) Normalde, “Vay, çok yakışıklı” diye düşündüğünüz üye Hongbin olur. Diğer üyeler için herkesin güzellik standartları farklıdır, bu yüzden herkesin kendince iyi yönleri olduğunu düşünmeyi tercih ediyorum.
Leo’nun fotoğraf çekimindeki sırrı “özgüven”.
Leo: Hiçbir zaman bir fotoğraf çekimimin çok iyi olduğunu düşünmedim. Sadece eğlenceli geçtiğini düşünürüm. Sanırım kendime güvendiğim için fotoğraf çekimlerim iyi oluyor.
Hayranların çektiği fotoğraflar veya çizdikleri resimler VIXX’e güç mü veriyor?
N: Biz hep minnettar olup seviniyoruz ve bu bize güç veriyor. Küçüklüğümden beridir babam benim her gün fotoğraflarımı çekerdi ve şimdi büyüyünce fark ettim, her anımın fotoğraflarda kaydedilmiş olması gerçekten insanı çok mutlu eden bir olay. Hayranların çizimlerinde ve çektikleri fotoğraflarda da bu geçerli. Tatiller de eve gittiğimde hayranların bana verdikleri resimler duvarda asılı oluyor ve onları görmek beni mutlu ediyor. Anne babama iyi bir evlat olmamda hayranlarımın da çok katkısı var.
Ken’in en çok hatırladığı söz “Ken’in şarkı söyleyişini dinledikten sonra hayranları oldum”.
Hyuk: Doğum günümde veya konser verdiğimizde hayranlar aileme “Hyuk-ie’yi doğurduğunuz için teşekkürler.” demişler ve bu ailemi çok mutlu etmiş. Ben de kendimi iyi bir evlat gibi hissetmiştim. Çok minnettar olmuştum.
Leo: Hatırladığım birçok söz var ama onun dışında biz sahnedeyken bize tezahürat yapan hayranları görünce, gözlerimizle sohbet kuruyoruz gibi hissediyorum. En çok o anları seviyorum.
Hongbin hayranlarını en çok lezzetli bir şey yerken düşünüyor.
Hongbin: Sevdiğiniz kişilerle yemek yerken yemeğin tadı insana bir ayrı güzel geliyor. Bir keresinde bir kayak merkesinde etkinlik düzenlemiştik, orada kamp yapıp lezzetli bir şeyler yesek çok iyi olur diye düşünmüştüm.
N: Sahneye çıkmadan önce veya hayranlarımızla buluşmadan önce, “Acaba bugün nasıl hayranlar geldi?” diye düşünüyorum.
Hongbin’in hayranlara alaycı sözler söylemesinin sebebi onlara olan bağlılığından.
Hongbin: VIXX uzun bir süre destekleyip, sık sık bizi görmeye gelen hayranlara olan yakınlığımı öyle gösteriyorum. Arkadaşlarımla şakalaşıyormuşum gibi. Üyelere karşı da öyleyimdir, o sözleri birilerini incitmek için söylemiyorum. (gülüyor)
Hayranlar arasında şu sıralar “Lesinset”* diye bir sözcük çok moda.[*”Leo’yla ilgilenmeye başladıysan oyun bitmiştir.” anlamına geliyor.]
Ken: Biz de geçenlerde öğrendik, çok komik bir söz.
Leo: Anlamını daha geçenlerde öğrendim. Üyeler “Bu ne demek?” diye soruyorlardı, ben de internette çok görüyordum ama bunu kendim araştırmam utanç verici olurdu
N: “Dennis” insanın ağzına çok takılıyor.
Hyuk: Benim de ağzıma simkong* takılıyor! [*hızlı atan kalp]
VIXX’in tartışmalarından sonra uzlaşma yöntemi “kendi kendine barışma”
N: Tabii ki VIXX de arada kavga ediyor. Ama en fazla bir veya iki gün sürüyor ve tartışma genellikle kendi kendine çözülüyor. Bazen hiçbir şey söylemeyiz, bazen de her birimiz birkaç söz söyleriz ve sorun çözülür. Sorun altı üyenin arasındaysa hepimiz toplanıp konuşuruz. İki üye kendi aralarında kavga etmişse onlar da sorunlarını kendi aralarında hallederler.
Hyuk’un N’i en korkunç hyung olarak göstermesinin sebebi ona olan aşırı sevgisi ve bağlılığından.
N: Sadece sevdiğim dongsaeng’lerime olan sevgimi gösteriyorum. Umarım çevremdeki insanlarda ailelerine veya başkalarına olan sevgilerini gösterebilirler.
Hongbin: Ama kendisinden ne zaman bizimle oynamasını istesek yorgun olduğunu söylüyor ve oyuna katılmıyor.
N: Onu sadece yorgun olduğum zamanlar yapıyorum. (gülüyor)
Hyuk: Bunu geçenlerde fark ettim ama sanırım N hyung şakalarının ve sevgisinin bizim için eziyet gibi olduğunu biliyor bu yüzden bunu yaparken çok eğleniyor.
N: Tepkileriniz çok komik oluyor ama. (gülüyor)
Hyuk 20 yaşına girince üniversite derslerini, birayı ve 19+ filmleri deneyimlemiş.
Hyuk: İngilizce dersi hariç, çünkü zaten eğlence sektöründe yer aldığım için onu yeterince görüyorum, birçok ilginç ders var. Dans ve şan dersleri temel dersler; ayrıca sahnenin nasıl düzenleneceğini anlatan ‘Haftalık Performans’ adında bir ders de var ayrıca kayıt yaptığımız dersler de var. Liseden çok farklı bu yüzden eğlenceli.
N: 2014’e girdiğimizde pek fazla içemeyeceğimizi düşünsek de tüm üyeler olarak bir araya gelip bira içmiştik.
Hyuk: Artık hyung’lar benim yüzümden film izleyememek gibi bir sorunla karşılaşmıyorlar. Rahat rahat içeri girebiliyorum.
N, grubun genç üyelerinin enerjisinden istiyor.
N: Dongsaeng’lerin programdaki işleri tamamladıktan sonra şarkılara çalıştığını veya pratik yaptıklarını görünce onların gerçekten etkileyici olduğunu düşünüyorum.
Hongbin: Ben Ken’in ses tellerinden istiyorum. Hyung gibi şarkı söyleyebilsem çok mutlu olurdum.
Ken: Ben de Hongbin’in karın kaslarından istiyorum!
Ravi’nin eşyaları arasından Hyuk onun en çok Jordan ayakkabılarını istiyor.
Hongbin: Ben de! Ben de!
Ravi: Size vermeyeceğim.
Hongbin: O zaman yakında onu yerinde bulamayacaksın. (gülüyor)
Hyuk uzun bir süre Shin Chan tişörtünü pijama olarak kullanmış.
N: Onu kaç kez atmak istedim. (gülüyor)
Hyuk: Asla atamayacaksın.
N: Göreceğiz.
Hyuk: Bu tişört arkasında Shin Chan asılı bir tişört. Hep uyurken onu giyiyordum ve cildim daha iyi oldu.
N’in gebelik rüyası* [*Türkçe’de bunun tam olarak karşılığı var mı bilmiyorum bu yüzden böyle çevirdim ama şöyle açıklayayım. Annenizin size hamileyken gördüğü rüya.] bir kestaneymiş.
Ravi: Benim gebelik rüyamda çok sesli vıraklayan bir kurbağa olduğunu ve bir kapı açılınca içeriye altın bir domuzun geldiğini duymuştum. Rüya falında da çocuğun yaptığı iş sayesinde çok zengin olacağı yazıyormuş. Yani zengin olacağım. (gülüyor)
Hongbin: Benimkinde de bir ejderha iki elinde bir inci taşırken uçup gidiyormuş.
N: Benimki altın domuzlardan ve ejderhalardan çok daha farklı bir şey. Benimkinde çok ünlü birinin annesi bana kestane veriyormuş. Şu yediğimiz kestanelerden.
Hongbin: Kestane iyidir ya. İyi geceler*. [*Kestane ve gece sesteş sözcükler] (Herkes kahkahalara boğuluyor)
N: Bunun da bir hikayesi vardır kesin, ama ben ne olduğunu bilmiyorum.
Hongbin: Gebelik rüyanın bir hikayesi mi var?
N: Ben küçükken diğer çocuklar hep kendi rüyalarının ejderha veya başka büyük şeyler olduğunu söylüyorlardı, ama ben kendiminkinin kestane olduğunu duyunca şoka uğramıştım. Niye benim bir kestane olduğumu sorarak ağlamıştım.
Ravi: Şirinmiş! Küçükken o şeylerden zarar görebilirdin.
Üyelerin dizilerinin ilk bölümleri yayınlandığında VIXX üyeleri hep beraber izliyorlarmış.
N: Hyuk ‘Hotel King’i izlerken bana “Hyung, niye durmadan tokat yiyorsun?” diye sormuştu (gülüyor) ‘Boarding House Number 24’ ve ‘Glorious Day’de de tüm üyeler beraber izlediler.
Ken: Benim sitcom’umun ilk bölümü yayınlandığında önceden oyunculuk yapmış olan N hyung ve Hongbin benden daha heyecanlıydılar. Ne kadar bir kenara sinmiş olsam da daha yakından izleyebilmek için çok uğraşmıştım.
Hongbin: Ken hyung hep kendinden şikayet ediyordu. Biz gayet rahattık ama o durmadan “Ah, şu sahnede şöyle yapmalıydım” diyip kendisi hakkında bir şeyler gösteriyordu. (gülüyor)
Şu sıralar Hongbin kısa saça biraz daha ilgi duyuyor.
Hongbin: Doğduğumdan beridir ideal tipim uzun saçtı. Ama şu sıralar kısa saçında çok şirin olduğunu düşünüyorum.
Ken: E şimdi hayranların tamamı saçlarını keserse ne olacak? (gülüyor)
Hongbin: O zaman ben Ravi’nin saçlarını seviyorum. Herkes saçını Ravi gibi yapsın! (Herkes kahkahalara boğuluyor)
Ravi: Birçok yabancı bayan modelin saçı böyle. Erkekler saçları uzunken kestirdiğinde çok değişiyorlar; bence bayanlarda da aynısı geçerli. Ne kadar yakıştığını görmek önemli.
Ravi hoşlandığı kıza “Senden hoşlanıyorum” diyebilecek kadar girişken biri.
Hongbin: Ben kolay kolay söyleyemem. Yine de yakınlaşırsak onun için her şeyi yaparım.
N: Hoşlandığım kişinin kendisinden hoşlandığımı hi fark etmediği birçok deneyim yaşadım. İlerde hoşlandığım kişiye karşı daha girişken davranmalıyım.
Eğer N’in kendisinden küçük bir kız kardeşi olsaydı onun erkek arkadaşı için koşulu zeki ama cin gibi olmamakmış.
N: Tek koşulum bu.
Ravi: Hayır, kardeşin olmadığı için böyle söylüyorsun. Daha seçici olmalısın. İlk olarak, en önemlisi diğer kızları hiç düşünmemeli. Benim kardeşimle kendsinden bile çok ilgilenip sevmeli ve anlayışlı olmalı. Kalıcı biri olsa hoşuma gider.
Eğer Ravi yurt dışına çıkarsa kız kardeşiyle beraber Paris, Fransa’ya gidecek.
Ravi: Montmartre ve Eyfel Kulesi’ni çok beğenmiştim. Kardeşimle tekrar gitmek isterim.
Hyuk: Eski Maya uygarlıklarının nasıl olduklarını merak ediyorum. (gülüyor) Ayrıca piramitleri ve Machu Picchu’yu görmek istiyorum.
VIXX’in Noel planı: bir ağacı süslemek.
Hongbin: Geçen yıl dans pratik odamızda kutlamıştık, basit bir şey olsa da houma gitmişti.
N: Yine yapalım.
Hongbin: O zaman Jellyfish’in önünde kocaman bir ağacı süsleyelim. Yoksa o gün Myeongdong’a mı gitsek?
Ken: Ben gezmek istiyorum!
VIXX’in 2015’teki hedefi henüz belli değil.
Leo: Bu yılki hedefimiz trend olmaktı ama başaramadık. Bu hedefimize ulaştığımızda kendimize yeni bir hedef belirleyeceğiz.
FOTOĞRAFLAR
Ayrıca bir de henüz derginin resmi olarak yayınlamadığı ama dergide büyük ihtimalle yer alacak olan fotoğrafları buldum.
Kaynak: fyeah-vixx
Çeviri – Haber: SmellOfOcean
Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.